Mustafa Cengiz'den flaş açıklamalar! Dursun Özbek, UEFA, hakemler, Tudor...

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz flaş açıklamalar yaptı. Cengiz, Mayısa ayındaki seçim, UEFA ile yapılan görüşme, Dursun Özbek ve Tudor hakkında çarpıcı ifadeler kullandı.

Mustafa Cengiz'in sözlerinden Ajansspor.com'un derledikleri şöyle:

Sayın Tudor bizi şaşırttı ve geçen hafta yardımcıları ile birlikte 1 milyon 500 bin Euro, TL cinsinden 7.5 milyon TL alacak davası açtı. Ben isterdim ki Sayın Tudor ile bu şekilde ayrılınmasaydı. Geliş şeklini de ben ve Galatasaray camiasının çoğunluğu onaylamamıştı. Biz bu şekilde gidişini de onaylamadık. Türkiye’de bir söz var ‘Gelişi kötü olanın gidişi berbat olur’ diye. Öyle bir şey oldu. Keşke dava yoluna gitmeseydi ama onu da çözeceğimize inanıyorum.

Stoacı felsefede Antik Yunan’da bizde Sufilik vardır Anadolu’da, kendilerini hep en kötüye hazırlarlar ve çok iyiyi bulduklarında da aşırı sevinmezler. Sevgili Fatih Altaylı da hemen bana mesaj attı. ‘O kadar güzel şeyler söyledin fakat medyada her tür acıya hazırız manşet olur’ dedi. Ben Cenevre’den indim her tarafta ‘Biz her türlü acıya hazırız’ manşet oldu. Böylece medyaya bir kez daha saygı duydum. Medya konusunda acemisi olduğumu algıladım. Ben onu derken taraftarımıza her şey olabilir anlamında dedim. İki kere üst üste toplantı yaptık orada. Söylemeye utanıyorum ama belki de UEFA tarihinin en sağlıklı, en gerçekçi ve en doğru sunumunu yaptık. Karşımızda özellikle Disiplin Komitesi çok sıkı hukukçulardan oluşuyordu. Biz Türk futbolunun ilerlemesinden yanayız. Tek başına Galatasaray’ın ilerlemesi ya da değerli bir rakibimizin ilerlemesi yeterli olmaz. Biz istiyoruz ki İngiltere ve İspanya’daki gibi en az 8 kulübümüz şampiyonluk için mücadele etsin. Tabii ben Galatasaray’ın bunların en tepesinde olmasını istiyorum. Her zaman en iyisini isterim, her zaman şampiyonluk ve birincilik isterim. Hiçbir acı beni yıkamaz, bizi yıkamaz. Biz siper siper mücadele ederiz. Milyonlarca taraftarımızın da gönlünü hoş, başını dik tutarız.

UEFA bizden samimiyet, doğru konuşma ve şeffaflık istiyor. İnsan yaşamında da bu gerekli. Bu sadece FFP için değil, bizim karakterimiz de bu olmalı. Galatasaray’ın karakteri bu olmalı. Biz aslında 5 yıllık bir sunum yaptık. En kötü, en iyi ve mevcut duruma alt sunum yaptık. ‘Siz Şampiyonlar Ligi’ne katılamazsanız bu hesaplar ne olur’ dedi bir delege…  Biz kendilerine tekrar upgrade ettik. 25 Ocak’ta devir teslim aldığımız günden bu yana camiada müthiş bir kıyam, ayağa kalkma var. Sahiplenme var, aidiyet duygusunun oturması var. Bunları örneklerle verdik. Geçen hafta yolladık. Tekrar yollayacağız. Örneğin loca satışlarımız 17 milyon TL’yi aştı. Bunlar tabii ne bankadan ne de faktoringden… Kemiksiz gelirler. Yellow Friday’den onların da haberi var. UEFA cephe almayı değil tam tersine yaşatmak istiyor. Ama gerçekçi, aldatmayan rakamlarla, uzun vadeli planlar istiyor. Biz bunu verdiğimize inanıyoruz. Forma satışlarımız da müthiş rakamlara geldi. 170 bin TL/gün civarında olan ciromuz 500 bin TL/gün civarına doğru gidiyor. Biliyorsunuz 5.5 milyon TL, 2 günde satış yaptık. Lineer çizgide gidiyor. Tabii ki önemli olan Store’daki maliyetleri düşürmemiz şart. Hiçbir noktayı boş bırakmıyoruz. Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımız inan edin 7-24 çalışıyor. Çoğu işine gitmiyor. Bütün yönetici arkadaşlarımız, 43 kişilik kurulumuz tamamı bu şekilde. Bu kıyamı sürdürmek istiyoruz.

Ben asla eski yönetimlerle, bir önceki Dursun Bey ile kavga niyetinde değilim. Tüm konuşmalarımda dostlukla yola çıktım. Türkiye spor tarihinde belki de ilk defa başkanları bir araya geldim. Benim Dursun başkanla hiçbir kişisel sorunum yok. Kişisel, özel bir antipatim yok. Ona da saygım var. Ben, bazı şeyler bana göre doğru olarak söylenemeyince tepki veriyorum. Belki o tepkiyi daha yumuşak verebilirim. Ama kişisel olarak bir şeyim yok. Yönetim olarak da tavır almayız. Genel kurul her şeydir. Genel kurul Galatasaray’ın sahibidir. Genel Kurulu, Mali Genel Kurul’da olumsuz etkileyecek bir söylemde bulunmayız. Biz gerçekleri söz verdiğimiz gibi sergileriz. Ben aslında çok şeyi söylüyorum. Pandora’nın kutusu bir örnektir. İnsanlar belli korkulara kapılıp Galatasaray’a zarar verici söylemlerde bulunmamalı. Bir şeyi eğer bir yönetim açıklıyorsa, insanlar o yönetime, başkana saygı duymalı. Ben tümüyle şeffafım. Ama Galatasaray’a zarar verecek hiçbir eylem ve söylemin içinde olmam, olursam da bin kere özür dilerim. İbra veya ibrasızlık UEFA'yı etkilemez. Bu Galatasaray'ın kendi iç konusu..

Özellikle Fatih Terim hocamda, Abdurrahim Albayrak’ta ve futbolcularda şampiyonluk havasına girmiş atmosfer görüyorum. Eğer siz şampiyonluk havasına girerseniz önünüzdeki her maçı final olarak görürsünüz, ona göre çarpışırsınız. Ben bunun mutlu sonla biteceğine inanıyorum. Mayıs ayında yapılacak başkanlık seçiminde bana Genel Kurul teveccüh gösterirse eğer, bizi onaylarsa ben aday olurum. Ben adayım. Şu anda da adayım. En zor dönemde arkadaşlarımız elini taşın altına koydu. Biz, 190 milyon TL’yi aşkın iki ayda nakit ödedik. Hem faktoringcilere olan borcu hem vergi borcunu ödedik. Bunu sadece bir Badu Ndiaye transferine bağlamak yanlış. Bu transferde de ekstradan 3 milyon avro kazandırdık. Gitmesini de istemiyorduk. Gidince de en karlı halde izin verdik. SPK ile yoğun uğraşlar verdik. Şimdi sıra Riva’da ve Florya’da… Taç Spor da var önümüzde… Bununla ilgi Genel Kurul’a anlatacağız. Galatasaray çok büyük bir camia. Çok büyük sorular var. Bunlarla tek tek uğraşıyoruz.  

Ndiaye transferine bize en karlı olacak şekilde izin verdik. Birlikte mücadeleye girdiğim hiçbir arkadaşıma git demem. Onlar kendileri mutlu olmayabilir. Bir savaşa girdiğinizde sıfır zayiat ile devam ediyorsanız siz savaşa değil pikniğe gitmişsiniz demektir. Burak Elmas İngiltere’den gelip gidiyor. İngiltere’de çocuğunun eğitimi var. Tam olarak katılamıyor. Bu da yanlış değerlendiriliyor. Benim şahsen hiçbir kimseyle sorunum yok.

Galatasaray takımı uzun yıllardan bu yana ilk defa Kadıköy’de normal bir deplasman maçı oynar gibiydi. Hiçbir zaman defansif yapıya bürünmedi. Kora kor, rakibiyle eşit bir mücadeleye girdi. Her iki taraf da sayısız net gol fırsatından yararlanamadı. Maç da öyle bitti. Bundan sonrasına bakacağız artık. Hakemler hakim olmayı bıraksınlar. Adalet dağıtmayı bıraksınlar Gördüklerini çalsınlar. Başta yapılan iki kırmızı kart verilseydi en azından birine verilseydi, o 3 penaltı olmayabilirdi. Bunlar varsayıma dayanan şeyler. Ben kötü niyetli olduklarına inanmıyorum hakemlerimizin. Tarla bu, mahsul bu. Ya bu mahsulü öldüreceksiniz ya da iyi hale getireceksiniz. Hakemler ama adil olacak, yetilerini sağlıklı kullanacak. Churchill’in bir sözü var. ‘Bana futbol hakemlerini yetkisini verin İngiltere’yi çok rahat yönetirim’ diye. Bu sorumlulukla hakemlerin doğru düdükler çalmaları, cesur olmalarını dilerim. Ama hakemler maalesef Galatasaray’a karşı çok cesurlar. Bize karşı faul, düdük çalmada, kart vermede çok cesurlar. Rakiplere karşı da çok cimriler.

Basketbolda hem kadın hem erkek takımı büyük fedakarlık yaptı. Dün itibariyle tüm ödemeleri yaptık, borçları kapattık. UEFA bu konuşmayı bile dinliyordur. Bir pot kırdım mı diye düşünüyorum çünkü monitoring yapıyorlar. Galatasaray; averajla da şampiyon olabilir, tek puanla da şampiyon olabilir.

Sayın Japonya Büyükelçisi, ‘Nagatomo Türkiye’de benden daha meşhur oldu’ diye mesaj attı. Japonya da Nagatomo’dan ötürü Galatasaray ve Türkiye’yi izliyor. Her maçımıza belli Japon gruplar veriyor. İki halk arasındaki kardeşliğe Nagatomo ve Galatasaray aracılığıyla eşlik etmek bizi mutlu ediyor. Sevgili hocamız var ekibimiz bu konuda görüşüyor. Fakat bir şey dersem İtalyanlar fiyatı artırır.