Zafer Tüzün: Mesut Özil varken İrfan Can Kahveci alınmaz

29.01.2022 - 17:59 | Son Güncellenme: 30.01.2022 - 16:33

Fenerbahçe formasını 3 yıl terleten Zafer Tüzün, Ali Koç'tan Aziz Yıldırım'a, Mesut Özil'den İrfan Can Kahveci'ye, Burak Yılmaz'dan Serdar Dursun'a kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

Zafer Tüzün: Mesut Özil varken İrfan Can Kahveci alınmaz

Ahmet UYKAN -MASKESİZ SÖYLEŞİLER

 

Onu Eskişehir formasıyla attığı gollerle tanıdık. Performansı onu Fenerbahçe'ye getirdi. Özellikle 4-1 kazanılan Fenerbahçe-Eskişehirspor karşılaşmasında 4 penaltıyı da gole çevirmesiyle unutulmazlar arasına girdi. Sarı lacivertlilere 3 yıl hizmet eden Zafer Tüzün, 'Maskesiz Söyleşiler'e konuk oldu.

"SOKAK FUTBOLUYLA BÜYÜDÜM"

-Futbola ne zaman ve nerede başladınız?


 
Çocukluk yıllarımda sokak kültürü vardı. Sabahtan akşama kadar taştan yapılmış kalelerde top oynardık. Susayınca tulumbadan su çekip su içerdik. Harici zamanlarda annemiz eve çağırana kadar sokaklarda top oynardık. 1972 senesinde ise Eskişehir DSİ Bentspor’da amatör oldum.

"EFSANELERLE BİRLİKTE OYNADIM"

-Hangi mevkiide oynuyordunuz? Yine forvet miydiniz?


 
Sol açık olarak başladım. Eskişehirspor’da profesyonel olduğumda o zaman takımın efsaneleri vardı. İsmail Arca’lar, Ender Konca’lar, Burhan (İpek) ağabeyler, Tayfun (Gürsel)’lar, Hüdai (Doğu)’ler, Selahattin (Örçüm)’ler, Ömer Kaner’ler takımda oynuyordu. Ben bunların arasında orta sahada kendime yer bulabildim. İlerleyen dönemlerde sol açık olarak devam ettim. 

"ESKİŞEHİRSPOR  FORMASINI GİYMEK EN BÜYÜK HAYALDİ"

-Örnek aldığınız veya onun gibi olmak istediğiniz biri var mıydı?

 
O zamanlar Eskişehir’de büyük takımların esamesi okunmazdı. Bizim  için en büyük hedef Eskişehirspor’da oynamaktı. Formayı giymeyi başladıktan sonra da Ender Gonca’yı çok beğenirdim. Onun gibi olmak isterdim. 

İlgini Çekebilir
"Rüştü'nün Fenerbahçeliliği tartışılır"
Habere Git

"FUTBOL PROFESÖRÜ ABDULLAH GEGİC"

-Eskişehirspor’un efsane teknik direktörü Abdullah Gegic ile çalışmış mıydınız?

 
Evet çalıştım. Abdullah Hoca, futbolun profesörü…Yanlış hatırlamıyorsam 1979-1980 seneleriydi… Abdullah Hoca, sezon başı  antrenmanlarda hiç koşu yaptırmadan topla koşturarak, ‘Birgün gelecek dizilişler değişecek. Futbol 4-3-3 düzeninde oynanacak’ derdi. Öyle de oldu. İleriyi görebilen, modern futbolu daha o zamanlar bize aşılamaya çalışan bir hocaydı. 

'AMAN SAKAT OLDUĞUNU SÖYLEME ZAFER'

-Eskişehirspor’da gol kralı oldunuz. Ardından Fenerbahçe’ye transfer oldunuz. O süreci kısaca anlatır mısınız?

 
Eskişehirspor’da iken A Milli Takım forması giymeye başladım. Askerlik zamanım da gelmişti. Ender (Konca) abi ile 'Koko Burhan' (İpek) abi, ‘Seni Fenerbahçe istiyor’ dediklerinde Galatasaray ve Beşiktaş’tan da teklif gelmişti. Ama babam beni alıp Fenerbahçe’ye götürdü. Aslında ben Fenerbahçe ile bir sene önce anlaşmıştım. Ancak o sezon 6 maç ceza aldım. O dönem toplamda 6 maç ceza alan futbolcuya transfer yasağı vardı. Ertesi sezon Ankaragücü maçında dizimden sakatlandım. Bir türlü teşhis koyamadılar. Güçlü olduğum için idare ettim ama Fenerbahçe’ye geldiğim sene sakattım. O zamanki yöneticiler, ’Aman sakatlığını söyleme devam et’ deyince öyle başladım Fenerbahçe’de. Tabii nereye kadar idare edeceksin. Her geçen gün verim düşmeye başladı. Sonra ameliyatlar derken tatsız bir başlangıç oldu. 

"KEŞKE FENERBAHÇE’YE SAĞLAM GİTSEYDİM"

-O zamanlar şimdiki gibi transferden önce sağlık kontrollerinden geçip imza atma olayı yoktu sanırım.

 
Yoktu… Keşke şimdiki imkanlar olsaydı. Adam gibi ameliyat olup gelseydim Fenerbahçe’ye… O zaman daha çok katkı sağlardım. Sakatlığımdan dolayı ancak yüzde 10-15’imi verebildim. 

İlgini Çekebilir
Deli İbo'dan Pjanic'e: Bir sağa bir sola pas vermekle 90 dakika bitmez"
Habere Git

"VARSA YOKSA ŞAMPİYONLUK"

-Fenerbahçe’deki yıllarınızda takım olarak da iyi bir performans sergileyemediniz. Bunun sebebi neydi?

 
Aslında bireysel olarak kaliteli oyunculardan kurulu bir takımdık. Rahmetli Erdoğan Arıca, Onur Kayador, Cem Pamiroğlu gibi takımın ağabeyleri konumunda olan oyuncuların yanı sıra milli takımdan arkadaşlarım İsmail Kartal, Şenol Çorlu, Selçuk Yula, Abdulkerim Durmaz, Müjdat Yetkiner vardı. Daha sonra takıma rahmetli Aykut Yiğit ve Kayhan Kaynak gibi iki önemli golcü de katıldı.  Ama Fenerbahçe’de şampiyon olamadığınız zaman o sezon kötü geçmiş kabul ediliyor. 

"DÜNYA TARİHİNDE 4 PENALTI ATAN YOK"

-Fenerbahçe forması altında eski takımınız Eskişehirspor’a attığınız 4 penaltı golüyle Türk futbol tarihine geçtiniz. Fenerbahçe’nin 4-1 kazandığı o maçta neler yaşamıştınız?


Şöyle söyleyeyim; sadece Türk futbolunda değil dünya futbol tarihinde yok öyle 4 tane penaltı. Bunun için Fransa’da ödül de verdiler bana. Hani futbolun cilvesi derler ya. İşte öyle oldu. Doğduğun büyüdüğün, sevdiğin takım Eskişehirspor’a karşı oynarken takımımın penaltıcısısın. Tabii profesyonelliği unutmamak lazım. Giydiğin formaya hizmet her şeyden önce gelir. O açıdan düşünüldüğünde bana yakışanı yaptım. 

"GOLLERİ ATTIM, ESKİŞEHİRSPORLULARLA DÜĞÜNE GİTTİM"

-Maçın hakemi de verdiği penaltı kararlarında cesur olan hakem Sadık Deda’ydı. 

 

Evet, Sadık hoca hakemdi. Eskişehirspor’un kalesinde de Zalad vardı. Dev cüssesi ile nerdeyse kaleyi kapatıyordu. Ama takımın başarısı için ne gerekiyorsa onu yapmak gerekti. Ben de golleri attım. Maçın oynandığı günün akşamı Eskişehirspor’un efsane başkanı Aydın Begiter’in oğlunun İstanbul’da düğünü vardı. Maçtan sonra Eskişehisporlu takım arkadaşlarımla birlikte düğüne gittik.

 

-Düğünde size karşı tepki nasıldı?
 

Şakayla karışık bir sitem vardı ama penaltıları bilerek atmamak gibi bir karaktersizlik yapamazdım. 

"VAR SİSTEMİ OLSAYDI KARARLAR DEĞİŞMEZDİ"

-Size göre 4 penaltı kararı da yerinde miydi?

 
Bana göre hepsi penaltıydı. Şu andaki VAR sistemi olsaydı bu soru sorulmazdı. VAR da olsaydı kararlar değişmezdi. Yine penaltılar verilirdi. 

"PENALTIDA İŞİN SIRRI KALECİNİN İLK BASTIĞI YER"

-Penaltı atışlarında sizin özel bir tekniğiniz var mıydı?

 
Kalecinin ayağını ilk bastığı yere topu gönderdiğinizde hamleyi yapması zordur. Yani kaleci ilk ayağını bastığı köşeye uzanamaz. Bu fizik kurallarına aykırı. Kaleciye bakmak çok önemli. Antrenmanlarda buna çalışırdık. Bir de soğukkanlı olacaksınız.

"103 GOLLÜ ŞAMPİYONLUK BANA DEĞİL HASAN VEZİR’E KISMET OLDU"

-Fenerbahçeli eski ünlü Alman kaleci Toni Schumacher'e Türkiye'de ilk golü Adana Demirspor formasıyla siz attınız. 


Schumacher’in geldiği 1988-1989 sezonunda ben de Fenerbahçe’nin kadrosundaydım. Şimdiki aklım olsa Adana Demirspor’a hayatta gitmem. Ancak Adana Demirspor çok iyi bir teklifte bulununca kiralık olarak gitmeyi kabul ettim. O sene de 103 gollü şampiyonluk yaşandı. Bana kısmet değilmiş demek ki. Hasan (Vezir) kardeşime yaradı. (Gülerek) Ben gidince o geldi Rizespor’dan Fenerbahçe’ye kiralık. O sezon sanırım ligin 5.hafasındaydı. Schumacher, o ana kadar daha gol yememişti. Herhalde eski takımına gol atmak kaderimde var. Fenerbahçe’nin kiralık oyuncusu olarak Adana Demirspor’da ilk golü ben attım. 

"CANDAN DUMANLI’NIN EMEĞİ BÜYÜKTÜ"

-Futbolculuk kariyerinizde sizde etki bırakan hoca var mıydı?

 
Rahmetli Abdullah Gegic’i sayarım. Bir de Candan Dumanlı hocamızı. 17 yaşında profesyonel olduğumda Eskişehirspor’daydı. Nihat Atacan’ı da söyleyebilirim. Onların bende emeği büyüktür. Zaten erken yaşta profesyonel olduktan sonra sen kendin olmaya çalışıyorsun. O nedenle karşındaki hoca çok fark etmiyor. 

"STANKOVİC’TEN ODALARDA SİGARA KONTROLÜ"

-Fenerbahçe’de katı kuralları tanınan Branko Stankovic’le de çalıştınız. Onun için neler söylersiniz?

 
Çok disiplinli bir hocaydı. Salı günleri için bir antrenman metodu vardı; salı günü gelsin istemezdik. O günün yorgunluğu Pazar günü bile üzerimizde dururdu. Stankovic’in bir de köpeği vardı. Sabah 6’da birlikte denize girip yüzerlerdi. Zaman zaman bizi de yüzdürürdü. (Gülüyor) Kamplarda odaların anahtarlarını üstünde bıraktırırdı. Odalara girer kontrol ederdi. Sigara içen var mı diye koklardı. Asitli içecekler içen; portakal mandalina yiyenlere kızardı. Hatta kadro dışarı bırakırdı. Antrenmanda ısınma hareketlerinde en öne geçerdi. Biz de bazen elleri kolları sallamazdık. O da aniden dönerdi. Yakalanan yanardı. Bütün takım duşunu alıp evine giderken seni sahanın etrafında akşama kadar koştururdu.

-Abdulkerim Durmaz’a çok takıntılıydı.
 
Evet evet...(Gülüyor). Onunla çok uğraşırdı. Abdulkerim’e idmanlarda cezalar verirdi.  

"TRANSFER YAPMAKLA İŞ BİTMİYOR" 

-Biraz da günümüzden bahsedelim. Fenerbahçe, 8 senedir şampiyonluğa hasret. Bunun sebebi nedir?

 
Fenerbahçe’de hedefler bitmez. Ama son dönemlerde kadro planlamalarının doğru yapıldığını düşünmüyorum. Kadro iyi olduğu zaman Fenerbahçe forması sahaya çıktığında en kötü 1 puan demektir. Formanın bir ağırlığı vardır. Transfer yapmak doğru iş yaptığınız anlamına gelmiyor.  

"ALİ KOÇ, HATALARINDAN DERS ALMALI"

-Başkan Ali Koç’un performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Türkiye’de başarı saha sonuçları ile adlandırılıyor. Skorlar kötüyse başarısız sayılıyorsunuz. Dediğim gibi kadro planlaması Fenerbahçe’de iyi yapılmadı. Aynı mevkilere birçok oyuncu alınırken; ihtiyaç olan yerlere ise transferler olmadı. Mesela orta sahada kalabalık bir oyuncu grubu varken, kanatlarda eksiklik var. Bene Fenerbahçe’de bunun zafiyeti yaşanıyor. Skorlar kötü gelince de yönetim eleştiriliyor. Kadro yapılanması aynı zamanda yönetimsel bir hatadır. Eleştirilere kızmamak gerekir. Tam tersi eleştiriler ilaç gibidir. Arızayı gösterir. Hatalardan ders almak önemlidir.

"BAŞKANLAR GELİP GEÇİCİ…"

-Peki Fenerbahçe camiasında bir bölünmüşlük seziyor musunuz?

 
Evet…Son seçimden sonra bu oldu maalesef. Bu kulüpler için büyük handikap. Çünkü herkes işini bilecek. Başkan, yönetim, teknik heyet, futbolcular, taraftar…Bunlar başarı zincirinin parçaları. Hiç kimse ne Aziz Yıldırım ne de Ali Koç için Fenerbahçeli olmadı. Makamlar ve mevkiiler hizmet yeridir. Herkes hizmetini yapar sonra başkaları gelir. Ama son kongrede Fenerbahçe tarihinde ilk defa böyle bir bölünmüşlük yaşandı. Onun zafiyetini de yaşıyor bu camia. Halbuki ortak misyon Fenerbahçe’nin başarısı olmalı. Şahısların çıkarları Fenerbahçe’nin üzerinde olamaz. 

"FENERBAHÇE, AZİZ YILDIRIM’A VEFASIZLIK YAPTI"

-Size göre Aziz Yıldırım’ın tekrar başkan adayı olma ihtimali var mı?

 
Ben bunu düşündüğünü zannetmiyorum. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne önemli hizmetler yaptı. Bilhassa tesisleşme açısından inanılmaz katkıları oldu. Ama Fenerbahçe, Aziz Yıldırım’a gerekli vefayı göstermedi. Kovulurcasına o kadar az bir oy alması Fenerbahçe’ye yakışmadı.

 

-O kadar farklı oyla seçimi kaybetmemeliydi mi diyorsunuz?

 

Eee tabii yani… Sonuçta Aziz Yıldırım, 20 sene Fenerbahçe için her şeyini feda etmeye çalışan ve hizmet eden bir insan. Daha hoş bir şekilde kulüpten ayrılabilirdi. Bu da insanları üzer. Onca senelerini vermişsin, ondan sonra bu şekilde bir hezimete uğramak kolay bir şey değil. Fakat ben dediğim gibi Aziz Yıldırım’ın şimdilik tekrar aday olacağını sanmıyorum. 

"PEREİRA, FENERBAHÇE’Yİ DENEME TAHTASI YAPTI"

-Fenerbahçe’de Vitor Pereira’nın gidişi doğru muydu?

 
Bence şunu sormak lazım; Pereira’nın gelmesi doğru muydu? Bundan önceki gelişinde inanılmaz bir kadro vardı elinde. Abuk sabuk işler yaparak enteresan kadrolarla maça çıkıyordu. Koskoca Fenerbahçe’yi deneme tahtası haline getirmişti. Daha önce Fenerbahçe’de başarılı olamamış bir hocayla yeniden maceraya çıkılması yanlıştı. 

"İSMAİL KARTAL İLE TAKIM DÜZENE GİRDİ"

-Pereira’nın yerine eski takım arkadaşınız İsmail Kartal'ın göreve gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 
Eski oyuncunuzu göreve getirdiğinizde hiçbir taraftar ona olumsuz gözle bakmaz. İsmail Hocanın gelişiyle, en azından Pereira zamanındaki gibi ‘Bugün kim oynayacak’ karmaşası ortadan kalktı. Takımın bir iskeleti, bir düzeni oldu. Belki şimdilik bu skora yansımadı ama sahada ne yaptığını bilen bir Fenerbahçe izliyoruz.

"MESUT ÖZİL’İN VARSA İRFAN CAN ALINMAZ"

-Mevcut kadroya baktığınızda Fenerbahçe'nin hangi bölgelere transfer ihtiyacı var?

 
Fenerbahçe’nin transfere ihtiyacı var dememiz abesle iştigaldir. Niye? Son 3-4 senedir herhalde 70-80 transfer yapıldı. Hâlâ transfer lazım dersek birbirimizi kandırmış oluruz. Bana göre Fenerbahçe’nin kadrosu diğer takımlara göre daha kaliteli. Ama sürekli orta sahaya takviye yapılacağına kanatlara yani sağ bek-sağ açık ve sol bek-sol açık alınsaydı kadro tam otururdu. Mesela bir Mesut Özil’in olduğu yerde İrfan Can alınmaz. Bu İrfan Can, kötü futbolcu demek değil tabii ki… Fakat dediğim gibi aynı tip futbolcuların yerine keşke süratli kanat oyuncuları transfer edilseydi. 

"FENERBAHÇE TARAFTARI ŞÖHRETLİ FUTBOLCU SEVER"

-Yıllardır Fenerbahçe’nin altyapısından da oyuncu çıkmıyor. Bunun için yorumunuz nedir?

 
Fenerbahçe’de herkesin laf olsun beri gelsin diye konuştuğu bir konu var; altyapıdan oyuncu gelecek diye…Yok öyle bir dünya. Fenerbahçe taraftarı altyapıdaki oyuncuyu kabul etmiyor. İsim yapmış, geldi mi ‘cuk’ oturacak adam seviyor. Bunun ispatı tribünler. Son maçta 7 bin taraftar vardı. Yakışıyor mu bu Fenerbahçe’ye?

"SERDAR DURSUN 7 GOL ATTI AMA YARANAMADI"

-Eskişehirspor’da sportif direktör olarak görev yaparken Serdar Dursun'u Almanya’dan takıma kazandırdınız. Serdar’ı nasıl keşfettiniz?


 
Benim bu transferde yüzde yüz dahlim olduğumu  söyleyemem. Tavsiye üzerine  2011 yılında Tarık Çamdal, Deniz Vural, Mehmet Boztepe ve Serdar Dursun’u Almanya’dan aldık. O zaman kaliteli bir kadro kurmuştuk. Camara, Tello, Veysel Sarı, Dede, Erkan Zengin gibi isimler vardı. Serdar, bu kadro içinde şans bulamadı. Tecrübe kazansın diye Şanlıurfaspor’a kiraladık. Serdar, gol şansı yüksek bir oyuncu. Topla giden, adam eksilten biri değil. Daha çok ceza sahası golcüsü. Fenerbahçe’de santrafor, forvet oynamak dünyanın en zor işi. Serdar, ligin ilk yarısında 7 gol atmasına rağmen taraftar memnun değil. Dediğim gibi bizim insanımız isim istiyor.   

"GENÇLER SİNDİRE SİNDİRE OLGUNLAŞMALI"

-Son yıllarda yerli golcü sıkıntısı yaşanıyor. Bunun sebebi nedir?

 
Bana göre o kadar erken yaşta futbolcuları olgunlaştırıyoruz ki otomatikman kariyerleri kısa sürüyor. Mesela Fenerbahçe’de Muhammet Gümüşkaya ve Arda Güler’i birden olgunlaştırdık. Şimdi nerede o çocuklar. Yoklar. Bu iş sindire sindire olmalı. O oyuncuları geliştirme adına hiçbir çaba sarf edilmiyor. İki tane gol attı  mı hemen ,’Vay bu çocuk iyi santrafor olacak.’ diyoruz. Ondan sonra da ‘Türkiye’de santrafor yok’ demeye başlıyoruz. Bu zafiyet altyapılardan başlıyor.

 

-Sizin döneminizde altyapı eğitimi nasıldı peki?

 

Bizim zamanımızda Genç Milli Takım seçmeleri için 70-80 kişilik bir havuz oluşturulurdu. Seçmeler, 16 kişiye indirilene kadar devam ederdi. Milli Takım’a seçildikten sonra hocalarımız bizi bireysel çalıştırırlardı. Mesela  ben santraforum. Santraforun  ne yapması lazım? Topla dönüşler, top saklamalar, sırtı kaleye dönük oynama, duvar yapma, alan boşaltma, rakip stoperlerden kurtulma gibi unsurları birebir öğretirlerdi. Şimdi bunların eğitimleri maalesef verilmiyor.

"BURAK YILMAZ, GOL ATMAYI SONRADAN ÖĞRENDİ"

-Yaşı ilerledikçe kendini bulan Burak Yılmaz için yorumunuz nedir ?
 
Burak, bir santraforun nasıl oynaması gerektiğini göre göre öğrendi. Zeki oyuncu. Eskiden  kanat oynardı. Eskişehirspor’da da onu kanat oynatmaya çalışıyorduk. Kanattan içeri giriyordu… Şimdi ne oldu? Kendini geliştirdi. O yaşına rağmen ki bana göre futbolda yaş değil performans önemli. Olgunlaşa olgunlaşa bu duruma geldi. Burak, şu anda performans yapıyor. 

"CEMİL TURAN, HERKESİN EFSANESİ"

-Size göre Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi 3 golcüsü kim?

 
Fethi Heper, Osman Arpacıoğlu ve Cemil Turan… Cemil abi santrafor olmamasına rağmen iyi bir golcüydü. Hatta Cemil Turan, şu anda Türk futbolunun yaşayan efsanesidir. Bunu sadece ben değil tüm Türkiye kabul eder diye düşünüyorum. 

"TÜRKİYE’DE ALTYAPI YOK HALT YAPI VAR!" 

-TFF Başkanı olsanız ilk icraatınız ne olurdu?


Alt yapıyı düzeltmektir. Ama ben Türk futbolunun başına geçip bir anda altyapı sorunu çözülmez. Bu en az 5 senelik planlama ile Milli Eğitim Bakanlığı’nı, okulları, velileri de işin içine dahil ederek becerebilecek bir konu. Ülkemizde herkes futbolu iyi bilir. Sorun altyapıda der. İşin başına geçtiğinde kimse altyapıyı önemsemez. Benim bir esprim vardır; ’Altyapı değil halt yapı’ diye. Onun için kimse kimseyi kandırmasın. Futbolda pasta büyüdü. Herkes oradan bir şey kapmaya çalışıyor. 

"KULÜPLER POPÜLİZM PEŞİNDE"

-Anadolu’da adeta futbol ihtilalini başlatan eski kulübünüz Eskişehirspor, neden Süper Lig’de değil?

 
Bütün Anadolu kulüpleri Süper Lig’e çıktıklarında maalesef hadlerini aşarak en iyi oyuncuyu ben getireyim derdinde. Ama bütçesine, gelirlerine kimse bakmıyor. Sadece başarıya endeksli bir tutum içerisindeler. Çünkü tahammülsüz bir toplum olduğumuz için gelen yönetimler ne kadar iyi icraat yaparsa yapsın sahadaki skorlar başarısız olunca eleştirileceğini biliyor. Bu yüzden aman parasına kıyayım da en iyisini getireyim derken borçlanıyorlar. Sonrasında bunun önüne geçilemiyor. Ödemeler gecikince takımda sorunlar başlıyor. Yeni gelen yönetimler,’Biz enkaz devraldık’ diyor. Ya kardeşim bakmadınız mı alacağınız kulübün kaç lira borcu var? Yönetime gelene kadar ağam paşam. Geldikten sonra enkaz edebiyatı. Hikaye her kulüpte aynı. Sadece popülariteye önem veriyoruz. Çalışarak işinin hakkını veren insan yok.

"MAÇI BIRAKIP HANIMIN DİZİSİNİ İZLİYORUM"

-Süper Lig’in kalitesini nasıl buluyorsunuz?

 
Maalesef son dönemde kalite çok düştü. İnanın bazen maç seyrederken o kadar tatsız geliyor ki hanımın dizisine bakmaya başlıyorum. Çok acı bir durum. İngiltere Premier Lig’indeki maçları izlediğimde ise, kendi kendime, ’Biz futbol oynuyorsak bunlar ne oynuyor’ diyorum.

"ESKİDEN 15 GOLÜ BEĞENMEZLERDİ"

-Zafer Tüzün, şu anda ligde oynasaydı kaç gol atardı?

 
Allah’a şükürler olsun 100’ler kulübündeyim. Bizim dönemimizde bir sezonda daha az maç oynanırken 15 golü beğenmiyorduk. O zamanki performansımla 20 golüm garantiydi. 


-Geçmişe dönüp baktığınızda en çok neyi özlüyorsunuz? 

 
Tekrar sahada olmayı isterdim. Futbolcuyken tribünden veya dışarıdan gelen eleştirilere üzülürdük. Kafaya takardık. Şimdi kendimizi kaptırıp aynı eleştirileri biz  yapıyoruz. Demek ki bu iş böyleymiş diyoruz. Şu anki olgunluğuyla, ’Keşke sahada ben olsaydım’ demeyen eski bir futbolcunun olduğunu zannetmiyorum. Hele bu sahalarda oynamak büyük keyif verirdi. İnönü ve Ali Sami Yen’in halini biliyorsunuz. Maçın daha 5. dakikasında çamurdan dolayı saha yapış yapış olurdu. Bir formayla sezonu bitirirdik. Formayı ilk giydiğimizde şortun içine rahat sokardık. İkinci üçüncü maçtan sonra kısalırdı.(Gülüyor). Güzel günlerdi... 

"BORDEAUX VE GÖTEBORG MAÇLARI UNUTULMAZ"

-Unutamadığınız maç veya gol var mı?


 
Belki kötü bir anı ama o 4 penaltı golü attığım  Eskişehirspor maçı unutulmaz. Fransa’da yaşadığımız 3-2’lik Bordeaux galibiyeti, ardından benim golümle İsveç’in Göteborg takımını İstanbul’da 2-1 yenmemiz güzel anılarımızdı. Bu galibiyetler çok değerliydi. Çünkü o dönem bir Türk futbolcu, Avrupa’da oynayacağı takımın stadına gittiğinde çimlere dokunup, ’Vay anasını, ne güzel saha’ dediği zamanlardı. A Milli Takım, atak yaptığında veya korner kullandığında sevinirdik.

"ADANA DEMİRSPOR’A GİTMEM HATAYDI" 

-Pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı?


Pişmanlığım duyduğum hiçbir şey yok. Belki Fenerbahçe’nin 103 golle şampiyon olduğu sene Adana Demirspor’a gitmek yerine takımda kalabilirdim. Ki sezon başı hazırlık maçlarında oynuyordum. Şu anki aklımla Adana Demirspor’a gitmezdim. Ama bundan dolayı pişman değil sadece üzüntülüyüm. 

"HOCALIK İÇİN ACELE EDİLİYOR"

-Gelecekle ilgili beklentileriniz neler? 
 
Futbolun içinde olmak hepimizin hayali. Ancak biz eski futbolcular kendini geliştirmeyip birden bire hocalığa başlıyoruz. Bu yüzden kariyer planlamalarında sorunlar yaşıyoruz. Ama futbolculukta olduğu gibi teknik direktörlük ve sportif direktörlükte de yaşın bir önemi yok. Kendinizi geliştirmeniz şart. Tabii ki size bu şansı tanıyacak kulüpler de lazım.

KİMLİK KARTI

Adı soyadı : Zafer Tüzün

Doğum tarihi: 30 Ağustos 1962 (59 yaşında)

Doğum yeri: Eskişehir

Mevkii: Forvet

Forma Numarası: 11

Altyapı: Eskişehir DSİ Bent Spor

Profesyonel kariyeri: 1980-1985 Eskişehirspor, 1985-1988 Fenerbahçe, 1988-1989 Adana Demirspor, 1989-1990 Sakaryaspor, 1990-1993 Bakırköyspor, 1993-1994 Kayserispor, 1994-1995 Eskişehirspor, 1996-1997 Denizlispor, 1997-1998 Diyarbakırspor.
Toplam Gol Sayısı: 109 

Milli takım kariyeri:  2 kez A Milli

Teknik direktörlük kariyeri: 2001-2002 Eskişehirspor.

Senin için hazırladığımız haberler