Zekeriya Alp, kelleleri koltuğu otururken vermişti bile

24.08.2020 - 13:28 | Son Güncellenme: 24.08.2020 - 13:34

Ajansspor yazarı Hüseyin Özkök, Merkez Hakem Kurulu'nda yaşanan istifayı değerlendirdi. İşte Zekeriya Alp'in istifasının perde arkası...

Zekeriya Alp, kelleleri koltuğu otururken vermişti bile

Hüseyin ÖZKÖK-AJANSSPOR

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir ve yönetimi, göreve gelmelerinin ardından 4 Temmuz 2019 günü Yusuf Namoğlu’nun yerine geçen Sabri Çelik’i gönderip Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) koltuğunu Zekeriya Alp’e verdi. Böylece eski futbolcu Alp, ikinci kez MHK Başkanı oldu.

Alp’in göreve getirilmesi hem hakem camiasında hem de futbol dünyasında olumlu karşılanmıştı. Çünkü Alp, önceki döneminde neredeyse tüm hakemler tarafından sevilen ve çok saygı gören bir başkandı. Onları kollar ve kulüplere karşı adeta kalkan olarak korurdu.

Zekeriya Alp, Beşiktaş'ın efsane futbolcusuydu. Daha sonra başarılı bir iş insanı olmasının yanında, spor yazarlığı, TV yorumculuğu ve yöneticilik yaptı. TFF’de 2004/06 arasında başkanlık yapan Levent Bıçakçı döneminin ise basın sözcülüğünü üstlendi. Alp, 2012’de Yıldırım Demirören tarafından, hakemlik geçmişi olmadığı halde, MHK Başkanı yapıldı.

Sosyal medyanın henüz etkin ve yönlendirici olmadığı ilk MHK Başkanlığında Zekeriya Alp’in özellikle hakem camiası içinde imajı çok iyiydi ve seviliyordu. Konuştuğum kadın-erkek bazı eski hakemlerden o dönemle ilgili aldığım bilgiler gerçekten hep çok olumlu oldu.

Alp, o dönemde özellikle şeffaf olmaya çalışan da bir başkandı. Her Salı basın toplantısı düzenlemeye başlamıştı. Ancak birkaç toplantı sonra 16 Aralık 2014’de dönemin Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl’ın kendisine yönelik sert eleştirilerini basın toplantısında ekrandan gösterip, istifa etti.

İkinci dönem 180 derece farklı

Nihat Özdemir’in 1 Haziran 2019’da yapılan genel kurulla birlikte TFF Başkanı olarak göreve başlaması sonrasında yeni MHK’nin açıklanması 34 gün sürdü. Çünkü adeta bir öğütme makinesi olan MHK, 8 yılda 6 başkan harcamıştı ve göreve gelecek yedincisi mümkün olduğunca uzun süre kalmalıydı. İşte bütün bunları göz önünde bulunduran Nihat Özdemir uzunca bir süre sonra 'geçmişteki' Zekeriya Alp’e güvenerek, kendisini ikinci kez göreve getirdi.

Yeniden göreve gelen Zekeriya Alp aynı Zekeriya Alp miydi?

Yeni MHK Başkanı Alp, göreve gelir gelmez, herkesi şaşırttı ve şoke eden kararlara imza attı. Alp ve yardımcısı Oğuz Sarvan, ilk iş olarak yılların tecrübeli ve ülkenin en donanımlı FIFA Hakemi Bülent Yıldırım ile Serkan Çınar’ı kulüp baskısına boyun eğerek 'kurban' verdi ve VAR’da dahi kullanmadan belirlenen 43 kişilik listeye almayarak sistem dışına çıkarttı. Bahanesini ise daha sonra “Performansı iyi değildi ve yaş haddini dolduruyordu zaten” şeklinde açıkladı.

Oysa eski Zekeriya Alp, kulüp baskısına asla boyun eğmez ve gerekirse istifa bile eden biri olarak tanınmıştı. Ama bu defa göreve gelir gelmez beyaz bir sayfa açmak yerine, kendi döneminden öncesini ilgilendiren olaylar olmasına karşın, iki hakemini anında silerek daha ilk dakikadan taviz vermeye başladı. Alp ve MHK, işe düğmeyi en baştan ters ilikleyerek başlamış oldu.

Zekeriya Alp kelle vermediği için mi bıraktı?

Alp’in istifa ettiği güne kadar yaptığı bir dolu yanlışı yazmadan önce istifası sonrası medyadan üç değişik yorumdan bahsetmek istiyorum. Yapılan yorumlarda hakkında karar sizin.

Ömer Faruk Ünal (Türkiye Gazetesi): Kelle yerine istifasını verdi. Bu MHK hiçbir kulüp başkanına hakemini satmamıştır.

Hülya Coşkun (Tele 1): Bağların gevşediği, ilişkilerin hemen iptal edilmeye hazır olduğu ve parçalanmaya gösterilen toleranslı düzensizliklerde baskı görmesine rağmen üyelerine sahip çıkan Zekeriya Alp’i ilkeli duruşu nedeniyle tebrik etmek gerekir.

Cemal Ersen (Milliyet): Alp’e diş geçiremediler. Önceki gün de Zekeriya Alp, rica minnet geldiği görevinden istifa etti. Neden? Hakemler çok başarısız olduğu için mi? Değil tabii ki. İşine karışıldığı, inisiyatif kullanması engellendiği ve yönetilmeye çalışıldığı için. Bazı kulüpler 'kelle' istediği için.

Fırat Aydınus genç, Bülent Yıldırım yaşlı!

Bu üç görüşe de kesinlikle karşı çıkıyorum. Zekeriya Alp, MHK tarihinin gördüğü en kötü başkanlık modellerinden birini sergilerken daha geldiği gün iki hakemi kulüplere kurban verip bir süre sonra yine kulüp baskısıyla Suat Arslanboğa’nın profesyonel sözleşmesini de sonlandırdı.

Zekeriya Alp MHK’sının iki yakası bir türlü bir araya gelmedi. Alp’in ikinci dönemi MHK’nın en tartışmalı dönemlerinden biri oldu.

Şimdi gelin tarih sırası gözetmeksizin madde madde neler olmuş yazalım:

  • Kural hatası başvuru rekoru kırıldı.
  • Yanlış uygulamalar nedeniyle skandal olarak nitelenebilecek hakem ve VAR hataları oldu.
  • Fenerbahçe-Beşiktaş maçı sonrası hakemlerin alışılmışın dışında adeta 'ifade' vermeye çağrılmasının birebir dışarı sızdırılmasına açıklık getirilemezken, bu durum sanki bir rutinmiş gibi aktarıldı.
  • Penaltıda kaleci ihlalleri konusunda yapılan açıklamalarda Oğuz Sarvan topu UEFA eğitimcilerine attı ve ikinci yarıdan itibaren küçük ihlallere de VAR tarafından müdahale edileceğini söyledi. Oysa IFAB 21 Ağustos'ta tüm konfederasyon ve federasyonlara sert bir sirküler göndermiş ve penaltı ihlali konusuna dikkat çekerek kararlara uyulmasını istemişti. Bu duruma sessiz kalındı.
  • Zekeriya Alp, Alanyaspor-Fenerbahçe maçı sonrasındaki kural hatası iddiaları ile ilgili olarak kendi görüşünü daha TFF Yönetim Kurulu kararını açıklamadan basına açıkladı. Daha sonra devre arası basın toplantısında IFAB Hakem Departmanı üyesi eski hakem David Elleray’dan kendi düşünceleri doğrultusunda görüş alındığını açıklarken bu görüşün neden kamuoyu ile paylaşılmadığını söylemedi.
  • Devre arasındaki 'meşhur' basın toplantısında "Fırat Aydınus için yakında hakemliği bırakacak, onun tecrübelerinden yararlanıyoruz" deyip aynı toplantıda ondan çok daha fazla donanım ve tecrübeye sahip Bülent Yıldırım’a 'yaşlı' damgası vurdu. “Başka konulara da girmiyorum” gibi bir ima ile de Yıldırım’ı töhmet altında bıraktı.
  • MHK, daha sezon başında hakemler üzerinde suni bir ‘güven’ problemi yaratarak sözleşmelerinin 'iki dudak arasında olduğunu' hissettirip büyük bir psikolojik baskıya sebep oldu. Sonrasında ise sahada yapılan bir hakem hatası üzerine, bir profesyonel hakemin sözleşmesini feshederek yeni bir krize neden oldu. Oysa bir önceki hafta oynanan ve kural hatası başvurularına sebep olan Aytemiz Alanyaspor-Fenerbahçe maçı henüz tazeliğini korurken, aynı hakem ve VAR’ın yerlerini değiştirip bu maça atayarak krizi bizzat kendisi yarattı. Üstelik aynı hakem için yapılan yoğun baskılar sonucunda kendisine maç vermeye de devam etmek zorunda kaldı.
  • Alp, VAR görevinde genç veya yaşlı sadece gerçek bir hakem olması yeterliyken VAR’ın teknolojik bir sistem olması nedeniyle genç hakemlerin bu işten daha iyi anlayacağını ifade etti. VAR’ı teknik olarak sadece operatörlerin kullandığını unuttu.
  • Bir MHK üyesi olarak Oğuz Sarvan’ın "VAR olmasa daha iyiydi" sözü tam anlamıyla skandaldı.
  • Halil Umut Meler’in sosyal medya baskısıyla Fenerbahçe-Beşiktaş maçından son anda alındığının açıklanması Zekeriya Alp ve kurulun sosyal medya ve çevresinden ne kadar çok etkilendiğinin ve buna göre hareket edebildiğinin adeta açık bir göstergesiydi.
  • Zekeriya Alp ve ekibi sezon devam ederken hakemlerin fiziksel çalışmalarından sorumlu ekibin de sözleşmesini yüzeysel gerekçelerle feshederek 10 yıldan uzun süre hizmet eden bir insana ve ekip arkadaşlarına kapıyı gösterip kendi arkadaşlarına TFF’de yeni bir kadro açma yoluna gitti.
  • Zorlu görüşmesi güveni iyice azalttı. Ali Koç'a özel bilgilendirme yapmalarına karşın Fenerbahçe aleyhine açık ve net hatalar artarak devam etti.
  • Devre arası yapılan skandal olarak nitelenebilecek basın toplantısı güveni yerle bir etti. Toplantıda prensipler, etik, netlik gibi şeyler ortaya konamadığı gibi şeffaflıktan çok uzaktı.
  • Pandemi döneminde hakemlikte devrim yapacaklarını söylemelerine karşın icraatlar göz boyamadan öteye gitmedi.
  • Pandemi sonrasındaki 8 haftada yapılan atamalarda sezon öncesi açıklanan hiçbir prensip yerine getirilmedi. Büyük hatalar sezon boyu devam etti. Çoğunlukta ligin dizayn edildiği algısı oluştu. Sezon başında alınan kararların uygulandığı iddia edilse de şaibe iddiaları ayyuka çıktı.
  • Ligden düşen Ankaragücü, Malatya ve Kayserispor, MHK tarafından düşürüldüklerini iddia etti. Özellikle de Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, Kulüpler Birliği toplantısında Rizespor ve son Trabzonspor maçlarında kasıtlı görevlendirmelerle ligden düşürüldüklerini iddia etti ve bunu kamuoyuna açıkladı.
  • Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş özellikle de Trabzonspor sürekli haklarının yendiğini ve MHK’ya asla güvenmediklerini dile getirdiler.
  • Sezon sonu taraflı tarafsız herkes MHK’nın istifasını beklerken, TFF Yönetim Kurulunda ciddi görüş ayrılıkları yaşandı. MHK direndi. TFF yönetiminde MHK’ye destek veren sadece 1-2 isim kalmasına karşın onlar istifa etmemekte direndiler.
  • TFF, MHK’nın talimat değişikliği talebini yaklaşık 2 ay gündeme getirmedi. Alp ve ekibi bu duruma rağmen istifa etmemekte direnmeye devam etti.
  • TFF yönetim kurulu toplantısında tepkilerden dolayı MHK toplantısı gündeme dahi alınmadı. Daha sonra çoğunluk tatildeyken TFF İcra Kurulu vasıtasıyla talimat değişikliklerinin bir bölümü kabul ettirilebildi.
  • MHK’nın en önem verdiği kadrolaşma ile ilgili esas düzenleme TFF tarafından kabul edilmedi. MHK bu açık mesajı görmezden geldi.
  • Kadroların nitelikleri ve sınıflandırılmasına yönelik madde kabul edilmemesine rağmen MHK, kendi inisiyatifi ile terfi kursları yaptı. Kursların bittiği ve hakem kadrolarının belli olacağı gün ise, TFF Başkanı iddialara göre, MHK’dan 4 kurul üyesinin istifa etmesi gerektiğini, aksi takdirde göreve devam edilemeyeceğini belirtince ligin bitiş tarihinden bu yana istifa etmemekte direnen Zekeriya Alp, istifa etmek zorunda kaldı. Zekeriya Alp, TFF tarafından açık şekilde istifaya zorlandı ve zamanında istifa etmeyerek birçok skandal sonrası adeta 'görevden alınmış' oldu.

MHK Başkanı Alp'in de istifası istendi

Ancak Alp istifasını verene kadar TFF’nin MHK’dan başta Oğuz Sarvan, Ünsal Çimen, Murat Ilgaz ve dördüncü bir ismin gönderilmesini istediği iddia edilirken ismi geçmeyen tek kişi Zekeriya Alp’in olması da dikkat çekiciydi.

Diğer yandan MHK Eğetim Danışmanı Burçin Keskin ve VAR Koordinatörü Barış Şimşek'in de bazı kulüpler tarafından istenmediği, yeni MHK göreve geldiğinde kendileriyle çalışılmayacağı TFF kulislerinde dile getiriliyor.

Alp’in istifasının perde arkasında Ajansspor’da daha önce duyurduğumuz MHK üyeleri arasında bir projede çıkan anlaşmazlığın da etkili olabileceği iddiaları da yer alıyor.

Yeni MHK’yi bekleyen sorunlar dağ gibi

MHK’daki değişimin bu derece uzaması yeni sezona sayılı günler kala göreve yeni gelecek MHK’nın işini şimdiden çok zora soktu. Çünkü elde sorunlu bir talimat, henüz belirlenmemiş klasmanlar var. Yani yeni sezon öncesi MHK'da kim göreve gelirse gelsin, yeni kurulu yığınla birikmiş sorun ve çözülmesi gereken çok sayıda problem bekliyor.

Örneğin terfi kurslarına çağrılan ve terfi ettirilmeyi bekleyen hakem ve gözlemciler istifa sonrası büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Medyada bazı hakemlerle yolların ayrılması gerektiği sesleri yükselirken, geçen dönemin hesabının kesilmesi gerektiği söyleniyor.

Zekeriya Alp ve MHK, geldikleri gün düğmeyi yanlış iliklemişlerdi ve o günden sonra hiçbir şeyi düzeltemeden çok başarısız bir dönemin ardından camiadan çok sayıda insanın 'nefretini' de kazanarak, gitmek zorunda kaldı. Bir diğer deyişle, kullanım süreleri dolunca gönderildiler.

Senin için hazırladığımız haberler