Mehmet Demirkol: "Türkiye’de cennet ve cehennem çukurları yan yana"

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında sporun gündemini değerlendirdi. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Ozan Kabak transferi bizde olmayan bir şey. Bize özel bir transfer. Ne zaman ki böyle bir transferi doğal olarak görürsek o zaman işi çözmüş olacağız. Ozan, 3 aylık performansıyla Stuttgart’a transfer olmadı. 3 aylık performansı elbette transferine katkı sağladı.

50 kez milli oldu ve 13 gol attı. Dünya Kupası’nda oynadı. Bu oyuncular, zaten dünyanın radarında. Biz çok az yaptığımız bir şeyi yaptık. Oyuncu, bir jenerasyon parlatıldı ve yükseltildi. 

2000 jenerasyonu gelecek diye konuşuluyordu. Bizler bu jenerasyonu izlemiyor olabiliriz. Ama Alman ve İngilizler izliyor. Fatih Terim'i de tebrik etmek lazım.

Ozan Kabak, Stuttgart’ta Pavard gibi bir gelişim sağlasın istiyorlar. Böylece daha da iyi bir fiyata satabilecekler. Ozan Kabak’ı üretim hatası olarak yetiştirdik. Daha önce de yetişti böyle oyuncular.

Galatasaray, kendi yetiştirdiği oyuncuya maaş artışı yapamıyor. Çünkü hesaplar kontrol altında. Doğru planlama yapamazsan oyuncuları elinde tutamayacaksın. Artıdan eksiye tam ortada bir denge sağlayabilmen lazım. Oyuncularına 30 bin Euro’dan fazla maaş veremeyecek duruma gelebilirsin.

Başakşehir eleştiriliyor. Orada iyi bir organizasyon var. Sponsoru bulduktan sonra ne kadar iyi organize oluyor? Ona da bakmak lazım. Mustafa Denizli, ”Teknik direktörlerin yardımcı yetiştirmek gibi bir görevi yoktur.

Derwall’in yanında ben kendim öğrendim” demişti. Abdullah Avcı, teknik direktör olabilecek kişiyi seçiyor. İleride çok da başarılı teknik adam olabilecek kişileri seçebilirsin. Böyle bir imkanı var. Başakşehir’in kadrosu kimsede yok. 

Arda-Robinho giriyor, Adebayor çıkıyor. Bitmiş denilen oyuncularla çok iyi organizasyonlar yapıldı. Abdullah Hoca oyuncu kalitemizi yükseltmemiz gerekiyor demişti. Oyuncu kalitesi yükseldi ama oyun kalitesinde bir düşme var.

Biz İngiltere olmak istiyorken, Romanya olabiliriz. Halbuki bizim işi Portekiz çizgisinde süreklilik anlamında tutmamız gerekiyor. Fatih Hoca, Ozan için, ”Zamanı değil” demişti.

Ozan’a, ”İyi futbolcusun. İyi paralar kazanacaksın. 1-2 sezon bekle bak burada biraz daha güçlen, kendine gel. Sonra gidersin” diyebilecek durumda olmalıyız. "11 milyon Euro’yu 40 milyon Euro’ya getireceğiz" diyebilecek durumda olman lazım.

Elin güçlü olmalı. Senin kapını çalan adam, 11-12 milyon Euro’yu masaya koyduğu zaman hiçbir şey yapamayacağını biliyor. Dengeyi oturtabilmemiz lazım. Ne İngiltere olabiliriz, ne de Romanya olalım.

Semih Kaya ne durumda bilemiyorum. Ama standardı olan bir oyuncu. Galatasaray’da Maicon gidecekti. Ama onun dışında herkes gitti. Geçen transfer döneminin son dakikasında takımda kaldı.

Eylül ayındasın, “Maicon’u yollayacağım. Elimde Ozan, Ahmet, Serdar var” diyorsun. Ahmet’i kullanamıyorsun. Serdar ve Ozan gitti, Maicon kaldı. Eylül-Ağustos’ta yaptığın plan ne oldu?

Finansal olarak iyi durumda olmayınca olmuyor. Finansal olarak stabil değilsin.  Finansal olarak iyi olmayınca planlama yapamıyorsun.

Türkiye’de cennet ve cehennem çukurları yan yana. Oyuncu yetiştirdik, sattık diyorsun. Sonra Belhanda’ya zam yaptık... Böyle bir şey var mı? Bir de Tarık Çamdal konusu var. Serbest kaldığı gün bedavaya alabilecekken aldığın bir oyuncu. Tabi Eskişehirspor da battı. Dünyanın satışını yaptılar. Şu anda taraftar para toplayarak kulübü canlandırmaya çalışıyor.

Birçok oyuncuda yanılabiliriz. Tarık Çamdal transferinin oluru yoktu. Hangi teknik adamla konuşsam, ‘Hücumcu görünüyor. Ama akın bitirmede sorunları var. Büyük takımda oynamaz’ demişti.

Bu transferin kitabı yazılır. Herkes Tarık’ın üzerine çullanıyor da o gün neden bu transfere evet denildi? Tarık Çamdal çok kötü de onay veren kim? Başarılı bir transfer olsa eski hocalarına kadar herkes çıkar konuşurdu. Ama şimdi? Kim imzaladı ağabey Tarık Çamdal ile sözleşmeyi?

“Cocu’nun yanında fotoğraf çektirildi, ama röportaj diye haber yapıldı” denildi. Bu Türkiye basın tarihinde en azından 50 yıldır vardır.

Halit Kıvanç yanlış anlamasın. Bugün bunu eleştirenlerin çoğu o kişilerle aynı gazetelerde çalışıyor olabilir. Türk basınında bu yıllardır var.

Ali Koç’un, “Comolli’nin futbol vizyonuna güveniyorum” görüşüne sahip olduğunu düşünüyorum. Comolli’nin tek işi bugünü, yarını, geleceği planlamak. Futbolun CEO’su durumunda.

Yoksa adam camları silmiyor öyle değil mi? Altyapıyı organize ediyor ama asıl önemli olan uzun vadeli planlamayı yapan kişi olması. 5 transfere ihtiyaç duyan bir takımı kuran Comolli, önümüzdeki 5 yılı planlıyor. Ben bundan başka bir şey çıkaramıyorum. Benim anladığım bu.

Konoplyanka’yı Türkiye’de izlemek ister misin? Ben isterim. Yeteneğinin karşılığı olan yere gelemedi. Şenol Güneş kontrolünde izlemek isterim. Konoplyanka çok yetenekli bir oyuncu ama Babel taktik disipline daha açık.

Lens’e ise ikna olamıyorum. Advocaat’ın bulduğu oyunu oynadı ama başka bir oyun oynayamadı.

Ricardo Quaresma çok eleştiriliyor ama adamın maç kurtarma, asistine bakıyorsun. ve ikna oluyorsun. Onun üstünden oyun kuruluyor deniliyor. Ama Lens nedir? Ne durumdadır? Ben bu anlamda Lens’e ikna olamıyorum.