"Parsayı çaldırdılar"

04.10.2019 - 09:15 | Son Güncellenme: 04.10.2019 - 12:15

"Parsayı çaldırdılar"

Parsayı çaldırdılar - Attila Gökçe (Milliyet)

Tribünlerde bilinçli bir duruş var... Yöneticilerin ve futbolcuların yapamadığı şeyi yapıyorlar: Öfke kontrolü. Maçtan önce kısa süren “Paralar nerede?” soruları, maç başladığında yerini “Golü kim atacak?” merakına bırakıyor yerini.Günün ilk sürprizi: Burak Yılmaz yok. Açık yarası olduğu için Abdullah Avcı Alanya maçına saklayıp riske girmemiş, kadroya almamış golcüyü. Bu durumda Beşiktaş’ın çok bastırıp atamamak sıkıntısı evindeki UEFA maçında da devam ediyor. Genç Güven takımın santrforu... Lens sağdan, Caner soldan servis yapıyorlar ama Güven uzaktan bir şutla yetiniyor. Az sonra sakatlanıp yerini Umut Nayır’a bırakıyor. Pek de değişmiyor tablo... Şutsuz bir oyalama futbolu oynayan rakibine karşı Beşiktaş yine bastırıyor, yine pozisyonlara giriyor ama, ceza alanında boşluk bulamadığı gibi kornerleri ve duran topları da değerlendiremiyor.Avcı’nın seçtiği onbir, en azından “bütüncül” bir takım oyunu sergiliyor. Bu futbola kötü ve kalitesiz demek o kadar kolay değil. Hepsi de en iyi biçimde işlerini yapmaya çalışıyorlar. Douglas, Rebocho, Elneny, Lens, Caner çok gayretli. Ljajic oyuna ayak uydurmaya çalışıyor. Dorukhan da etkin. Oyun merkezinde hücum ve savunma görevlerini bir arada başarıyla sürdürüyor. Vida ve Necip (nazar değmesin) iyi bir maç çıkarıyorlar. Ama golü bulamıyorlar. Beşiktaş’ın skoru yakalayamamasının bir önemli nedeni de Wolverhampton’un beşli savunmaya çekilmesi. Özellikle ilk yarıda Beşiktaş’ın baskısına karşı ceza alanını doldurup kapatarak “blokaj” uygulaması. Bu tür kapalı defansların açılması için öncelikle duran topların değerlendirilmesi gerekiyor. Kanat ataklarında da hem adam eksiltmek, hem de ezber ortaların yanı sıra yerden farklı pozisyonların yaratılması bekleniyor. Bunlar Beşiktaş’ta eksik kalan unsurlar. Takımda Vida’dan başka kafa vuruşu yapacak oyuncu yok gibi. O da akan oyunda değil, rakip kaleye kornerlerde gidiyor ancak.Avcı’nın tıkanık oyunu açma hamlesi, 78’de Dorukhan Oğuzhan değişikliğiyle geldi. Bence daha erken davranabilirdi. O arada İngiliz takımı da Jimenez’le Cutrone’yi değiştirip oyuna ortak olduğunu gösterdi. İkinci yarıda cesaretle hücum organizasyonlarına giriştiler. Bu oyuna karşılık Beşiktaş daha çok gol fırsatı yaratabilirdi. Rakip yarı alanda şuta dönüştüremedikleri oyunda fazlasıyla top kaybettiler. Beşiktaş gayretinin karşılığında en az 1 puan almalıydı... Ama ne de olsa Premiership takımı. Wolverhampton uyudu, uyuttu ve parsayı kapıp gitti.

Zor dostum! - Bilal Meşe (Milliyet)

Bir teknik adam bu kadar mı şanssız olabilir arkadaş? Kart cezaları, sakatlıklar, golü kendi kalesine atanlar derken, buna dün de ‘migren’ ağrısı eklendi! N’Koudou kadrodan çıkarıldı, tribünden Tyler Boyd yedek kulübeye davet edildi, Caner sahaya sürüldü. Bugüne kadar migrenden kadrodan çıkarılanı ne gördüm, ne de duydum! 27.dakikada da Güven Yalçın sakatlandı, buna ne diyeceğiz? Avcı’nın yerine kendinizi koyun, bir empati yapın, sonra fatura kesmeye kalkın! Bu handikaplara bir de o ağır formanın içini dolduramayan, hakkını veremeyenleri de eklersek, negatif tablonun sürpriz olmadığını görürüz.Lig mi, UEFA’mı? Abdullah Avcı hafif ağrıları bulunan Burak Yılmaz’ı riske etmedi, Alanya maçına sakladı. Artı Gökhan Gönül’ü yedeğe çeken tecrübeli hocanın lige ağırlık verdiğini görüyoruz, başka çaresi de yok! İngiliz ekibi Wolverhampton, asla Beşiktaş’ın kalitesinde, kalibresinde bir takım değil. Ancak, iyi takım savunması yapıyorlar, disiplini elden bırakmıyorlar, yani sabırlılar, karşılığını da uzatmada aldılar. Karşılaşmanın ilk yarısındaki istatistiklere bakacak olursak, Kartal’ın topla oynama yüzdesi 64... Evet ilk yarı Kartal’ın baskısında geçti, gelin görün ki bu üstünlük gole yansımadı, bir top direkten döndü. Rakip mi? Sahasına park etti, ofansa çıkamadı, kuşkusuz bunda da Kartal’ın presi ön plandaydı. Dememiz o ki, Beşiktaş’ın savunmasına pek iş düşmedi bu yarıda.Kartal, üç puanlık golü sürekli duran toplardan aradı. Nitekim ikinci yarıda Vida’nın iki kafa şutu, az farkla auta gitti. Konuk takım Kartal’ın risk almasını fırsat bildi, bu yarıda pozisyon peşinde koştu, özellikle son on dakikalık bölümde savunmaya sıkıntılı anlar yaşattı, 90+3’te Boly bu fırsatı gole çevirirken, Kartal UEFA Avrupa Ligi’nde iki maçta sıfır puan çekti. Futbol böyle bir oyun... Pres yaparsınız, topa daha fazla sahip olursunuz, ama eğer bunu goller taçlandıramıyorsanız neye yarar? İşin özeti, Beşiktaş aradığı moral galibiyeti maalesef Avrupa’da da bulamadı.. Burak Yılmaz yoksa, gol de yok... Valla bu futbolla Kartal’ın Alanya karşısında da işi kolay değil, bu ışığı maalesef göremiyorum!

Kaos büyüyor - Ali Ece (Fanatik)

2019’un ilk 5 ayında Beşiktaş’ın en iyileri Ljajiç, Burak Yılmaz, Dorukhan, Güven ve Vida’ydı. Dün gece Burak yokken en verimli pozisyonu santrfor arkası olan Güven zoraki tek santrforda çaresiz kaldı. 18. dakikada Güven 5’li Wolves savunması karşısında topla buluştuğunda en yakın takım arkadaşı Güven’e enlemesine 40 metre, boylamasına 20 metre uzaklıktaydı. Güven sakatlanıp çıktıktan sonra giren Umut daha çalışkan olsa da son tercihlerinde yetersiz kaldı. Burak’a gerçek bir santrforu alternatifi almamak yönetim hanesine eksi yazar ama Ljajiç, Dorukhan, Güven ve son anda Boly’i kaçıran Vida’nın bu kadar verimsiz oynamasının vebali Abdullah Avcı’ya yazar. İkisinin toplamdaki hataları sonucu Beşiktaş maçı ileri 3’lüsünde yedek sağ bek olarak gelen Douglas, sezona sol bekte başlayan Caner ve santrforda Umut’la tamamladı. Zaten Beşiktaş rakip kaleye set oyununda az gidebiliyor, bari alternatif bir hücum planı geliştir! O da yok, 60-80 arasındaki göreceli olumlu oyuna yazık oldu. Taraftara ise çok yazık oldu!Gecenin sorusu: Sarpsborg maçından beri süper olmasa da Lens ilk defa Beşiktaş’taki ortalama performansının üstünde oynuyordu, neden oyundan alındı? Yerine sağ öne kaydırılan Douglas’ın geriye çalım atarken kaptırdığı top hazır olmadığının kanıtı değil mi?Maçın starı: Ruben Neves çok iyi bir derin oyun kurucu, daha da iyi takımlarda oynamayı hak ediyor.Maçın olayı: Beşiktaş taraftarının maç sonu Avcı’yı protesto etmesi. Abdullah hocayı sever, sayarım ama 9 maçta sadece 1 galibiyet Beşiktaş’ta kabul edilemez başarısız bir teknik direktörlük performansı!Kısa mesaj: Beşiktaş'taki bu kaos, teknik direktör hatalarından da kaynaklanıyor. Ancak öncelikle kongrede herkes egoları kenara bırakıp bir nevi ‘milli birlik hükümeti’ tarzı yeni bir yönetim kurulmalı yoksa kaos daha da büyüyebilir.

Zor dostum zor! - Cem Dizdar (Fanatik)

Berabere bitirebileceği ilk maçı son nefeste kaybetmiş Beşiktaş için teknik direktörün deyimiyle ‘Hayatın sunduğu fırsat’ maçı... Ancak, ‘Rakip kaleye 30 - 40 metre uzakta oynanan bir oyun fırsat yaratabilir mi?’ sorusunun yanıtı da net; hayır. Evet, rakip bu sürede tek istatistik üretememe pahasına öne çıkmamış ama Beşiktaş da farklı değil, şans yaratacak alana gidecek işleri, bir korner karambolü dışında yapamamış. Tuhaf bir çaresizlik, garip bir tıkanmışlık! Böyle durumlarda basit çözümlerden biri bireysel yaratıcılık ama onu da Ljajic dışında gösterebilecek biri yok. O da takıma ayak uyduruyor. Maçın sonunda ceza sahasına iyice büzüşüyor Beşiktaş. Sınırdan da bir ofsaytla dönüyor. Ama uzatmada hücum etmeye niyeti olmayan takımdan bile gol yediler. Haliyle baştan bu yana izlediğimiz Beşiktaş’tan gayrı bir Beşiktaş izleyemedik. Anlayacağınız, eski bir şarkıda söylendiği gibi: Zor dostum zor...Gecenin sorusu: Gelecek sezon bu Premier Lig takımından 3-4 oyuncu ülkemize getirilirse ayakta alkışlamayacak kaç taraftar vardır acaba?Maçın starı: Maç izlemediğimiz için ‘maçın adamı’ndan da söz etmek mümkün değil. Belki başta tribünde ardından televizyon başında acı çekenler olabilir!Maçın olayı: Wolverhampton dünyanın gözünü diktiği, anlat anlat bitmeyen Premier Lig takımı. Ceza sahasından çıkmıyor ve ilk şutu 67’de atıyor. Ve 4-5 takım üzerinden İngiliz Ligi propagandası tüm gezegene yutturuluyor!Kısa mesaj: Hayat fırsatlar veriyor ama o sadece bir ihtimal! İhtimali hayata geçirmek gayret ve kolektif bilinçle mümkün. O da Beşiktaş için kısa vadede mümkün görünmüyor.

Pozisyon vermeden kaybettiler - Ömer Üründül (Sabah)

Dün gece Vodafone Park'ta ağır çekim film gibi futbol seviyesi çok düşük bir ilk yarı izledik. Beşiktaş, bu 45 dakikada oyunu domine eden taraftı. Topa sahip olma oranları yüzde 70'di. Ama üretkenlik yok gibiydi. Tek heyecen getiren pozisyon devre sonunda kornerde Lens'in direkten dönen vuruşuydu. Pozisyon sıkıntısının en önemli nedeni ön taraftı. Bir defa Burak olmayınca ne Güven ne de o sakatlandıktan sonra yerine giren Umut Nayir, bu görev yerini istenilecek şekilde dolduracak yapıya sahip değiller. Lens'in fizik durumu ortada. Caner'in de gerçek yeri sol ön değil. Sol bek oynadığı zaman geriden oyunu gördüğünden daha iyi katkı veriyor.İkinci devre oyun biraz daha hareketlendi. Tabi bu hareketliliği sağlayan Beşiktaş'tı. Ama genelde oyun karşı alana yıkılsa da yine Vida'nın kafa vuruşu dışında gol heyecanı yaratan bir pozisyon yoktu. Çünkü pozisyon getirecek varyasyonları gerçekleştiremiyorlardı. Sadece kazanmak için kuru bir gayret vardı. Ama son dakikada yenen golle hakkı beraberlik olan maç mağlubiyetle bitti ve aynı zamanda gruptaki şans da tükendi. Belki daha ikinci maç diye düşünenler olur ama sıfır puan ve ilk maçta maçta kaybedilen 3 puan grubun en zayıf halkası Bratislava önündeydi.Aslında Beşiktaş dün sezon başından bu yana gösterdiği takım savunmasındaki arızalardan uzaktı. Top rakipteyken takım halinde topun arkasına geçerek alan bırakmadılar, hemen hemen hiç pozisyon vermedikleri bir maçı ne yazık ki kaybettiler. Aslında form durumu ne olursa olsun bir Premier Lig takımına karşı ikinci bölgeyi maç boyunca rahat geçmek dün gece gözüme çarpan artıydı.

Futbol şanssızlığı - Tayfun Er (Takvim)

Beşiktaş'ın önceki maçlara göre daha derli toplu, geriden top çıkarabilen halinin temel nedeni Atiba yerine Elneny'nin oynamasaydı.Üstelik temel özelliği baskılı futbol olan bir İngiliz takımına karşı uzun ve dikine pas atabilen bir ön libero bile takımı bir üst seviyeye taşıyabiliyor.Bir diğer olumlu faktör de bal yapmayan arı N'Koudou ile sahada sadece dolanan Diaby'nin olmamasıydı.Haftalardır yazdığımız N'Koudou ve Diaby ısrarının, üstelik kanat değiştirmeden oynama yanlışlığını umarız Hoca da görmüştür.Lens bile Diaby'den iyi, durum bu kadar vahim düşünün...Beşiktaş, Wolverhampton'ın uzun pasla hızlı çıkışlarına karşı geride boş alan vermeyince de rakip, ilk yarıda pozisyona bile giremedi.Bunun nedeni de Gönül ve Caner'in birlikte kanat beki oynamamasıydı. dem formsuz olunca gol sadece serbest vuruşlarda Vida'ya ve Caner'in kanattan keseceği toplara kalmıştı. "Kurtlar" Premier Lig'in Konyaspor'u yani oynatmamayı, atmaktan çok yememeyi düşünen tipik bir beraberlik takımı. Kartal'a karşı da beraberliği düşünmüş ama hediye golle kazandı.MAÇIN EN İYİSİ: CANER ERKİNÇok çalıştı, maça asıldı.MAÇIN EN KÖTÜSÜ: ADEMToptan saklandı, formsuz...

Tribünlerde bilinçli bir duruş var... Yöneticilerin ve futbolcuların yapamadığı şeyi yapıyorlar: Öfke kontrolü. Maçtan önce kısa süren “Paralar nerede?” soruları, maç başladığında yerini “Golü kim atacak?” merakına bırakıyor yerini.Günün ilk sürprizi: Burak Yılmaz yok. Açık yarası olduğu için Abdullah Avcı Alanya maçına saklayıp riske girmemiş, kadroya almamış golcüyü. Bu durumda Beşiktaş’ın çok bastırıp atamamak sıkıntısı evindeki UEFA maçında da devam ediyor. Genç Güven takımın santrforu... Lens sağdan, Caner soldan servis yapıyorlar ama Güven uzaktan bir şutla yetiniyor. Az sonra sakatlanıp yerini Umut Nayır’a bırakıyor. Pek de değişmiyor tablo... Şutsuz bir oyalama futbolu oynayan rakibine karşı Beşiktaş yine bastırıyor, yine pozisyonlara giriyor ama, ceza alanında boşluk bulamadığı gibi kornerleri ve duran topları da değerlendiremiyor.Avcı’nın seçtiği onbir, en azından “bütüncül” bir takım oyunu sergiliyor. Bu futbola kötü ve kalitesiz demek o kadar kolay değil. Hepsi de en iyi biçimde işlerini yapmaya çalışıyorlar. Douglas, Rebocho, Elneny, Lens, Caner çok gayretli. Ljajic oyuna ayak uydurmaya çalışıyor. Dorukhan da etkin. Oyun merkezinde hücum ve savunma görevlerini bir arada başarıyla sürdürüyor. Vida ve Necip (nazar değmesin) iyi bir maç çıkarıyorlar. Ama golü bulamıyorlar. Beşiktaş’ın skoru yakalayamamasının bir önemli nedeni de Wolverhampton’un beşli savunmaya çekilmesi. Özellikle ilk yarıda Beşiktaş’ın baskısına karşı ceza alanını doldurup kapatarak “blokaj” uygulaması. Bu tür kapalı defansların açılması için öncelikle duran topların değerlendirilmesi gerekiyor. Kanat ataklarında da hem adam eksiltmek, hem de ezber ortaların yanı sıra yerden farklı pozisyonların yaratılması bekleniyor. Bunlar Beşiktaş’ta eksik kalan unsurlar. Takımda Vida’dan başka kafa vuruşu yapacak oyuncu yok gibi. O da akan oyunda değil, rakip kaleye kornerlerde gidiyor ancak.Avcı’nın tıkanık oyunu açma hamlesi, 78’de Dorukhan Oğuzhan değişikliğiyle geldi. Bence daha erken davranabilirdi. O arada İngiliz takımı da Jimenez’le Cutrone’yi değiştirip oyuna ortak olduğunu gösterdi. İkinci yarıda cesaretle hücum organizasyonlarına giriştiler. Bu oyuna karşılık Beşiktaş daha çok gol fırsatı yaratabilirdi. Rakip yarı alanda şuta dönüştüremedikleri oyunda fazlasıyla top kaybettiler. Beşiktaş gayretinin karşılığında en az 1 puan almalıydı... Ama ne de olsa Premiership takımı. Wolverhampton uyudu, uyuttu ve parsayı kapıp gitti.

Spor yazarları, UEFA Avrupa Ligi'nde Beşiktaş ile Wolverhampton arasında oynanan ve Siyah-Beyazlıların 1-0 mağlubiyetiyle sona eren müsabakayı değerlendirdi.

İşte o yorumlar...

Senin için hazırladığımız haberler