“Türkiye’deki Pro Lisans İngiltere’de B seviye bile değil”

21.09.2017 - 10:08 | Son Güncellenme: 21.09.2017 - 10:08

“Türkiye’deki Pro Lisans İngiltere’de B seviye bile değil”

"Gittiğimde İngilizcem sıfır seviyesindeydi"

-Futbolcu olma hayali kurarken, sakatlanınca kariyeriniz bitiyor. Ardından radikal bir karar alıp Londra’da, antrenörlük eğitimi alıyorsunuz. Gelinen noktada Arsenal altyapısında yardımcı antrenörlük ve Futbol Bilim Uzmanı olarak çalışıyorsunuz. Böyle radikal bir adımı atarken neler düşündünüz?
Ben sadece antrenörlük eğitimi alıp Türkiye’ye dönmeyi düşünüyordum ama attığım her adımı bilinçli ve bilime yönelik atınca fırsatlar karşıma çıktı. Akademik eğitimin üzerine Arsenal ve İngiltere Futbol Federasyonu ile birlikte teorik ve pratik şansı yakalamam böyle bir yolun açılmasına sebep oldu.

-İngiltere’ye giderken İngilizceniz hangi seviyedeydi ve Londra’daki futbol eğitimi nasıl başladı?
İngilizcem sıfır seviyesindeydi. Hatta adres soracak kadar bile bilmiyordum. Bugün gelinen noktada futbolun bazı terimlerini Türkçe söyleyemiyorum. Bu durumda işinizde pratik yapmanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.

-Anladığımız kadarıyla Arsenal sadece oyuncu değil antrenör de keşfediyor. Arsenal sizi nasıl buldu ve o süreçte neler yaşandı?
Kuzey Londra’da olan White Hart Rapids kulübünün U-14 hocalığını yaparken Arsenal’in özel değerlendirmesi sonucu antrenörlük eğitimi almaya hak kazandım.Yüzlerce İngilizi geride burakıp bu eğitime hak kazanan ilk ve tek Türk olarak ne kadar çok çalışmam gerektiğini anlayarak profesyonel eğitim ve antrenörlük hayatıma başlamış oldum.

"Türk oyuncuların en büyük sorunu özgüven problemi"

-Ayrıca Arsenal sizinle çalışmaya karar verdikten sonra 3 yıllık bir eğitim de verdi. Arsenal’in size verdiği eğitimin farklı bir yanı, özelliği var mı?
Öncelikle antrenörlük nedir onun mantığını anlamak gerektiğini öğrendim. Antrenörlük sadece diploma almakla olmuyor. Sizin yaratıcılığınız ve aldığınız bilgiyi geliştirerek nasıl sunduğunuz önemli. Karşılaştığınız problemleri çözmeniz gerekiyor.

 Arsenal’deki hocalarım bana antrenörlük eğitimini verdikten sonra futbol bilimini daha kolay anladım ve halen anlamaya devam ediyorum. Çünkü futbol sınırı olmayan bir bilim. Bilimin size sunduğu yol ile anlıyorsunuz ki bilimsel yaklaşımdan ve pratikten yoksun bir fikir, futbolda fikir değildir. 

-Yine altını kalın kalın çizdiğiniz noktalardan biri Türk oyuncuların en büyük sorununun özgüven problemi olduğu.. Bu sorunun detayları nedir ve nasıl aşılır?
Türk oyuncular çok yetenekli olmasına karşın psikolojik anlamda özgüven sorunu yaşadıklarından 14-15 yaşından sonra gelişim gösteremiyor. Özgüven sorunu otomatikman teknik gelişimi frenliyor. Antrenörlerin her oyuncuya aynı yaklaşmaması, çeveresel faktörler, antremanların bilimsel olmaması gibi faktörler oyuncularda özgüven eksikliği yaratıyor.

 Burada bilimsel yöntem ile yaklaşarak oyuncuların özgüveni hata yapma korkusu olmadan geliştirilmeli. Çocuklar özel ve önemli oyuncular olacaklarını inandırılmalı ve hedef konulmalı. Bunları da disiplin ile kontrol ederek gelişimlerine pozitif katkı verilmeli. Unutulmamalıdır ki altyapı oyuncularının hedefleri her zaman yüksek tutulmalıdır. Pes etme psikolojisi ortadan kaldırılmalıdır. Tabii En önemlisi hata yapma korkusunu üzerlerinden atmalarıdır.

 

“Türkiye’deki Pro Lisans İngiltere’de B seviye bile değil”

-“Türkiye’deki Pro Lisans İngiltere’de B seviye bile değil” diye iddialı bir sözünüz var. Biraz bu konuyu açar mısınız?

 Evet değil çünkü Türkiye’deki Pro Lisans ders içeriklerini incelediğimde ve İngiltere ile kıyasladığımda oradaki B Lisansı kadar teknik taktik ayrıntı içermediğini ve Pro Lisans kursunun sadece adının olduğunu gördüm. Ayrıca Türkiye’de Pro Lisans almadan hocalık yapanlar olduğunu hepimiz biliyoruz.

 Şimdi ben Emre Aydemir olarak size soruyorum. Eğer özellikli bir kurs olsa, sizce bu diplomaya sahip olmayan kişiler üst seviyedeki profesyonel liglerde antrenörlük yapabilir miydi? Veya bu lisansı verdiğiniz kişiler gerçekten şu an bu seviyede mi çalışıyor? Türkiye’de ahbap çavuş ilişkilerine dayanan düzende Pro Lisans kalitesinin Avrupa standartlarında olduğunu düşünüyor musunuz? Süper Lig’deki hocalardan yaratıcı ya da taktiksel bir farklılık görüyor musunuz? Ben bu soruların tamamına kocaman bir hayır diyorum. Türkiye’de ahbap çavuş ilişkileri ile yürüdüğünden gerçekler bir türlü gün yüzüne çıkmıyor. Bizde futbol o güzel atasözümüzün tam tersine ‘akıl başta değil yaştadır’ şeklinde yürüyor.

 Benim önerim antrenörlük eğitimi ve sisteminin tekrar gözden geçirilmesi. Ayrıca yüksek kaliteye ulaşmak için akademik anlamda üniversitelerden destek alınmalı. Sadece Türk oyuncular değil antrenörler de Avrupa’ya açılmalı fakat bu da kaliteli bir eğitim sonucu olarak gerçekleşebilir.

"Futbol bir bilimdir"

-Aynı zamanda üniversitelerde konferanslar veriyorsunuz…
Fırsat bulup Türkiye’ye geldiğimde Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğrencilerine spor ve antrenörlük bilimi üzerine, diğer fakültelere ise başarı psikoloji üzerine konferanslar veriyorum. Buradaki asıl amacım öğrencilere başarılı olmanın bilimesel anahtarını gösterebilmek. Öğrencilerle fikir alışverişleri yapıyoruz.

-Uzun eğitim sürecinin ardından ‘Futbol Bilim Uzmanı’ sıfatını aldınız ve Türkiye’de bu konuda teksiniz. Nedir bu Futbol Bilim Uzmanı?
Böyle bir sıfatı almak mutluluk verici ancak aynı zamanda çok zorlu yollardan geçmenin de bir göstergesi. Ayrıca bu sıfatın İngiltere ve Arsenal onaylı olması da ayrı bir önem katıyor çünkü bütün dünyada geçerli sayılıyor. Umarım Türkiye’de bu yola baş koyanlara ışık olmaya ve ülkeme hizmet etmeme nasip olacak bir durum olur.

Futbol bir bilimdir. Bilim burada futbolun problemlerini çözümleme ve geliştirmede yardımcı olan bir durumdur.

Futbol Bilimi Uzmanlığı antrenman bilimini sorgulayan, değerlendiren, yenilikçi antreman metodlarına ve oyuna göre takımı şekillendiren kişidir. Bu durum günümüzde gelişim açısından olmazsa olmaz bir durumdur. Ayrıca futbol bilimi, bireysel çalışmayı kabul etmeyen ve ekip olarak çalışarak geliştirilen bir bilimdir.

"Türkiye'de Altınordu dışında altyapılarda bilimsel çalışma görmüyorum"

-Adı üzerinde uzmanlığınız içinde ‘bilim’ kelimesi geçiyor. Türkiye’deki altyapılara bakınca bilimsel çalışma görüyor musunuz?
 
Açıkçası Altınordu dışında herhangi bir çalışma görmüyorum. Bundaki temel sebep, Türkiye Futbol Federasyonu’nun bilimsel verilere sahip olmaması ve alt yapılara yönelik bir denetim mekanizması oluşturmamasıdır. Tabii kaliteli eğitim almayan, alamayan antrenörler de işin bir başka boyutu. Bütün bunlar Türkiye’de futbolun bilimden uzak olduğunu gösteriyor. O yüzden ne yazık ki futbolun gelişimi ile alakalı pozitif bir tablo ortaya çıkmıyor.

-Dile getirdiğiniz önemli noktalardan bir tanesi de Arsenal’deki alt yapı hocalarının yüksek kalitesi..
Evet kaliteli ve kalabalık bir ekip var. Tabii bunun arkasında kaliteli, akademik eğitim almaları, tecrübeleri, yıllardır aynı seviyede çalışmaları ve grup halinde gelişmeye açık olmaları gibi önemli faktörler var. Bilimi sınırsız bir çıta olarak kullanmaları da kaliteyi yükseltiyor.

"Bilimsel anlamda gelişimin olacağı bir durum olursa ülkeme dönmeyi istiyorum"

-Son olarak Türkiye’den teklif aldınız mı? Kariyer planlarınız neler?
Evet teklifler alıyorum. İlk teklif Fatih Terim döneminde milli takımdan geldi ama ben Arsenal’de kalmaya karar verdim. Halen büyük takımlardan teklif alıyorum ancak bilimsel anlamda gelişimin olacağı bir durum olursa ülkeme dönmeyi ve hizmet etmeyi çok istiyorum. Umarım böyle bir ortam yakın zamanda oluşur.

(YASAL UYARI: KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ)

Dünyadaki tek Türk futbol bilimi uzmanı Emre Aydemir..İstanbul'dan Londra'ya uzanan sıradışı bir kariyer. Premier Lig devi Arsenal'in antrenör kadrosunda yer alan ve ‘Futbol Bilim Uzmanı’ unvanına sahip Emre Aydemir ile futbol bilimini, İngiltere ve Türkiye'de altyapıların durumlarını, Türk oyuncuların yapısını Ajansspor'dan Ali Erim'e anlattı. İşte Emre Aydemir'in açıklamaları:

Senin için hazırladığımız haberler