Nasrettin hoca neredesin!?

Hocanın "Ye kürküm ye!" fantezisini biliriz hepimiz. En küçük yaşta dahi ve kültür düzeyimiz ne olarsa olsun dillere pelesenk olmuş bir fıkramızdır. Ama yine de geldiğimiz süreçte kimsenin artık ders aldığı filan yok bu hatırlatmalardan.

Transfer çılgınlığı ve şımarıklığı devam eden bir futbol dünyamız oldu. Bir kaç yönetici ve onları çok iyi ikna eden menajer ve geriye kalan büyük paraların kulüp adına değil adeta "kumpanya" adına yapılan ve taraftara indirgenen aldatmacalara kapıldık gidiyoruz.

Bir sezon önce aynı tezgahın ünlüleri bir anda gözden düşüp itibarsızlaştırılıp kulüp arama konumuna düşürülürken. Bir başka yerde havası bitmişlerlerle süslenen hatta kulüplere bol keseden vukuatlı paralar ile sözde destek veya kombine gibi yaklaşımlarla parlatılanları görüyoruz. Adeta akşam pazarı havasında transfer gidiyor. Kiminin sahası yok ve bazı kulüpler de yeni açılacak statlarını doldurma kurnazlığı taşıyor sanki. Başarılı futbolcu ve takımını dağıtan ve sadece Teknik adam değişikliği ve geçici bir süreç şansı ile lige giriş yapacakların tek dertleri paranın dönmesi.

Bizde "futbol bütçeleri ekonomisi bakanlığı" olsa, herkesin Cipras gibi tek başına kalması olasıdır. Bu gerçekleri onaylayanlar kendilerini kulüplerin sahipleri sanıyorlar. Oysa onlar sadece konunun geçici yöneticileri.

Yani borcu, harcı bırakıp kaçanlar da olabiliyorlar çoğu kez. İnleyenler ise kulüplerin hükmi şahsiyetleri ve manevi bağlarla  aidiyet duyanlar oluyor. Milyonlarca taraftarı neredeyse kulüp siyasetleri mantığı üreterek yönetenlerin sınav(!) anlarındaki halleri ortada. Kaçan mı istersiniz veya el altından yönetimdeki arkadaşlarını kullananları mı! Hepsi birden sahneden inmiyorlar .Gözlerine perde inmiş. Ya sözde kuruluşlar ve futbolun sahipleri olması gerekenler! Onlara ne demeli. Futbol başlığı  ile anılan tüm kuruluşlar hallerinden çok memnunlar ki "tık!" yok. Gizli bir el gibi girdabın dibe çekişine sessiz kalıyorlar bile bile !Kim ağzını açtı veya tepki verdi "tü kaka !" Böyle kulüp ve futbol ortamında dikkat çekenler belli bütçeleri elinde tutan doğuştan şanslı kişiler ile elitler aleminin starları!

Açıkçası futbol adına futbolu yanlış yoğuranların elinde inleyen ve çıkış yolu dahi görülmeyen büyük mali yüklere itiliyor kulüpler .Kısa süre sonra iflas eden kulüpler dizisi görürüz.

Lige zar zor çıkan kulüpleri asansör yapan yöneticiler köklü çözüm yerine futbolun geleceğine değil nostaljilerine  yatırım yaparak en uzak futbol teması ile olmayanların dahi dikkatini çekme ve hayale dalmalarına neden olabiliyorlar belki. Ancak sahada ki gerçeği unutuyorlar. Stada gidecek gerçek taraftar artık ekonomik nedenlerle TV başında veya şans oyunları zorlamasıyla futbolu takip ederken, izleme ve tribünlerde paylaştığı heyecandan kopuyor. Spor değil sadece FUTBOL ülkesi olarak beyinsel tatminimizi büyük travmalarla örtüştürerek baktığımızı dahi algılamıyoruz. 

Kulüplerin uzmanlarca yönetilmesi, görmedikleri gençlerin ve geleceğimizin köreltilmemesi şarttır. Gözlerden ırak gençlerin verdiği mücadelelerden çıkan bir kaç kişi ve yurt dışında doğru eğitimden geçen gençlerin dahi verdiği ders dikkate alınmayacak kadar körelmiş bir ortamdayız. Teknik adamların peynir ekmek gibi harcanması ve kulüplere asaleten atanan gizli-açık menajerlerin payandaları ile ortaklığı artık el atılması gereken acı gerçektir!

Bu ülke futbolu seviyor .Her transfer sezonunda kadro değişimi değil, istikrar istemeliyiz.Yalan dolan Devrim ve yapılanma  sözleri artık geçerli değil! Biz futbolda para kapmak için işletilen bir oyunun içinde sıkışıp kaldık ve yatırımların karşılığı sahadan bize dönmüyor .Sadece İzlanda örneği dahi yeter desem anlarmısınız!?

Not: Bu gerçekleri otaya koyan ve işin içinde doğruları kanıtlayan, emek veren ve kanıtlayan kişi olduğumdan, beni bilerek uzak tutanları kızdırdığımı biliyorum