Obradoviç ile ayrılık doğrudur

26.06.2020 - 10:57 | Son Güncellenme: 26.06.2020 - 10:57

Ahmet ÇAKIR

Bu başlık Türkçe açısından hatalı ve biraz da kafa karıştırıcı görünebilir. Bunun Sarı-Lacivertlileri üzmesi doğal ama Obradoviç ayrılığı kesinlikle kaçınılmaz bir karardı. Kararın Fenerbahçe tarafından değil de Sırp hocadan gelmiş gibi görünmesi de akıllıca bir uygulama oldu. Dolayısıyla neresinden bakarsanız bakın, Obradoviç’le vedalaşma doğru karardır. Yaklaşık 5 ay önce bununla ilgili bir yazı yazmış ancak durduk yerde dert çıkarmış olmamak için yayınlamamıştım.

Elbette ki Obradoviç çok önemli ve değerli bir hoca. Hiçbir kulübün ondan vazgeçmesi düşünülemez. Koşullar uygun olduğu sürece her kulüp sonuna kadar onunla çalışmak ister. Ancak bu işin sportif ve biraz da duygusal sayılabilecek bir yanı. Bugün çok önemli başka gerçekler var. Bir yandan kulüp maddi açıdan soluk almakta zorlanırken öte yandan sınırsız para kaynağına sahipmiş gibi davranmak olacak iş değildi.

Açıkçası, Ali Koç göreve geldiğinde yapacağı ilk işlerden birinin Obradoviç ile vedalaşmak olacağını düşünüyordum. Ancak biraz da futboldaki başarısızlığın etkisiyle böyle bir karar alabilmek olanaksız hale gelmiş gibiydi. Fenerbahçe taraftarının önemli bir mutluluk kaynağı elinden alınamazdı. Bu nedenle Ali Koç beklemede kaldı. Koronavirüs süreci bu kaçınılmaz ayrılığı kolaylaştırdı.

Başkan Ali Koç da elbette ki uygun koşullarda sonuna kadar Obradoviç ile devam etmek isterdi. Zaten kendisinin pek çok konuda taraftarlardan farklı düşünmediğini biliyoruz. Gelgelelim, kulüplerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı ve UEFA’nın Finansal Fair Play kriterleri, işleri çok zorlaştırıyor. Koç’un olağanüstü kişisel katkısı, yardım kampanyaları filan bu durumu pek değiştirmiyor.

Öyle bir sorun yokmuş gibisinden rüzgarlar esiyor ama Fenerbahçe Finansal Fair Play kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getiremedi ve bu yüzden UEFA’dan önemli bir ceza gelebilir. UEFA’dan bu konuda en duyarlı olduğu noktalardan biri, futboldan gelen paranın yine futbola harcanması zorunluluğu. Hal böyleyken basketbolun yıllık 30 milyon Euroluk yükü, taşınamaz ağırlıktaydı. Kaldı ki en pahalı takımı kurduğunuzda bile şampiyonluk garantisi yok. Ayrıca şampiyon olduğunuzda da alacağınız ödül sadece 1 milyon Euro. Kısacası, neresinden bakarsanız bakın içinden çıkılabilecek bir durum değil. Fenerbahçe Aziz Yıldırım döneminde bu konuda büyük yatırım yaptı ve 1 Eurolig şampiyonluğu ve defalarca Dörtlü Final oynamakla karşılığını aldı. Yani görev tamamlandı.

Ancak işin içine Koronavirüs de girince koşullar alabildiğine zorlaştı. Bugün Avrupa’da en büyük basketbol kulüplerinin bile önemli yatırım yapabilecek hali yok. Kuşkusuz ki Obradoviç gibi şampiyon bir hocayı herkes ister ve kısa sürede onu yine sahnede görürüz ama bu yarışın içinde olmak Fenerbahçe’nin ve Türkiye’nin gerçeklerine uygun değil.

Sarı-Lacivertliler artık bu gerçekleri görmek zorunda. Belli ki sayın Ali Koç bunları Obradoviç’e anlattı ve kararı alan kişinin Obradoviç olduğu yolundaki süreç de karşılıklı anlayış içinde ortaya çıktı diyelim. Bunun uzun boylu tartışılacak bir yanı yok. Şimdi kadronun daraltılması, daha az maliyetli bir ekiple mücadelenin sürdürülmesi adımları da gelecektir; bunlar yaslara bürünülecek durumlar değildir.

Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyükler yıllardır bunu yaşarken Fenerbahçe’nin sanki sonsuz bir para kaynağına sahipmiş gibi davranmaya çalışması anormal bir durumdu. Şimdi bu anormallik giderildi. Kaldı ki, Avrupa’da başarı uğruna çok fazla yabancı oynatmaktan doğan sıkıntı da kendi gerçeklerimize dönerek hal yoluna girebilir. Bu çılgın yarıştan vazgeçilmesi basketbolumuzun hayrına olur.

Senin için hazırladığımız haberler