Mehmet Demirkol'dan eleştiri: "Görevden ayrılması Lucescu'nun umurunda bile olmaz"

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında sporun gündemini değerlendirdi. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Roman Neustadter’den gol yiyince insanın morali daha çok bozuluyor. Fenerbahçe’de en çok tartışılan isimlerden biri. Bu turnuvanın hiçbir önemi yok. Top oynuyorsan sorun yok. Bu bir hazırlık turnuvası. Gereğinden fazla anlam yüklememek lazım diye düşünüyorum. Lucescu’nun genelde şikayetçi ve spor yorumcusu kimliği var. Takımın teknik direktörü değil, eleştiren bir yapısı var. Rusya maçı sonrası teknik adamlığı bırakmadı. Lucescu’nun kendi standardı full mazerettir. Bizde çalışan yabancı antrenörlerde bu oluyor.

İşin nasıl yapılamayacağını yabancı teknik adamlar anlatıyor. Biz de görüyoruz. O zaman niye görevdesin? Normal şartlarda TFF, İsveç maçının devre arasında gitmişti. Lucescu, Emre Akbaba’nın performansı sayesinde görevde kaldı. Hem de kahraman oldu. Hakan Çalhanoğlu, Milan’ın virtüözü. Cenk’e atabilirsin, Cengiz’e atabilirsin. Maalesef Hakan topu ezdi. O golü bulamadık. Normalde o bir gol pozisyonu. Kime sorarsanız sorun, o topun golle sonuçlanacağını düşünür. Hakan bakmadan orta yaptı. İş orada döndü.

1-2 pozisyonumuz var. İki kaleci arasında da performans farkı var. Rakip kaleci iyiydi. Bizde ise Sinan’da herhangi bir kaleci performansı görmedik. İş detaylarda değişti. İsveç maçına oranla oyun olarak çok mu kötüydük? Değildik. Ama orada Emre fark yarattı. Realite var ortada. Bu takım çok iyi bir takım değil. Bu takım çok iyi bir takım olacağına dair sinyaller de vermedi.

Bu takımın belli bir potansiyeli var. Bu takımda Oğuzhan bir lider olamaz. Hiçbir takımda lider olamaz. Çünkü; Oğuzhan bir lider değil, olmak zorunda da değil. Olsaydı, Arsenal’in en önemli oyuncularından biri olurdu. Yapamıyor adam. Bana da meslek büyüklerimiz, ”Senden çok iyi spor müdürü olur” dediler. Ben de "Olmaz" demiştim. Herkes lider olmak zorunda değil.

Mircea Lucescu giderse yerine gelecek adam bellidir; Fatih Terim. Terim, milli takıma 15 defa daha gelir, gider. Herkes milli takımı teknik direktör üzerinden tartışıyor bu ülkede. Milli Takım’da hocanın değişmesi demek transfer piyasasının da hareketlenmesi demektir. Menajerlerin de işine gelen bir durum. Bu sadece bize özgün değil.

Fransa, Belçika gibi bir ekolün içinden gelmiyorsun. Adamlar, en alt yaştan gelen bir sisteme sahip. Bizde öyle bir şey yok. Milli Takım’da seçimler rast gele yapılmıyor. Bizdeki gibi değil. Niye Hiddink, neden Abdullah Avcı, neden Fatih Terim? Bu teknik adamları göreve getirene sorun. Neden getirdin? O da bilmiyor. Milli Takım’daki çocukları eleştiriyoruz ama bu Rusya ile mücadele edemezsin. Çünkü ortada bir plan yok. Bir şeyi yönetenlerin bir planı olur. Yönetenin kalitesi çok önemli. Bu plan ve program, 200-300 yıllık bir plan. Böyle yönetenlerin doğruyu bulma ihtimali daha yüksek oluyor. Bizde öyle bir şey yok. Neyin ne olduğu belli değil.

Bizim ülkemizin ekonomik durumu, insan gücü var. Avrupa’da 1 tane mi kupan olur? Aziz Yıldırım’ın kulakları çınlasın. "Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kazanması tesadüf" demişti. Eğer başarıyı tekrarlayabiliyorsan tesadüf değildir. Galatasaray’ın UEFA Kupası'nı kazanması değil, bu ortamdan böyle bir takımın çıkması tesadüftür. TFF’nin toplantısı yapılıyor mu? 2 aydır toplanmayan bir TFF Yönetim Kurulu ile ne olabilir ki?

Rusya bir spor ülkesi. Her alanda da varlar. Burası bir spor ülkesi mi? Dünyanın 1 numarası olduğumuz bir spor söyleyin. Güreş, okçuluk, atletizm... Atletizmde mesela başarılı sporcular var ama Türkiye’de doğan sporcu yok gibi. O da enteresan. Burası bir spor ülkesi değil. Önemli olan nedir? Burası bir spor ülkesi olsun mu, olmasın mı? Bu nüfusla, insan gücüyle, etnik farklılıklarıyla… Olmalı. Bizim bunları değiştirmeden, futbolu değiştirme şansımız yok. Rusya maçında o kadar da kötü değiliz. Çok daha ötesini ise zaten şu şartlarda yapamayız.

Rusya’nın oyunu belli. Dünya Kupası’ndan beri belli. Bizim ne? Türkiye’deki futbol takımlarının yüzde 99’u rakibi bozarak oynuyor. Futbol oynayarak başarılı olmak gibi bir durum yok. Herkes milli takımı eleştiriyor ama nasıl olmalı sorusuna yanıt yok. 2000 yılındaki futbolcuların bir yerlere gelecekleri çok açıktı. Fatih Terim ile de beraber çalıştılar. O günlerde bazı şeyleri yakalamıştık. O dönemlerde bir plan, program vardı. Doğru ya da yanlış. Bir planın peşinden gidiliyordu. Şu anda bir plan yok. Antrenörler de tamamen torpille göreve geliyor. Tamamı bu. Futbolda torpil olur mu yahu? Doping olur ama torpil olmaz. Konu budur. Lucescu gitse ne olur? Gitmesi de umurunda bile olmaz.

Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü gibi oyuncular üretim hatası. Neden böyle diyorum? Biz böyle oyuncuları hak etmiyoruz. Lucescu’nun gitmesini isteyenler kendi arkadaşlarına iş ayarlamaya çalışıyor. Milli Takım teknik direktörlüğü diye iş olmaz. Senede 5 tane maça çıkacak diye 2.5 milyon verilir mi?

Arda Turan konusu tamamen polisiye bir konu. Sporla hiçbir alakası yok. Üstüne konuşması çok zor bir konu. Bir tarafın söylediklerine inanırsan diğer taraf ciddi bir suç işlemiş oluyor. Kendi açımdan bu konuya girmeme taraftarıyım. Çünkü ortada adli bir süreç var. Niye konuşmuyorum? Bundan konuşmuyorum. Her yönüyle böyle. Silah var, ateş ediliyor. Adaletin hızlı bir şekilde tecelli etmesini diliyorum. Herhangi bir vatandaşa nasıl oluyorsa o şekilde.

Bana böyle bir suçlama yapılıyorsa, başkandan randevu falan almam. Hakimden, savcıdan alırım. Kendimi Fenerbahçe’den gönderilen 3 antrenörün yerine koyuyorum. Böyle bir durumda, ”Patron bir konuşalım” denir mi? Birisi sana, ”Suç işledin, ajanlık yaptın. Hainlik yapıyorsun” diyor. Sen de, “Açıklayayım” mı diyeceksin? Emin değildim ama... Ali Koç haklı galiba. Yine de ortada kriminal bir durum var. Zamanla gerçek ortaya çıkacak. Antrenörler, kendi açılarından iftiraya uğramışlarsa başkandan randevu almak istemeleri enteresan.

Fenerbahçe’de kalitenin düşük olduğu doğru. Aatif oynayabiliyorsa kalite düşmüştür. Bu bir performans ihtiyacı. Rakip analizleri doğru yapılıyor mu? Yapılmıyor. Kaleci departmanı performansı iyi mi? Değil. Kaleci antrenörünün de gönderilmesinde sakınca yoktur. Dünya çapında bir antrenör, çok iyi bir insan. Eee? Performans veriyor mu? Vermiyor. Volkan iyi bir kaleci ama baş aşağı gidiyor. Dünyanın en iyi oyuncusu Messi’dir diyelim... Ama Modric en iyi futbolcu ödülünü alabiliyor. Bu bir performans meselesidir.

Konyaspor’da o bahsedilen verilerin silinmesi konusu yokmuş öyle mi? Yanlış mı anlaşılmış? Benim anladığım; Mustafa Reşit Akçay hoca, bu durumu birisine söylüyor. Dostça yazışma medyaya yansıyor. Hoca da, "Basına neden yansıyor?" diye açıklama yapıyor. Burada dosta kızıyor hoca. Benim anladığım o.