Mehmet Demirkol'dan flaş Bursaspor yorumu: 'Hiç korkmasınlar...'

30.03.2018 - 15:21 | Son Güncellenme: 30.03.2018 - 15:21

Mehmet Demirkol'dan flaş Bursaspor yorumu: 'Hiç korkmasınlar...'

Türk futbolunun özgün yorumcusu Mehmet Demirkol, Bursaspor’u Bursa.com’a yorumladı.

İstanbul’da Bursa.com ekibini ağırlayan usta gazeteci Mehmet Demirkol yeşil-beyazlı takım ile ilgili çok önemli tespitlerde bulundu.

-Bursaspor’u çok yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Hatta sizin “Şehirde yaşayan insanlar kendi şehrinin takımını tutsa futbol daha da gelişir” gibi bir ifadeniz var. Bursaspor 2010 yılından beri beş yıl üst üste Avrupa kupalarına katılmasına rağmen son dönemlerde düşüşe geçti. Bursaspor denilince sizin aklınızdaki imaj nasıldır?

“Ben gazeteciliğe başlamadan önce de deplasmanlara taraftar olarak sık sık giderdim. Bursa hem tedirgin gittiğin hem de rakibin gücü ve güzel bir futbol ortamına gideceğin için taraftarların mutlu olduğu bir yerdi. Bursaspor bu özelliğini kaybetmedi. Tabii ki şehrin ortasından çıkan stadyumun hafif kayıpları olmuştur. Bunlar normaldir fakat yeni stadın da çok güzel olduğunu söylemeliyim. Aslında Bursa bir futbol, bir spor kentidir. Şehir halkı özellikle futbolu ve basketbolu çok seviyor. Açıkçası Türkiye’de Bursa gibi böyle başka bir şehir yok. Belki biraz İzmir ve Trabzon’a gittiğinizde öyle hissediyorsunuz. Bu her şehirde olmuyor. Mesela örnek vereyim bana kızmasınlar ama Antep’e giderken böyle olmuyor. Futbol şehrinden ziyade baklava şehrine gidiyorsun. Bir taraftan Bursa çok önemli sporcular yetiştiren bir şehir ve ben aslında Bursaspor’un şampiyonluğu öncesinde Valencia’ya benzetirdim. Ligde hep ilk 3-4 sırayı kovalayan ve altyapısından iyi oyuncular yetiştiren bir şehir olarak düşünürdüm”

-1995 yılında İntertoto dönemi, sonrasında Bursaspor’un 2004 yılında dibi görmesinin ardından 2010 yılında gelen şampiyonlukta sizde iz bırakan ne oldu?

“O dönemde Bursaspor’un çok güzel bir takımı ve çok çözümü vardı. Kaptan Ömer çıkar gol atardı. İvankov gibi kalecisi vardı penaltı atardı. O oyuncular kendi dönemleri için en iyi performanslarını göstermişlerdi. Ben o sezondan bir sene önce bu şampiyonluğu görmüştüm. Bursa’ya geldiğimde o dönem bunu olacağını söylemiştim. Bu başarıyı oturtmak lazım. Hep şampiyonluk olmasa bile Avrupa hedefleri olması gerekiyor. Bursa göç veren değil, göç alan bir şehir ve sürekli genç nüfusun geldiği bir kent oldu. Her yerde çocuğunu sporcu yapamazsın ama Bursa’da hem erkek hem de kız çocuğunu sporcu yapabilirsin. Bursa bu konuda çok değerli bir bakış açısına sahip büyük bir şehir.”

-Bursaspor’un şampiyonluk ve beş senelik Avrupa heyecanının ardından gelen düşüşü nasıl değerlendirirsiniz? Sadece ekonomik mi, yoksa yönetimsel mi?

“Türkiye’de bütün kulüplerde olan bu problem Bursaspor için de var. Hem kendi altyapını hem de dışardaki oyuncuları takip edecek scouting sistemi kurulmuyor. Bakın kurulamıyor demiyorum, kurulmuyor. Çünkü burada çok para var ve çok acayip para dönüyor. Bunu özellikle Bursa için söylemiyorum. Bütün Türkiye’nin sorunu bu ve bu paralar denetlenmiyor. Denetlenmesi de istenmiyor çünkü buradan maalesef çok faydalanan var. Bu acı bir gerçek. Bunu duyurmamaya, kaçmaya, kapatmaya çalışıyorlar. Kimle konuşsam bu konudan dertli. Bir oyuncu buluyoruz 300 bin €, bir bakıyorsunuz 2 milyon € olmuş. Aradaki 1700 bin oyuncuya gitmiyor birileri kırışıyor. Bunu doğru scouting ve ekonomi ile yaparsan sorun kalmaz. Ben Bursaspor şampiyon olduğunda yazdığım ikinci yazıyı hatırlıyorum. İlki bir kutlama yazısıydı, ikincisi ise “aman finansa dikkat edin” başlıklıydı. Ben Şampiyonlar Ligi’ne gidiyorum. 20 milyon geliyor derken ona saç, buna saç eldeki avuçtaki gider.”

-Burada araya girelim. Rahmetli İbrahim Yazıcı o dönemden 2013 yılında vefat ettiği döneme kadar hiç para saçmadı. Kasada para vardı ve hiç yıldız transfer gazlamalarına gelmedi.

“Evet o zaman kimsenin maaşını arttırmadı. Gitmek isteyen gider dedi ve gönderdi. Ama sonrası maalesef bildiğimiz dönemler.”

-Bursaspor, Bakambu, Enes Ünal, Volkan Şen, Ozan Tufan, Şener Özbayraklı ve Serdar Aziz gibi iyi oyuncularını sattı. Ancak bu para iyi değerlendiremedi. Şu anda borç 400 milyon TL’yi geçti. Bu konuda görüşleriniz nedir?

“Bunların açıklaması çok zor. Mesela Eskişehirsporlu isimlere soruyorum “70 milyonluk oyuncu satmışsın 200 milyonlu bu borcu nasıl yaptınız?” diye. Kimse cevap veremiyor. Bütün Türk kulüplerinin benze sorunu var. Bu sorunu çözmek Türkiye futbol Federasyonu’nun ve Kulüpler Birliği’nin görevidir. Böyle olursa Türk futbolu gelişir ama Bursaspor ayrıca gelişir çünkü Bursaspor’un potansiyeli çok yüksek. Scouting işinde çok torpil dönüyor. Çok açık bir şekilde bu böyle ve özellikle altyapılarda bu oran çok yüksek.  Tanıdık abilerin, yöneticilerin çocukları alınsın diye yetenekli gençler kenarda kalıyor. Bursa’da bu işlerin çok az olduğunu biliyorum. Mesela Bursa değil de Konyaspor’dan örnek verelim. Bir oyuncu izliyorlar diyorlar ki bu Konyaspor’un oyuncusu değil. Scouting raporu böyle mi olur? Sen o takımın scoutingi değilsin o zaman. O oyuncu kaç depar atıyor, nabzı yerine geliyor mu, defansı, karakteri nasıl, ailesine bakacaksın. Scouting olayı bir mühendislik işidir. Bunu düzeltmeden olmaz. Mesela altyapıdan bir oyuncu geliyor ilk sezonunda ne zaman oynamaya başlayacak, kaç dakika oynayacak bunlar çok önemli konular. Geçen sene Kubilay’ı ilk santrafor diye öne attılar. Olacak iş mi o şimdi. Mesele Enes Ünal’a kaç para verdiler. Hala oyuna girip çıkıyor. Bunu iyi ayarlaman lazım yoksa o para heder olur. Kubilay için ailesi emek harcamış, sen kulüp olarak bir emek harcamışsın sonra yanlış oynatmaktan çocuğu altı ayda bitir. Tribünlerden uğultu ve ıslıkla bu işe olmaz. Bunlar hakikaten mühendislik işidir. Senin scoutingin bu Bursaspor’un oyuncusu değil diye rapor getiriyorsa sende plan program yok demektir.”

“Gelen hocayı neye göre seçiyorsun. Le Guen’den önceki hocalardan Mustafa Er, Bursaspor'u ligde bıraktı. Mutlu Topçu, Adnan Örnek ve Hamza Hamzaoğlu oldu. Bu isimlerin birbiri ile ne alakası var. Futbol görüşü ayrı olan adamları arka arkaya getiriyorsun. Bu iş böyle olmaz. Senin kulüp olarak bir mantaliten olur. Altyapıdan üste kadar aynı plan ile oyuncu yetiştirirsin. Ona göre hoca seçersin. Mesela Göztepe iyi başladı. Ben Galatasaray haricinde tüm kulüplerin şirket olmasını istiyorum. Onun değişik bir kültürü var onu korumalı. Ama Malatya gibi, İstanbulspor gibi olmamalılar. O takımlar perişan oldu neler neler döndü. Bunlar iyi denetlenmeli. Beni maliye denetliyor. Onları da denetlesinler. İş adamlarına çağrı yapmak lazım ki herkes kazansın. Futbolcu çok değerli. Altyapıdan oyuncu yetiştirip çok iyi paraya satıyorsun. Bursaspor hiç korkmasın onların potansiyeli çok büyük.”

-Paul Le Guen’den önce Hamzaoğlu vardı ancak camia el freni çekilmiş oyun tarzını sevmediği için sorunlar oldu. Bursaspor camiasının kırmızı çizgileri var. Ofansif bir oyun istiyor futbol kenti olarak. Lyon’da bir üçleme yapan Le Guen ile Bursaspor’daki Le Guen ikinci yarıda hücum anlamında fakirleşti. Bunu nedenleri nedir?

“Le Guen’in ilk yarıda oynattığı birkaç oyunu ben çok beğendim. Geneli değil ama birkaç maçı çok çok beğendim. Mental bir sorun var orada ve Le Guen maça çıkmadan önce kendisinden daha iyi olduğuna inandığı takımlara karşı oyun kuramıyor. Kafasında fazla büyütüp ben bunları yenemem diye düşünüyor. Sadece Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı değil. Tarihsel anlamda kendisinden daha düşük takımlara karşı da bunu yapıyor. Mesele rakip takımı çok beğeniyor bu sefer Bursaspor’a enteresan bir oyun oynatıyor. Kimlerle oynadığından ziyade oyun merkezini nereye kuruyor buna bakmak lazım. Oyuncular mı Le Guen’in dediklerini yapamıyor bilmiyorum. Sanki bekleyen bir oyun tarzı var."

Ben ligin ilk yarısındaki Le Guen’in oynattığı oyunu beğendim. Hatta bazı maçların çok heyecan verici olduğunu söyleyebilirim. Daha sonra ivme aşağıya düştü. Ben hep “Bir sene daha Le Guen’e sabretmek lazım” diye söyledim. Oyun sistemini kurabileceğini düşündüm. Ancak hocada bu mantaliteyi gördükten sonra artık aynı fikirde değilim. Emin değilim açıkçası mental durum değişir mi bilemiyorum. Lyon zamanında basın toplantısına da katılmıştım. Le Guen’in adı seneler önce Fenerbahçe ve Galatasaray ile anılıyordu. Ben o zamanlar Le Guen’in çok sakin ve yumuşak bir tarzı olduğu için Türkiye’ye gelirse onu yerler diye düşünüyordum. Uluslararası tecrübe alınca şimdi biraz değişmiş. Ama oyun bilgisine çok güveniyorum ki bence Alex Ferguson kadar futbol bilgisine sahip olduğunu düşünüyorum. Eğer Le Guen yönetime “Siz beni dinleyin. Seneye çok masraflı olmayacak bir takım kuracağım.” diyerek başarılı olabileceğine inandırıyorsa devam etmeli. Yok eğer ki mental olarak üzerine sinmiş bir güvensizlik varsa hemen yarın ayrılmalı.”

-Bursaspor’un bundan sonraki yapılanması nasıl olmalı? Çok yabancılı bir sistem var ve bu nedenle takım ruhu olmadığı söyleniyor. Le Guen’in kadro ve sistem tercihlerinin de bunda önemli etken olduğu görüşü var. Bu konuya sis nasıl bakıyorsunuz?

“Kulüp işi Bursaspor gibi büyük camialarda iyi dizayn edilmeli. Yönetim, taraftar ve medya bütün yürümelidir. Bu camia sahaya çıkan 11 kişi ile temsil ediliyor. Ben takım mühendisliği diye bir şey var. Ben bu fikri ortaya atarken Türkiye’de sadece oyuncu kalitesinden bahsetmiyordum. Aynı amanda bu oyuncuları yaşı, kulüple aidiyet ilişkisi ne olacak bunların çok iyi planlanması lazım. Mesela Real Madrid için Dünyanın en büyük yıldızlarını alır derler. Evet tamam ama altyapıdan da 5-6 oyuncusu hep kadrosunun içinde vardır. Bursaspor’un çok iyi bir altyapısı var. Yabancı oyuncu alırken takım içine altyapıdan aldığın oyuncuları doğru bir şekilde yerleştirirsin. Bu tutar veya tutmaz bilemezsin ama 1-2 yıl içinde sonucunu alırsın. Daha sonra yabancıları gerekliği olan yerlere alırsın. İşi doğru planlarsan kazanabilirsin. Bakambu altyapından olmasa bile bulmuşsun ve iyi fiyata satmışsın. Enes Ünal’ı, Serdar Aziz’i Şener’i sattın. Volkan Şen’i kaç defa satmışsın. Sata sata isim yapıyorsun. Bursaspor vitrinini öne çıkarttın mı kazanırsın. İnsan bildiği yerden alışveriş yapar. Kubilay’da yaşadığın olayı yaşamazsan takım kazançlı çıkar. Şehir transferde o adama neden bu parayı veriyorsun diye sormalı. Menajerlerin kucağına oturmayın.Mesela bir sağ bek lazımsa bir kâğıtta yer alan üç futbolcunu ismi Türkiye’de tüm kulüplere öneriliyor. Kimse oyuncu izlemiyor ki. Böyle olursa olmaz. Mesela Barcelonaiçin hep altyapıdan oyuncu yetiştiriyor bravo deniyor. Bu bir algı, gerçek değil. Evet altyapıdan var ama müthiş paralara transfer yapıyorlar. Barcelona ve Real Madrid’in ortak noktası bunlar ve aralarında hiçbir fark yok. İki takımda altyapıdan oyuncu çıkartıp müthiş paralara adam alıyorlar. Bursaspor’un da elinde altyapı imkanlar olduğu için bunları yapması lazım.”

Senin için hazırladığımız haberler