Rıdvan Dilmen şampiyonluk yarışını değerlendirdi! Başakşehir, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray

16.02.2018 - 09:14 | Son Güncellenme: 16.02.2018 - 09:14

Rıdvan Dilmen şampiyonluk yarışını değerlendirdi! Başakşehir, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray

Rıdvan Dilmen, Süper Lig’in zirvesinde kıyasıya bir mücadeleye giren Başakşehir, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yarıştaki şansını değerlendirdi. Dilmen, Beşiktaş ile ilgili dikkat çeken sözler sarf etti.

 

Fenerbahçe, Başakşehir'i yenerek zirveyi yeniden dizayn etti. Galatasaray ele geçirdiği liderliği yarışın sonuna kadar sürdürebilir mi? Beşiktaş, Fenerbahçe ve Başakşehir'in şansını nasıl görüyorsunuz?

En güzel cümleyi Aykut Kocaman söyledi; "Lig yeniden başladı…" Beşiktaş ilk 8 hafta sonunda 6. sıradayken 14 puanı vardı. O zaman "22 puanlı lider Galatasaray'ı yakalayabilecek mi?" sorularına Şenol Güneş'in cevabı, "Önümüzde daha başka takımlar da var. Tek tek onları da geçmemiz gerek" olmuştu. F.Bahçe yenilgisi sonrası Abdullah Avcı, "Biz oyunumuzu oynamaya devam edeceğiz şampiyon olacağımıza inanıyorum" açıklamasını yaptı – ki bu Abdullah Avcı'nın en iddialı demecidir.- Fatih Terim taraftarla tamamen bütünleşti. Tam istediklerinin olmadığını maç sonu demeçlerinde belirtiyor ama en azından oyuna iyi başlama konusunu hallettiğini söylüyor. Şimdi bunları açacak olursak;

KAZA OLMAZSA FENERBAHÇE YARIŞTA KALIR

Aykut hoca bireysel hatalardan kaybedilen puanlardan dert yanıyordu. Bizim istatistik haberleri yapan kardeşimiz Taner Karaman'ın da bir tespiti var; Fenerbahçe, Avrupa'da 10 golle bireysel hatayla en çok gol yiyen takım durumundaymış. Başakşehir maçının sinüsü- kosinüsü ayarlanmıştı. 121 kilometre koşan, önde baskılı oynayan bir takım vardı. Asıl can alıcı nokta önde baskılı oynamak değil, temel hedef bir an önce kazanmaktı. Yetmedi, topu kazandıktan sonra olumsuz kullanma ihtimaline karşı, kontrollü hücumu tercih etti ve yarışa ortak oldu. Çok önemli bir kazaya uğramazsa sezon sonuna kadar bu yarışın içinde olacak gibi görünüyor.

BAŞAKŞEHİR SADECE LİDERLİĞİ KAYBETTİ

Başakşehir'e gelince; Konyaspor maçında da düşük bir oyun vardı ve Abdullah Avcı onu itiraf etmişti. Fenerbahçe karşısında da Emre Belözoğlu, Mossoro, Epureanu gibi omurgasının en önemli isimlerinin olmaması ve rakibinin de iyi performansından kaybetti. Ama sadece liderliği kaybetti şu an için. Başakşehir; başkanından teknik adamına, teknik adamından oyuncusuna organizasyonu olan bir takım. Bu yarışın içinde kesinlikle olacaklar.

BAYERN MÜNİH MAÇLARI BEŞİKTAŞ'I YIPRATMAZ

Beşiktaş çok güçlü bir kadroya sahip. Açıkçası 200 km hızla giden bir arabası, çok iyi de bir şoförü yani teknik adamı var. Kilometreye konsantre oldukları zaman oyunu istedikleri yere getiriyorlar, rakiplerini de sürklase ediyorlar. Ama Beşiktaş adına iki kritik maç var. Konya ve Fenerbahçe'yi yenerse benim şampiyonluktaki birinci adayım Beşiktaş olur. Bayern Münih maçlarında lig olarak çok yıpranmazlar çünkü maç trafiği çok kötü değil. Şenol Güneş'in de son derece sakinve özgüvenli bir duruşu var. Daha agresif olması bekleniyordu bazı sonuçlardan sonra ama tam tersi çok sakin kaldı. Beşiktaş'ın iki maçı onu en büyük aday yapabilir.

TUDOR-TERİM FARKI ORTAYA ÇIKACAK

Galatasaray'da Abdurrahim Albayrak'ın sözleri çok önemli; "4 değil, 7 aydır paraları ödenmiyor" dedi. Her şeye rağmen o kadar süre para almamak önemlidir. Tudor ve oyuncuları kutlamak lazım, bunu şimdi anlayabiliyoruz. İlk 8 haftada 22 puanı vardı. İkinci yarıdaki 8 haftanın da lideri olabilir. 25. hafta sonunda benim hesabıma göre 54 ya da 56 puan olursa -ki olma ihtimalleri yüksek-, Tudor ile Terim arasındaki fark o bölümden sonra çıkacak. Tudor'un en büyük avantajı Başakşehir'in 6, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın 8 puan önündeydi. Terim bu farkı yakalarsa 25. haftadan sonra Tudor'un kaybettiklerini kaybetmez. Tüm bu gerçekleri görünce de Avrupa'da yarışın sürdüğü neredeyse tek ligiz. Fransa'nın, İspanya'nın Almanya'nın şampiyonları şimdiden belli. Çekişmeli ve heyecanlı haftalar bizi bekliyor.

VALBUENA YORUMU

Başakşehir karşısında kolay bir galibiyet alan Aykut Kocaman, karşılaşma sonunda, "Benim kaderim sürekli olarak kendimi kanıtlamak zorunda olmam" serzenişinde bulundu. Kocamanhak ettiği değeri görmüyor mu?

Öncelikle maç kolay olmadı... Kolay olsa 121 kilometre koşmazlardı. Kolay olsa Aatif 13 küsur kilometre koşmazdı... Taktiksel ve fiziksel bu kadar yorgunluk yaşanmazdı. Ama bir gerçek var ki maç kaybedilseydi Valbuena'nın şu güne kadar geçmeyen 'V' harfi maçtan sonra bütün sayfalarda Valbuena- Aykut krizi olarak manşetlere taşınacaktı. O yüzden Başakşehir maçı Fenerbahçe ve Aykut hoca için dönüm maçıydı.

Fenerbahçe iç sahada 9 puan kaybetti, dış sahada lider durumda. Volkan Demirel de taraftara çağrı yapıp, "Islıklama ve yuhalamaya son verin" dedi. Takımına her durumda sahip çıkan taraftar neden bu duruma geldi?

Başarıya endeksli her şey. Türkiye'de artık statların doluluk oranı ancak takımın başarısıyla ölçülüyor. Galatasaray geçen sezon ligdeki sondan ikinci maçı 7 bin 500 kişiye oynadı. Fenerbahçe sezon başı kötü gidince 10 bin kişiye oynuyordu. Galatasaray sezon başından beri 30 binin altına oynamıyor. Hesap ortada, evinde en çok puan toplayan takım Galatasaray, deplasmanda en çok puan toplayan Fenerbahçe. Her zaman Volkan Demirel gibi düşünüyorum. Kadıköy'deki maçlarda 40 bin ortalamasını tuttursunlar, kendi sahasında en az puan kaybeden takım olur.

Beşiktaş üç kulvarda birden zorlu bir yarışta. Üç yolda da devam edebilir mi?

Geniş bir kadrosu var. Bu hafta itibarıyla yapılan planlamada da yıpranacaklarını sanmıyorum. Şenol Güneş'in de erteleme talebi olmadı. Ama o düzenlemede bir tek problem var. Beşiktaş'ın kupa maçının perşembe, Trabzon karşılaşmasının pazartesi günü olması doğaldır. Fenerbahçe'nin maçı da pazartesi gününe alınabilir. Tabii ki yayıncı kuruluşun buna yardımcı olacağını düşünüyorum. Çünkü Fenerbahçe ile karşılaşacak bir diğer yarı finalist olan Akhisar salı günü Galatasaray'la oynayacak

Abdullah Avcı, Fenerbahçe yenilgisi sonrası 'Sınıfta kaldı' yorumlarıyla karşı karşıya…Abdullah Avcı'nın hatası ne? Arda Turan ilk 11 için yeterli mi?

Abdullah Avcı sınıfta kalmadı... Demek ki Avcı biraz daha maç kaybetse okuldan atacaklar. Futbol oyundur. Maçlar kaybedilir kazanılır. Abdullah Avcı yeni nesil teknik direktörlerin en önemli değerlerinden biridir.

O gün oynayan takımda oyuna girenler dahil 14 kişiden sadece Arda mı kötüydü? Ancak Arda'nın henüz hazır olmadığı doğru. Maçı da Abdullah Avcı ve Arda'ya bırakmak son derece yanlış. Kolay bir süreç geçirmiyor hem fiziksel hem mental olarak. Milli takımın hazırlık maçları da geliyor, form tutacaktır.

Burak Yılmaz'ın olmadığı iki maçı da Trabzonspor golsüz tamamladı. Burak eşittir Trabzon mu?

Değil… Ama Burak'ın 2010'dan sonraki performansı ligimizin en etkili forveti olduğunu gösteriyor. Berabere biten maçlardan iki tanesi galibiyetle bitebilirdi. Trabzonspor son 5 maç kazanamadı ama kaybetmedi de. Rıza Çalımbay'ın tartışılmasını da anlamıyorum.

Hakemler yine kararlarıyla en çok tartışılan futbol unsuru. Niye bu kadar kötüler? 

Çok büyük baskı altındalar. Sağlıklı atamalar yapılması lazım. Çok ince düşünüp ince elemek lazım. Şunu söyleyebilirim; herkes bundan sonra ağlayacak. Allah sabır versin.

CENGİZ ÜNDER SÖZLERİ

Cengiz Ünder, Roma'da son iki maçtaki performansıyla göğsümüzü kabarttı? Neler söylemek istersiniz?

Cengiz Ünder, en önemli şey olan güveni kazandı... Hem kendi adına hem de kulüp adına. Zaman zaman oynamayacak ama çok yetenekli bir oyuncu. Daha da iyi olacak. Özellikle son maçta oyundan çıktığında yerine giren oyuncunun De Rossi olması beni çok mutlu etti. Daha da mutlu olduğum Roma kulübesindeki oyuncuların kalkıp Cengiz'e sarılması oldu. Bu beni Cengiz'in gollerinden bile daha çok sevindirdi.

Sabah

Senin için hazırladığımız haberler