Mehmet Demirkol: "Otobüsle yolladığım hiç kimseye..."

11.12.2018 - 10:52 | Son Güncellenme: 11.12.2018 - 13:52

Mehmet Demirkol: "Otobüsle yolladığım hiç kimseye..."

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluşta yayınlanan beIN Manşet programında sporun gündemini değerlendirdi. Demirkol'un değerlendirmelerinden Ajansspor'un derledikleri şu şekilde;

"Galatasaray'ın iyi futbol oynayabiliyor olmasını göstermesi gerekiyor"

Ne olması gerekirdi? 90. dakikaya kadar Şampiyonlar Ligi ümidinin devam etmesi gerekiyordu. Burada ciddi bir başarısızlık var. Lokomotiv 1. torbadan geldi. Manchester City, Barcelona, Juventus falan gelmedi. Porto iyi takım. Tamam, kabul. Schalke ise sallanan bir ekip. Buradan çıkabiliyor olmamız lazımdı Eline daha iyi imkân gelmez. Şimdi Avrupa Ligi’nin peşindeyiz. Galatasaray’ın yeniden iyi futbol oynayabiliyor olmasını göstermesi gerekiyor. Son 9 maçtır Galatasaray’ın rakipleri daha fazla isabetli şut attılar. Buradan bir geri dönüş lazım. Olabildiğince tam kadro çıkacaksın. Bir tek santrfor sıkıntısı var. Eren Derdiyok da kullanılamıyor. Burada bir başarısızlık var. Bu başarısızlıktan bir çıkış maçı olacak.

"Savunma hattına bakınca endişeleniyorum"

Hakem problemleri, sakatlıklar, cezalılar vardı. Bugün ligde oynamayan ama Porto karşısında oynayacak isimler var. "Bu eksikler bizi etkiledi" deniliyor. İşte bugün bunu anlatabilirsin. Savunma hattına bakınca endişeleniyorum. Porto da hızlı alan boşaltan bir takım. Bu bir ispat maçı. Nagatomo-Maicon ikilisinin olduğu tarafı Porto iyi kullanabilir. Porto’da hızlı oyuncular var. Ne Nagatomo bildiğimiz Nagatomo, ne de bildiğimiz Maicon. Orada bir problem çıkabilir. Bu bir geri dönüş maçı olacak.

"Terim, Gomis kalsın deseydi onu gönderecek bir yönetim yoktur"

"Gomis gidecekti ve iki oyuncu gelecekti" dedi Fatih Terim. Eren’in daha üstünde iki forvet alınacaktı. O iki oyuncuyu bir Gomis fiyatına almak kolay değil. Galatasaray’da pek bir plan yokmuş gibi. Ya da yanlış bir plan varmış. Vagner Love ile mi Gomis’in yokluğunu dolduracaklardı? Love, Beşiktaş’ta da oynayamıyor. Gomis parasını istiyordu, birkaç defa da sorun çıkardı. Abdurrahim Albayrak çıkıp açıklamadı mı? Gomis kararını verebilmek kolay değil tabi ki. Diğer dengeleri de bozma durumu var. Ama içeridekilere de, ”Adam 29 gol attı. Tabi ki zam alacak” diyebilirsin. Terim, ”Gomis’i yollamayın” dedi mi? Demedi. Öyle dese, onu yollayabilecek bir yönetim yok.

"Galatasaray'da Ozan Kabak dışında formda olan bir oyuncu var mı?"

Galatasaray’da Ozan Kabak dışında kim formda? Muslera da formda değil. Muslera en iyi seviyesinde mi? Değil. Rodrigues geçen seneki Rodrigues değil. Onyekuru da sezon başındaki gibi değil. Oynayan, oynamayan herkesi sayalım. Ozan dışında formda biri yok. Total bir başarısızlık var. Bütün bu oyuncular tecrübeli ve o kaliteyi gösterebilecek kapasitede. Terim, "Normalde oynadığımızdan daha defansif oyunlar ortaya koymak zorunda kaldık" diyor. Herkesin, artık bahaneyi bir kenara bırakması gerekiyor. Ayrıca herkes oyuncusunu milli takıma gönderiyor.

"Başkan, yardımcısı ve Terim'i bir arada göremiyoruz"

Ortada ciddi bir kriz var. Bu kriz durumunda omuz omuza verilmeli. Başkan, yardımcısı ve Fatih Terim’in üçünü bir arada gördünüz mü? Ben görmedim. O gövde gösterisini görmedim. Herkesin toplandığı Beşiktaş maçı öncesinde öyle bir görüntü var mıydı? Bu işler omuz omuza vererek yapılır. Ortada bir problem var. Bu problemler aşılmadan doğru raya oturmak çok zor. Porto mücadelesi, Galatasaray'ın önümüzdeki döneminde nasıl futbol oynayacağının sinyallerini alabileceğimiz bir maç olacak. Oyuna dönülüyor mu, dönülemiyor mu? Onu göreceğiz. 

"Başakşehir'in oynadığı bu futbol büyük takımlarda olsa sorun çıkar"

İrfan Can şu anda tam beklenen seviyede değil. Ama toparlayacaktır, yükselecektir. Ankaragücü kalecisi Altay Bayındır’ı çok beğendim. Başakşehir topu ve oyunu tutuyor. İstediği gibi de maçı bitiriyor. Başakşehir, 1-0 öndeyken gol yese bile son dakikalarda yine atmak için uğraş verir. Başakşehir’den geçen seneki gibi keyif almıyorum. Büyük bir takımda böyle oynasan sorunlar çıkar. Aykut Kocaman’da olduğu gibi. Kocaman mesela; Valbuena’yı kenarda bıraktığında 2.4 puan ortalaması yakalamış. Herkes isyan etti. Futboldan keyif almayı istiyoruz. Bizim futbol bakış açımız böyle. Bilmiyorum, yanlış mı düşünüyorum?

"Burak Yılmaz'ın Başakşehir'e gideceğini sanmıyorum"

Burak Yılmaz’ın Başakşehir’e gideceğini zannetmiyorum. Burak, her takıma kendi oyununu oynatır. Ama Başakşehir’in durumu öyle değil. Abdullah Avcı başka bir plan yapıyorsa bilemem. Burak’ın Başakşehir’e gideceğini sanmıyorum.

"Savunma hattı küme düşer, hücum hattı şampiyon olur"

Kasımpaşa’nın savunma hattı küme düşebilir, hücum hattı şampiyon olabilir. Film gibi bir maç oynadılar. Kasımpaşa’nın da devre arasında ne gibi bir aksiyon alacağını merak ediyorum. Trezeguet’ye net talipler var, biliyoruz. Onun da gitme niyeti varmış. Diagne’nin de talibi var diye duydum ama net bilgi değil. Mustafa Denizli mutlaka transfer ister. Bu kadar gol yiyerek şampiyonluk hedefi ne kadar mümkün bilemiyorum. Kasımpaşa neticede bir şirket. Şirketin sahibi mutlaka bir plan yapmıştır. Mesela; ilk 5 içinde yer almak, oyuncu satmak ve başka bir oyuncu almak gibi bir plan yapılabilir. Bütün hedeflerini tutturabildiğin ve ötesine geçtiğin bir durum da ortaya çıkabilir. Yöneticinin nasıl davranacağı önemli. Ortaya kurumsal bir durum ortaya çıkar. Bunlar da bizlerin sevdiği şeyler değil (gülerek).

"Ersun Yanal'ın elinde bir asası yok"

Ersun Yanal benim beğendiğim bir teknik adamdır. Şüphe yok. Ona atfedilen hal, Ali Koç’un seçim sürecindeki halinden çok farklı değil. “Ali Koç gelecek dünya değişecekten, Yanal gelecek dünya değişecek” durumuna geçildi. Ersun Hoca tabi ki değişim ve gelişim kaydedebilir. Gelene kadar her şey çok güzel. Ama geldiği zaman başka bir şeyle karşılaşacak. O beklentiler çok çabuk tükenecek. Yanal’ın eline asa yok. Kendi işinde başarılı bir insan. En büyük başarısı Gençlerbirliği’ni UEFA’da şaha kaldırmaktır. Valencia’ya kıl payı geçilen bir takım oluşturmaktır. Fenerbahçe’de de erken bir şampiyonluk kazandı ve gitti. O kadro ile bu kadro bir değil. O günkü şartlarla bugünkü şartlar aynı değil. Hiçbir şey aynı değil. Bir tek kişiye," Gel her şeyi değiştir" dersen ortada problem var demektir. Böyle olursa, değerlerini öğütürsün.

"Otobüsle yolladığım hiç kimseye bir iş yaptırmam"

Bundan sonra yapılması gereken şey; Ersun Yanal’ı hızlıca gömmemektir. Otobüs mevzusuna gelince... Ben otobüsle yolladığım hiç kimseye bir iş yaptırmam. Otobüs olayı bir ceza mı? Ceza olmadığına dair de bir şeyler söylenmedi. Bu bir cezaysa ve Comolli de cezalandırılan kişiler arasındaysa, ona takım falan emanet edemezsin. Bir de kurtarıcı getiriyorsun. Ali Koç, başkan seçildiğinde Aykut Kocaman ile çalışmaz mıydı? Çalışabilirdi. Çünkü bir baskı vardı. Bugün de Comolli konusunda var. Bir bile kişinin güvenmediği bir kişi görevde kalamaz.

"Bu şartlarda sinirlenmeyen adamdan daha çok korkarım"

Ben bu şartlarda sinirlenmeyen adamdan daha çok korkarım. “Bu futbol normal, olabilir. Akhisarspor’a yenilmek ve bu sırada olmak normal” diyen bir yönetici olabilir mi? İş doğru yapılmıyorsa birilerinin bağırması lazım. “Olmuyor beyler” demek gerek. Ya da hiç bağırmadan, “Hadi kardeşim sen git, yoluna devam et” demesi lazım.

"Frey'i ısınmaya çıktığında bu adamın torpili kimden sorusu akıllara gelir"

Frey’i gördüğünde, ısınmaya çıktığında, ”Bu adamın torpili kim?” diye aklına gelir. "Bu adamı kim, neden almış?" diyebilirsin. Ama bunu soracak kişi Slimani mi? Haklısın Slimadi de… O adamdan daha kötü nasıl oynayabilirsin diye sorulmaz mı? Sorulur.

Senin için hazırladığımız haberler