Okan Buruk: "Fatih Terim’in açıklamaları bana karşı olabilir"
Süper Lig takımlarından Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. İşte başarılı çalıştırıcının yapmış olduğu açıklamalar.
"Planladığımızın dışında bir beraberlik aldık"
Ligde lider olduklarını söyleyerek sözlerine başlayan Buruk, "Lig olarak baktığımızda lider konumdayız. Planladığımızın dışında bir beraberlik aldık. Bütün maçları kazanmak istiyoruz, zaten bunun için hazırlanıyoruz. Buna da yaklaşmıştık. 3-0’dan maçın 3-3’e geldiği karşılaşma istemediğimiz moralimizin bozulduğu bir karşılaşma oldu. Bunun yanında Şampiyonlar Ligi’nden elenmek var. Bizim için hikayesi farklı belki tam kadro olarak hazır olmadığımız oyuncu performansı olarak hazır olmadığımız. Kendi açımdan baktığımda zor bir yaz geçirdik. Birincisi transfer durumu oluyor. Oyuncular yetişecek mi, yetişmeyecek mi? İstediğiniz oyuncuları alabilecek misiniz? Bunlar önemli oluyor. Burada biraz zorlandık.
"Oyuncular gerçekten çok yorgun geldiler"
Milli oyuncularda zorlandık. Geçen yaz Avrupa Şampiyonası bittikten sonra iki hafta izin verdik. Oyuncular gerçekten çok yorgun geldiler. O yorgunlukları halen devam ediyor. Zaman zaman sakatlanıyorlar. Kendi performanslarını geç buldular. Özellikle Abdülkerim’in bu konuda daha geç hazırlanan bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Sezon başında Victor Nelsson ile birlikte fiziksel olarak hazır olma durumları… Davinson Sanchez milli takımdan çok geç geldi.
"Bugün oynasak turu çok rahat geçeriz"
İlk Süper Kupa maçında oynatamadık sonra ilk lig maçında oynattık. Sonra sakatlandı. Savunma hattında bir şansızlık yaşadık sezon başında. Birinci maçta Kaan’ın cezalı olması, ikinci maçta Abdülkerim’in cezalı olması. Davinson Sanchez’in olmaması. Ismail Jakobs’un kadroda olmaması. Şu anki defans kurgusuyla Şampiyonlar Ligi’nden elendiğimiz defans kurgusuyla arada fark var. Ne olursa olsun o turu geçen takımın biz olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ne kadar hazır olmasak da iyi bir performans sergileyemedik iki maçta da. Bugün oynasak turu çok rahat geçeriz.
"Şu anda Young Boys'la oynasak çok rahat bir şekilde geçerdik"
Şu andaki fiziksel performansımızla Young Boys’u çok rahat geçeriz. Şu anda Şampiyonlar Ligi’nde çok kolay şekilde maç kaybettiklerini görüyorum. Şu anda oynasak çok rahat bir şekilde geçerdik. Bu tür maçlarda iyi savunma yapmak çok önemli oluyor. O eşleşmede hazır olmadığımız yer; hem savunmamızdı, hem transferlerin adaptasyonu, yeni gelen oyuncuların uyum sorunu bazı oyuncular hiç yaşamıyor. Ismail Jakobs geldi başladı, aynen devam ediyor. Hiç uyum sorunu yaşamadı. Oyuncudan oyuncuya ve mevkiden mevkiye değişiyor.
"En şanslı görünen takım Tottenham"
Geriye döndüğümüzde Şampiyonlar Ligi’nde ama çok üzüldüğüm bir konu. Bir yandan da şunu düşünüyorum Avrupa Ligi’nde olmakta bir yol eskiden Şampiyonlar Ligi’ne katılıyordunuz grubunuza iki büyük takım geldiğinde Avrupa Ligi’ne katılmayı planlıyordunuz. Geçen sene Manchester United 4. olmuştu grubumuzda. Burada bir yol var bizim için bu yolu da hedef olarak seçmek gerekiyor. Bence kadro olarak da güç olarak da rakiplerimize baktığımız zaman oradaki en iyi takım, en şanslı görünen takım Tottenham. Yakında oynayacağız onlarla. Bizim için burada bir hedef var ben buna çok inanıyorum.
"Rigas maçı sonrası çok üzüldük"
Rigas maçı sonrası çok üzüldük. Maçtan sonra o üzüntümü dile getirdim ve gösterdim çünkü o seviyedeki bir takımı ne olursa olsun yenmeniz gerekiyor. 2-0’a getirdikten sonra çok rahat bir şekilde yenmeniz gerekiyor. Bu tür maçlarda ana sorunumuz konsantrasyon eksikliği olabiliyor. Stadyum ortamı çok kötü bir ortam. Bir tarafta tribün var diğer tarafları açık. Tam bir stat atmosferi yok. Ben her zaman rakip takımın 50.000 seyircisi olsun ama iyi bir stat olsun iyi bir atmosfer olsun isterim. Bu benim takımımım her zaman işine geliyor. Daha yeni Fenerbahçe Stadı’nda oynadık. Gerçekten dolu bir stadyumdu. Bu bizim performansımızı her zaman yükseltiyor. Rakibi umursamadığınız zaman nasıl olsa bir şey olmaz dediğiniz zaman… Yediğimiz gollerde de birçok pozisyonda da bunu gördük.
"Derbiyi kazanmak bize rehavet getirmedi"
Burada bütün rakipleri önemsemek gerekiyor. Derbiyi kazanmak bize rehavet getirmedi. Aslında bizim enerjimizi yükseltmişti. Kasımpaşa maçının ilk yarısını izlediğimizde orada enerjimizin daha yüksek olduğunu net bir şekilde gördük. Puan kaybedince bizim özgüvenimiz, motivasyonumuz azalıyor. Bu bazen yorgunlukta da birleşebiliyor. Hem hafta içi hem hafta sonu oynuyorsunuz. Maç oynamak güzel aslında. Oyunculara sorsanız maç oynamak mı antrenman yapmak mı deseniz maç oynamayı tercih ederler.
"Barış Alper 69 maç oynamış geçen sene"
Geçen sene 57 maç oynadık ama ama milli oyuncular hatta en çok Barış Alper Yılmaz oynamıştı. 69 maç oynamış geçen sene. Çok ciddi bir rakam. Üstüne dinlenmeden yeni sezona başlamak… Burada oyuncular şikayete başlıyor. Tatil arası çok kısa oldu. Uluslar Ligi gelince her milli arada iki maç oldu artık. Her maç resmi maç gibi oynanıyor.
"BAY haftasında milli oyunculara izin vermeyi düşünüyorum"
Mesela Karadağ maçında Barış Alper sakatlandı. Barış Alper bize yorgun geldi. Bizdeki sıkıntı özellikle kanat oyuncusu. Hakim Ziyech de sakatlandı. Sallai’yi Avrupa listesine yazamadık. Barış’ın dinleneceği maç sayısını çok az oldu. Kasımpaşa maçında Sallai sakatlanınca mecbur onu sahaya sürmek zorunda kaldım. Bu aralarda mümkün olduğunca oyunculara izin vermeye çalışacağız. BAY haftamız var biliyorsunuz. O haftada milli oyunculara izin vermeyi düşünüyorum.
"Oyuncularla toplantı yaptım"
Rigas maçından sonra oyuncularımızla toplantı yaptım. Süper Lig’de birinci olduğumuzu, Avrupa’da 4 puanla ilk 8’in içerisinde olduğumuzu ve şu anda hiçbir şey kaybetmediğimizi ama aynı şekilde devam edersek kaybedeceğimizi söyledim. Her oyuncu benim için çok önemli. Futbolun en kötü yanı yedek kalmak istediğin süreyi alamamak hepimiz aynı şeyi yaşadık. Bunlar oyuncuyu düşürüyor. Mesela bir rotasyon yapıyorsunuz 5 kişiyi oynattığınız da o 5 kişi mutlu oluyor ama rotasyon içerisine girmeyen 3 kişi mutsuz oluyor.
"Fatih Terim’in açıklamaları bana karşı da olabilir"
Fatih Terim’in açıklamaları bana karşı da olabilir, olmayabilir de. Bence orada genel olarak bir değerlendirme var. İki maç arası sekiz günse lig maçını dördüncü güne koyarsınız. Bunu söylemek istemiştim. Fenerbahçe’nin de aynı Manchester United maçından sonra Bodrum FK maçını 3 gün sonra oynayacak. Ondan sonraki lig maçı 6 gün sonra. 5. gün oynansa belki maça daha diri bir şekilde çıkacaklar. Bu sene Avrupa’da oynayan kulüplerle ilgili maç/fikstür talebi hiç konuşulmadı.
"Her maçı kazanmak zorundayız artık"
Belki dördüncü gün oynasaydı Osimhen sakatlanmazdı ve Avrupa maçında oynayabilirdi. Dünyayı takip ederseniz oyuncuların teknik adamların fikstür yoğunluğu ile ilgili şikayetleri önünüze çıkacak. Sakatlıklarını artması… Milli takımda oynayan oyuncuların yükünün çok fazla olmasından yakınan bir sürü futbolcu var. Mesela kendi ligimizden kendi takımından şunu söyleyebilirim; Ben Başakşehir ile 69 puanla şampiyon oldum. 34 maçta 70-72 puanla şampiyon oluyordunuz. Eskiden teknik adamların maç kaybetme lüksü vardı. 5-6 tane kritik maç kazanıp şampiyon olabiliyordu. Şu anda çok değişti her şey. Her maçı kazanmak zorundayız artık. Geçen sene bunun çok net bir örneği vardı. 102 puana ulaştık. Fenerbahçe 99 puanla ikinci oldu. Düşünebiliyor musunuz? Bu yüzden artık sizin maç seçme, bu maç önemli değil bu maçta risk alayım, diyebileceğiniz bir lig içerisinde değilisiniz. Eskiden biraz daha rahattınız. İki kere üst üste berabere kalsanız kimse büyütmüyordu.
"Trabzonspor çok puan kaybederek başladı"
Şimdi 3 takımın devam edebileceğini görüyorsunuz. Trabzonspor çok puan kaybederek başladı. Samsunspor çok iyi başladı ve ligde ikinci durumda. Puan kaybının daha az olabileceği bir sezon sizi bekliyor. Bence her futbolcuyu kullanacağız. Geçen sene de ben çok fazla oyuncuyu farklı mevkilerde kullandım. Şu anda da yüksek puanların çıkacağı görüntüsü var ama tabii ki bilemezsiniz sonradan ne olacak.
"En-Nesyri ile biraz daha önde baskıyı daha net yapabilen bir Fenerbahçe var"
Takımlar arasındaki kadro kalitesi eskiye göre biraz daha değişti. Maçları kazanmak zorundasınız ve bunu bilerek sahaya çıkmak sizi kazanmaya daha çok yakınlaştırıyor. Fenerbahçe deplasmanına gidiyorum kazanmak zorundayım çünkü diğer taraftan Beşiktaş gelebilir. Nereye giderseniz gidin kimle oynarsanız oynayın kazanmak zorundasınız ve bu bence takımlar için iyi bir şey. Özellikle şampiyonluk yolundaki takımlar için. Biz kimle oynarsak oynayalım rakip analizinde birinci olarak topa sahipken ne yapıyor, aut atışında nasıl başlıyor, nasıl riskler alıyor artıları eksileri görerek başlıyoruz. Bir hafta önce Mourinho, En-Nesyri ile başlamıştı ama bizim maçta Dzeko ile başlayacağını tahmin etmiştik. En-Nesyri ile biraz daha önde baskıyı daha net yapabilen bir Fenerbahçe var. Dzeko ile baskıyı yapmayan ama bağlantı oyununu çok iyi yapan bir Dzeko var. Bizim maçta da bence çok iyi oynadı. İşte bunları hesaplıyoruz.
"Fenerbahçe beklediğimiz gibi çıktı"
Fenerbahçe sahaya analizlerimizle birebir aynı çıktı. Fenerbahçe, Alanya maçında adam adama baskı yapmıştı ama bize karşı öyle bir baskı beklemiyorduk. Nitekim öyle oldu. Fenerbahçe beklediğimiz gibi çıktı ve bizi şaşırtmadı. Her şey çalıştığımız gibi çıktı. Oyun içi değişiklikler de aşağı yukarı benzerdi. Bence en önemlisi bizim birinci golü atmamızdı. Birinci golün ardından ikinci golü atmamız maçı bitirdi.
"Süper Kupa maçında Yunus’u oyuna soktuk diye kıyamet kopmuştu"
Yunus Akgün sonuçlandırmayı çok iyi yapmaya başladı. Bir oyuncu de özgüven çok önemli. Belki biz Yunus’u bir maç oynatıp ikinci maç oynatmasaydık onun için farklı bir hikaye başlayabilirdi. Kerem bizde sezona çok iyi başlamıştı. Kerem mevkisinin önemli bir oyuncusuydu. Onun kaldığı senaryoda Yunus Akgün, sağ taraf için belki biraz daha fazla yarışacaktı. Yunus’un da nasibi… Süper Kupa maçında Yunus’u oyuna soktuk diye kıyamet kopmuştu. Siz antrenmanda oyuncunun performansını görüyorsunuz ama herkes görmüyor. Antrenman performanslarına göre oyunculara süre verme şeklimiz değişebiliyor.
"İşin en nirvanası deplasmanda Fenerbahçe’yi yenmek"
Hiçbir zaman rakibin teknik direktörüne bakarak bir maça hazırlanmıyorsunuz. Sadece kendi takımımıza odaklanıyoruz. Rakibin hocasının dünya çapında bir hoca olması bence çok önemli çok güzel. Hepimiz için bir motivasyon. Şampiyonluğu, maçı Mourinho’ya karşı kazanmak tabii ki bir motivasyon. Tabii ki bunları yaşıyorsunuz ama işin en nirvanası deplasmanda Fenerbahçe’yi yenmek. Teknik direktör kim olursa olsun bu durumu onun üzerine çıkıyor. Kadıköy’de üç senede iki galibiyet bir beraberliğim var. Derbide benim hoşuma giden saha içinde saha dışında olay olmadı. Fenerbahçe seyircisi maçı çok iyi geçirdi.
"Torreira geçen arada gitmemişti bu arada izin istedi"
(Derbide Mourinho’ya bakıp güldüğü fotoğraf hakkında) O denk gelmiş. Öyle bir şeyi yok aslında.
Bazen Güney Amerikalı oyuncularımıza bunu yapıyorum. Icardi, Torreira ve Muslera bir özel uçakla maçtan sonra gittiler ailelerini görecekler. Geliş gidiş iki günleri yolda geçiyor. Diğer oyuncular izinli olduğu günde onlar ekstradan antrenman yapacak. Onlar için ailelerini görmeleri, yenilenmeleri çok önemli oluyor. Torreira geçen arada gitmemişti bu arada izin istedi.
"Güney Amerika’da oyuncular da bize benzeyen çok fazla yön var"
Bu oyuncularla üçüncü senem. Onları çok yakından tanıyorum ve onlara çok güveniyorum. Bizim takımımız için çok önemli bir üçlü. Diğer oyuncularımız da çok önemli. Onlar tecrübe olarak, yaşadığımız iki şampiyonlukta da payları var. Güney Amerika’da oyuncular da bize benzeyen çok fazla yön var. Onlarda duygusal. Aile onlar için çok önemli. Bazen ailevi sıkıntılar oluyor. Bundan önceki senelerde de bu tür izinleri verdik.
"Icardi, Osimhen’in gelmesinden çok mutlu"
Icardi’ye ilk senesinden izni verdiğimizde çok kritik bir sıkıntısı vardı. O kafayla gelip maç oynaması imkânsızdı. Yüzünden, gözünden belliydi. Icardi, Osimhen’in gelmesinden çok mutlu. Osimhen de Icardi ile oynamaktan çok mutlu. Bizim için önemli olan bunları beraber oynatmak. Bununla ilgili bir şeyler yaratmamız gerekiyor. Bence en önemli şey Osimhen’in Türkiye’ye gelmesi ve bu durumdan çok mutlu olması. Belki takımdaki en mutlu insanlardan biri.
Osimhen'in Galatasaray'a transfer süreci
Adana Demirspor maçı öncesinde soyunma odasındayken George Gardi ile konuştuk. Böyle bir durum var dedi. Ben de bir görüntülü konuşalım dedim. Maçtan sonra konuştuk. Ben başta tabii ki ‘nasıl olacak bu iş’ ‘gerçekçi mi bu iş’ derken Osimhen ile görüştük ve transfer olmayı istediğini açık açık gördüm. Ben de Galatasaray’ı anlattım, taraftarı anlattım. Burayı çok iyi bildiğini söyledi. Mertens’i inanılmaz seviyor. Galatasaray’ı da yakından takip ediyordu. Gerçekten burada olmak burada oynamak istediğini gördüm.
"Icardi sakat olmasa Osimhen’i yine alırdık"
"Kerem, Galatasaray’dan sonra yeni bir yere gitmek istiyordu"
Aklımdan tabii ki ‘Icardi Fenerbahçe deplasmanında sakat olacak. Osimhen’in olması bizim için çok iyi olur’ diye aklımdan geçmişti. Kerem, Galatasaray’dan sonra yeni bir yere gitmek istiyordu. Böyle bir hedefi vardı. Rusya’dan gelen bir teklif vardı oraya gitmek istemedi. Portekiz’deki transferin son gününde böyle bir teklif geldi. İbrahim Hatipoğlu, Cenk Ergün ve Abdullah Kavukçu ile biz o anda İtalya’ya gidiyorduk Osimhen transferi için. Kerem çok fazla istiyordu. Gitmek üzerine çok istekliydi. Hedefi Avrupa’da oynamak. Orda da daha yukarılara gitmek. O anda Kerem’in yokluğunda ne kadar çok zorlanabileceğimizi düşündüm. O anda çok istemesem de Kerem’in mutsuz bir şekilde takımda kalması hem kendisinin hem bizim enerjimizi düşürebilirdi.
"Wendel, çok beğendiğim bir oyuncuydu"
Transfer döneminde orta saha ve sağ bek üzerinden gittik. Sağ bek için Guele Doue ile görüşmüştük. 2-3 tane Premier Lig’den oyuncu ile görüşmüştük. Sara istediğimiz oyunculardan biriydi. Jelert de geniş listemizde vardı. Wendel, çok beğendiğim bir oyuncuydu. Zenit ile de görüşmüştük. Şu an sorsanız hangi oyuncuyu istersiniz diye ‘Sara’ derdim yine de.
Emre Utkucan biliyorsunuz oyuncu izleme ekibimizin başında. Sara, onların verdiği listenin içerisinde olan oyunculardan biriydi. Şu anda yaptığımız transferlerin hepsi istediğimiz transferler arasında. Sezon başında çok farklı geldi. Çok çalışıyor takım içerisinde yer almaya çalışıyor. Biliyorsunuz yabancı statüsünde. Bazı maçlar yabancı kuralından dolayı kadroya alamıyoruz onu. Avrupa listesinde de var orda da kullanabileceğimiz bir oyuncu. Şu ana kadar çok yüksek süreler veremedim ama yüksek süreleri almaya potansiyeli olan bir oyuncu. Aynı şekilde devam ettiği müddetçe daha yüksek süreler alabileceğini düşünüyorum.
"Avrupa kupası kazanmak çok önemli bir şey"
Efe Akman çok iyi durumda. Efe gerçekten oynatmamız gereken gençlerden biri. Avrupa kupası kazanmak çok önemli bir şey. İkisini de derim tabii ki. Önemli olan ikisini de kazanmaya çalışmak. Türkiye’de bir gerçek var; Şampiyon olamıyorsan başarısızsın. Türkiye’de Süper Lig şampiyonu olmadan başarılı olmak istiyorsan Avrupa Kupası kazanmak zorundasın. Ligde ve Avrupa’da ikinci olursan başarısızsın Türkiye’de. Geçen seneye baktığımızda siz 99 puan toplayan Fenerbahçe’ye başarısız diyebilir misiniz? İki takımda çok başarılı oldu. Çok çalıştı. İsmail hocaya başarısız diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Biz bir önceki sene Jesus’un olduğu dönem Fenerbahçe’yi 3-0 yenmeseydik yine ‘Biz gerçek şampiyonuz’ diyeceklerdi" şeklinde konuştu.