Takım savunması

Beşiktaş, şampiyonluk yolundaki önemli engellerden bir tanesi geçti. Zor bir maçtı, ama zorluk rakibin niteliğinden kaynaklanmıyor. Karşılaşmanı ve ertemle maçı olması, ve maç eksiğine karşın Beşiktaş’ın puan olarak rakibinin gerisinde olmasından ileri geliyor. 

Mersin son derece kolay çözülebilecek bir takım. 3. bölgede baskı yapıp, hataya zorladığınız anda, oyunun her saniyesinde Mersin takımını baskı altına alabilirsiniz; Şenol Güneş de bu yolu izledi.

Aslında bu strateji Beşiktaş bu sezon ki oyun anlayışının özünü oluşturuyor. Derbiler de bile değişmeyen bir anlayış. Rakibi en ileri noktada presle bunalt; hataya zorla, ön alanda kazandığı topları hızlı hücuma dönüştür. Kısaca böyle özetleyebiliriz. Beşiktaş bununla takım savunmasını ileriden başlatarak, aslında zayıf kabul edebileceğimiz savunma hattını da rahatlatıyor. Ersan ve Rodolfho varken de böyleydi; yeni stoperlerle de böyle oluyor. Dolayısıyla Ersan’ın satılması, Rodolfho’nun sakatlığı Beşiktaş şampiyonluk yolunda bütün bütüne etkilemez. Dün baskı yiyen Mersin takımının boyun eğdiği gibi, Beşiktaş, sis ya da yağmur fark etmez, ligdeki tüm takımları geçebilir. 

İsmail ve Querasme ikilisi çok çalışkandı. Queresma her iki kanatta da kendini gösterdi.  Takım stratejisine sadık kaldığı sürece, mükemmel bir oyuncu. Sosa, iyi ki Katar ya da Çin’e satılmadı, sözünü sanırım Şenol Güneş kendi kendine dün bir kez daha tekrarlamıştı. Necip ve Tosic yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalıştılar. Mario Gomez, istediği üretkenlikte değildi; bu bir, iki, bilemediniz 3 maç olabilecek bir süreçtir belki ama bu kritik evrede daha fazla uzamaması gerekir. 

Beşiktaş, mutlaka kazanması gereken bir maçı kazandı. Taraftarın performansı müthişti; özellikle maçın sonunda Süleyman Seba için yaptıkları tezahürat çok anlamlıydı.     

• Bugün