Kritik sözler: Arda Güler, Emirhan İlkhan, Burak Yılmaz...

Hannover’de teknik direktörlük yaptıktan sonra A Milli Takım yardımcı antrenörlüğü görevini üstlenen 41 yaşındaki Kenan Koçak, Radyospor’da yayınlanan “Anadolu Ateşi” programında Salim Manav’ın konuğu oldu.  

Uzun yıllar yurtdışında futbol oynamış ve antrenörlük yapmış olan Kenan Koçak, Avrupa ligleri ile Türkiye Süper Ligi’ni karşılaştırdı. Koçak, "Avrupa Ligleri ile ülke ligimiz arasında bir fark var, bu doğru. O liglerin çok kaliteli olduğunu biliyoruz elbette, kendimizi o liglerle kıyaslamak pek doğru olmaz belki ama fazla da küçük görmemizin bir anlamı yok” dedi.

Koçak Milli Takım ile ilgili açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: "Biz ekip olarak Türkiye’yi bir bütün olarak görüyoruz, Anadolu-İstanbul ayrımı yapmıyoruz. Kaleci antrenörümüzden, analizcimize kadar hepimiz bir ekip olarak tüm maçlara yayılıyoruz ve rapor elde etmeye çalışıyoruz. Öyle ki sadece Süper Lig’i değil, tüm alt liglerimizi de takip ediyoruz. Bunun neticesinde de çağrılabilecek en iyi isimleri takıma çağırmaya çalışıyoruz. Tabii bu çok zor bir karar ama biz de bu zorluğun içerisinde elimizden geleni yapmak için buradayız. Bu anlamda en fazla takdiri hak eden kişi biz değil, sürekli olarak o futbolcularla birlikte çalışan kulüp antrenörleridir."

Milli Takım kadrosu kurulurken Hamit Altıntop’tan fikir alındığına dair yapılan eleştiriler hakkında da konuşan Koçak,  “Hamit Altıntop ile yaptığım istişareler neticesinde kendisinin hem kişilik olarak hem de kariyer olarak Türk futbolu için çok çok önemli bir isim olduğunu düşünüyorum. Umarım ilerleyen yıllarda daha fazla dahil olacaktır. Çünkü futbol bilgisine inandığımız insanların fikirlerini almamak, ahmaklık olur. Haliyle birlik beraberlik içerisinde ilerlediğimiz takdirde çok daha faydalı olacaktır” diye konuştu.

Koçak konuşmasına şöyle devam etti: "Pep Guardiola’yı ve çalışma disiplinini canlı canlı görebilmek benim için çok önemli bir deneyimdi. Günümüzde bazı yeni yetişen hoca arkadaşlarımızın rol aldığı ünlü isimler olabiliyor. Ben bunun yerine, kendi sistemimiz olması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden kopya çekmek yerine orijinal şekilde ilerlemeliyiz ki daha başarılı hale gelebilelim.”

Milli Takım’ın geleceğine dair de fikir ve düşüncelerini aktaran Koçak, “Temennim ve inancım şu yönde; 2022 Dünya Kupası, bizim katılamadığımız son turnuva olacak. Çünkü biz güçlü bir ülkeyiz ama maalesef algıya göre hareket edebiliyoruz bazen. Bizim çok yetenekli oyuncularımız ve potansiyelimiz var. O yüzden bundan sonra katılamayacağımız turnuva olmayacak. Ben buna yürekten inanıyorum” dedi.

Koçak, genç yıldızlar Fenerbahçeli Arda Güler ve torino'da forma giyen Emirhan İlkhan konusunda da açıklamalar yaptı. Koçak şunları söyledi: "Arda Güler’i Milli Takım’a çağırdığımızda kendisine haberi ilk veren ben oldum ve kendisi çok mutlu oldu. Zaten performansıyla da belliydi buraya gelebileceği. Arda Güler, kampa ilk gelenlerden birisiydi. Hocasıyla, bizimle istişare halindeydi yani. Ondan 1-2 gün sonra da Emirhan İlkhan kampa geldi. O geldiğinde de Arda onu tutup getirdi, ortamı tanıtmak amaçlı. Biz de Emirhan'la ilk defa buluşuyoruz orada. Ben de Arda’ya teşekkür ediyorum, sonra Arda idmana dönüyor. Yani olay bundan ibaret. Yoksa benim birine selam verip diğerini görmezden gelmem gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Sosyal medyanın böyle kötü bir algı durumu var maalesef, buna dikkat etmemiz lazım.”

Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz hakkında da konuşan Kenan Koçak, “Stefan Kuntz kendisini futbolcuyken ispatlamış, antrenörlük kariyerinde de Almanya’da belli başarılar yakalamış bir isim. O yüzden kendisine destek olmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Yeni nesil antrenörler hakkındaki fikirlerini de paylaşan Koçak şöyle konuştu: "Genç antrenörlerimizin futbolculuk kariyerlerine saygı duymak lazım, çünkü hemen hemen hepsi müthiş kariyere sahipler. Futbolculuğu bıraktıktan sonra da kendilerini hazır hissettikleri takdirde böyle bir adım atmaları çok normal. Ben bu hocalarımızın yaptıkları işi olumlu görüyorum ve Türk futbolu için de ilerleyen yıllarda çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Ömer Erdoğan, Çağdaş Atan, Emre Belözoğlu, İlhan Palut… hangi hocamız olursa olsun ben başarılı olacaklarına inanıyorum. Tabii yeni jenerasyon derken, uzun yıllardır ülkemizde teknik direktörlük yapmakta olan isimlere de saygısızlık etmememiz lazım.” 

“Fatih Terim bana göre Türkiye tarihinde gelmiş geçmiş en başarılı teknik direktördür." diyen Koçak konuşmasına şöyle devam etti: "Onun başarılarını yakalayabilmek, her babayiğidin harcı değil. Haliyle Fatih Terim’in performansının, bir Türk teknik direktörün neler başarabileceğinin de önünü açtığını söyleyebiliriz.” 

Koçak, reklama ihtiyacı olmadığını belirterek “Ben her zaman şunu söylemişimdir; Allah’a şükür benim reklama ihtiyacım yok. Kalkıp beni şu istedi, bu istedi diye yorum yapamam. Konuşsak bir sürü takım sayabilirim fakat benim yapıma ve inancıma göre bunu konuşmak doğru değil. Çünkü bunu konuşmak, o takımda ki meslektaşıma saygısızlık olur” dedi.

Ülkemizde ki altyapı problemine de değinen Koçak, “Bizim altyapımızda akademik bir sistem oluşturulması gerekmekte. Bunun da sürekli olarak denetlenmesi gerekiyor. Mesela bir A takıma 1 milyon lira veriyorsan, 800 bin ver; 200 bin lirasını da altyapısı için kullanmak zorunda olsun. Almanya’da sistem bu şekilde işliyor, ben de bunu doğru buluyorum. Altyapıdan yetişen futbolcular da o kulübün sermayesidir. Haliyle de kulüplerine değer katarlar” diye konuştu.

Arda Güler ile ilgili yurt dışından kendisine çok soru geldiğini belirten Koçak, sözlerine şöyle devam etti: "Yurdışından bana özellikle Arda Güler’i soranlar oldu elbette. Arda çok büyük bir değer bizim için ama sadece Arda yok bunu unutmayalım. Birçok gelecek vaat eden isme sahibiz. O yüzden Arda’yı da çok fazla bunaltmamalıyız çünkü zaten iyi bir kulüpte oynuyor, iyi bir hocası ve futbolcu ağabeyleri var. Bırakalım çocuk gelişimini tamamlasın, o da bizim dünya yıldızımız olsun inşallah.”

Milli Takım’ın eski kaptanı Burak Yılmaz hakkında da konuşan Kenan Koçak, “Kaptan Burak benim için çok değerli bir insan. Milli Takım’a geldiğinde de gerçek bir lider gibi kendisini ispatlamış birisi. Milli Takım’a veda etmesine tabii ki üzüldüm, gönül isterdi ki daha fazla beraber çalışabilelim ama maalesef yapacak bir şey yok. Bundan sonra ki süreçte ise Burak Yılmaz gibi bir değerin Türk futboluna katacağı çok şey olduğunu düşünüyorum” dedi.