"Sahanın en iyisi hiç şüphesiz..."

16.03.2019 - 09:16 | Son Güncellenme: 16.03.2019 - 12:16

"Sahanın en iyisi hiç şüphesiz..."

Spor yazarları Fenerbahçe ile Sivasspor arasında oynanan ve 3-2 Sarı-Lacivertlilerin üstünlüğü ile biten müsabakayı değerlendirdi.

Tarih sizi affetmez... - Şansal Büyüka / Milliyet 

Fenerbahçe’nin ligde rahatlamak adına çok önemli bir üç puan aldığı bir maçın ardından bunları yazmak kolay değil... Ama ben skor yazarı değilim... Futbol adına kendi doğrularımı, kendi gerçeklerimi yazmak durumundayım... Bu benim mesleki sorumluluğum, bu benim kendime vicdan borcum... Kızmayın, darılmayın, bozulmayın, bu benim gerçeklerim... Bu takımda Soldado OY-NA-MAZ... Bir daha yazıyorum... Bu takımda Soldado OY-NA-MAZ... Başakşehir maçında, Sivas maçında gol atmasına rağmen OY-NA-MAZ... Süper Lig’de 26. haftanın sonunda sadece 4 gol atan bir santrfor Fenerbahçe‘nin santraforu O-LA-MAZ...

Fenerbahçe‘de Ayew orta sahada OY-NA-MAZ... Ayew orta alanda görev aldığı her maçta çok top kaybediyor, topu çok eziyor ve adeta “sıfır“ oynuyor... Eeee, Soldado yok, Ayew yok... Fenerbahçe her maçta adeta 11‘e 9 oynuyor... Bunu görmüyor musunuz, bunu anlamıyor musunuz... Fenerbahçe‘de Soldado en fazla kulübede oturur, yüksek toplara iyi çıkan ve takımın en golcüsü olan Ayew santrafor oynar... Ayew‘den boşalacak orta sahada da Mehmet Ekici görev yapar...

Hiç olmazsa, en azından Fenerbahçe rakipleri karşısında eksik mücedele etmez... Hiç olmazsa 11‘e 11 oynar... Maçı, varlığından güç aldığım, değerli Profesör Tarık Esen ile birlikte izledim... Tarık Hoca birara öyle umutsuzluğa kapıldı ki, “Bildikleri fazla birşey yok ama bu takım o bildiklerini de unuttu“ dedi... Fenerbahçe‘nin eski yöneticisi Emre Can “şu ölümlü dünyada, gönül rahatlığı ile bir maç izleyemeyecek miyiz? Bize yazık değil mi“ dedi... Aslında o muhteşem seyirciye yazık...

Ben Fenerbahçe‘nin çok şampiyonluklarını gördüm ama hiçbirinde bu kadar coşkulu seyirci görmedim... Bu seyirciye yazık, bu seyircinin, bu camianın umutlarına, tutkularına yazık... Sivas‘ın daha üstün oynadığı, daha baskılı olduğu, daha fazla pozisyon bulduğu bir maçtı... Özellikle ilk yarıda o kadar etkisiz bir Fenerbahçe vardı ki, ilk şutunu, 31. dakikada kaleciye pas kıvamında Soldado’nun kafasından buldu... İkincisini 41’de Moses‘in direklerden metrelerce uzaktan giden vuruşunda...

Pozisyon derseniz, resmen sıfır... Buna rağmen 1-0 yenilgiden 2-1’lik galibiyeti yakalamak son derece önemli... Ama koskoca Fenerbahçe bu... Adeta her maçta işkence çekiyor... Maalesef işkence çekiyor... Şurada 8 hafta kaldı, tepeden tırnağa herkes aklını başına toplasın... Fenerbahçe‘ye kötü birşey olursa, bu sezonda rol alanların hiçbirini tarih affetmez... “Biz profesyoneliz, bize birşey olmaz“ diyen varsa, onlara hatırlatmak isterim: Fenerbahçe’nin laneti, mahşere kadar peşinizi bırakmaz...

Soldado Fenerbahçe’yi kurtardı - Ömer Üründül / Sabah

Fenerbahçe seyircisi önünde kritik bir maça çıkıyor ama görüntüsü tam ters bir halde. İlk yarı mücadele var, daha iyi top yapan rakip karşısında takım savunmasında ciddi bir arıza yok ama ofansif açıdan bir yetersizlik var. 45 dakika boyunca tek pozisyon yok, telaş var, organize atak yok. Taraftarı heyecanlandıran anlar sadece duran toplar.

İkinci devrede işin ciddiyeti arttığından daha hırslı ve biraz daha tempolu bir Fenerbahçe vardı. Rakip baskı altına alınıyor ama yine pozisyon yok.

En büyük sıkıntı ileri uçta. Ayew çok yetersiz; Soldado güçsüz, Moses ise 3-4 sprint ile işi idare etmeye çalışan güçsüzlerden. Bu arada Mehmet Topal sakatlandı ve Yanal'ın hatası gündeme geldi. Tolgay zaten fizik olarak tam hazır değil; maç kora kor gidiyor. Bu durumda Mehmet Topal'ın yerine bir ön libero girmeliydi; yani Jailson. Ama Mehmet Ekici girdi. Sonra Zajc'ın yerine hazır olmayan Alper'in girmesi de yanlıştı. Ve o arada da etkili çıkışlar yapmaya başlayan Sivasspor golü buldu.

Artık süre azdı, iş çok zordu, taraftar tepkisi de başlamıştı. Ama gecenin kurtarıcısı golden 1 dakika sonra beraberlik golünü atan Soldado oldu.
Ve sonuçta Mehmet Ekici'nin iğne deliğinden geçen vuruşu ile Fenerbahçe önemli bir üç puana ulaştı. Mağlup durumdan öne geçmesine rağmen o moralle uzatma bölümünde ciddi tehlikeler atlatması da takımdaki sıkıntıların göstergesiydi.

Sivas iyi mücadele etti, en büyük şanssızlıkları öne geçmenin rehaveti sırasında beraberlik golünü yemeleriydi. Bu arada ligin en iyi ve en etkil i ofansif beki Douglas'ı orta sahaya monte ederek randımanını en aza indiren teknik direktör Hakan Keleş'i kutlamak gerek!

Topu ayağa bekleyince - Bülent Timurlenk / Sabah

Futbol ya da basketbol, top sadece ayağınıza ve elinize geldiğinde oynanan sporlar değil. Tenisçi topu raketine mi bekliyor, yoksa rakibinin vuracağı köşeye hareketlenip pozisyon mu alıyor? Takım sporlarının olmazsa olmazı, top takım arkadaşındayken ona birden fazla pas alternatifi yaratmak, hele ki bu oyun futbolsa pas için kurulan üçgenler ne kadar büyürse top kaybı da o kadar fazla olur. Fenerbahçe'nin de dün kazanırken zorlandığı ve özellikle ilk 75 dakika yapamadığı buydu.

Dakika 19'da Hasan Ali'nin orta saha içinde tek pas alternatifi Moses'dı ve Moses'ın ayağına top geldiğinde 3 Sivaslı sıkıştırmaya gelmişti bile.. Topu ayağına isteyen ve oyunu o an oynamaya başlayan futbolcularla organize atak yapabilmek mümkün değil. Orta sahada iki kesici Tolgay ve Mehmet Topal'ın hücuma desteği olmayınca Zajc'ın ayağına top geldiğinde onu uzaklardan izleyen 3 adam vardı: İki kanatta Moses, Ayew ve en uçta Soldado.

Sivasspor, Başakşehir'i İstanbul'da devirirken de önde baskıyla rakibi ısırmıştı. Dün de bunu ilk yarıda başardılar. Attıkları golde organizasyon nefisti ama Fenerbahçe bir dakika sonra Soldado'un kilit pası ve son vuruşuna imza attığı golle hemen gol bulunca karşılarında ayağa kalkmış tribünleri de buldular. Ekici'nin golünde Hasan Ali'nin son vuruşu, Yanal'ın takımı adına en organize ataktı.

Hakan Keleş, Robinho'yu kaybettikten sonra Diabete'nin enerjisiyle hücumunu ayakta tutuyor ama dün akşam cesur oyunları usta bir son vuruşçu gerektiriyordu. Fenerbahçe hücum girişimde neden en azından 15 ve üstüne çıkamıyor ve neden evinde ilk 45 dakikada çerceveye tek isabetli vuruş yapamıyor? 3 puanı cebine koyan Yanal'ın milli arada cevap bulması gereken budur.

Kadıköy’de med-cezir!.. - Ercan Taner / Milliyet

Kimse kusura bakmasın; bu maçın kestirme analizi, kadim ama amiyane bir tekerlememizde var. Hatta tam karşılığı:
Biraz rötuşlarsak; “25 haftada dağıttığın puanlar, Kadıköy’de böyle taşikardi yapar”!.. Anlayan anlar.
Evet, kötü oynamadı Fenerbahçe.
Fena mücadele etmedi.
Tribünler kadar olmasa da istekliydi.

Ancak niyeti gerçeğe dönüştürecek beyin-kas koordinasyonuna bir engel vardı; panik.
Pozisyonsuz ama sıkı mücadele ile geçen maçın ilk yarısında “kim iyi oynadı”nın cevabı Fenerbahçe’dir. İkinci yarı, aynen. Ama telaşlı bir üstünlük... Med-cezir gibi değişken bir üstünlük... Kaleye yaklaşamayan bir üstünlük... Hatta acemiliklerle bezeli, zararı kendine bir üstünlük.
Hayret... Bir büyük takımın “büyük” oyuncularının ayakları bu kadar kötü olabilir mi bir maçta? Güya en teknik adam olması gereken santrafor Soldado, sürekli orta sahaya gelip top eziyor, topa en iyi dokunması gereken savunma adamlarının zihinlerindeki hedefi ayakları bulamıyor, kaleci bile rakibe top uzatıyor Fenerbahçe’de.
Bunun bir tek sebebi olabilir; düşme hattına yakınlık korkusu.
Evet... Fenerbahçe’nin elini kolunu bağlayan, puan tablosu şu anda. Hatta Ersun Yanal’a da hata yaptıran o.
Ersun Yanal’ın hatası nedir diye soranlar varsa... Öyle yanlış tercih, geç adam değiştirme gibi ufak tefek değil. Hata, eski Ersun Yanal olamamasında!

Eski Ersun Yanal takımı kazanmak için kurar, kazanmak için oynatırdı. Şimdi, kontrol etmek isteği, kazanma arzusunun önünde. Onu da sebebi puan cetveli tabi.
Dönelim maça... Geçen haftayı Malatyaspor galibiyeti ile moralli bitirmiş Sivasspor açıkça kazanmaya gelmişti Kadıköy’e. Zaten ya hep ya hiçci bir takım, beraberlikten pek haz etmiyor.
İlk yarıda Sivasspor alan daraltmaya, Fenerbahçe geniş alanda oynamaya çalışıyordu ve istediğini yapan taraf Sivasspor’du. Fenerbahçe geriden oyun kurmakta zorlanıyor, kursa bile rakip kaleye varmadan Sivaslılar’ın baskısına teslim ediyorlardı topu.

Valbuena ve Dirar yokluğunda Fenerbahçe’nin bel bağladığı Moses, bir sağa bir sola geçerek ikisini de aratmıyordu ama iş orta sahada verkaça, duvara gelince Soldado duvarına tosluyordu. Zajc da berbat bir gününde olunca Fenerbahçe boşa efor harcadı ilk 45 dakika. Fenerbahçe’nin görünen eksiği, boş koşu yapan, arkaya top atan olmamasıydı. Oysa Sivas savunmasını geçmenin başka yolu yoktu.
Fenerbahçe’nin ancak 33. dakikada Moses’in ortasına kafa dokunduran Soldado ile kaleyi bulduğu tek pozisyonla geçirdiği ilk yarı ardından, ya adam değiştirecekti Ersun Yanal ya oyun.

Ersun Yanal direndi ama Mehmet Topal sakatlanınca onun yerine Mehmet Ekici’yi almak zorunda kaldı! Hemen ardından Fenerbahçe’nin ileride çoğaldığı Moses’in sürüklediği sağlam bir pozisyonu var ki, girmemesi Sivasspor’un şansıydı.

Bu dakikadan sonra Fenerbahçe geniş alanda oynamanın semeresini görmeye başladı çünkü Sivasspor ilk yarıdaki kadar disiplinle alan daraltamıyor, oyun kurmaya çalışırken baskı yapamıyordu.
Yanal, Zajc’a dayanamayıp Alper’i soktuktan bir dakika sonra Fenerbahçe çıkışta hata yaptı ve Özer ile öne geçti Sivasspor.

Tam bir dakika sonra tribün protestoları başlarken Soldado’nun golü ile başladığı hale geldi maç. Ardından Tolgay-Jailson değişikliği ve Mehmet Ekici’nin iğne deliğinden geçen golüyle Fenerbahçe’nin dönüşü.
Med cezirli Fenerbahçe’nin kabarmasına denk gelen son bölüm, tribünlerin ağzında biraz tat bıraktı hiç olmazsa.

Güç de olsa az endişeli, adil eleştirili, nispeten huzurlu, onarımla geçecek üç hafta vaat eden bir galibiyet aldı Fenerbahçe. Bu arada Allah vere de psikolojik antrenmanları boşlamasalar. Takımın en çok ona ihtiyacı var.

Sahanın en iyisi Bülent Yıldırım'dı - Ahme Çakar / Sabah

Önce Ersun Yanal'a sormak istiyorum; kardeşim sen geldin de bu takımda ne değişti? Bana değişen bir tane olumlu şey söyle. Üstelik yönetim fedakarlıklar gösterip devre arası önemli oyuncuları transfer etti. Dün gece kazandın, peki hak ettin mi? Kesinlikle hayır. Ey Ersun Yanal! Oyunda bir dakika olsa da inisiyatifi ele geçirebildin mi? Attığın goller dışında önemli pozisyonlar var mı? Manasız bir futbol, şablonu belli olmayan bir oyun düzeni, Moses dışında etkili olan hiçbir oyuncusu yok ve sözüm ona F.Bahçe Ersun Yanal'a göre sezonun ikinci yarısında en fazla puan toplayan takım olacaktı.

F.Bahçe dün gece ucuz kurtuldu. Maçın tamamında dominant bir futbol ortaya koymadılar. Üstelik ilk golü de F.Bahçe yedi. Sivas soldan geldi, organize oynadılar. Özer Hurmacı'ya çok güzel çıkarttılar ve o da Sivas'ı öne geçirdi. İşte o dakikada hiç kimse geri kalan kısıtlı dakikada F.Bahçe'nin kazanacağını düşünmemiştir. Sakın geride kalan dakikalarda F.Bahçe'ye maçı kazandıran oynadıkları futbol diye düşünmeyin. Bu golden sonra Soldado'nun şok golü geldi, ardından da bitime dakikalar kala Mehmet Ekici'nin kapalı köşeden attığı golle F.Bahçe 3 puanı aldı. Hepsi bu! Dün gecenin tek kazancı 3 puan.

Aslında 'Sıkıntılı dönem yaşayan F.Bahçe için önemli 3 puandı' derseniz, bir mesele yok. Ama ortaya konan futbol hem çok üzücü hem de çok rahatsız edici.
Bu futbolla, bu oyun anlayışı ile F.Bahçe evinde şu veya bu şekilde kazanıyor. Ama ya deplasmanlar? İşte orası büyük bir soru işareti. Sivas'ı oynadıkları futboldan dolayı kutluyor ama yedikleri manasız gollerden dolayı da kınıyorum. Pekala galip gelip ya da puan alıp evlerine dönebilirlerdi.
Bana göre sahanın en başarılı ismi, maçı büyük bir olgunluk ve büyük bir başarı ile yönetmiş olan hakem Bülent Yıldırım'dı.

Senin için hazırladığımız haberler