Olay sözler: "Galatasaray büyük takım değil ama..."

Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, NTV'de yayınlanan % Yüz Futbol  programında Kayserispor - Galatasaray maçı ve gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Dilmen'in açıklamalarından Ajansspor'un derledikleri şu şekilde:

Galatasaray büyük bir travma geçiriyor. Şimdi ev sahibinden başlayacak olursak… Kayserispor'da ciddi eksikler var ve Fenerbahçe maçından sonra sade ve sadece 1 galibiyet aldılar. O gün Fenerbahçe maçını kazandıklarında,  “İşini Fenerbahçe mi kolaylaştırdı?” diye bir soru oluşmuştu. Çok koşulan maç zannetmiştik. Erken konuşmamak gerekiyormuş. Aldatıcı olmuştu ve o aldanmayla hala devam ediyor. Eksiklerin var mı? Var. Tabii ki büyük takımlar kadar kadroları zengin değildir ama Galatasaray, sadece kadro zafiyetinin ötesi ciddi bir psikolojik bir problem yaşıyor.

Oyunun son bölümünde 3-5-2'nin sağındaki orta açıp, sol tarafındaki gol atıyorsa, Galatasaray ve Fatih Terim işini yapmış demektir. Gelişen oyunda oyuncuların daha fazla isteğiyle organizasyonun da iyi olduğu ve Muslera'nın da çıkardığı toplar var. Şu an liderin 4 puan gerisinde ve liderle oynamamış durumda.

Feghouli hocaya bugün, "Ben buradayım" dedi. Bence en büyük kazançlardan biri oldu. Bu kadar yorgunlukta kazanılıp dönülmesi... Bugün kazanmak zorunda olduğunu bilen takımı ile başbaşa kalan bir teknik direktör vardı. Bu gece teknik direktörü elinde kalan kadroyu kazandı. Oyuncuları kazandı. Mevcut eldeki durumdan kazandı. Bu teknik direktör başarısıdır. Feghouli'yi bugün kazandı.

Galatasaray takımı da "Biz de şamiyonluk yarışında varız" dedi. Feghouli de "Ben biraz daha çalışayım, kendime iyi bakayım adelem gitmesin" demiştir kendine.

Benim bu kadrom var, 12. adamım da pek gözükmüyor. Normal 18'de Muğdat da olmayabilir. Ben 3 tane oyuncudan 1 tanesini oynatmasam ne oynamak zorunda kalacağım? Dörtlü oynamak zorunda kalacağım. Üçlü oynayayım, ortayı da beşleyeyim. Top rakibe geçince Mariano'yu geri çekeyim... Belhanda da bugün kötü oynadı ama Feghouli bugün iyi oynadı. Onyekuru'nun ise beklenen golü ilk golü değil, ikinci golü. Onyekuru, gol attığı pozisyonda kartı olan oyuncunun yanına gitti omuzunu attı golü attı. Oyuncunun kartı olduğu için müdahale edemedi.

Bu sistemin, taktiğin ve anlayışın burada her şey uygun şekilde gittiğinin göstergesidir. Mariano'nun ortası Ömer'in attığı gol ise bu sistemin kremasıdır. Kayserispor, hem kadro hem mental olarak geriye gidiyor. Bu, Bilal'i Lucecu takip ediyor mu dedik acaba?

Galatasaray'ın şampiyonluğa oynaması doğaldır. Günlük başarılarla götürmemek lazım. Bir sürü dolu dolu hafta var önümüzde daha. Büyük kulüplerin şöyle bir durumu vardır: Sanki Türkiye'nin en iyi takımı Fenerbahçe görünüyor. Koeman geldi şu an. Başarılı olmasını dileriz tabii. Erken karar vermemek lazım. Futbolun doğrusunu Fenerbahçe oynamıyor. Yarın Alanya maçı var, sonra Trabzonspor maçı var. Frey ve Ayew ile zor bitirirsiniz maçı. O yüzden kazandığı zaman aldatıcı olmayacaksınız.

Beşiktaş, Mustafa Pektemek atsaydı farka giderdi. En iyi takım Genk. Porto'yu geçtim artık. Şenol Hoca Genk için, "Dinamik ve genç Leipzig havası gördüm" demişti maç öncesi. Beşiktaş' da zayıfladı. Talisca bir atıyordu, kurtarıyordu. Böyle kandırmıştı bizi Beşiktaş.

Fenerbahçe'de olağanüstü bir durum olmazsa devreye atacağını düşünüyorum Koeman'la. Bu oyun düzeniyle yukarıya doğru zor tırmanırsın. Muhakkak suretle yine Türkiye dinamiklerini bilen birisi lazım. Mesela; 5 yiyen Trabzon'a gideceksin. Bu oyun ve sistemle fark da yiyebilirsiniz. Hiçbir hocaya teklif getirmediğini biliyorum.

Isınırken veya oyun içerisinde tedirgin ediyor Eren.. Galatasaray standartlarında bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Yedek oyuncu olabilir. Ama işini yapıyor.

Medipol Başakşehir 8 bin taraftar ortalamayı tuttursun, devre arası bir forvet transferi yapsın, lige ambargo koyar.

Birincisi; bu kadar mental yorgunlukta bu kadar tartışılırken kazanılıp dönülmesi... Şimdi büyük kulüp olmak? İyi takım, büyük takım, büyük kulüp. Galatasaray iyi takım değil, büyük takım değil, ama büyük kulüp. Şu andaki mevcut takım için söylüyorum bunu. Bu rakip için de aynı şey. Rakibin bakışı sonuçta.

Şimdi Malatyaspor'a geçtiğimiz zaman, 8 tane gol atıp 8 tane gol yemedi. Kimlerden? Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor. Bir tarafta Fatih Terim'in "Deplasman fobisi yok Anadolu kulüplerinin bir ayaklanması var" derken aslında bunu doğru söylüyor. Ama kendi kulüpleri de bir taraftan düşüşe geçiyor.

Evkur Yeni Malatya deplasmanında 2-0 kaybediyorsunuz. Geliyorsunuz kendi sahanızda 50 bin seyirci önünde 2-0 öndeyken 2-2 bitiyor Fenerbahçe maçı. Malum olaylar, cezalar vs...Schalke maçında da ilk iki şansınız azalıyor, kaybediyorsunuz. O yetmiyor Kayseri'ye uçacaksınız. Almanya'dan dönüyorsunuz kadroya bakıyor hoca, "Ne yapayım, ne yapayım?" diyor ve bu kadro ile çıkıyor. “Ancak top bizdeyken 3-5-2 oynayabiliriz” diyor, “Top rakipteyken 5-3-2 ile geri dönebiliriz” diyor.

Rakipte ne kadar eksik olursa olsun temel olarak sende de çok eksik var. Hatta tam kadro olsa dahi Galatasaray için bir mental yogunluk vardı. Buna rağmen oyunun sonuna kadar eğer 3. golü 3-5-2'nin sağ tarafındaki oyuncu orta yapıp 3-5-2'nin solundaki oyuncu gol atıyorsa, Galatasaray'ın, Fatih Terim'in ve öğrencilerinin ne kadar başarılı bir maç çıkardığını gösteriyor.

Hem oyuncu, hem fizik, hem cezalı hem de mental yorgunluğa rağmen hocanın da üstten izlemesi işe yaradı. Kenarda olmak önemli ama üstten görmek daha iyi. En değerli şey de Feghouli'dir. Bu fırsat pek gelmedi bu yıl. Kilo problemi vardı, sakatlık problemi vardı. Muhtemelen antrenmanını beğenmiyordu. Feghouli iyi futbolcu.