Yenemiyorsan yenilmeyeceksin: Fenerbahçe – Galatasaray

20.03.2018 - 20:57 | Son Güncellenme: 20.03.2018 - 20:57

Bu hafta sonu epey maç izledim.   Bazılarını parça parça, bazılarını baştan sona…

Bu maçları bilinen “futbol vecizeleri” üzerinden değerlendirecek olursam:

Yenemiyorsan yenilmeyeceksin:  Fenerbahçe – Galatasaray

Galatasaray açısından kazanmak elbette muhteşem bir sonuç olurdu.

 Ancak işin matematiğini ve psikolojisini dikkate aldığınızda “yenilmemek” de oldukça değerliydi.  Galatasaray bunu becerdi.  
 
Tolga son saniyelerde Galatasaray tarihine geçme şansını kullanamadı.
 
Sekiz maç kala böyle bir puan cetveli ve böyle bir fikstürle Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı azaldı demezdim.  Kazansaydı şansını arttırmış olacaktı.  
 
Sabaha kadar oynasalar sonuç değişmez:  Başakşehir – Beşiktaş
Beşiktaş bu yıl istikrarsız.  Dünkü maçta sezonun en verimsiz futbolunu oynadı. Pozisyon üretemeden ve kalesinde pozisyon görerek maçı mağlup bitirdi. 
 
Başakşehir son bir iki haftada düşüşte gibiydi.  Beşiktaş maçının ilk yarısında üst düzey bir performans ortaya koyarak beni şaşırttılar.  "Oyunu" kazandılar.  
 
Son otuz dakikayı da Beşiktaş’a karşı bir eksik nasıl oynanır, adeta onu gösterdiler.
 
Gol attıktan sonraki beş-altı dakika risklidir:  Alanyaspor – Göztepe
 
Göztepe’nin efsanevi teknik direktörü rahmetli Adnan Süvari’nin çok sık dile getirdiği bir konuydu bu... Golden sonraki beş altı dakika… İstatistiği var mıdır bilmiyorum.  Sanırım gol sonrası atan takımın konsantrasyonunda bir parazit oluşuyor, yiyen takım da reaksiyon vermek için motive oluyor…
 
Alanya karşısında kazanmaya pek niyetli görünmeyen Göztepe golü yedikten altı dakika sonra Demba Ba ile golü attı.  Pek başka bir pozisyonu da yoktu maç boyunca…  
 
Atmayana atarlar: Bursaspor – Sivasspor  / Gençlerbirliği – Akhisar
 
Son dakikalarını izlediğim maçlarda hem Akhisar hem Sivasspor öyle pozisyonları harcadılar ki bu çokça test edilmiş vecizeyi adeta çağırdılar ve golleri yediler!     
 
90 dakika bitmeden maç bitmez: Altınordu – Denizlispor
 
Altınordu sevdiğim bir takım.  Altyapısının zenginliğini bilmeyen, duymayan kalmadı.  Oradan çıkma Cengiz Ünder ve Çağlar Söğüncü artık Avrupa’da top koşturuyor. 
 
Altınordu’nun kadrosunda yabancı oyuncu yok.  Yıllardır Hüseyin Eroğlu yönetiminde üzerine koyarak gidiyorlar.  Bu ara yüksekten uçuyorlar.
 
İkinci yarının en çok puan alana takımı olarak sıralamada lider Rizespor’un beş puan gerisinde dördüncü sıradalar. 
 
Yalnız ilginç bir problemle karşı karşıyalar.  14 deplasmandan 27 puan çıkarırken 14 iç saha maçından 21 puan alabildiler.  
 
Denizlispor karşısında içeride yine puan mı kaptırıyorlar acaba derken Kerim Avcı 90+’da kazanılan serbest vuruşta topu zıplayan barajın altından ağlara göndermesiyle üç puan geldi.  
 
Yeni bir vecize ekleyebiliriz bu noktada:  Zıplayan baraj baraj değildir!     
 
Bu arada Fatih Tekke yönetiminde iyi top oynayan Denizli’nin düşme hattında işi ne diye düşünmeden edemiyor insan. 
 
--
Konuk Yazar : Reşat Kutucular

Senin için hazırladığımız haberler