Voleybol Sahasının Perde Arkası: Ödüllü Antrenör Fikret Ceylan’dan İçgörüler

05.12.2024 - 17:17 | Son Güncellenme: 05.12.2024 - 17:50

Vodafone Sultanlar Ligi ekibi VakıfBank'ın yardımcı antrenörü Fikret Ceylan, Jana Tombu için yaptığı açıklamalarda voleybolun perde arkasını anlattı.

Voleybol Sahasının Perde Arkası: Ödüllü Antrenör Fikret Ceylan’dan İçgörüler

Jana Tombu

Dünya çapında kalpleri ve zihinleri birleştirmesiyle ikonik bir takım sporu haline gelen voleybol, ilk olarak “mintonette” olarak adlandırıldı ve 1895 yılında William G. Morgan tarafından badmintonun bir türevi olarak geliştirildi. Oyun, Uluslararası Gençlik Teşkilatı YMCA’nın Beden Eğitimi bölümü için özel olarak tasarlandı ve voleybolun 1964 Tokyo Yaz Olimpiyatları’nda resmi olarak tanıtılması 70 yılı buldu. Voleybol, günümüzde futbolun ardından dünyanın en popüler ikinci sporu olarak kabul edilmekte.

Voleybol şampiyonalarının perde arkasındaki gizemleri ve yaşamı aydınlatmak için 12 yılı aşkın süredir milli takımları çalıştıran, 3 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ile 2 Dünya Kulüpler Şampiyonası da dahil olmak üzere sayısız ulusal ve uluslararası başarıya imza atan ödüllü antrenör Fikret Ceylan ile röportaj yaptık. Olimpiyatlar ve dünya şampiyonalarında ülkelerini temsil eden oyuncular yetiştiren Ceylan, başarının anahtarının oyuncuların bireysel yeteneklerine ve takım dinamiklerine odaklanan oyuncu gelişimiyle taktiksel uzmanlığın bir kombinasyonu olduğuna inanıyor.

"Antrenörlükle ilgili birçok kişinin bilmediği gerçek, işimizin en önemli bölümlerinden bazılarının saha dışında gerçekleşmesi," diyor Ceylan. "Rakiplerin izlenmesi, saatlerce maç görüntülerinin analiz edilmesi, her oyuncu için özel olarak hazırlanmış antrenman planlarının oluşturulması… Strateji geliştirme, beslenme planları, zihinsel kondisyon ve toparlanma programlarına kadar perde arkasında birçok şey oluyor."

Fikret, sporcuların hem fiziksel hem de zihinsel olarak en iyi durumda olmaları için antrenörler, sağlık ekipleri ve spor psikologları arasındaki etkili iş birliğinin önemini vurgulayarak "Pozitif bir takım kültürü oluşturmak genellikle göz ardı edilir, ancak bu performansta gerçekten büyük bir fark yaratabilir." diyor.

Ceylan, antrenörlükteki en büyük zorluklardan birinin sürekli değişen oyuncu kadrosu olduğunu şu sözlerle belirtiyor: “Her yıl takım değişiyor, bu da hem bireysel güçlü ve zayıf yönleri olan yeni oyuncular hem de farklı dinamiklere sahip bir takım anlamına geliyor. Bir takımla şampiyonluğu kazandıran stratejiler başka bir takımda işe yaramayabilir. Bu ise anlamanız, kabul etmeniz ve kucaklamanız gereken bir şey."

Ayrıca oyuncuların yaşı ve deneyimine göre antrenman yaklaşımındaki büyük farklardan da söz eden Ceylan: "Genç oyuncuları çalıştırırken öncelikli hedef onların tekniğini mükemmelleştirmelerine yardımcı olmak olmalı. Daha deneyimli sporcular ise daha çok taktik ve stratejiye odaklanmış eğitimlere ihtiyaç duyar." diyor.

"Analizlerin gücü, kazanan bir takım kurmanın temel taşını oluşturur," diyor Ceylan. "Takımınız tamamen mükemmel fiziksel ve zihinsel kondisyonda olan, üst düzey teknik becerilere sahip, son derece yetenekli oyunculardan oluşabilir. Sorun şu ki, rakip takım da öyle olabilir. Uluslararası şampiyonalarda rakibinizin en iyilerden biri olacağı açıktır; aksi takdirde o aşamaya gelemezdi. İşte bu noktada strateji devreye giriyor. Bir antrenör olarak rakip takımın oyun tarzını öğrenmeli, maçlarını izlemeli, kullandıkları taktikleri analiz etmeli, yaptıkları hataları belirlemeli ve takımınızın stratejisini bunlara göre oluşturmalısınız. Bu stratejiyi antrenman maçlarında test etmeli ve takımınızın şampiyona sırasında karşılaşması muhtemel zorlukları yeniden kurgulamalı, böylece onları hazırlamalısınız."

Ceylan, zihinsel hazırlığın önemini de vurguluyor: "Profesyonel hayatta öğrendiğim bir diğer yöntem, takımımı baskı altında sakin kalmayı öğretmek için farkındalık tekniklerini kullanmak oldu. Bu, kritik bir puanı kazanmak ile kaybetmek arasında fark yaratabilir." Fikret, özellikle risklerin yüksek olduğu anlarda takımın zihinsel durumunun başarıda belirleyici bir rol oynadığına inanıyor: "Oyunun başlangıcı umduğunuz gibi gitmeyebilir. Böyle durumlarda sakin, odaklanmış ve elinizden gelenin en iyisini yapmaya adanmış kalmak çok önemli. Er ya da geç rakibiniz bir hata yapabilir ve takımınız durumu kendi avantajına çevirecek bir fırsat yakalayabilir."

Fikret Ceylan, birçok Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve Dünya Kulüpler Şampiyonası dahil olmak üzere dünya çapında öne çıkan uluslararası voleybol turnuvalarını kazandıktan sonra uluslararası alanda büyük bir üne kavuştu. Türkiye’deki en başarılı oyuncu ve takımlardan bazılarını çalıştırmanın yanı sıra, Seul’de Kore Milli Takımı ile çalıştı. Şimdi ise dünya çapında yetenekler geliştirmesi ve Şampiyonlar Ligi, Dünya Kulüpler Şampiyonası, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası gibi en üst düzey ulusal ve uluslararası şampiyonalarda sürekli olarak rekabet etmesiyle tanınan Vakıfbank Spor Kulübü ile çalışıyor.

“Voleybol antrenörü olmak, var olan en heyecan verici işlerden biri" diyor Ceylan. "Yüksek enerjili, takım odaklı bir ortamda çalışıyorsunuz ve her gün, bir diğerinden farklı. Oyun stratejileri geliştirmek, bireysel ve takım performansını analiz etmek, antrenmanları yönetmek, servis, blok ve pas gibi teknik becerileri geliştirmek, takım ruhu ve zihinsel dayanıklılığa teşvik etmek… Tüm bu unsurlar, son teknoloji spor bilimiyle birleştiğinde voleybolu bir sanata, takımınızı ise şampiyonlara dönüştürmenizi sağlıyor. Ama en önemlisi, sporcuların en cesur hayallerini gerçekleştirmelerine sürekli olarak yardımcı oluyorsunuz ki bu, inanılmaz derecede tatmin edici."

Senin için hazırladığımız haberler