Rüştü Reçber'den Lucescu sözleri!

Eski miili futbolcu Rüştü Reçber, Milli Takım yeni Teknik Direktörü Lucescu hakkındaki düşüncelerini Hürriyet'te paylaştı.

İşte o sözler:

LUCESCU, kariyeri başarılarla dolu bir teknik adam. Hem ülkemizde hem de Ukrayna’da unutulmayacak başarılara imza attı. Şimdi herkes merak ediyor; TFF bu yaştaki bir teknik adamı getirmekle doğru mu yaptı? Ya da ne kadar verim alınacak?

Bunların yanı sıra kamuoyunun bilgilendirilmesi gereken bazı noktalar var. Neler mi?..
- Kendisine görev tanımı olarak ne gibi açıklamalar yapıldı?
- Geçmiş teknik direktörde olduğu gibi acaba kendisine nasıl yetkiler sunulacak?
Bunlar netleştikten sonra gerisi kolay...

Lucescu’daki bilgi birikim ve tecrübe tavan yapmış durumda.
Kendisinden faydalanırken önemli olan dozajını ayarlayabilmek. Yoksa kendisini ‘her şeyi sen bilirsin ve yaparsın’ anlayışına sokarsak yine işin içinden çıkılmayacak bir ortam oluştururuz.
Ben yabancı teknik adama karşı değilim ama milli takımda yerli hoca olmasını isteyen biriyim. Lucescu sadece başarıya odaklı bir görev anlayışı içerisinde.
Teknik, taktik deneyimi ve bilgisi ile milli takıma faydası olur mu? Olur...

Asıl en önemli faydası ne olacak biliyor musunuz?
1- Milli takımdan kopanların geri gelmesine,
2- Sadece futbolun konuşulacağı bir milli takım olmasına,
3- Kişilerin kibirlerinden bıkmış ve milli takım sevdasından uzaklaşmış toplumun tekrar bir araya gelmesine vesile olacaktır.
BİR BAŞKAN, TEKNİK ADAMIN AYAĞINA GİTMEZ!

SAYIN Dursun Özbek ne yaptı, kalktı Romanya’ya gitti. Niçin gitti? G.Saray için. Lucescu’ya teklifi iletmek ve sonucu almak üzere. Sonra ne oldu? Lucescu ‘Düşünüp haber vereyim’ derken milli takımla anlaştığını duyduk (Gerçi Lucescu ‘Ben hayır dedikten sonra milli takımla’ görüştüm diyor). ‘Profesyonellikte olur böyle şeyler’ der, geçersiniz.
Amma velakin asıl mevzu şu; G.Saray Başkanı bir teknik adamın ayağına gider mi? Gitmez. Gitmemeli. Kurumlar her daim kişilerden önce gelir. Bunun yerine bir Avrupa ülkesinde bir araya gelinebilir miydi? Evet, en doğru çözüm de buydu. Aynı durum TFF Başkanı sayın Demirören için de geçerli.
İşin diğer boyutunda Lucescu en masum kişi. Dedi ki: “Kim isterse ben Romanya’dayım.”

HEM KORKUN HEM DE ZEVKLE İZLEYİN
BAŞAKŞEHİR’in Club Brugge ile oynadığı iki maçı da izledim. İkisinde de orta koydukları futboldan büyük zevk aldım. Aldıkları sonuçtan ziyade, nasıl bir takım olduklarını gözümüze soktular.
Görünen o ki Sevilla, karşısında kolay bir rakip bulamayacak. Eğer izlerlerse şunu göreceklerdir; hem isim hem de futbol olarak endişe duymaları gerekir.

Başakşehir Süper Lig’in en kuvvetli şampiyon adaylarından biridir. Kimse ‘erken form tutan takımlar ilerleyen zamanda düşüş yaşar, Başakşehir’de de bu olur’ düşüncesinde olmasın. Neden mi?
1- Tecrübe ve gençlik bir arada.
2- Eksik olan kadro derinliği bu sene oluşturuldu.
3- Rakiplerine korku verdiklerinin farkındalar.
4- Abdullah Avcı gibi bir değere sahipler.

ASLINDA TFF’DEN NE İSTERDİM BİLİYOR MUSUNUZ?
1- YAPACAĞI işler için zaman verilmeyen,
2- Destek çıkılmayan,
3- Sabır gösterilmeyen,
4- Katakulli ile görevinden alınan ya da istifaya zorlanan
Sayın Abdullah Avcı’yı, her türlü şartları zorlayarak ‘iade-i itibar’ için milli takımın başına getirmesi...
Ama düşündüm de; ‘Hayal kurma Rüştü!..’

TOLUNAY KAFKAS’A DÜŞEN GÖREV
YILLAR önce TFF’de Eğitim Dairesi’nin başına geçmişti ve güzel işler yaparken Trabzonspor’un teklifine ‘Hayır’ diyemeyip gitmişti. Şimdi de Genç Milli Takımlar Sorumluluğu’na getirildi. Aslına bakarsanız alt yapıyı dizayn etmede önemli bir yerde olacak. Şu belirsizliğin içinde umarım iyi iş çıkarır ve ekibiyle olumlu işler yapar.