Yusuf Şimşek’ten Antalyaspor yönetimine tepki, Alex’e menajer göndermesi

Şubat – Aralık 2015 tarihleri arasında Antalyaspor’da teknik direktörlük görevini üstlenen Yusuf Şimşek, aradan geçen 9 yıllık sürenin ardından yeniden Kırmızı-Beyazlıların gündemine gelirken, yaşanan olaylar anlaşmanın önüne geçti. Antalyaspor’la yaptığı görüşmelerin ardından hem Kırmızı-Beyazlı yönetimin tutumunu hem de kendisine yönelik bazı kesimler tarafından verilen tepkileri değerlendiren Yusuf Şimşek, Antalyaspor’da hem geçmişte hem de son dönemde yaşananları anlattı.

Antalyaspor’dan hiçbir zaman görev talep etmediğini ve son dönemde de Kırmızı-Beyazlı kulübün kendisine teklifte bulunduğunu söyleyen Yusuf Şimşek, Kırmızı-Beyazlı yönetimin yaptıkları teklifin arkasında duramadığı için görev almayı reddettiğini söyledi. Teklif sürecinin nasıl geliştiğini anlatan 49 yaşındaki çalıştırıcı, “Tatilden dönmüştüm, kulüpten beni aradılar, ‘Yarın seni kulüpte bekliyoruz’ dediler. Ben de ertesi gün gittim. Sinan Boztepe, Deniz Ali Yeşil, Yener Yıldırım vardı. ‘Seni altyapı koordinatörü yapmak istiyoruz’ dediler. ‘Altyapıdan anlamam, sıcak değilim’ dedim. Aradan iki gün geçti, sportif direktör olarak yeni bir teklif verdiler. ‘Ben teknik direktörüm, sportif direktör değilim’ dedim. Sonra futbol koordinatörlüğü dile getirilince reddetmedim, ona biraz daha sıcaktım.” dedi.

Antalyaspor ile yaptığı görüşmelerin basında yer almasının ardından hakkında yapılan açıklamaya tepki veren Yusuf Şimşek, “Sinan Boztepe, ‘Yusuf Şimşek’in dosyası masada’ dedi. Adımın masada kalacağı birisi değilim. Milli takımlarda oynadım, şampiyonluklar yaşadım, Antalyaspor’da görev aldım. Benim de bir ismim var. Antalyaspor bizden büyüktür ama masada, rafta kalacak bir adam da değilim. Teklif onlardan geldi. Sonra iş farklı yollara çıktı. Bir karar verip de gelmeleri lazımdı. Arkasında durabilecekleri operasyon yapmaları lazımdı. Sinan Boztepe’nin ismimin masada olduğunu söylemesinin ardından hiçbir görevi kabul etmeyeceğimi kendilerine söyledim” dedi.

Her zaman Antalyaspor’da görev almak isteyeceğini, ancak bunun usulüyle olması gerektiğine dikkati çeken Şimşek, “Bana teklif gelmemesi tabii ki canımı sıkıyor. Bu takımı şampiyon yaptım ve Süper Lig’de de iyi noktada bıraktım. Bıraktığım gece Samuel Eto’o evime geldi ve bana ‘bırakma’ dedi. Benim Antalyaspor’a hiçbir zararım olmadı. Diğer antrenörler para pazarlığı yapar, ben yapmam. Ben buranın çocuğuyum. Ben ölünce buraya gömüleceğim. Benim Antalyaspor’a faydamdan başka bir şey olmaz. Benim oğlum Antalyaspor’da oynuyor. Başka yere de verebilirdim. Bu yüzden bir kırgınlığım var.” diye belirtti.

Antalyaspor tarihinin en çok bonservis getiren isimlerinden olan Doğukan Sinik’in kendisinin sahibi olduğu Şimşekspor’dan çıktığını hatırlatan Yusuf Şimşek, yıldız futbolcuyu Kırmızı-Beyazlılara kazandırmak için de fedakarlık yaptığını söyledi. Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin o dönemde Doğukan Sinik’i istediğini söyleyen Şimşek, “Gültekin Gencer’e de sorabilirsiniz; Doğukan’ı Beşiktaş, Fenerbahçe isterken, 3’te 1 yetiştirme bedeliyle Antalyaspor’a verdim. 15 bin TL gibi bir para aldık. 45 bin TL Fenerbahçe ve Beşiktaş verdi, ben göndermedim. Ben aptal bir adam değilim, neden 25-30 bin TL için futbolcuyu Fenerbahçe ya da Beşiktaş’a vereyim. Ben Antalya’da yaşıyorum. Beni arayanlara zaten ‘Antalyaspor’a vereceğiz’ dedim.” sözlerini kullandı.

İsminin gündeme gelmesinin ardından sosyal medyadan bazı taraftarın verdiği tepkiye de değinen Yusuf Şimşek, “Bana Metin Korkmaz’dan dolayı tepkililer diye düşünüyorum. Ben yıllar önce Fenerbahçe ve Beşiktaş istemesine rağmen Doğukan Sinik’i Antalyaspor’a verdim. Ben teknik direktör olduğumda Doğukan’ı profesyonel yaptım ve ilk kez ben oynattım. Sonra 70 milyon TL’ye Hull City’ye satıldı. Süper Lig’e çıktığımız sezon yarı finalde Adana Demirspor maçında Beykan Şimşek, benim oyuncularıma saldırdı, kulübüm için rakip oyuncuya vurdum ve belki de sonradan orada teknik direktör olabilecekken bu kapıyı kapattım. Yaptığım yanlıştı ama bu takım için yaptım. Karşıyaka’dan gelirken 60 bin TL olan maaşımı 45’e indirmişim, sonra bu kulübe giremezmişim, bu nasıl olacak? Benim kulübe yaptıklarım belli, kulübün de bana katkıları var. Ben kapıdan da girerim bacadan da girerim. Benim yanlış yaptığım bir tane olay yok. İftira atmakla olmuyor, benim bir menfaatim yok. Ben Antalyaspor’un düşmanı değil, Antalyaspor’un askeriyim, her zaman göreve hazırım” sözlerine vurgu yaptı.

2015 yılında Antalyaspor’a gelirken ve kulüpten ayrılırken fedakârlıklar yaptığını da söyleyen Yusuf Şimşek, “O dönem Karşıyaka’dan 60 bin TL maaş alıyordum. Antalyaspor’a geldim, Hasan Ali Ceylan ‘60 bin TL fazla, 45 olur mu?’ dedi. Memleketim olduğu için hemen kabul ettim. Süper Lig’e çıkmadan önce Gültekin Gencer ‘3 yıllık anlaşma yapalım’ dedi. Süper Lig’e çıkarsak ayrı, çıkmazsak ayrı bir maaş ile anlaştık. Süper Lig’e çıktık, başkan sözünü yerine getirdi. 13’üncü hafta iyi sıradayken Konyaspor’a yenilince başkan ayrılmamızın gerektiğini söyledi. ‘Tamam’ dedim. Normal şartlarda 2.5 yıllık daha alacağım vardı. Birçok antrenör çalışmadığı dönemin parasını alıyorsa benim de buna hakkım vardı. Antalyalı olduğum için çalıştığım 4 ayın parasını senet olarak aldım, çalışmadığım dönem için ‘5 aylık maaşını verelim, mağdur etmeyelim’ dediler. ‘Tamam’ dedim. Sezon sonuna kadar hiçbir para almadım. Hiçbir icra takibi başlatmadım, paramın verilmesini bekledim. Sonra Ali Şafak Öztürk başkan oldu. Bora Terzioğlu beni aradı. ‘1.2 milyon TL alacağın varmış, biraz indirim yapar mısın?’ dedi, ‘tamam’ dedim. 350 bin TL indirim yaptım ve avukatlık paramdan da vazgeçtim toplamda 450 bin TL’den vazgeçtim.” sözlerini kullandı.

Antalyaspor’u icraya verdiği yönünde çıkan dedikodulara da yanıt veren Şimşek, “Bana verilen senedi İstanbul’da bir galeriye verdim, araba aldım. Bunu da Gültekin Gencer’e söyledim. Senetlerin de 1 ya da 2’sini kullandım. Benim kullandığım bu senetlerden icra geldiğini de bilmiyorum, hiç duymadım. Verdiğim senetler de çalıştığım dönem için verilenlerdi. Ben çalıştığım hiçbir kulübü icraya vermedim. Dolaylı yollardan da verdirtmedim.” dedi.

Antalyaspor Teknik Direktörü Alex de Souza ile ilgili de konuşan Yusuf Şimşek, “Göreve gelseydim, Alex rahatsız olabilirdi. Ben de bunu düşünerek teklifi kabul etmedim. Ben teknik direktörken başıma başka birisini getirseler ben de rahatsız olurdum. O yüzden özellikle sportif direktörlüğü kabul etmedim. Ayrıca ben teknik direktör olarak devam edip yarışmacı olmak istiyorum” diye belirtti. Alex de Souza’nın menajerliğini yapan Gianfranco Petruzziello’nun Thalisson’u da Antalyaspor’a getiren isim olmasına dikkat çeken Şimşek, “Hani benim menajerim Metin Korkmaz kulübe futbolcu getirmiş ya… Alex de şimdi kendi menajeriyle futbolcu getirdi, nasıl olacak bu iş? Metin Korkmaz çok futbolcu da getirmedi bu arada. Ben 3 ya da 4 transfer istemiştim, Gültekin Gencer ‘düşeriz’ dedi. Ben bir tek Rıdvan Şimşek’i aldım. Metin Korkmaz, benim menajerliğimden de para almadı, Eto’o için de menajerlik bedeli almadı. Alex gelirken menajeri para almadı mı? Aynı menajer Thalisson’u getirirken para almadı mı? Mümkün değil.” sözlerini sarf etti.

Menajer Metin Korkmaz ile arasındaki ilişkiden de bahseden Yusuf Şimşek, “1998’den beri benim menajerliğimi yapmıştır. Ben para konuşlarını konuşamadığım için yıllarca görüşmelere Metin Korkmaz’ı yolladım. Başka bir bağlantımız yok. Benim menajerim olduğu için Antalyaspor’la da görüşmeye kendisi geldi. Başkanla da o zaman tanıştılar. Sonra başkan ile dost oldu. Metin Korkmaz’dan yardım istedi , o da elinden gelen yardımı yaptı diye biliyorum. Öyle sanıldığı gibi büyük paralar aldığını düşünmüyorum. Metin Korkmaz bu kulübe kaç futbolcu getirdi? Eto’o’yu getirdi, kulüp zarar mı etti? Benim yapılan hiçbir transferine katkım yok. Çalıştığım hiçbir kulüpten emeğim dışında para aldığımı söylerlerse çocuklarımı görmek nasip olmasın. Böyle bir durum varsa çıksınlar açık açık söylesinler. Futbolcuyken de antrenörken de emeğim dışında hiçbir para almadım. Birçok futbolcu almıştır, ben ne teşvik aldım ne şikede adım geçti. Namusuyla çalışan bir adamım.” ifadelerine yer verdi.