Serdar Tatlı söylüyor: Ayağında kundura...

AJANSSPOR - ANALİZ

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) başına getirilen eski hakem Serdar Tatlı, sıradışı bir yaşam öyküsüne sahip.

Yeni MHK Başkanı, düdük çaldığı yıllar boyunca hiç FIFA kokartı takamadı. Ama Zekeriya Alp ve Ufuk Özerten gibi hakem olmayan isimlerin de MHK Başkanlığı yaptığı düşünülürse, FIFA kokartı takmamış olması Tatlı için bir handikap gibi durmuyor. Yine de hakem camiasında "FIFA kokartı bile yoktu" diye, burun kıvrıldığını da eklemek lazım.

Tatlı'nın bir  diğer handikap olarak görülen noktası da üniversiteli olmayışı. Evet, Tatlı'nın MHK Başkanı olacağı belli olduğundan bu yana en çok bu iki noktasına vurgu yapıldı hakem camiasında: FIFA kokartı yok ve üniversite okumaması! 1992'de hakemliğe başlayan Tatlı, sakatlığını atlatamayınca 2006'da hakemliği bırakmak zorunda kaldı. Süper Lig'de 9 yılda 119 maça çıkan Tatlı, evli ve 2 çocuk babası.

24 Ocak 1966'da Şanlıurfa'da doğan Serdar Tatlı, ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses'in de amcasının oğlu! Malum İbrahim Tatlıses'in de soyadı tatlı ancak sanatçı olarak Tatlıses'i kullanıp şöhret oldu.

Babası da hakem olan Serdar Tatlı, Urfaspor minik takımında futbola başladı ve toplamda 12 yıl futbol oynadı. Urfaspor'dan Siverek'teki Dadaşspor'a geçen Tatlı, daha sonra Köy Hizmeleri Kulübü'nde futbola devam etti. Dadaşspor'dan Köy Hizmetleri'ne geçerken, 50 lira para alır. Futbol oynarken hakemlik kursuna yazılır ve kulvar değiştirir. Süper Lig'de yönettiği ilk maç Şekerspor-Samsunspor maçı olur.

Ama Süper Lig'de maç yönetmek Tatlı için hiç de kolay olmamıştır. Urfa Hizmet'e verdiği bir röportajda şunları anlatır:

"Bana hakemliğe başladığım 1990 senesinde, 1997'de Süper Lig'de maç yöneteceksin demiş olsalardı hayal gibi gelirdi. İnanamazdım doğrusu. Hele de  Urfa gibi bir yerden, bu zor koşullardan birisinin çıkıp da gidip orada maç yönetebileceği insanın aklına bile gelmez. Çünkü bu bölgede Süper Lig'de maç yönetmiş hakem ismi yok.  Adana'dan bu tarafa gelin hiçbir hakem bulamazsınız hepsi Ankara, İstanbul, İzmir bölgesinden çıkıyor. Tabii bu seviyeye gelişim hiç kolay olmadı. Çünkü 1990-1997 arasında hep  doğuda maç yönettim. O dönemde terör olayları şimdikinden daha fazlaydı. Benim gittiğim yerler, Cizre, Silvan, Bingöl, Van, Bitlis, Hakkari, Muş'tu. Bu bölgede olağanüstü hal de  vardı. Ulaşım problemi yaşıyorduk. Güvenlik açısından gece yolculuk yapmamıza da izin verilmiyordu.  Çoğu zaman ben doğuya maçlara gittiğimde anneme İskenderun'a, Adana'ya, Hatay'a gittiğimi söylüyordum. O üzülmesin diye."

Tatlı, Süper Lig'e terfi etmesindeki en önemli faktörü ise şöyle anlatıyor:  "İlk orta hakemliğim 1993 senesinde Cizre'deydi. Cizre -Van DSİ maçıydı. Müsabaka 1-1 berabere bitti. O maçtan sonra ilk hakemlik raporum federasyona olumlu gitmiş. Raporda 'gördüğünü çalan hakem' yazıyormuş. Bu hakemlikte  çok önemli bir ifadedir, yani ne görüyorsa onu çalıyor, cesur, etkilenmiyor, korkmuyor demek oluyor."

İlk derbisi Fenerbahçe-Beşiktaş olur. Kadıköy'deki maçı 2-1 kazanan Beşiktaş olur ve ligi ikinci bitirerek Şampiyonlar Ligi biletini Fenerbahçe'den alır. Tatlı bu ilk derbisiyle Beşiktaş'ın deplasmanda Trabzonspor önünde 5-0 öne geçince taraftarların çıkardığı olaylar nedeniyle tatil ettiği maçı da unutamadığını söylüyor. Ve bir diğer unutulmaz maçı da Türkiye Kupası finalinde Galatasaray'ın ezeli rakibi Fenerbahçe'yi 5-1 yendiği mücadele...

Yeni MHK Başkanı Serdar Tatlı hangi takımı tutuyor peki? Tatlı bu soruya vakti zamanında şu cevabı vermiş:

"Futbolun içerisinden gelmiş olan bir insanın, herhangi bir futbol takımına sempati duymaması veya takımı tutmaması mümkün olabilir mi? Olamaz.  Herkesin tuttuğu bir takım vardır. Benim tutmuş olduğum o takımın maçlarına çıktığımda da hiçbir zaman duygumu karıştırmadım. Neden biliyor musunuz; bence insanın kendi başarısı daha önemlidir. Ben sahaya kendi başarım için çıkarım. O takım başarılı olduğu zaman bana ne kazandıracak ki? Hiçbir şey. Kaldı ki, ben maça adalet dağıtmaya çıkıyorum. Tabii ki benim de tuttuğum bir takım var. Bana hangi takımı tutuyorsun diye sorduklarında politik bir cevap olsa da hep milli takım diyorum."

Nereden bakarsanız bakın karşımızda bir başarı hikâyesi var. Şanlıurfa gibi lobisi güçlü olmayan, FIFA kokartını takmamış, lise mezunu Serdar Tatlı, MHK Başkanı oldu.

Amca oğlu İbrahim Tatlıses gibi, senin güzel olduğunu söyleniyor. Urfa sıra gecelerinde zaman zaman elini kulağına atıp Türkü okuduğu da anlatılıyor. Sahadaki yönetimi sertti ve bu yüzden adı 'Gardiyan'a çıkmıştı. Ve zamanla mesleğinin de gardiyan olduğu yerleşti zihinlere. Oysa gardiyan değildi.  Meslek Yüksek Okulu Pazarlama Bölümü mezunu olan Tatlı, Urfa İl Gençlik Merkezi'nde sorumlu memur olarak çalışıyordu; gardiyan denildiğinde. Gardiyan lakabına karşın sahadaki futbolcuların sevdiği hakemlerdendi.
Bugüne kadar Türkiye, hiçbir MHK Başkanı'ndan memnu kalmadı. Sıra, Serdar Tatlı'da... Bakalım bir tatlı huzur verecek mi hakemlere ve adil yönetim bekleyen futbolseverlere?

Amca oğlu İbrahim Tatlıses, 'Ayağında kundura' diyerek, memleketi sarstı ve gelmiş geçmiş en iyi seslerden biri oldu. Serdar Tatlı'nın da İbrahim Tatlıses gibi en alttan gelerek zirveye çıktığı bir 'Ayağında kundura' tadında yaşam öyküsü var.