Adım adım geldi ama Fenerbahçe son hayali değil!

09.08.2020 - 12:39 | Son Güncellenme: 09.08.2020 - 12:51

Fenerbahçe son dakika haberleri.. Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü Erol Bulut kimdir? Erol Bulut Fenerbahçe’de ne yapar? Sportif direktörlük için ne diyor? Scouting sistemine bakışı açısı...Adım adım geldi ama Fenerbahçe son hayali değil! İşte detaylar...

Adım adım geldi ama Fenerbahçe son hayali değil!

Hüseyin ÖZKÖK-AJANSSPOR ANALİZ

Süper Lig’de yıllardan beri birçok teknik direktör çalıştırdıkları takımlarda başarılı olmayıp gönderilir ancak buna rağmen ülkede sanki başka teknik direktör yokmuş gibi yine onlar iş bulurlar. Çoğu Türk teknik direktörün CV’sinde çok sayıda takım isminin yer almasının ana nedeni aslında budur. Şimdilerde ise çok fazla olmasa da bazı kulüpler bu kısır döngünün artık işlerine yaramadığını fark etmeye ve genç kuşağın teknik direktörlerine görev vermeye başladı. Bu kulüplerden biri de Fenerbahçe oldu ve yeni bir sayfa açarak 45 yaşında büyük bir çıkış yakalayan başarılı teknik direktör Erol Bulut’u göreve getirdi.

Fenerbahçe’de 2018’de yönetime geldikten sonra Aykut Kocaman ile çalışmayan Ali Koç, Cocu, Erwin Koeman ve Ersun Yanal denemelerinden sonra son olarak Emre Belözoğlu, Volkan Demirel ve Tahir Karapınar ‘çözümü’ ile iki sezonu tamamladı. Sıra artık kalıcı ve uzun soluklu çalışacak bir teknik direktöre görev vermeye gelmişti. Teknik direktör arayışlarının sürdüğü sıralarda Başkan Ali Koç yaptığı bir açıklamada aradıkları teknik direktörü şu şekilde tarif etmişti:

"Şu anda görüştüğümüz 3 teknik adam var. Genç, aç, çok çalışan, disiplinli, Türkiye'yi iyi bilen veya bu coğrafyada çalışması sıkıntı olmayacak, 40-50 yaşları arası, ekonomimize uyacak, takım içinde rekabeti sağlayabilecek, gençleri adapte edebilecek türde bir hoca arıyoruz."

Bu cümleleri duyduğumda birçok kişi gibi benim de aklıma gelen ilk isim Erol Bulut oldu. Çünkü bir süre önce uzunca bir röportaj yaptığım Erol Bulut, bu tarife çok uyuyordu. Fenerbahçe kulübünün sezon bitene dek isim açıklamaması belirlenen ismin O’nun olabileceği ihtimalini daha da güçlendiriyordu. Alanyaspor ile başarılı bir sezon geçiren, takımını hem ligde ilk beşe sokup hem de Türkiye Kupası’nda finale taşıyan Erol Bulut’un görevi bitmeden bu hedefler peşinde koşarken açıklanması birçok spekülasyonu beraberinde getirebilirdi. Nitekim sezonun sona ermesinin ardından Fenerbahçe Kulübü, Erol Bulut’u kamuoyuna açıkladı.

Erol Bulut kimdir?

30 Ocak 1975 tarihinde Frankfurt yakınlarındaki Bad Schwalbach’ta dünyaya gelen Erol Bulut, 1992 yılında Eintracht Frankfurt A Genç takımında oynamaya başladı. Bir süre sonra Eintracht Frankfurt U19 takımı ile İngiltere’de Avrupa’nın en büyük U19 turnuvasına olarak katılan Erol Bulut,  Orada çok iyi bir performans gösterince Frankfurt teknik direktörü Stepanovic tarafından A takımına alındı ve böylece 20 yıl süren profesyonel futbolculuk kariyeri başlamış oldu.

Erol Bulut’un yolu 1995 yılında Fenerbahçe ile kesişti. O dönem rahmetli Erdoğan Arıca tarafından Ümit Milli Takımı’na çağrılan Bulut, Balıkesir’de oynanan Litvanya maçında stoper olarak görev yapmıştı. Çok iyi bir performans sergilemesi sonrası Türkiye’deki büyük kulüpler onunla ilgilenmeye başladı. Hemen o sezonun sonunda da Fenerbahçe’nin teklifini kabul ederek sarıl-lacivertli kulüple anlaştı ve dört yıl boyunca formasını giydi. Kulübün Erol Bulut’un göreve getirildiğini açıklarken belirttiği gibi 1995/96 yılındaki şampiyon kadroda yer alırken şampiyonluğu getiren golün pasını veren de Erol Bulut idi.

Türk oyuncu Fenerbahçe’de geçirdiği dört yılın ardından Türkiye’den ayrıldı ve Frankfurt’a geri döndü. Futbolu bırakana kadar da Almanya, Türkiye, Yunanistan ve Ukrayna’da forma giydikten sonra 2012 yılında toplam 6 yıl futbol oynadığı ve iki kez yılın futbolcusu seçildiği Yunanistan’da futbolu bıraktı. Erol Bulut Yunanistan günlerini anlatırken bana şunları aktarmıştı:

“Yunanistan maceramdan sadece pozitif konuşabilirim. Bir defada olmamasına rağmen çok güzel 6 yıl geçirdim. Taraftarlar beni sevdi. Türk olmam kesinlikle problem olmadı. Üst üste iki kez yılın futbolcusu seçildim. Otto Rehhagel tarafından Yunanistan Milli Takımı’na çağrıldım. (Gülerek söylüyor) Benim Türk olduğumu bilmiyormuş. Yunan sanıyormuş. Kulübe adıma davetiye gelince ben de şaşırdım. Ama sonuçta o da iyi olduğunuzun bir göstergesiydi.”

Antrenörlük deneyimi

Erol Bulut’un antrenörlük deneyimi ise Ekim 2012'de Özcan Kızıltan yönetimindeki Kartalspor’da başladı. Kızıltan kendisine teklif yapmadan önce Ajax’ın futbol okulunda 10 günlük bir kursa katılmak için hazırlanan Erol Bulut, Kızıltan’ın “Yarın başlıyoruz hemen gel” demesiyle kursa katılmaktan vazgeçerek İstanbul’un yolunu tuttu.

Bulut, Kartal’daki ilk deneyiminde çok heyecanlıdır ama bunu çabuk yenerek kendi 'drill’lerini yaptırmaya bile başlar. Çünkü daha antrenörlüğe başlamadan 300 civarında drill’i zaten hazırdır. Kartal macerasının ardından yine Özcan Hoca ile Malatyaspor’da ve Elazığspor’da görev yapan genç teknik adam, 2014-15 sezonu öncesinde o dönemin Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın teklifini kabul ederek, Süper Lig ekibinde onun yardımcısı olarak göreve başlar. Bulut, Avcı ile yollarının kesişme hikâyesini şöyle anlatıyor:

“Abdullah Hoca ile 2005 yılında Yunanistan’da tanıştık. Kendisi o dönem U17 Milli Takımı’nın başındaydı. Atina’ya gelmişlerdi. Ben de kendilerini orada ziyaret ettim. Orada tanışmış olduk. Daha sonra A Milli Takım’a teknik direktör olduğunda biliyorsunuz Tayfun Hoca (Korkut) onun yardımcısıydı. Tayfun Hoca’yı ziyarete gittim. Orada yine görüştük ve daha da yakınlaştık. Bir süre sonra Tayfun Hoca ayrılarak kendisi takım çalıştırmak istedi. Abdullah Hoca ile birlikte Almanya’ya Tayfun Hoca’yı birlikte ziyaret etmeye gittik. Uçakta giderken benim daha önce Kartal, Malatya ve Elazığ’da çalıştığım sırada kullandığım drill’leri tabletimden gösterdim. Tarzımı ve çalışma şeklimi anlattım. Onun da çok hoşuna gitti. Almanya dönüşünde de Başakşehir’e gidiş süreci başlamış oldu. Yeni sezonda transferleri hocayla birlikte yaptık.”

Hedefinden asla şaşmıyor

Başakşehir’de üç yıl görev yapan Erol Bulut, kulüpteki ikinci yılında Süper Lig’den bir kulüpten teklif almasına karşın birçok hocanın aksine teklifi kabul etmez. Çünkü kendi kafasında belirlediği hedefler doğrultusunda kendisini bunun için henüz hazır görmemekte ve bu yoldan sapmak istememektedir. Çünkü o 5 yıl yardımcı antrenör olarak çalışma hedefi belirlemiştir. O günleri yine kendi söyledikleriyle okuyalım:

“Başakşehir’de ikinci sezonumda ligi dördüncü bitirdiğimizde teklif geldi. Gidebilirdim. Ama Başakşehir takımıyla daha büyük bir başarıya ulaşıp ondan sonra ayrılmak istedim. Nitekim ligi ikinci sırada bitirdik. Kupada final oynadık. İyi işler yaptık. O üç yıl içerisinde kendimi çok iyi geliştirdim, antrenmanların % 90’ını benim gerçekleştirmiş olmamın bana büyük faydası oldu. Burada bir kez daha bana güvenip inandığından dolayı Abdullah Hoca’ya teşekkür ediyorum. Ama ben de hem onu hem de başkanı (Göksel Gümüşdağ) mahcup etmediğimi düşünüyorum. O açıdan da çok mutluyum. Başka biri bu teklifi belki kabul ederdi. Ama ben kendimi biraz daha geliştirmem gerektiğini düşündüm. Hedefim zaten 5 yıl yardımcı hoca olarak çalışmaktı. O da tam Başakşehir’deki üçüncü sezonumun sonunda doluyordu. Teklif gelince artık doğru zaman dedim ve kabul ettim”

Ve tek başına Malatya serüveni başlıyor

Erol Bulut, Başakşehir’deki 4. sezonuna başladıktan sonra 2017-18 sezonu sürerken Elül 2017 sonunda Yeni Malatyaspor’dan teklif alır. Erol Hoca bu defa kendini hazır hissetmektedir ve kötü bir sezon başlangıcı yapan takıma gitmesi riskler taşımasına rağmen teklifi kabul eder ve Malatya’nın yolunu tutar. İşe başladıktan sonra görür ki fotoğraf dışarından görünenden çok daha farklıdır. Buna rağmen ilk sezonunda takımın ligi onuncu sırada bitirmesini sağlayan Erol Bulut, 2018-19 sezonunun son beş haftasında görevden ayrılsa da onun kurduğu takım ligi beşinci sırada bitirerek Avrupa’ya gitme hakkı kazanır.

Yeni Malatyaspor’daki başarılı çalışmaları dikkatlerden kaçmayan Bulut, bu defa Aytemiz Alanyaspor’dan gelen teklifi değerlendirerek Süper Lig’de teknik direktör olarak ikinci görevine soyunur. Kısa bir süre önce sona eren 2019/20 sezonunda takımı beşinci sıraya taşıyan başarılı teknik direktör, kupada da finale adını yazdırıp finalin ardından Fenerbahçe’den gelen teklif üzerine Alanyaspor’dan ayrılır.

Avrupa hedefi var mı? Sportif direktörlük ve scouting konularında neler düşünüyor?

Erol Bulut ile yaklaşık 1,5 yıl önce röportaj yapmış olmama karşın onun temel felsefesini ortaya koyan görüşleri bugün de geçerliliğini koruyor. Hatta Erol Bulut’un Fenerbahçe’de çıktığı ilk antrenmanda yaptığı konuşma bu görüşleri pekiştiriyor.

Peki Erol Bulut’un, kariyer hedefleri arasında Avrupa’da beş büyük ligden birinde çalışmak var mı? Sportif direktörlük ve scouting konularına nasıl bakıyor? Neden Almanya’da çok popüler olmasına karşın sportif direktörlüğü değil de antrenörlüğü seçti? Fenerbahçe’de futbolu bırakmasının hemen ardından sportif direktörlük görevine başlayan Emre Belözoğlu ile görüşleri doğrultusunda uyumlu şekilde çalışabilecek mi? Bunu zaman gösterecek ama Erol Hoca’nın genel görüşleri gerçekten dikkat çekici.

Avrupa hedefi üzerine

“Evet Avrupa’ya gitme hedefim var. Ama Bundesliga da olur, Premier Lig, La Liga, Serie A veya Lig 1 de. Yani hepsi olabilir. Bütün teklifleri değerlendiririm. Gelecek teklif nereden gelecek kulübün hedefi ne bakış açıları ne, bunların hepsi önemli. Teklif geldi hemen gideyim olmaz”. Bu bağlamda Fenerbahçe Başkanı Ali Koç kendisine sahip olduğu görüşler doğrultusunda bir bakış açısı sunmuş olmalı.

Sportif direktörlük için ne diyor?

Bulut'un çalıştıracağı Fenerbahçe'de sportif direktörlüğü Emre Belözoğlu yapacak. Peki Bulut, sportif direktörler konusunda ne düşünüyor: “Ben neden sportif direktörlüğü seçmedim. Çünkü ben yeşil sahalarda olmaya devam etmek istedim. Futbolun tam içinde olmayı istedim. Ben futbolcuyken de futbolu çok seven ve ciddiye alan biriydim. Yine futbolcularla iç içe olmak istediğimden teknik direktör olmayı seçtim. Sportif direktörlük konusuna gelirsek. Bana soruyu sorarken bir cümle kullandınız. 'Kiessling futbol oynarken eğitim aldı' dediniz. Yani eğitim. O işin eğitimini alıyor. Bizim Türkiye’de eski futbolcu arkadaşlarımızın bazıları sportif direktör. Kaç kişi eğitimini aldı? Benim tanıdığım bir kişi var. O da Başakşehir’den Mustafa Eröğüt. Eğitimini almış ve şu anda bu konudaki en donanımlı kişi. Şimdi de CEO’luk görevine getirildi. Tek kişi. Başka biri daha varsa ben bilmiyorum. Kendisinden özür dilerim. Siz onu güzel belirttiniz. Eski oyuncular sportif direktörlük eğitimi alıyor diyerek. Bu çok önemli. Almanya’da çok sayıda böyle eski oyuncu var. Oliver Kahn, Michael Zorc, Fredi Bobic, Hasan Salihamidzic, Horst Heldt. Daha da sayabilirim. Benim bulunduğum takımda eğer sportif direktör olarak getirilen kişi eğitimliyse benim üstüme gelebilir. Ama mesela siz futbolcusunuz, futbolu bıraktınız ve hiçbir eğitim almadan hiçbir şey yapmadan biranda sportif direktörlük görevine geliyorsunuz. Bunu hangi hoca kabul eder? Ben yıllardır çalışıyorum birisi bağlantılarıyla eski futbolcu diye geliyor ama eğitimi yok, kuralları kanunları bilmiyor ve sportif direktör oluyor. Sportif direktör olmanız için eğitim alarak o kuralları öğrenmeniz gerekiyor. Lisan bilmek, bütün kural, kanun ve statülere hakim olmak lazım. Bilmeyen bir kişi geldiğinde hoca onu tabi kabul etmez. Ama donanımlı birisi geldiğinde ona saygı duyarsın. O kişi de zaten hoca ile başkan arasında köprü olur ve takımla ilgili konularda hoca ile birlikte çalışır.”

Scouting sistemine bakışı açısı

Fenerbahçe, Bulut döneminde aynı zamanda altyapıyı da yeniden yapılandıracak ki buraya da Tahir Karapınar'ı koydu. Altyapı için de scouting çok önemli bir departman. İşte Bulut'un bu konudaki tutumu:

“Scouting tabii ki çok önemli. Siz hoca olarak o kadar büyük bir network’ü takip edemezsiniz. O yüzden ekip lazım. O halde bir scouting ekibi olmalı. O ekibin bakış açısıyla hocanın da bakış açısı uyum içinde olmalı. Çünkü sisteme uyacak oyuncu bulmak gerekiyor. Bizim havuzumuzda olan takip ettiğimiz oyuncular var. Yurt dışında tanıdığımız scoutlar var. Onlardan da yararlanıyoruz. Almanya, İtalya, İspanya fark etmiyor oralardan yararlanıyoruz. Futbolcuyu sadece ben izlemiyorum. Ekipçe izliyoruz. İlk olarak birer birer izliyoruz. Sonra ben izliyorum. En son bir de birlikte izliyoruz."

Erol Bulut Fenerbahçe’de ne yapar?

Yaptığım röportajda adeta soru yağmuruna tuttuğum Erol Bulut’un antrenörlük kariyerinde iyi yerlere geleceği fikrine sahip olmuştum. Çünkü karşımda ne istediğini tam olarak bilen, hedeflerini belirlemiş ve yan yollara sapmadan onlara dosdoğru yürüyen bir teknik direktör profili vardı. Alman disiplini ile yoğrulmuş, futbolcunun yaşı kaç olursa olsun karşılıklı saygıyı önemseyen, yenilikçi, hücumcu, analizci, araştırmacı ve her şeyden önce çalışmayı çok seven ekip çalışmasına müthiş önem veren bir teknik direktör Erol Bulut.

Şimdi üçüncü teknik direktörlük deneyiminde Fenerbahçe gibi kendine yeni bir yol çizmek isteyen çok büyük bir camiada görev alacak. İşi ekonomik zorluklar ve kısıtlamalar düşünüldüğünde çok zor. Ama düzgün bir planlama ve disiplin ile Erol Bulut’un Fenerbahçe takımını geçtiğimiz yılların çok üzerine çıkartması kesinlikle sürpriz olmaz. En önemli koşul tüm camia olarak kendisine güvenip yeterli zamanı tanımak.

Kendisi ile yaptığımız röportajda ona Fenerbahçe’yi de sormuştum. O dönemki görüşleriyle yazıya son verelim.
HÖ: Eski takımınız Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz yapısını iyi tanıyorsunuz kulübün. Bu noktaya neden geldi sizce Fenerbahçe?
EB: Ali Koç, başkanlığa seçildikten sonra değişiklikler oldu. Yeni bir sistem kurmaya çalışıyorlar. Ancak o sistem istedikleri gibi gitmedi ve tutmadı. Şu anda onun zorluklarını yaşıyorlar. Ama bu zorlu süreçten mutlaka çıkacaklarını düşünüyorum.
Evet, acaba bu zorlu süreçten Fenerbahçe’yi çıkaracak kişi Erol Bulut’un kendisi mi olacak? Bunun cevabını yeni sezonda alacağız...

Senin için hazırladığımız haberler