Rıdvan Dilmen'in derbi yorumu: "Maçı izlemeyenler hayatından iki saat kazandı"

28.09.2019 - 20:44 | Son Güncellenme: 28.09.2019 - 23:13

Rıdvan Dilmen'in derbi yorumu: "Maçı izlemeyenler hayatından iki saat kazandı"

Rıdvan Dilmen, Süper Lig'in altıncı haftasında oynanan Galatasaray - Fenerbahçe maçını değerlendirdi.

NTV'de yayınlanan Yüzde Yüz Futbol programında konuşan Dilmen'in açıklamalarından Ajansspor'un derledikleri şu şekilde:

'Fenerbahçe bol orta sahalı kadrosunun hakkını verdi'

İlk dakikalarda Fenerbahçe ağırlığı vardı beklenmedik şekilde. Sonrasında Galatasaray’ın atakları vardı, Fenerbahçe savunmaya çekildi. Son beş dakika ise maçta git-gel vardı. Fenerbahçe bol orta sahalı kadrosunun hakkını verdi. Galatasaray’ın bu kadar tedirgin olduğu maçı pek hatırlatmam.

Saygı duymak farklı, Galatasaray çok çekindi. İstatistikçilerden rica ediyorum, topla en çok buluşan iki oyuncu iki kaleci. Galatasaray, Muslera’ya 7 geri pas attı. Fenerbahçe de aynı şekilde attı. Fenerbahçe takımı gerçekten büyük bir kulüp. Rahatlığıyla, olgunluğuyla mahkum olmadan sakin sakin maça başladı.

İki takım da üçüncü bölgede bireysel yetenekli oyuncu yok. Orta saha oyuncuları da ceza sahasına girmedi.Maçta ilk yarıda gördüğüm en güzel olay Kruse’nin İstiklal Marşı’nı tamamına yakın okumasıydı. 

İkinci yarı yorumları:

Derbiden bu kadar kötü futbolu beklemiyordum. Kimse de beklemiyordu bence açıkçası. Maçı izlemeyenler için söyleyeyim, hayatlarından kesinlikle iki saat fazla kazandılar.

Son değişikliklere baktığımız zaman Fenerbahçe iki değişiklik yapacaktı ama Hasan Ali'yi iyice bekletti. Ersun Yanal zaten 0-0'a Samandıra'da razı. 

Bu yıl Galatasaray'da ise olağanüstü bir tutukluk var. Oyunda tutukluk var, fizik kapasitesi canlı değil. Sadece bu maç özelinde de değil. Malatyaspor ve Konyaspor maçlarının son bölümlerine dikkat edelim. Bugün Türk futbolu için önemli bir gündü ama Türk futbolu için de tarihinin en kötü maçlarından bir tanesiydi.

Cüneyt Çakır sonuçtan çok mutludur. Temiz, 0-0 bitti. Bir de penaltı pozisyonu günlerce konuşalacakken Babel'in el yapması yetişti orada imdadına. O yüzden ben de penaltıydı, değildi diye tartışmam bu pozisyonu. Sakin, sükunet içinde, 3 sarı kartla bitti maçı. 

Bugün Muslera ve Altay arka taraftar adele kası yaptılar. N'Zonzi ve Gustavo hariç, çok iyi oynadılar; Muslera ve Altay'ın bu kadar topla buluştuğu maç yoktur. O kadar geri pas oldu ki stat adeta milli bir kütüphaneye döndü. Sessiz, üniversite sınavı var zannedersin. Yoksa Galatasaray taraftarı çok coşkulu bir taraftar. Oyunun tansiyonu maç içinde öyle bir düştü ki sanki ayıp olmasınlar diye çıkmışlar sahaya veya bir arkadaşın jübile maçıymış gibi.

Fatih Terim fikstüre göre maçı içeride oynadığı için üzülmüştür, ama oyuna baktığı zaman 'Fena değil' demiştir. Ersun Yanal ise zaten planı buydu, o da tuttuğu için mutlu. Hakem Cüneyt Çakır zaten çok mutlu. Mutsuz olanlar ise Galatasaray taraftarı, çünkü oynanan oyundan; bir de Fenerbahçe, 'Biz Galatasaray'ı bu kadar kötü yakaladık yenemedik' diye.

Bugün maçın izleyenlerin ızdırap çektiği bir maç oldu. İki takım da susturucu gibiydi. Uyuta, uyuta, uyuta bir hâl oldular. 6 dakika uzatmaya sevinir misin, üzülür müsün? Öyle bir durumdu. 

Fenerbahçe ise fikstüre baktığında mutludur. Oynadığı 6 maçın 4'ü Başakşehir, Trabzonspor, bugünün lideri Alanyaspor ve Galatasaray. Rakibi Galatasaray ise daha ilk derbisini oynadı. Tabii ki fisktür her şey değildir ama bundan sonra Antalyaspor maçı sonrasında milli ara ve hafifleme dönemi.

Galatasaray 39 maçtır kendi evinde kaybetmiyor. Bu çok önemli bir hünerdir bir takım için. Henüz 6. hafta oynanırken sezon başında, kadroları okuduğumuz zaman ' Galatasaray bir adım önde, zaten geçen sezonun şampiyonu' derken bugün sahada 10 yeni oyuncusu olan Fenerbahçe'de hiçbir fark yok. Artı olarak Fenerbahçe'nin daha iyi bir futbol takımı olduğu bile gözüküyor. Fenerbahçe 4 yıldır kaybetmiyor Türk Telekom Stadyumu'nda, Galatasaray da pek kaybetmiyor Kadıköy'de. Sonuçta alan memnun veren memnun bir maç oldu. Oyuncuların ise birbiriyle şahane bir ilişkisi vardı fair-play içinde.

Fenerbahçe fikstür olarak deplasmanda avantajlı döndü, Galatasaray ise evinde oynadığı 3 maçın 2'sini kazanamamış oldu. Paris Saint-Germain maçı mutlaka önemli bir maç ama Fatih Terim'in takımda mutlaka değişikliğe gitmesi lazım.

İki dünya yıldızı bu kulüplere 48 saat arayla geldi. Biri Falcao, diğeri Gustavo. Falcao, 'Bizim takım mı 2 senedir bu ligde şampiyon, rakip takım Fenerbahçe mi geçen sene küme düşmeye oynadı?' şeklinde sorular sormuştur. Gustavo ise, 'Zor bir deplasmana geldim, karşı takım şampiyonluk adayıysa ve son 2 senenin şampiyonuysa biz de varız, biz de şampiyonluk adayıyız' demiştir. Tabii bu yorumlar bu 6 hafta ve özellikle bugün için. 

Mutlak suretle Galatasaray'ın çıkarması gereken dersler daha fazla. Fatih Terim'in kesinlikle takımla olan diyalogunun daha fazla olması gerekiyor. Hem fizik, hem mental problemler için. Fatih Terim'e sorduklarında orta saha stoper daha gerekli diyordu, bu takım hiç ışık vermiyor. Mutlaka toparlayacaklardır tabii ki.

Hem Galatasaray hem Fenerbahçe için geçen yıla nazaran siyah ve beyaz kadar fark var. Bugün, çocukluğumuzda oynadığımız 'Gol atan galip' oyunu oynandı ama kimse de golü atmadı. Olan izleyiciye oldu. Fenerbahçe'nin grafiği devamlı yükseliyor. 

Fenerbahçe'nin son andaki kararları ve tercihleri hep kötü oldu. Kötü tercihler yaptılar. Ryan Babel'in de vardı öyle tercihleri. 

Kruse’yi tek başına düşünmemek lazım. Arkasındaki oyuncular önemli. Top rakipteyken Kruse hiç yok, iyi niyetiyle perde yapıyor. Muriç bugün etkisizi olmasına rağmen, kafa toplarında Marcao’dan da top alamadı ancak efor sarf ediyor.

4 ön libero ile oynadı Fenerbahçe Jailson dışında. Jailson isabetli çıktı. Fenerbahçe 2. bölgede eski sakarlıklarını yapmadı ama 3. bölgede son paslarını iyi kullanamadı. Kullanabilse rahat bir deplasman galibiyeti alırdı. Galatasaray’ın da toparlanması lazım.

Kasım ayında falan Lemina çok farklı oynar. Bu nedenle hoca hazır durumda olan Seri’yi bile oynatmıyor. Galatasaray henüz orta sahamız şu diyemiyor. Anca forvet hattı için diyebiliyor. Ancak Nzonzi belli. O işini yapıyor. Fransa Milli Takımı oyuncusundan bahsediyoruz. Ben takımı öne doğru taşıyıcı liberolu daha iyi buluyorum.

Ben çok uzun yıllardır her iki takımın kaleciye bu kadar geri pas gönderdiğini görmedim. Düşünebiliyor musunuz, Galatasaray - Fenerbahçe maçını hayal edebilen bir kalecisiniz ve oynuyorsunuz. Ersun Yanal’ı tebrik etmek lazım bu konuda. Alanya maçında genç oyuncuyu kaybedebilirdiniz.

Gecenin olayı Max Kruse’nin İstiklal Marşı’nı okuması. Gerçekten çok hoşuma gitti. Fatih Terim’in kontrasyonu biraz düşük gibi. Florya’ya elini koyması lazım artık. Saha içi konsantrasyonu düşük.

Trabzonspor da, Beşiktaş takımı da ciddi yaralı. Ünal Karaman ve Abdullah Avcı beraberliği asla kabul etmezler. Yarın kalecilerin maçı diye düşünüyorum. İki takımın orta sahasında bir boşluk var. Ljajic de cezalı. Trabzonspor’un da eksikleri var.

Senin için hazırladığımız haberler