Süper Lig'deki ilk maçında Gaziantep Gazişehir'i ağırlayan Fenerbahçe, sahadan 5-0'lık galibiyetle ayrıldı. Spor yorumcularından müsabakayla ilgili çarpıcı değerlendirmeler geldi.
İşte öne çıkan köşe yazılarından bazıları...
Süper Lig'deki ilk maçında Gaziantep Gazişehir'i ağırlayan Fenerbahçe, sahadan 5-0'lık galibiyetle ayrıldı. Spor yorumcularından müsabakayla ilgili çarpıcı değerlendirmeler geldi.
İşte öne çıkan köşe yazılarından bazıları...
Bizim ligde ilk 20 dakika içinde aynı takıma üç penaltı çalınması pek görünür bir şey değil... Arda Kardeşler ilk penaltıyı çalmasa bir şey demem. Hatta daha doğru olurdu. İkincisi tartışmasız penaltı... Üçüncüsünde elle buluşma var mı, yok mu, elli defa izle çok belli değil... Gühahı da, sevabı da VAR‘ın boynuna...Takımda Alman liginde bugüne kadar penaltı kaçırmayan Max Kruse var. Türkiye Süper Ligi’nin ustası Emre var. Topun başında Moses... Öyle yavaş vuruyor ki, kaleci köşeyi anladı mı gol olma şansı sıfır... Sanki mahalle maçında çocuğun koruduğu kaleye penaltı atıyorsun. Daha bir hafta önce Süper Kupa finalinde gördük. Eloğlu penaltının başına geldi mi, kalecinin gözünün üstüne çakıyor.- Fenerbahçe maça çok iyi başladı. Hemen diyeceksiniz ki “karşısında rakip mi vardı.” Doğru Gazişehir diye bir takım yoktu. Zaten bu görüntü ile devam ederlerse kusura bakmasınlar, geldikleri gibi giderler. Ama biz geçen yıl ne maçlar, ne takımlar gördük. Düşenler bile Fenerbahçe‘ye ikişer üçer atıp gittiler.- Fenerbahçe aşırı iştahlıydı. Her yerde bastı, temaslı oynadı, hızlı hücuma çıktı, çok iyi pas yaptı.. En önemlisi Fenerbahçe artık yerden ve havadan rakip savunmanın arkasına top atmaya başladı... Vedat Muriç‘in golünü tarifi mümkün değil, görmek lazım... Ayrıca Vedat eli belinde “beleş“ top beklemiyor... Sahanın her yerinde arı gibi çalışıyor...- Süper Lig’de “kırkına merdiven dayayan“ bir delikanlı var; Emre Belözoğlu... Pas böyle atılır... Sağına dön 5 metre, soluna dön 3 metre, öyle kandırmaca değil... Sağa dönüyor 30 metre gönderiyor, sola dönüyor 20 metre atıyor, arkadaşlarının koşu yoluna topu bırakıyor... Adam Benjamin Button gibi... Zamanı geri sarıyor ...- Fenerbahçe yıllar sonra rakip savunmanın arkasına top atmaya başladı... Değerli dostumuz Prof. Dr. Tarık Esen‘in ifadesiyle Alex‘ten bu yana Fenerbahçe ilk defa rakip savunmanın arkasına top atıyor... Bu işin ustası Max Kruse... İnanılmaz toplar attı... Attığı toplar ya gol oldu ya rakip kalede büyük tehlike yarattı...- Fenerbahçe hızlı hücum etti... O uyutan, esneten, insanın göz kapaklarına tonlarca yük bindiren hücum anlayışından eser yoktu... Gerektiğinde deparla bindirdi, gerektiğinde pas oyunuyla... Pas oyununda Fenerbahçe’nin önemli bir mesafe aldığını söylemeliyiz... Unutmadan; kısa süre oynamış olsa bile Tolga Ciğerci iyi geliyor ...- Zanka için soru işaretlerim var... Rakip çok seyrek, çok etkisiz gelse bile öyle “ Fenerbahçe aradığı stoperi buldu” dedirtemedi... Kazanırken eksiği göreceksin... Mutlaka kaliteli bir stopere ihtiyaç var... Bundan sonrası Başakşehir, ardından Trabzonspor... Her takım Gazişehir olsa sorun değil de, bu ligin birbirinden önemli takımları var...- Fenerbahçe çok ama çok uzun süren “esmer günlerinin“ ardından, Kadıköy‘de gece vakti güneş gibi parladı... Üstelik Galatasaray, Beşiktaş, Başakşehir‘in 3‘er, Trabzonspor‘un 2 puan kaybettiği ilk haftada sadece “Bereketli ve liderliği getiren“ bir haftayı sadece üç puanı kazanarak değil yanına güveni, morali, futbola dönüşü katarak tamamladı... Yeter mi? Elbette yetmez ama evet ...
Fenerbahçe’nin “mucize” ile “felaket” arasında eksantrik bir sezona başlayacağı belliydi de… Mucizelerin ilk haftadan üst üste gelmesi bir başka mucizeydi! Birincisi sezona cebinde 11 puanla başladı Fenerbahçe… Şampiyonluk iddiası olan ne kadar takım varsa ya yenildi, ya berabere kaldı Kadıköy’deki maç arifesinde. Aynısı 30. haftada tekrarlansa şampiyonluk el değiştirirdi muhtemelen. “Önden buyurun” dediler Fenerbahçe’ye…Yani atletizmde görmezden gelinen bir “fodepar” ikramı ayağına kadar geldi geçen sezon şansına turp sıkılan takımın.Bitmedi… Karşısındaki rakip alt ligin giysisini üzerinden çıkaramamış, adeta tribündeki kalabalıktan şaşırmış Gazişehir’di. Sanki Fenerbahçe’yi izlemeye gelmiş tribündeki 40 bin Fenerbahçeli’den farksız misafirler gibi.Fenerbahçe verdi “mehteri” tabi.Emre, bugüne kadar kaç yıl yaşamışa tümünü tecrübeye çevirdi. Öyle ki, insan tedirgin oluyor “ya olmazsa” diye. Birinci penaltının mucidi Emre… Kruse’ye verdiği yakın pasın gol veya penaltı olmasından başka çaresi mümkün değildi ki. İkinci penaltı da Emre marifetiyle… Moses ilk penaltıdaki “fantezisini” sürdürmeyip topa güçlü vursa 12. dakikada net skora sahip olurdu Fenerbahçe. Vedat Muriç ki, kendisi sadece Fenerbahçe’nin değil sezonun en iyi transferleridir şu ana kadar; ikinci golü atarken aldığı topa doğru ve gerektiği kadar dokunan yine Emre. Ve üçüncü penaltı… Atan Emre. Moses’in fantezilerine son veren ve penaltıyı Emre’ye attıran akıl her kimse; tebrikler. İlk yarı bittiğinde Gazişehir üç golle şehitti zaten. Maçın ikinci yarısı daha önemliydi Fenerbahçe için. Çünkü henüz hiç sınanmamış bir defans hattı vardı ki, yamalı bohça gibiydi. Zanka bir forveti durdurmak zorunda kalmamış, Jailson’un rakip hücumunda ne kadar sırıtacağı asla belli olmamıştı. Kolorov lazım mıydı değil miydi kimse anlamamıştı. Neyse ki, Sumudica takımını biraz uyandırdı ikinci yarı. Basitçe, kanatları Fenerbahçe’ye teslim eden üçlü savunmadan vaz geçmedi ama orta saha ve forvete rakip kaleye hızla gitme emri verdi. Biraz bile olsa, apaçık ortaydı Fenerbahçe’nin arkası sağlam değil. Ve her rakip Gazişehir değil. Rodrigues mi?.. Valla kendi alanına gömülen Gazişehir Gaziantep’in kalabalığında faydalı bir şey yaptığını görmedim ben. Kim bilir, belki ailece ileri çıkmış rakiplerin arkasına sarktığında eski halini hatırlar. Maçın son yarım saatinde Deniz’in Moses değil de Rodrigues’in yerine girmesi Ersun Yanal’ın “afsız” ve “mazeretsiz” bir sezon işareti olsa gerekti. Moses daha sonra Ferdi ile değişti ki, o da galibiyete eklenmiş bir gençlik ateşi. Beşinci golün ona nasip olması günün mana ve ehemmiyetini arttırdı tabi. İkinci yarısına aynı tempoyla aynı şevkle devam eden Kadıköy’ü beş golle süsleyen Fenerbahçe, gerçekten mucize gibi bir başlangıç yaptı. Maçın kahramanı Ferdi’yi tecrübe farkıyla geçen Emre’dir; kesin… Ama günün kahramanı Fenerbahçe’de kalmak için ücretinin yüzde kırkından vazgeçen Alper’dir, unutmasın Fenerbahçe taraftarı. Alper’in yaptığı sadece “damping” değil çünkü… Fenerbahçe’nin ne olursa olsun kalınması gereken bir yer olduğunun ikrarıdır. Bunu en iyi Emre bilir.
Fenerbahçe’nin öndeki 4 oyuncusu, birbirini tamamlayan özellikleriyle geçtiğimiz sezonki ekibin çok önünde. Birbirlerini biraz daha iyi tanısalar dün tarihi bir fark olabilirdi. Özellikle ön direk, arka direk koşularında herkesin aynı şeyi yapmaya çalışması Rodrigues ve Moses’ın kanattan getirdiği toplarda istenen sonucun alınmasını engelledi. Ceza sahasına 4 kişiyle girdiler ama kimse kendisini boşa atamadı. Bunları biraz daha kontrollü yapsalar Dirar’ın attığı 4. gole benzer birkaç sayı daha bulabilirlerdi. Gazişehir’in zaman zaman önde baskı yapmasına rağmen sıklıkla Fenerbahçe’yi orta sahasında beklemesi de ev sahibinin işine yaradı. Emre’yi sık sık ceza sahası çevresinde kullandılar. Oda maça damgasını vurdu. Fenerbahçe üzerine bir oyun inşaa edebileceği temelleri nihayet sergiledi. Uzun bir aradan bu yana ilk kez... Oyuna giren her oyuncunun aynı güvenle oyunun parçası olabilmesinde. Tolga ve Ferdi gibi.Gecenin sorusuVedat Muriqi’in Emre’nin güzel pasında yaptığı kontrol ve vuruştaki özgüveni en son hangi Fenerbahçe santrforunda görmüştük?Maçın starıEmre Belözoğlu’nun kattığı aklı ön plana almak lazım. Muriç’in güvenli santrfor oyunu ve Kruse’nin hem enerjisi hem de oyun bilgisiyle fark yarattı. Bu tabloda Ozan’ı da unutmamak lazım.Maçın olayı Kuşkusuz 23 dakikada Gazişehir’in yaptığı 3 penaltı... Üçü de doğru kararlar. Fenerbahçe’nin ceza sahası içine kalabalık girişleri kadar 17 yeni transferle baştan aşağı yenilenen Gazişehir’in bu kadroyla çıktığı ilk maç olmasının da bunda payı var. Bir takımdan ziyade bir karma gibiydi konuk ekip.Kısa mesajÖzgüven. En önemlisi buydu. Her oyuncuda bunu gördük. Geçen sene bu hiç yoktu.
Emre Belözoğlu’nun dönüşü, Max Kruse ve Vedat’ın gelişi ile geçen sezondan çok daha iyi bir Fenerbahçe takım hücumu izleyeceğimiz, ertesi sabah güneşin doğacağı kadar aşikârdı. Soru işareti ise transferlerde geç kalındığı için takım savunması ve hücumdan savunmaya dönüşlerdeydi. Gazişehir karşısında bu soru işaretinin soruna dönüşmesini engelleyen iki ana faktör ‘restore edilmiş’ Ozan Tufan ve Sumudica’nın 15 yeni transferli kadrosundan çıkardığı çorba ilk 11 oldu. Ozan Alanya’da geçirdiği Sergen Yalçın teknik restorasyonundan sonra bu yaz da Yanal döneminde fiziksel restorasyonuna başarıyla devam etti. Emre gibi bir liderin yanında oynaması da, Ozan’ın en büyük avantajı. Jailson stoperde iyi oynadı ancak yine de bir sol stoper en azından kadro derinliği açısından şart. Bu sol stoper, Hasan Ali dönene kadar sol bek de oynayabilecek özelliklerde olursa sanki en mantıklısı olur.Gecenin sorusuAyhan Akman, sezon başlamadan istifa etmekte haksız mıymış? Bir de VAR ülkemizde de İngiltere Premier Lig’deki gibi uygulansa olmaz mı?Maçın starıEmre 73’e kadar oyunu bizzat yazmış kadar kendinden emin şekilde okudu, dikte etti, tempoyu Fenerbahçe lehine belirledi.Maçın olayıİlk yarıda hakemin 3 penaltı kararı vermesi olay oldu. İlki tartışmaya açık olsa da diğer ikisi dünyanın her yerinde penaltı.Kısa mesajİlk maç için oyun ve skor gayet iyi ancak Fenerbahçe’nin şampiyonlukta daha iddialı olması için transferler daha geçe bırakılmamalı.
Fenerbahçe dolu tribünler önünde maça yüksek tempolu ve iştahlı başladı.Emre'nin organizatörlüğünde çok yönlü ofansif girişimler gündeme geliyordu. Tek kale oyunda ilginç bir ilk 25 dakika izledik.Biri kaçan 3 penaltı ve de Vedat Muriqi'den gelen mükemmel bir gol.Eğer 2-3 pozisyonu daha değerlendirilebilse ilk yarı çok daha farklı biterdi. Fenerbahçe ikinci yarıda yine sahanın tek hakimi idi. Ancak skorun rahatlığıyla tempoyu düşürmüşlerdi. Yine gole yakın bir çok atak gelişti. Ama bu rahatlık yüzünden çoğu pozisyonun sonu gelmese de iki gol daha bulmayı başardılar.. Neticede sezonun ilk maçı farklı kazanıldı. Maç zaten ilk 25 dakikada bitmişti. Ama bu farklı galibiyet ve nispeten de keyifli futbol ölçü kabul edilmemeli. Çünkü Gazişehir tamamen yeni oyunculardan kurulu bir takım. Üstelik kaleci hariç hepsi yabancı futbolcular.Bu handikapa bir de teknik direktör Sumidica'nın üçlü defans macerası eklenince çok erken teslim bayrağını çektiler. Fenerbahçe'de tabii ki olumlu gelişmeler var. Bir defa Emre Belözoğlu faktörü...Alışılmış kolektif eksikliği en aza indirecek bir futbolcu. Alman Kruse daha uyum sürecinde ama önemli bir oyuncu. Bu maçta Gazişehir o kadar zayıf bir görüntü sergiledi ki stoper Zanka için analiz yapamayacağım.Yine bana göre VAR fiyaskosu çok erken başladı. Maalesef bu işi beceremiyoruz.İlk penaltı bana göre yanlış karardı.İzle uyarısı da gelmedi. Üçüncü penaltıda da elin ucunu top adeta hafif bir temasla sıyırarak yön değiştirmeden geçti. Çözmek o kadar zordu ki; VAR hakemi, Arda Kardeşler'i iki dakika bekletti. Sonra da izlemeye çağırdı...Bu tip pozisyonlarda hakemin kararına müdahale etmemek gerekiyor.
Umutsuz olan, en kötüsü memnun olmayı çok sevmeyen taraftarlarının önüne çıkarken, aslında "en zor" maçını oynadı Fenerbahçe. Yüzde 78 topla oynama oranı ile tamamladıkları ilk yarı bittiğinde, keyif seansı yapmış izleyenler. Ersun Hoca'nın "baskı" isteyen oyun tarzını, ayağa pas ile zenginleştirip, telaştan da uzaklaştırdılar. Yani; sadece Emre'yi geri getirmeyip, O'nunla birlikte Başakşehir'in pas organizasyonu da naklettiler takıma. Çağdaş, akıl taşıyan, hükmeden, hatta emreden bir şekilde oynadılar 45 dakika boyunca. Üç penaltı kazanıp, ikisini gole çevirdiler.Muriqi'nin takımı rahatlatması, aslında rakibi de bitirmesiydi. "Bu maç bizim" mesajını her adımda, her pasta verdiler Gazişehir takımına.Kaptan Emre'nin bir kez daha Türkiye'nin en iyisi orta sahası olduğunu gördük. Tribünlerin de "kalbini" taşıyan bir oyun lideri olarak, arkadaşlarıyla birlikte daha birinci haftadan liderlik koltuğunun tadını verdi. Adı şampiyonlukta geçen rakipleri, ilk haftayı yenilgilerle tamamladılar, son üç sırayı paylaştılar. Sadece kazanma haftası değildi dün gece, kapı zilini iki kere çalıp, "ben geldim" diyen gurbetteki "ağabey" de vardı sahada. Farklı sonuç elbette eksiklerin üzerini örtmeyecek, ama bir gerçeği de gözlere soktu Ersun Yanal ve talebeleri, tribünleri ile birlikte "kader" birliği yapan "inanmışlar taburu" oluşturdular.Çoook uzun bir adan sonra gördüğünü, çekinmeden çalan bir hakem (Arda Kardeşler) ve dikkatini takımın rengine göre ayarlamayan VAR ekibi vardı. Üç penaltı kararı da doğruydu.Sosyal medyadaki trollerin işine gelmeyen şeylerdi bunlar. Eski alışkanlıklar bitti artık. Galiba "Türk Hakemleri" diyebileceğimiz maçlar öncesindeyiz.Düdükten geçen şampiyonluklarla ilgili haberleri de bitireceğiz umarım.
Dün gece tuhaf bir maç izledik. Skora bakıldığında Fenerbahçe geri geldi diyebileceğimiz bir karşılaşma. Oyun olarak iyi mi, kötü mü, net konuşamayız. Çünkü öyle bir maç ki neredeyse ilk yarım saatte 3 fark oluverdi. Asla ölçü olamaz. Rakip darmadağın oldu. Art arda verilen penaltılar hem rakibin oyun düzenini bozdu hem gardını düşürdü hem de bütün dengesini kaybetmesine neden oldu. Fakat ne olursa olsun dün geceki rahat galibiyet pek tabii ki olumlu sinyaller verdi.Kruse ve Emre hem inisiyatif alma hem de oyun liderliği anlamında belli ki Fenerbahçe'ye çok şey katacaklar. Vedat Muriqi çok hırslı. Kapasitesi belli ve zayıf rakiplere karşı içerideki maçlarda çok iyi işler yapabilir. Herkes defansif sorunu merak ediyordu. Özellikle ikinci yarıda defansın arkasına atılan toplarda Fenerbahçe zaman zaman problem yaşadı. Özellikle Fenerbahçe defansı kendi kalesinden uzakta kurulduğunda büyük risk içindeler. Dün gece bunu bazı pozisyonlarda net gördük.Ama sonuç olarak Fenerbahçe sezona lider başladı. Hem skor çok önemli hem de psikolojik olarak dün geceki galibiyet camiayı kenetlendirdi.Hakem Arda Kardeşler aslında iyi hakem fakat ilk penaltıda anlayamadığım şeyler var. Hiçbir lafım yok, ikinci ve üçüncü penaltılar net penaltı. İlk penaltıda faulü Kruse'nin yaptığını düşünüyorum. Ama hakem penaltı noktasını gösterdi ve VAR devreye girmedi. Ya o penaltıyla Fenerbahçe maçı 1-0 kazanmış olsaydı ne olacaktı? Ayrıca Fenerbahçe kaptanı Emre Belözoğlu, yine hakemin gözü önünde küfür ediyor ve maalesef yine cezasız kalıyor.
FENERBAHÇE takımı Gazişehir karşısındaki oyunu ile kabuk değiştirdiğini ispat etti. Geçen sezonun izlerini silmek adına sahada çok istekli, arzulu bir Fenerbahçe vardı.Bu istekli oyunun karşılığında da maçı ilk yarım saatte kopardı.Gazişehir de Fenerbahçe'ye bu imkanı tanıdı.Emre Belözoğlu'nun dönüşü de Sarı-Lacivertliler'e ayrı bir hava katmış. Kaptan takımını çok iyi organize etti. Dünkü maç sonrası Emre'siz geçen yılların ziyan olduğunu söylemek yersiz olmaz.Emre'nin yanında oynayan Ozan da Bursa'dan geldiği dönemdeki gibi etkili gözüktü.VEDAT FARK YARATTISarı-Lacivertliler dün oynadığı futbolla taraftarlarını bu sezon için heyecanlandırmayı başardı. Dünkü maç için Vedat Muriç'e de ayrı bir parantez açmak gerek. Kosovalı forvet harika bir gol attı, hücum presiyle de rakip savunmayı zorladı. Kruse günün başarılı isimlerindendi.Fenerbahçe rakipleri Galatasaray, Beşiktaş, Başakşehir ve Trabzon'un puan kaybettiği haftada farklı bir galibiyetle rakiplerine gözdağı verdi.MAÇIN EN İYİSİ: EMREKaptan futbol resitali sunduMAÇIN EN KÖTÜSÜ: SUMUDİCA Oyun planı sınıfta kaldı..