Spor yazarları Fenerbahçe'nin galibiyetini yorumladı

20.11.2017 - 09:22 | Son Güncellenme: 20.11.2017 - 09:22

Spor yazarları Fenerbahçe'nin galibiyetini yorumladı
Zeki Uzundurukan: KOD ADI HIZLI OYUN! Fenerbahçe, maça iştahlı ve tahrip gücü yüksek bir futbolla başladı. Sağlı-sollu ataklar, Sivasspor kalesine atılan füze gibi şutlar, golün de habercisiydi. Nitekim Dirar'ın şahane golünden sonra tribünlerdeki az sayıda taraftar, 'Bu maçta fark olur' der gibi coşmaya başlamışlardı. İlk yarıda çok kaçırdı Fenerbahçe. Josef De Souza-Mehmet Topal ikilisi, Sivasspor'un rahat hücuma çıkmasını engellerken, Fenerbahçe'nin oyunu üçüncü bölgede oynamasına fazlasıyla katkı verdi. Aatıf dün yedek bekleyecek bir oyuncu olmadığını gösterdi. İlk yarıda sahanın en fazla ikili mücadele kazanan ismi oldu.
Takımı hızlı hücuma çıkardı, müthiş ara pasları attı, bazuka gibi şutları ile alkış aldı Aatıf. İkinci yarıya daha derli toplu başlayan Sivasspor oldu. Bifouma'nın beraberlik golünde Fenerbahçe savunmasının uyudu. Yediği golden sonra oyunu tekrar süratlendiren Fenerbahçe, maçı tek kaleye çevirdi. Janssen yakaladığı net fırsatlarda kaleciyi ve direkleri geçemeyince, Soldado sahneye çıktı. Aatıf'ın yerine oyuna giren Soldado, saniyeler sonra röveşata ile golünü attı. Bu golden önce Janssen, adeta rakip kale direkleri ile tenis maçı oynadı ve ardından jeneriklere geçecek bir gol geldi. Janssen dün gol atamadı ama müthiş presi ile Sivasspor savunmasını darmadağın etti..
Bifouma'nın kırmızı kartından sonra Fenerbahçe için farklı galibiyete uzanmak çok daha kolay oldu. Fenerbahçe dün sadece 3 puan kazanmakla kalmadı; aynı zamanda 3 gol atan (hat-trick yapan) Soldado'yu da kazandı. Soldado'nun böyle bir patlamaya çok ihtiyacı vardı. Fenerbahçe, böylece zirve ile arasındaki puan farkını 6'ya indirirken, şahane ve hızlı futbolu ile taraftarlarını şampiyonluk için umutlandırdı.
Erman Toroğlu: HAKEMiN ETKiSi NETTi Ey Sivassporlu oyuncular. Şimdi size diyecekler ki, "Bu kadar sinirlenmeye ne gerek var?"… Kendinizin faul yaptığı pozisyonda bile hakeme büyük tepki gösteriniz. Gösterdiğiniz bu tepkiyi sorduklarında, siz de derdinizi anlatamayacaksınız. Neden? Siz verilen bütün kararlarda kurbanlık koyun gibi hakemin verdiği kararlara itiraz etmeyeceksiniz. Bakın, hakemler ne karar veriyorsa "Peki" diyeceksiniz, top oynayacaksınız. Kartlar, büyüklere ayrı uygulanır küçüklere ayrı uygulanır. Verilen kartlar var, peki verilmeyenler… Mesela hangisi?
25'inci dakikada İsmail Köybaşı atılır mı, kırmızı kart olur mu? Evet, olur. Dirar, ikinci yarıda hakemin gözünün öndü Emre'nin kaşını yardı. Yine direkt kırmızı… Ama yok! Eee maç 4-1 bitti. Skora bakınca Sivasspor kötü, Fenerbahçe çok iyi. Filmin sonu böyle biter. Bu yıllarca böyle bitti, hala aynı bitiyor. Şöyle bir gerçek var, sarı-lacivertliler eski maçlara göre daha bir diri oynadılar, birbirlerine yardım ettiler. Fark açılınca da rahatladılar. Ama Sivas'ın yediği ikinci gol ne öyle? Top iki defa direkten dönüyor, vuranlar hep Fenerbahçeli oyuncular. Sivasspor defansı havan topu seyreder gibi seyrediyor. Öyle seyredersen, bombayı kalenin ağlarında görürsün. Soldado daha sonra girmesine rağmen üç gol atınca rahatladı.
Pskilojik olarak fayda sağladı. Kimse skora aldanmasın. Fenerbahçe dün Sivasspor karşısında iyi mücadele etti, sadece o kadar! Ama net bir skor elde etti. Maalesef ama maalesef bu skorda hakemin etkisi netti. ŞENER'E SARI KART YANLIŞ Hakem Yaşar Kemal Uğurlu'nun Fenerbahçeli oyunculara verdiği kartlara bakıyorum... Mehmet Topal'a çıkan kart kesinlikle doğru. Ama Şener Özbayraklı'ya çıkan kart hatalıydı. Pozisyon penaltı mı? Hayır değil ama orada temas var. Hakemin Şener'e gösterdiği sarı kart kesinlikle hatalıydı..
ADALET DAĞITAMAZSAN... Hakem, saha içinde futbolcuyla mücadele edemez. Hakem futbolculara sinirlenip karar veremez, kart gösteremez. Sen adalet dağıtıyorsun. Adaleti sen dağıtamazsan eğer bu sefer futbolcu futbolcuya adalet uygulamaya başlar. Maçı bir gözle seyrederseniz 4-1'lik skoru görürsünüz, başka bir gözle seyrederseniz hakem kararıyla bir takımın nasıl kazandığını görürsünüz.
Gürkan Kubilay: İstikrar olursa 4-3-3 gibi başladı F.Bahçe, orta üçlünün solunu Josef, sağını Dirar'a vererek. Hücumda önde ise sağ Giuliano sol Aatıf'ındı. Ama, sık sık yer değiştirme hesapları vardı. Kocaman'ın dönüşünün gazı işe baskılı başladı F.Bahçe. Fakat sonuca götürecek baskı değildi. Hücumda planı olmayan, adam eksiltemeyen, dikine pas atamayan takımın kaleye ilk isabetli şutu 20. dakikada haftalardır oynamayan Topal'dan geliyordu. Sivas ise, geliyor gibi görülüyor ama şutsuz devam ediyordu. Şener tutuk, çekingen, İsmail verimsizdi. İlerde tek başına didinen birtek Janssen vardı. Gol ya duran topa, ya da karambole bakıyordu. Dirar'ın golü de, rakibe çarpıp önüne gelen topla olmuştu zaten. Aatıf, pas veren olmasa da şutlarla kaleyi yoklayandı. Dirar ise golü dışında topu eli, ayağına dolaştıran. Hafta boyu yaşanan stres, 4 as adamın olmaması, Kocaman'ın kalmayan kredisini de düşündüğünüzde, akortsuz takım görüntüsünü fazla eleştirmek de mümkün değildi. Çünkü böyle zamanlarda önemli olan oyun değil, skordu.
Janssen alkışlandı 2. yarının başında yenilen şok gol sonrası işler iyi gitmeyince Aatıf -Soldado hamlesi geldi ve kornerde 3 kez Janssen'in girmeyen topunu "Avrupa'nın en az gol atan satroforlarına sahip" F.Bahçe'nin Soldado'su ilk topa dokunuşunda golü buldu. Josef en iyisi idi. Golü atan Biofuma atılınca işin şekli değişti. Maçın en iyi mücadele edeni Janssen idi ama klas alış ve vuruşla Soldado atıyordu, coşmuştu bir kere İspanyol. Gol atamamasına rağmen, çıkarken çılgınca alkışlanan Janssen, seyircinin mücadele eden adama ne kadar değer vereceğini gösteriyordu. Soldado ise hat-trick zamanı diyordu. Bu kadar zor bir maçı, bu şartlarda kazanabilmek önemli bir başarı idi. Kocaman bir engel aşılmıştı. Şimdi beklenen bunun devamı ve istikrar idi. Şu anda kimse bu konuda rahat değildi ancak en azından ilk adımı atmayı başarmıştı takım.
Ertem Şener: Nazar boncuğu Şu bir gerçek ki Aziz Yıldırım sahaya inmeden F.Bahçe kendine gelemiyor. Ben de karşıyım bir başkanın antrenör ve takıma karışmasına ama bu kriter F.Bahçe için geçerli değil. Aykut Kocaman'ın 'gereğini yapacağım' demesiyle birlikte 'gereğini yapamaması' üzerine başkan devreye girmiş belli ki. Gereğini düşünmüş ve sahaya inmiş! Cuma günü tesislere gidip oyuncularına 'nazar boncuğu' dağıtan Aziz Yıldırım takıma adeta mesaj vermiş; 'Siz F.Bahçe 'nin futbolcususunuz kötü değilsiniz size nazar değmiş!' demiş. Motive etmiş. Futbolcularını inandırmış. En kötü performansla oynayan futbolcusuna bile bu davranışla Messi, Neymar, Ronaldo muamelesi yapmış. Böyle olduğunu maç başladığı anda yaşadık, gördük. Öyle bir futbolla saldırdı ki F.Bahçe, Sivasspor falan kalmadı maç boyunca sahada.
Maçı Aziz Yıldırım aldı Özellikle ilk yarıda sağ ve sol beksiz oynadı F.Bahçe. Birden 'nazara geldi' F.Bahçe. İkinci yarıya gol yiyerek başlayan sarı lacıvertliler pes etmedi. 'Nazar' dedim. Yine gol aradı, goller aradı sarı lacıvertliler. Bu pozitif anlamda büyük bir değişim F.Bahçe adına. Kocaman ilk değişikliği tam zamanında yaptı. Nazar boncuğunu yüreğine saklamış gibi oyuna giren Soldado özellikle Janssen'in presiyle, baskısıyla golü attı. Soldado belki de kariyerinde attığı gole hiç bu kadar sevinmemiştir! Golden sonra F.Bahçe taraftarların ve futbolcuların sevinci, kenetlenmesi çok özel bir resimdi. O kadar özlenmiş ki o tablo.
F.Bahçe 4-4-2, 4-3-2-1, 4-4-1-1 ile oynamalı falan filan bırakalım bunları artık. F.Bahçe nazar boncuğu ile oynuyor. Aziz başkanın 'nazar boncuğu ile' oynuyor hem de. Soldado, F.Bahçe'nin'nin 'nazar etme ne olur çalış senin de olur' diyeceği ismidir bu hafta! Belki de bundan sonra. Futbolda olmaması gereken, futbola ters bir durum bir başkanın takıma müdahelesi ama bu F.Bahçe için geçerli değil! Olmayacak da. Aykut Kocaman'ın Soldado hamlesini yerinde ve akıllıca yapmasına rağmen maçı Aziz Yıldırım almıştır cuma günü tesislere gidip oyuncularına destek vermesi ile.
Emre Bol: Kocaman değişiyor Fenerbahçe takımı oyuncu kalitesinden ziyade fizik kalitesiyle ilk 45 dakikanın hakimiydi. Oyuncu kalitesi demişken... Bazı futbolcular arasında öylesine kalite farkı var ki! İki farklı kalibredeki oyuncunun pas alışverişi bile kadronun dengesizliğini gösteriyor bizlere... Bu fark gol durumu olacak pozisyonların daha olgunlaşmadan bitmesine neden oluyor. Fenerbahçe'nin bu istekli, arzulu ve baskılı oyununu hafta içi aldıkları bir doz Azizsiline mi bağlayalım yoksa Aykut Kocaman'ın Guilliano'yu olması gerektiği yerde oynatmasına mı bağlayalım bilemedim! Guilliano gibi bir merkez oyuncusunu haftalardır kenara hapsetmenin mantığı yoktu.
Aykut hoca geçte olsa doğruyu buldu. Bu arada Janssen'e ayrı bir parantez açmak gerekir. Hollandalı gol atsın atmasın, sürekli oyunun içerisinde... Zorluyor, yırtıyor, bir ön libero kadar takım savunmasına katkı yapıyor. Bu kadar presli oynayan forvet oyuncusu bulabilmek hakikaten kolay değil. Kayıpsız gitmesi şart Kocaman'ın biraz cesaret gösterip, risk aldığında ve tabi skoru korumaya değil, arttırmaya yönelik hamle yaptığında bu takımın neler yapabildiğini gördük. Haftalardır Fenerbahçe forvetlerinin gol sayısının azlığından bahsediyoruz.
Oysa forvetler yeteneksiz değil, sistem tuhaftı! Topla buluşturulduğunda, yeterince beslendiğinde, bu karşılaşmaya kadar gol atamayan Soldado ardı ardına golleri sıraladı. Bu maç Aykut hocanın öz eleştirisini yapma maçıdır. Umarım bundan sonra aynı hataları yapmaz. Rakiplerin puan kaybettiği haftada alınan bu farklı galibiyet hem moralleri düzeltti hem de Fenerbahçe'yi yeniden şampiyonluk yarışının içerisine soktu. Yeter mi, elbette yetmez. Sarı lacivertlilerin bir seri yakalayarak devre arasına kadar kayıpsız gitmesi şart.

(Fotomaç)

Senin için hazırladığımız haberler