Mehmet Demirkol: "Schalke maçı öncesi Galatasaray adına endişeliyim, çünkü..."

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında sporun gündemini değerlendirdi. Mehmet Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

Fatih Terim’in basın toplantısını izledim. Konuşmasının sonundaki bir kısım çok dikkatimi çekti. “30 milyon Galatasaraylı benden cevap bekliyor. Skor ne olursa olsun size anlatacağım” dedi. Oradaki görevli arkadaş da "Lütfen sorular Şampiyonlar Ligi ile ilgili olsun" demişti. Galatasaray bugüne kadar çok Şampiyonlar Ligi maçı oynadı. Ama bugün ekonomik darboğaz sarmalında hele de böyle bir grupta elde bir şans var. İlk Schalke maçında çok kötü bir oyun oynanmasına rağmen iyi bir skor alındı. Porto maçında ise hak etmediği bir yenilgi aldılar. Bugünkü maç, oynadığı en önemli maçlardan biri. Buralarda iyi olan, mutlu olan Fatih Terim, dönüp dolaşıp derbiyle ilgili konuşacağını söylüyorsa, konsantrasyon konusuyla ilgili endişelerim olur. Oyuncunun konsantrasyonunu düzeltebilirsin. Hoca, Şampiyonlar Ligi maçlarından önce ve sonra her seferinde kendisini mutlu gösteren bir halle çıktı ki karşımıza, dünkü hali beni endişelendirdi. Umuyorum bu değişmiştir. Fatih Terim, konsantre görünmüyor.

Galatasaray-Fenerbahçe derbileri Türkiye’nin 1 numaralı maçıdır. Olaylar çıktı. Derbi maçta çıkan olaylar insanları elbette etkiler. Ama bu maç Türkiye’nin ötesinde bir maçtır. Bütün çaba buralarda olmak ve kalmak içindir. Bunu iyi ayırt etmek gerek. Her şey bunun için. O açıdan Schalke maçı önemli.

Selçuk İnan’a kızgınım. Fatih Terim, “Selçuk’u erken oyuna alacaktım. Ama 75 dakika oynayacak durumda değil” demişti. 15 günde senin hazır olman lazım. Yemeğini ye, uyu, çalış. Sen sprinter değilsin. Galatasaray adına fark yaratan Selçuk, hazır olmalı. Bir atlet değil. Hiçbir zaman da olmadı. Bu maçta ilk 11’e girmen gerek. Kaptansın. Donk’un bir standardı var. Ndiaye ve Belhanda’nın yok. Burada belirleyici olan oyuncu Belhanda. Fenerbahçe derbisinin ikinci yarısındaki kopuk oyunu oynayacaksa olmaz. Elbette, fena oynamadığı maçlar da oldu. Feghouli gibi kalmadı. Fenerbahçe maçının ikinci yarısında koptu gitti. Belhanda ve Ndiaye’nin oyunu belirleyici olacak. Schalke yüksek ritimli oynuyor.

Eren Derdiyok ile bağlar koptu. Fatih Hoca da söyledi. Sağlık Kurulu sorun yok derken, Eren ise ağrım var diyor. Terim, sana değil, doktorlara güveniyorum diyor. Bir oyuncu ile sözleşme yaparken, onun özelliklerini iyi araştırıp, ona göre sözleşme yapman gerek. Daha sonra adam ben ayrılmak istemiyorum diyebilir. Tarık Çamdal konusu böyle. Galatasaray’a geldiği gün, "Bu adam Galatasaray’ın oyuncusu değil" demiştim. Başka yerli oyuncu mu yok? Hiçbir olumlu rapor görmedim onunla ilgili. Oyuncunun da sorumlulukları olması lazım. Kontratı yaptım, bundan sonra yatıyorum dememeli. Böyle bir şey olur mu? İnsan kendine yedirir mi bunu?

Oyuncuda nabız 200 oluyor. Tasvip etmesem de oyuncular arasında kavga çıkabiliyor. Fakat; hocaların bu işe dalmasına ne diyeceğiz? Senin nabzın 45 atıyor, o heyecanla 100 oldu diyelim. Senin oyuncularla ne işin var? Öğretmen ile öğrenci kavga eder mi? Onların hiç oluru yok. Oyuncuların da yok ama zaman zaman oluyor. Bu oyuncular ağır cezalar alacak. Jailson’a Fenerbahçe, Belhanda’ya Galatasaray ceza verdiğinde bu işi çözeriz. Yapamıyorlar. Kulüp yöneticileri, çok bağıran yüzde 15’i dikkate alıp vermiyor ceza. Kendi çocuğunun böyle davranmasını kabul eder misin? “Bizde hata olmaz, karşıdakiler yapıyor” demek de doğru değil. Mustafa Cengiz’in söylediklerini de içinden gelerek söylediğini düşünmüyorum. Hatta en çok Hasan Şaş’a kızdığını düşünüyorum. Ali Koç’un da en fazla Jailson’a kızdığını düşünüyorum.

Caner örnek değil. Caner, hiçbir şey yapmasa da ceza alabilen bir oyuncu. "Ulan" kelimesini dememesine rağmen kart görmüştü. Fırat Aydınus, derbiden 3 kırmızı kart çıkardı. Ciddi cezalar olacağı şeklinde haberler alıyoruz. Fırat Aydınus’un bu maçla ilgili puanı düşecekse, kavgaya müdahale etmemesi ve VAR’ı iyi kullanması sebebiyle olur. Herkes birbirini kovalıyor. Nasıl oluyor da 3 kırmızı çıkıyor? Soldado ve Belhanda’nın en az 1.5 dakika süren itiş kakışı nasıl görünmez? Kulübenin arkasında oturan taraftarın da kutlanması lazım. 1-2 kişi sahaya atlasa rezalet de büyüyebilirdi. Bir şeyler atıldı ama... Sahaya atlamamaları güzel.

Fenerbahçe’nin bu sene içinde Abdullah Avcı’yı istediği, Başakşehir’in Avcı’yı bu sene veremeyeceğini bildirdiği, gelecek sene için ise bu işin olabileceği şeklinde haberler var. Güçlü bir kaynaktan duydum. Fenerbahçe’nin garanti bir teknik direktöre ihtiyacı var. Sampaoli gereksiz bir risktir. Tabi ki kötü hoca değil. Dünya Kupası performansı kötüydü ama… Herkes Messi’nin altında ezilebilir. Bence çok büyük bir risk. O kadroyu idare etmek kolay değil. Kim idare edebildi ki? Oraya efsane birileri lazım. Dışarıda ne oyuncuları bırakıyorsun. Bazen o acayip kadrolar, senin belalın olabiliyor.

Beşiktaş’ın bilinen bir oyunu var. Elbette şampiyonluk şansı var. Şenol Güneş’in, Galatasaray maçına kadar işe yarayan bir metodu var. Bu metodu dolduracak oyuncular var mı? 11 oyuncunun 6’sı tam performans verirse, diğerlerini taşıyabiliyor. Fakat; 8 oyuncu birden yüzde 60’a düşünce olmuyor. Fabri’nin yarattığı bir direnç vardı. O şu anda yok. Karius şu ana kadar olmadı, sıradan göründü. Santrforda yüzde yüz performans yok. Zirveye çıktığında böyle değildi. Savunma ve orta saha da istenilen seviyede değil.

Pepe, neredeyse her 3 toptan birini rakibe veriyor. Bu ciddi bir problemdir. Marcelo varken yönetici oydu. O yokken Tosic’in çalışkanlığı dikkat çekiyordu. Caner ve Adriano’nun katkısı vardı. Orada da eksilme var. Orta sahayı da oturtamadın. İşler kötü giderken, 1 gol atıp işi bitirecek adam da yok. Gomez, Talisca gibi… Bir tek Quaresma olduğu yerde duruyor, en çok eleştirilen de o. Oğuzhan başarılı performansına dönebilirse işler değişebilir. Beşiktaş'ın kadrosu halen çok iyi bir kadro. Hoca da çok iyi hoca. Elbette şampiyonluk şansı da var.

Domagoj Vida’nın transfer olmasının tek sebebi var; saçı. Gladyatör, Viking havası var. Kötü oyuncu demiyorum. Vida’nın yanına organizatör bir savunmacı koy, Vida da dövüşsün. Marcelo ve Pepe birlikte kalsaydı, bu sene de iş bitti demiştim. Ama adamın gideceği tuttu. Ampute Milli Takımı’na da değinmiş olalım. Osman Çakmak, “Hakkınızı helal edin” demiş. Sen hakkını helal et. Kendisine ve Ampute Milli Takımı’na teşekkür ediyoruz.