Son bölümdeyiz: NBA finalleri

Eren TUNCAY - AJANSSPOR

Pandemi sebebiyle yaklaşık 12 ay süren bir NBA sezonunu geride bırakmak üzereyiz. Normalde bu zamanlarda 2020-2021 sezonu için geri sayımı yaptığımız, sezon öncesi hazırlık maçlarını beklediğimiz bir dönemde olacaktık. Ancak bu sezona özel, sıradaki durağımız şimdi 2020 NBA finalleri.

NBA’deki bubble atmosferi olumlu veya olumsuz birçok takımı, sistemi ve oyuncuyu birbirlerinden bağımsız olarak etkiledi. Önceleri taraftar olmadığı için maçların nasıl geçeceğinden kaygı duyduğumuz takım ve oyuncuların kimisi bu durumdan -doğal olarak- negatif etkilenirken, kimisi de tam tersi yönde pozitif etkilendi, üzerindeki baskı havası dağıldı, kendisini daha iyi hissetti.

Ancak itiraf etmemiz gerekir ki unutulmayacak bir NBA playofflarını geride bırakıyoruz. Bir kere direkt dünyayı etkileyen salgın sebebiyle bubble atmosferinde geçen ortamı unutmamız mümkün değilken, buna ek olarak çok güzel hikayelerin üst üste yaşandığı çok güzel maçlar ve hatta serileri izledik. Buradan Denver Nuggets’a bir parantez açalım, iki kere 3-1’den seri çevirip -bir tanesi şampiyonluğun en büyük adayı sayılan Los Angeles Clippers’a karşıydı- tarihe geçtiler ancak Lakers’a karşı pilleri bitti. Sezonun takımlarından biri oldular. Yıllardır ha oldu ha olacak denen Denver, sürekli yumuşaklığıyla dem vurulan dirençsiz bir takımken, bu bubble atmosferinin yaradığı takımlardan biri olarak, zihinsel direnci belki de en yüksek NBA takımı olarak bu bubble’dan ayrılıyorlar. Artık bundan sonra Denver Nuggets’ı Batı Konferansı’nın bu kısımlarında sık sık izleyeceğimiz de tescillenmiş oldu.

NBA finallerine çıkan iki takım da belli oldu ve Batı Konferansı’ndan Los Angeles Lakers ile Doğu Konferansı’nda Miami Heat, 2020 NBA finallerinde karşı karşıya gelecek. Lakers’ın Clippers ile beraber en büyük iki adaydan biri olduğu aşikardı ama Miami Heat’in buraya çıkabilmesi, organizasyonal olarak müthiş bir başarı hikayesi oluşturdu. Milwaukee Bucks’ın, Boston Celtics’in ve hatta Toronto Raptors’ın adaylar arasında gösterildiği yerden Miami Heat, koç Eric Spoelstra’nın adeta bir orkestra şefi misali ahenkli bir şekilde takımını her maça hazırlamasıyla, önce Milwaukee Bucks’ı darmaduman etmeleri, ardından Boston Celtics’i 6 maçta geçmeleri, Denver Nuggets’tan bahsettiğimiz gibi, finalleri 4-0 kaybetse bile onları sezonun takımlarından biri yaptı bile.

Bir kere hatırlatmak gerekiyor ki, LeBron James kariyerinin 10. finaline yükseldi ve 17 sezonluk NBA kariyerinde ulaşılması zor bir başarıya imza attı. Öte yandan Lakers’ın rakibinin Miami Heat olması da LeBron James özelinde ilginç olacak. LeBron James sonrası ilk defa Doğu Konferansı finali + NBA finali yapan Miami Heat, LeBron James’in ilk NBA şampiyonluklarını kazandığı takım ve Eric Spoelstra’nın ekibinin, LeBron James’in başını çektiği Lakers ile karşılaşacak olması heyecan verici.

Miami Heat’in NBA finali yolculuğunun önemli bazı mihenk taşları var: Bunlardan birincisi maç yoğunluğunu asla bırakmamaları ve kaybetseler bile maçın içinde olmaları. Takım hâlinde verdikleri bu mücadele Miami Heat’e her zaman pozitif olarak geri yansıdı. Heat’in hem hücumda hem savunmada girebildiği esneklik, onlar için her maç başka bir kahraman veya kahramanlar ortaya çıkardı. Goran Dragic’in liderliği, Jimmy Butler’ın liderliği ve karakteri, Bam Adebayo’nun inanılmaz yetenekleri ve seri içerisinde adeta yaş kazanan ve büyüyen Tyler Herro’nun, Dragic ve Butler’ın olduğu yerde oyun yönlendirici rolü derken Miami Heat sürekli çözümleri olan bir takım olarak gözüktü.

Fakat şimdi son noktadayız ve karşıdaki rakip bölüm sonu canavarı. Los Angeles Lakers toplamda 3 seride yalnızca 3 maç kaybederek finallere çıktı. Zorlanmamış olacakları düşünülebilir ancak pek de öyle olmadı. Lakers serilerini hep 4-1’le bitirirken, en az 1-2 kaybedeceği maç olmasına rağmen olağanüstü yetenekleri sayesinde hep kötü oyunun üzerini örtebildi.

LeBron James adına bu sezonun onun için ne kadar önemli olduğunu daha önce de bahsetmiştik ama zaten artık bilmeyen yoktur. Kendi kariyeri özelinde üç farklı takımın lideri olarak üç farklı sistemde şampiyon olma başarısı bir kenara, kulübün efsanesi Kobe Bryant’ın ölümü ve LeBron James’in kişisel olarak Kobe Bryant ile olan ilişkisi sebebiyle LeBron James için 2020 şampiyonluğu çok büyük mesele. Onun hangi mentalitede ve hangi seviyede olacağına şüphemiz yok ancak Lakers’ın geri kalanının ona nasıl yanıt vereceği, yetişip yetişemeyeceği serinin durumunu belli edecek. Çünkü Lakers o zaman ritim yakaladığında rakibin kim olduğuna pek bakmıyor. Miami Heat ise, Lakers’ın bu playofflarda -biraz Denver’ı sayabiliriz- karşılaşacağı en yoğun, yırtıcı ve mücadeleci takım olacak. Miami’nin bu yönden birçok avantajı olacak fakat şapkadan tavşan çıkarma konusunda büyük ilerleme kaydeden Eric Spoelstra’nın kadro yönetimi yeteneklerinin, Lakers’ın oyun sistemine karşı kısıtlanabileceğini düşünüyorum. Heat bunun dışında hücumda çeşitli kahramanları her maç yaratsa da en sonunda burasının NBA finalleri olduğu gerçeği akıllara geldiği zaman, ciddi anlamda müthiş oynayan Tyler Herro’nun Duncan Robinson’ın ve hatta yakın gelecekte süper yıldıza evrilebilecek Bam Adebayo’nun “maçın kırılma anları”nda gösterecekleri performansın ister istemez azalması beklenilen son olacak gibi görünüyor.

Ancak sonuç ne olursa olsun bol hikayeli, çok yoğun maçların olacağı bir NBA finalleri için hazırız.