Ali Koç, Mart ayı Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nda isyan etti

Fenerbahçe Kulübü, Mart ayı Yüksek Divan Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi.  Sarı lacivertli kulüpte, 2 Nisan Salı günü Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapılacak.

Toplantı öncesi başkan Ali Koç açıklamalarda bulundu.

"Önemli bir virajdan geçiyoruz. Niye bu noktadayız? Milli aralar kulüp yöneticileri için en keyifli aralardır. En son isteyeceğimiz bu tip süreçte bu konularla ilgili mesaimizin yüzde 100'ünü harcamak. Güzel bir derbi galibiyetiyle milli araya girdik ama aslında hiç güzel değil"

"Süreçte bazı yanlış anlamalar var. Bu gidişat gidişat değil, kabul edilemez bir gidişat. Organize bir kötülük içindeyiz. Adaletin, hukukun tesir edilmediği ortamda rekabet etmeye çalışıyoruz. Ne hikmetse hiçbir kulübün başına gelmeyecek tek olay bizde 15-20 senede defalarca başımıza geldi. Fenerbahçe mağduru filan da oynamıyor. Nasıl olur da bir kulübün başına bütün bunlar gelir, bizi yönetenler nasıl buna müsade eder bunlara değineceğim"

"Olağanüstü genel kurul çağrımızı yaptığımız gün yönetim kuruluyla toplandık. Trabzonspor maçından sonra bazı gelişmeleri tahmin ederek, bütünsel bakış açısıyla işin boyutu genel kurul seviyesine getirilmeli ve nasıl ileryeceğimizi tartışmanın gerekliliğini ifade ettik. İnşallah 2 Nisan'daki toplantıda gerekli miktarı toplayıp, en aklı selim kararı hep beraber alırız. Hedefimiz budur"

"Bu toplantının ikincisi olmasın. Lütfen 2 Nisan'da omuz omuza tüm Türkiye'ye artık yeter demenin zamanı geldiğini gösterelim. Bıçak bacağı koparmak üzere. Bir yanlış algılama var. İki tane ekstrem var. Biri hiçbir eylemde bulunmamak, bana sorarsanız en kötü seçenek bu. Diğeri ekstrem örnek ise bütün futbol faaliyetlerini durdurmak. Bu iki ekstrem durumun arasında da muhtelif faliyetler var. Fenerbahçe, kendisine reva görülen muameleye karşı camia olarak belli konularda karar almak için Salı günü toplanıyor."

"Bugüne kadar bireysel görüşmelerimiz oldu. Şu an hayatta 250 insan var Fenerbahçe'ye yönetim kurulunda hizmet etmiş. Onlarla istişarelerimiz oldu. Dün Ankara'da 350 kişilik katılımla bir toplantı yaptık. Oradan görüşler çıktı. Bugün sizlerden görüşler alacağız. Sponsorlarımızla toplandık. Ne karar verirsek verelim sponsorluklarını devam ettirecekler. Hatta daha fazlasını vermek isteyenler oldu. Yarın Samandıra'da futbolcularımız ve teknik kadromuzla buluşacağız. Sanmayın ki duygusal bir karar aldık ve düşünmeden taşınmadan 2 Nisan'a gidiyoruz. Hep beraber en doğru ve en faydalı kararı vereceğiz içiniz rahat olsun"

"Trabzonspor maçı kesinlikle bugün burada toplanmamızın nedeni değildir. Bardağı taşıran damladır. Trabzon'daki olan bize göre tamamen organize, belli bir hedef doğrultusunda. Organize kötülüğün tavan yaptığı örneklerden bir tanesi."

"Bu güvenlik zaafiyetini hiç kimse açıklayamaz. Bu derbilerin ne kadar gergin geçtiği bilinen ortamda polis olmaması açıklanamaz. Bizim stadımızda maç olduğu zaman kadın çalışanlarımız ruj, çakmak taşımıyorlar. Polis güvenlik vaziyeti alıyor, öğle yemeğine çıkanlar geri döndüğünde çantalarından bu malzemeler alınıyor. Maç bitmeden 5-6 dakika önce çevik kuvvet sahaya girer ve tribünleri çevirir. Burada polis yok. Pet şişeler sahaya atılıyordu, Ramazan, iftar onun için pet şişe dediler. Hiç üst arama olmamış. Maskeli insanlar... Karadeniz insanı merttir. Ben maskeli hiç hatırlamıyorum. Bir kez daha Fenerbahçe'nin şampiyonluk hedefi zorbalık ile elinden alınacaktı"

"Batshuayi golü atamasaydı ne olacaktı? İsmail Kartal maçı tutamadı denecekti... Hiç bu kadar madde atılmamıştı Trabzon maçlarında. Bu organizeydi. Trabzon Emniyeti maça polis vermiyorsa Trabzonspor ne yapsın. Bize göre Trabzon Emniyeti'nin büyük zaafı olmuştur. Emniyet Müdürü'nün hala görevde olması da bize bir mesajdır"

"60'ıncı dakikada hocamıza mesaj yolladım. Skor 2-0'ken bir kulübün başkanı hocasına mesaj yollayıp 'Sahadan çekilebilirsiniz, yetki sizdedir' demesi ne demek? Türk futbolunun kepazeliğinin en büyük ispatlarından bir tanesidir. En önemli viraj, şampiyonluğa gidiyorum, takım 2-0 önde ve futbolcuların can güvenliği için hocamıza takımı sahadan çekebilirsin diyorum. Trabzon Emniyeti siz neredeydiniz? Biz İstanbul'dan görüyoruz, öyle küçük bir şehirde gerekli polis önlemi alınmıyor"

"Tünel görüntüleri... Esas kavgalar tünelde oluyor. Biz o görüntülere ulaşamıyoruz. Her stadın hepsinin TFF'ye bağlı kameraları var. Niye sevkler yapılmadı? Ne bekleniyor? Seçimle ne alakası var? Duyum almaya başladık. Bizim futbolcularımıza ceza verilecekmiş. Neymiş, fazla güç kullanmışlar. Kaçmalılarmış... Zihniyete bakar mısınız? Senin hakemin doğru düzgün maç yönetse zaten maç iptal olurdu, bu noktaya gelmezdi. Sizi kim sevk edecek? Bu maçın bu noktaya gelmesinin bir numaralı sorumlusu sahada yönetimdir. Ama böyle siyasi gücü olan bir kulübün maçını iptal edebilecek baba yiğit bir hakem var mıdır? Federasyon ve hakem sorumludur. Yurt dışında bu maçı yönetse zaten kokartı alınırdı elinden. Neden yabancı hakem istediğimizi anlıyor musunuz?"

"Futbolcularımıza ceza vereceklermiş... Onların menfaatleri açısından inşallah vermezler. Çünkü Türk futbolu uluslararası alanda çok sıkıntıya girer. Şimdi kılıfına uydurmaya çalışıyorlar. Fenerbahçe futbolcularının linç mi edilmesi gerekiyordu? O bayrak Mert Müldür'ün vücuduna girince mi işin ciddiyetini anlayacağız?"

"İki kulüp de gerginlik olmaması için çok dikkatli davranıyor. Sevkler neden olmadı diye soruyoruz. Adana Demir maçını etkilemez diyorlar. 7'sine maç koymuşuz onu mu etkileyecek?"

"Pendik maçında da şampiyonluk gidiyordu. Orada daha kötüsü oldu. 2006'da Denizli'de maçı durdurarak çaldıkları şampiyonluğumuzdan daha çok maç durdu. Nasıl bir takım maçı kazanacak? Denizli'de atağa kalktığımızda konfati atılıyordu burada oyuncular yatıyor. 1 hafta evvel de organizasyon yapıldı. 2006'da zorbalıkla şampiyonluk gitti. 3 Temmuz'u yaşadık. Kulübümüz rakiplerinden her branşta öndeyken bunu bize yaptılar. Ondan sonraki 13 sene malumunuz. Devlete kasteden bu terör örgütü Sarı-Lacivert duvara tosladı. Fenerbahçe'nin finansmanları altüst oldu. Devletin Fenerbahçe'ye borcu vardır. Bizi övmeye gelince övüyorsunuz, ne oldu bizim maddi manevi kayıplarımız? Bir rakibimizi öne çıkarmak için her türlü yola başvurdunuz"

"Kim Şampiyonlar Ligi'ne 2 kere yollanmadı? 35'er milyon Euro'dan 70 milyon Euro. 2007'de Ali Sami Yen'e gittik su savaşları oldu. 19 polis yaralandı, hiçbir şey olmamış gibi maç devam etti. 2013/14'te şampiyon olduk, tam psikolojik travmadan kafamızı kaldırdığımızı düşünürken bir sonraki sezon 5-1 Rize galibiyetinden dönerken yaşananları biliyorsunuz. Takımı toparlayamadılar, yabancı futbolcular ayrılmak istedi. Biz nasıl toparlayacağımızı bilmiyoruz. Bizim futbolcularımız da çok travma yaşadı"

"Niye faili meçhul? Herkes bulunuyor istendiği zaman. Türkiye'yi dünyaya rezil edecek suikast girişimi nasıl bulunmuyor? Devletimize soruyorum. Kaç defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ayıbıdır bu dedik. Belki onlar faili meçhul olmasaydı bugün bunları konuşmuyorduk"

"Deprem oluyor. Sonra takip eden haftalarda ligler başlayınca 3 Büyükler'in statlarında hükümete tepkiler oluyor. Fenerbahçe'ye deplasman yasağı geliyor. Niye öbürlerine getirilmiyor? Bizi siyasetin içine çekiyorlar. Biz Trabzonspor maçına 9 oyuncu sarı kart sınırında çıktık. Bugün hangi takımın 9 futbolcusu sarı kart sınırında? Yaptığımız faullere bakıyoruz, sarı kartlara bakıyoruz..."

"Riyad'ta kriz çıkıyor, o da bize... İki takım var TFF var, Spor Bakanlığı var... İş dönüp dolaşıp Fenerbahçe'ye bağlanıyor. Son 13 senede 1 şampiyonluk. Evet... Yanlış yatırımlar, yanlış hoca, kadro tercihi... Yeri geldi bangır bangır şampiyonluğa giderken aşağı çekildik. 13 senede 1 şampiyonluğu siz sadece Fenerbahçe'yi yönetenlerin yanlış kararlarından olduğunu mu zannediyorsunuz? 7 senede son maçta 3 şampiyonluk kaybetmeyi hiç konuşmuyorum. Dünyanın hiçbir yerinde olmaz"

"Türk futbol tarihi bundan daha aşağılık bir sezon yaşamamıştır. Belki başka ülkelerde 50 sezonda olmuyordur, biz 5 ayda yaşadık. 1959 öncesi için komisyon kuracağız denildi hiç komisyon yok. En çok puan aldığımız sezonda 3 kupa hedefinde giderken bu lige devam etmeyelim mi diye tartışıyoruz"

"Bir karar aldık, fikirleri topluyoruz. 100'ün üzerinde mektup geldi. Çok değerli öneriler var. Bütün bu olanlar psikoljik bir sonuca doğru bizleri itme, haksızlık, adaletsizlik, hepsi devlet büyüklerimizin gözü önünde yaşanıyor. Anlayamadığım taraf bu"

"Eğitim toplantısında yeni görüntüler sızdı. Bir hakeme fiziki saldırıda bulunduğun zaman kamu görevlisi sayıldığı için ona göre yargılanıyorsun. Bunlar kamu görevlisiyse, çıkıp hata yaptım diyor, VAR'daki ruh halimi hatırlayamıyorum, beklenti olduğu için diyor... Bu adam ona göre yargılanamaz mı? Bizimkinde adam böyle gördüm diyor, kararının arkasında duruyor. Elme ile elma karşılaştırması değil. Hep tescilli hakemler bunların maçlarına veriliyor. Bizi aşağı çekiyorlar, çekemedikleri zaman bunları ittiriyorlar. Zamanında Aziz Yıldırım'ın dediği gibi bunlar her şeyi yaparlar ama hiçbir şey yapmamış gibi davranırlar. O kadar güzel söylenmiş cümle ki"

"Ondan sonra çıkıyorsunuz barış diyorsunuz. Adalet için bütün takımların hakkının yendiği pozisyonları kendi televizyon kanalınızda verecektiniz. Nerede? Yalan. Hepsi yalan. Özellikle bir tanesi var hayatı yalan"

"Omuz omuza kampanyasında konut için yarışalım dediler. Konut 2.2 milyon, 250 konut 500 milyonun üzerinde. Biz yapamayız böyle bir paramız yok dedim. Ya ne olacak 5-100 tane yaparsın diyor bu hayatı yalan olan. Yemin ediyorum bunu makineye bağlayın, makineyi bozar. Ama ne yazık ki bu zihniyet prim yapıyor"

"Bu camia ne yazık ki hem siyaseten hem federasyon olarak full destek alan bir camia. Fenerbahçe için önemli kararlar alacağız. Ligden çekilirsin çekilmezsin... Ama arada o kadar çok seçenek var ki. Genel kanaat kademe kademe gidelim. Alt lige düşersek ne olacak, aynı federasyon aynı hakemler diyenler var. Faaliyetleri durdurup, farklı ligdeki takımla birleşelim diyenler var. Çok fikir var. Hepsinin ekonomik ve hukuki boyutlarını 2 Nisan'da anlatacağız. Gerekirse sahura kadar beraberiz. Bir iftar havası olacak"

"Trabzon'daki Belediye Başkan adayına gelelim. Ülkemiz öyle bir riyakarlık içinden geçiyor ki şehrin bütün siyasetçileri konuşuyor, bir hanımefendi çıkıp istediklerini söylemediği için siyaset yapma sus diyorlar. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Benim esas takıldığım Türkiye'nin 2 tane en köklü kurumlarını Türk mahkemelerinin verdiği karara rağmen suçlayabiliyor 3 oy fazla alabilmek için. Biz başka ülkenin takımı mıyız? Üvey evlat mıyız?"