Şampiyonluğun öyküsü...

03.05.2016 - 14:17 | Son Güncellenme: 03.05.2016 - 14:17

Sezonun ilk haftasından itibaren ortaya koyduğu olağanüstü performansla İngiltere Premier Lig'e yeni bir soluk getiren Leicester City, bitime iki hafta kala şampiyonluk ipini göğüsleyerek taraftarlarının ve bu sezon kendisini destekleyenlerin beklentilerini boşa çıkarmadı.

1884 yılında Leicester Fosse adıyla kurulan, 1919 yılından itibaren ismini Leicester City olarak değiştiren mavi-beyazlı kulüp, İtalyan teknik adam Claudio Ranieri'nin "ya bu sezon ya da hiçbir zaman" sözleriyle ortaya koyduğu şampiyonluk hedefini gerçekleştirerek tarihi bir başarıya imza attı.

1928-29 sezonunda şampiyonluğa çok yaklaşan ancak 42 haftalık lig maratonunu Sheffield Wednesday'in 1 puan gerisinde tamamlayarak kupayı kıl payı kaçıran Leicester City, tarihinde ikinci kez eline geçen fırsatı bu kez iyi değerlendirdi ve Premier Lig'in büyük bütçeli dev kulüplerini geride bırakarak şampiyonluk turu attı.

10 yıllık aradan sonra 2014 yılında yeniden Premier Lig'e çıkan ancak ilk sezonunda adeta "kabus" yaşayan 132 yıllık kulüp, bu sezon kimsenin beklemediği bir performansla zirveyi domine etti ve 1992 yılında kurulan Premier Lig'de Manchester United, Arsenal, Chelsea ve Manchester City'nin tekelini kıran ikinci takım olmayı başardı. Manchester United'ın 13 kez şampiyon olduğu Premier Lig'de daha önce Blackburn Rover sürpriz yaparak 1994-1995 sezonunda zirveyi kimseye bırakmamıştı.

40 puan hedefinden şampiyonluğa

Kulüp başkanı Vichai Srivaddhanaprabha'nın "Claudio, kulüp için bu yıl çok önemli. Premier Lig’de kalmak bizim için çok mühim. Küme düşmemeliyiz" sözleriyle göreve getirdiği ve önüne 40 puan hedefi konan 64 yaşındaki Ranieri, nisan ayı geldiğinde kendi ifadesiyle takımını "hayal bile edemedikleri" bir noktada buldu.

Bir önceki sezon nisan ayına 22 puanla son sırada giren ve küme düşmemek için büyük mücadele veren Leicester City, bu yıl nisan ayında ise zirveyi kimseye bırakmayacak bir tablo ortaya koydu. Arsenal ve Tottenham Hotspur'un puan kayıplarını iyi değerlendiren ve farkı açan Leicester City, son haftayı beklemeden şampiyonluğunu ilan etti. 

Lige Sunderland ve West Ham galibiyetleriyle iyi bir başlangıç yapan mavi-beyazlılar, beş haftalık bölümü ilk üç takım arasında geçti. Tottenham, Bournemouth ve Stoke City beraberliklerinin ardından Arsenal'a 5-2 yenilerek sezonun en farklı mağlubiyetini alan Leicester City, yedinci haftada sekizinci sıraya kadar geriledi.

Sonraki haftalarda hemen toparlanan ve altı maçta beş galibiyet elde eden Ranieri'nin ekibi, 13. haftada 28 puanla ilk kez liderlik koltuğuna oturdu. Dört hafta daha zirve keyfini sürdüren mavi-beyazlılar, aralık ayının son haftasında Liverpool ve Bournemouth maçlarında kaybettiği puanlarla liderliği Arsenal'a kaptırdı.

Dört hafta Londra ekibini yakından takip eden Leicester City, rakiplerinin puan kaybetmesinin ardından 23. haftada yeniden liderliği ele geçirdi ve bir daha hiç bırakmadı. Manchester City'nin 12, Arsenal'ın 4 ve Manchester United'ın bir hafta oturduğu liderlik koltuğunda Leicester City 19 hafta geçirdi. 

Tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne katılacak

Premier Lig'de ilk şampiyonluğunu yaşayarak tarihi bir başarıya imza atan Leicester City, tarihinde bir başka ilki de UEFA Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılarak yaşayacak.

Daha önce üç kez Avrupa kupalarında boy gösteren Leicester City, üçünde de ilk turda kupaya veda etti. 1960-1961 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda İspanya'nın Atletico Madrid takımına elenen mavi-beyazlılar, 1997-1998 sezonunda katıldıkları UEFA Kupası'nda yine Atletico Madrid ile eşleşti ve ilk turda elenmekten kurtulamadı.

Son olarak 2000-2001 sezonunda UEFA Kupası'nda mücadele eden Leicester City, ilk maçta berabere kaldığı Kızılyıldız'a rövanşta 3-1 yenilerek Avrupa'ya veda etti.

Yeni sezona Barcelona ile hazırlanacak

Premier Lig'de şampiyon olan, UEFA Şampiyonlar Ligi biletini cebine koyan Leicester City, sezon öncesi hazırlıklarını dünyanın önde gelen kulüpleriyle birlikte yapacak.

Temmuz ve ağustos aylarında düzenlenecek Uluslararası Şampiyonlar Kupası'na katılacak olan Leicester City, organizasyon çerçevesinde, 3 Ağustos'ta İspanya'nın Barcelona, 31 Temmuz'da Fransız Paris Saint Germain ve 23 Temmuz'de İskoç ekibi Celtic ile karşı karşıya gelecek.

Ranieri'nin 64 yaşında gelen şampiyonluk sevinci

Kariyerinde bugüne kadar biri milli takım düzeyinde olmak üzere 15 takım çalıştıran 64 yaşındaki teknik adam, ilk şampiyonluğunu son takımında yaşadı.

Teknik adamlık kariyerine 1986 yılında İtalya'nın Lametini takımında başlayan Ranieri, ülkesinde Puteolana, Cagliari, Napoli, Fiorentina, Parma, Juventus, Roma ve Inter takımlarını, İspanya'da Valencia ve Atletico Madrid, İngiltere'de Chelsea ve Leicester City, Fransa'da da Monaco ile başarı aradı.

İtalyan teknik adam, iki yıl önce Yunanistan'ın başına getirilmiş ancak beş ay sonra görevinden ayrılmıştı.

Ranieri, 1992 yılından bu yana Premier Lig'de şampiyonluk sevinci yaşayan 8. farklı teknik adam oldu.

Rakiplerini Vardy ve Mahrez ile vurdu

Jamie Vardy ve Riyad Mahrez, bu sezon ortaya koydukları performansla Leicester City'nin başarısında kilit rol oynayan iki futbolcu olarak ön plana çıktı.

Hayat hikayesi nedeniyle sadece İngiliz basının değil, Hollywood'un da ilgisini çeken 29 yaşındaki Vardy, şu ana kadar 22 gol ve 6 asist, Cezayirli Riyad Mahrez ise 17 gol ve 11 asistle takımlarının skor yüküne büyük katkıda bulundu. 

Şu ana kadar rakip fileleri 64 kez havalandıran Leicester City'de Vardy ve Mahrez, toplam 39 gol, 17 asistle oynadı. 

Vardy, Premier Lig'de rekor kırdı

Teknik direktör Ranieri'nin "yarış atı"na benzettiği Vardy, Premier Lig'deki ilk maçına Arsenal karşısında 27 yaşında çıktı. İngiltere Milli Takımı'nın da formasını giyen Vardy, bu sezon Leicester City adına üst üste 11 maçta gol atarak ligde Hollandalı eski yıldız futbolcu Ruud Van Nistelrooy'a ait 10 maç peş peşe gol atma rekorunu kırdı.

Gol atma serisine 29 Ağustos'ta Bournemouth maçıyla başlayan İngiliz futbolcu, Manchester United mücadelesiyle üst üste 11. maçında da gol sevinci yaşayarak önemli bir başarıya imza attı. 

İngiltere'nin Sheffield kentinde doğan Jamie Vardy, Sheffield Wednesday takımında denenmesine rağmen beğenilmeyerek serbest bırakıldı. Bu dönemde futbola ara vermesinin ardından tıbbi malzemeler üreten bir ofiste günde 12 saat çalışarak yaşamını sürdüren Vardy, 16 yaşında amatör kulüplerden Stocksbridge'de haftalık 30 sterlin kazanarak forma giydi.

Stocksbridge'de kendini göstermesinin ardından 15 bin sterlin bonservis bedeliyle 2010 yılında bir diğer amatör lig kulübü Halifax Town'a, sonrasında da Fleetwood Town'a giden İngiliz futbolcu, ikinci ligde mücadele eden Leicester City'e 1 milyon sterlinlik rekor bonservisle transfer oldu.

Mahrez yılın futbolcusu seçildi

Riyad Mahrez, İngiltere Profesyonel Futbolcular Birliği (PFA) tarafından yapılan oylamada, yılın futbolcusu seçildi.

2013-2014 sezonunun ara transfer döneminde Fransa'nın La Havre takımından 320 bin sterlinlik bonservis bedeliyle İngiliz ekibine transfer olan 25 yaşındaki Cezayirli futbolcu, bu ödülü kazanan ilk Afrikalı ve Leicester City futbolcusu olarak tarihe geçti.

Antrenör babasını 15 yaşında kaybeden Mahrez, Fransa'nın amatör lig takımlarından Quimper'da 2009 yılında futbol hayatına başladı ve ilk sezonunda 22 maçta 2 gole imza attı. 

Kısa sürede hızı ve yüksek tekniğiyle Fransız takımların ilgisini çeken Mahrez, Paris Saint Germain ve Olympique Marsilya gibi üst düzey takımların altyapısında oynama tekliflerini reddederek Le Havre kulübüne 2010'da imza attı.

Forvet maç, savunma şampiyonluk kazandırır

İki yıldız futbolcusuyla gol yollarında istediği havayı yakalayan Leicester City, güçlü savunmasıyla da şampiyonluğun önünü açtı. 

En farklı yenilgisini Arsenal karşısında 5-2'lik skorla alan mavi-beyazlı ekip, son yirmi maçının 17'sinde ilk yarıyı gol yemeden tamamladı.

Kalesinde 34 gol gören Leicester City'de Danimarkalı file bekçisi Kasper Schmeichel ile Jamaikalı savunma oyuncusu Wes Morgan ligdeki 36 maçta da 90 dakika forma giyerek takımlarını hiç yalnız bırakmadı. 

Savunmada görev yapan diğer oyunculardan Alman Robert Huth 35,  Avusturyalı Christian Fuchs 30, İngiliz Danny Simpson ise 28 maçta görev yaptı. Simpson, aynı bölgede görev yapan takım arkadaşları arasında tek kırmızı kart gören futbolcu oldu.

Taylandlı yatırımcılar kulübün önünü açtı

Asya Futbol Yatırımlarına (AFI) bağlı Taylandlı King Power Grubu'nun sahibi Vichai Srivaddhanaprabha'nın 2010'da satın aldığı Leicester City, bu sürecin ardından çıkışa geçti.

Forbes'a göre 2,9 milyar dolar servetiyle ülkesinin en zengin 9. kişisi konumundaki Srivaddhanaprabha, aynı zamanda kulüp başkanlığı görevini yürütürken, oğlu Aiyawatt ise kulüpte asbaşkanlık koltuğunda oturuyor.

Sezon öncesi takımın başına İtalyan teknik direktör Claudio Ranieri'yi getiren İngiliz ekibi, Napoli'den Gökhan İnler, Caen'den N'Golo Kante, Atalanta'dan Yohan Benalouane, Stoke City'den Robert Huth, Kopenhag'dan Daniel Amartey, Birmingham'dan Demarai Gray, Mainz 05'ten Shinji Okazaki ve Schalke 04'ten Christian Fuchs'u bünyesine katarak yaklaşık 50 milyon avroluk bonservis bedeli ödedi.

Diğer kupalarda erken pes etti

Lig şampiyonu Leicester City, Federasyon Kupası ve Lig Kupası'na erken turlarda veda etti. 

Dünyanın en eski futbol organizasyonları arasında yer alan Federasyon Kupası'nda daha önce 1949, 1961, 1963 ve 1969 yıllarında final oynama başarısını gösteren mavi-beyazlı ekip,  bu sezon üçüncü turda Tottenham'a elendi.

Leicester City, 1964, 1997 ve 2000 yıllarında kazandığı Lig Kupası'nda da farklı bir tablo ortaya koyamadı. Slaven Bilic'in çalıştırdığı West Ham United'ı kupa dışında bırakan Ranieri'nin öğrencileri, dördüncü turda Hull City'e penaltı atışlarıyla elenmekten kurtulamadı.

Senin için hazırladığımız haberler