Kupa gerçekten evine dönüyor mu?

08.07.2021 - 14:58 | Son Güncellenme: 08.07.2021 - 15:10

Son dakika EURO 2020 haberleri... Radyospor'dan Tolgahan Akkuş, Ajansspor okuyucuları için Gary Southgate'in rüya takımı İngiliz Milli Futbol Takımı'nı yazdı. İşte detaylar...

Kupa gerçekten evine dönüyor mu?

Tolgahan AKKUŞ - AJANSSPOR

 

1996 Avrupa Şampiyonası ve 1990 ile 2018 Dünya Kupası yarı finallerini saymazsak, İngiltere’nin ev sahipliği yaptığı 1966 Dünya Kupası şampiyonluğu hariç uluslararası bir başarısı bulunmuyor. Ada futbolu, 55 yıldır milli takımlar seviyesinde kupaya hasret!  

 

Özellikle, 2000’li yılların başında, hemen her turnuvaya kağıt üzerinde favori gösterilerek katılan ancak bir türlü arzuladığı neticeleri elde edemeyen İngiltere Milli Takımı yakın geçmişte, iyi bir jenerasyon yakalamasına rağmen Ada’ya kupa ile dönemedi. Özellikle; 2002, 2006, 2010 Dünya Kupası organizasyonları ile 2004 ve 2012 Avrupa Şampiyonalarına karşılık gelen, 2002 – 2012 arası on yıllık periyotta İngiltere; Rio Ferdinand, John Terry, Ashley Cole, Steven Gerrard, Frank Lampard, David Beckham, Paul Scholes, Joe Cole, Michael Owen, Wayne Rooney gibi altın bir jenerasyonla hiçbir somut başarı elde edemedi.  

Son olarak; Rusya’da düzenlenen 2018 Dünya Kupası İngiltere için görece beklentileri karşıladı. Toplam piyasa değeri 1,5 Milyar Euro olan; Jamie Vardy, Harry Kane, Dele Alli, Raheem Sterling, Marcus Rashford, Kyle Walker, Jordan Henderson, Eric Dier, Harry Maguire, Jesse Lingard’lı kadrosuyla da yarı final görmeyi bildi. Hırvatistan karşısında uzatmalarda yediği golle 2-1 mağlup olan İngiltere belki final göremedi ama Gareth Southgate yönetiminde yeni bir jenerasyon yakalama umutlarını yeşertti.  

Almanya galibiyeti kırılma noktasıydı


Pandemi şartları nedeniyle geçtiğimiz yıl ertelenen ve 11 Haziran’da başlayan EURO 2020’ye bu şartlarda başlayan İngilizler, gösterişsiz ama sonuca dönük bir kadro tercihi ve oyun anlayışıyla grup aşamasını üç maçta 2 gol atıp, hiç gol yemeyerek, 7 puanla tamamladı ve son 16 turuna adını yazdırdı.  

  • İngiltere 1-0 Hırvatistan
  • İngiltere 0-0 İskoçya
  • Çekya 0-1 İngiltere

Hırvatistan, İskoçya ve Çekya karşısında ortaya konan oyun ve hücum istatistikleri, İngiltere’nin bu turnuvada da beklenen başarıyı gösteremeyeceği şeklinde yorumlandı. Portekiz, Fransa, İtalya, İspanya, Almanya, Belçika gibi favorilerin olduğu turnuvada İngiltere çok da şanslı görünmüyordu…

 

Son 16 turunda Almanya ile karşılaşan İngiltere için büyük çoğunluk yolun sonunun geldiğini düşündü. İngiltere beklenenin aksine Almanya ile denk bir oyun ortaya koyup, 90 dakikayı Raheem Sterling ve Harry Kane’in golleriyle 2-0 tamamlayıp Almanya’yı turnuvanın dışına itince hem kendine olan güveni arttı hem de rakipler ve spor kamuoyu nezdinde algıları kendi lehine değiştirmeyi başardı. Almanya galibiyeti İngilizler açısından net bir kırılma noktasıydı. İngiltere’nin Almanya’yı saf dışı bırakarak çeyrek finale yükselmesi, Ada’da “İt’s coming home” tezahüratlarının daha yüksek bir notadan söylenmesini sağladı. 

İngilizlerin oyununu beğenmeyen ve turnuvanın kalan bölümünde kendilerine çok da şans tanımayan bir çoğunluk için tesadüften öte olmayan Almanya galibiyetinin İngilizleri mental olarak hangi seviyeye taşıdığı daha sonra anlaşılacaktı…  

Eşleşme şansı 

İngilizler final yolunda eşleşme avantajını ceplerine koymuşlardı. Kendilerine zorluk çıkarma ihtimali daha çok olan yüksek profilli ekipler, final yolunun diğer kanadında birbiriyle eşleşirken İngiltere son 4 yolunda Ukrayna ile karşılaştı. İngilizler bu müsabakayı, erken bulduğu gollerle 4-0 gibi net bir skorla geçti. Jordan Henderson’ın ilk milli takım golünü kaydetmesi, Harry Kane’in 2 gollük bir katkı vermesi, Harry Maguire’ın oyunu ve skora bir gollük katkısı, oynanan futbol, odaklanmış bir takım görüntüsü, yarı finale yükselen İngilizlerin hedef gerçekleştirmeye olan inancını bir birim daha yükseltti. İngiltere Euro 2020’de son 4’e kalmayı başarmış, bunu yaparken kalesinde gol de görmemişti…  

Yarı finalde İngilizlerin rakibi, turnuvanın en insanı hikayesini yazan Danimarka oldu. Danimarka’lı Christian Eriksen’in grup ilk maçında Finlandya karşısında maç esnasında kalp ritmi bozulmuş ve oyun esnasında yere yığılmıştı. Tüm sporseverlerin yüreğini ağzına getiren bu olay sonrası maç yarıda kesilmiş, birkaç saat sonra kaldığı yerden devam etmişti. Danimarka’lı futbolcuların karmaşık duygularla oynadığı müsabaka Finlandya’nın 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlanmıştı.  Ardından Belçika’ya da 2-1 mağlup olan Danimarka, son 16 şansını son maça bırakmıştı. Eriksen’in sağlığına kavuştuğu, tüm sporseverlerin de Eriksen ve Danimarka ekseninde toplandığı konjonktürde Danimarka grup son maçında Rusya’yı 4-1’le geçerek derin bir nefes aldı. Finale giden yolda karşılaştığı ilk rakibi Galler’i 4-0, ikinci rakibi Çekya’yı da 2-1 mağlup eden Danimarka adını yarı finale yazdırmış oldu.  

Bu senaryoyla son 4’e kalan Danimarka karşısında İngilizler kağıt üzerinde favori olsa da, Danimarka’nın takım oyununun daha güçlü olduğu, İngilizler’in finale çıkmasının kolay olmadığı çokça konuşuldu. Böyle bir ortamda, Wembley’de 60.000’i aşkın İngiliz taraftar önünde karşı karşıya gelen iki takım, finalde İtalya’nın rakibi olmak üzere kıyasıya bir mücadele ortaya koydu. İlk yarıda Damsgaard’ın güzel frikik golüne, İngilizler Simon Kjaer’in kendi kalesine attığı (atmak zorunda kaldığı) golle karşılık verdiler. İkinci yarı, özellikle 60’ıncı dakikadan itibaren oyun ve pozisyon üstünlüğünü net şekilde eline alan İngilizler maçın normal süresinde bir gol kaydedemeyince müsabaka uzatmalara taşındı.

 

Uzatma bölümlerinde Danimarka’nın maçı penaltılara taşıma arzusu ve bu yaklaşımın getirdiği kapanma İngilizlerin rakip ceza sahası içinde daha da etkili olmasına yol açtı. Bu pozisyonların birinde Steerling ceza sahası içinde yerde kaldı ve İngiltere penaltı kazandı. Rakip müdahalesinin penaltı kararı için yeterli olup olmadığı hala tartışılsa da, VAR incelemesinden de penaltı yorumunun gelmesi tartışmaların alevini biraz dindirmiş oldu. Harry Kane penaltıyı gole çeviremedi ancak kaleciden dönen topu takip ederek bileşik pozisyonu gol ile sonuçlandırdı. Böylece İngilizler uzatmaların ilk yarısın son anlarında skor üstünlüğünü eline geçirdi. Kalan bölümde Danimarka bir varlık gösteremeyince İngilizler 55 yıl sonra ilk kez uluslararası bir turnuvada adını finale yazdırmış oldu.  

İngiltere finalde! Rakip İtalya...


2018’deki dördüncülüğün mimarı olarak işaret edilen Teknik Direktör Gareth Southgate, bu jenerasyonla 2018’in üzerine inşa ettikleriyle bu sefer beklentileri karşılamak ve İngiltere’nin 55 yıllık kupa hasretini sonlandırmak istiyor. Turnuva öncesinde; Aaron Wan-Bissaka, Eric Dier, Patrick Bamford, Jamie Vardy gibi isimlere yer vermediği, grup aşamalarında da Jack Grealish, Jordan Henderson, Phil Foden’a yeteri kadar süre vermediği için eleştirilerin hedefi olan Southgate, takımını finale taşıyınca Ada basını tarafından yere göğe sığdırılamıyor. Eleme Grubu'nda oynadığı sekiz maçta, 37 gol ve yedi galibiyetle Euro 2020 biletini alan İngiltere, turnuvada da kalesinde yalnızca bir gol görerek iddiasını bugüne taşımış oldu. Final şüphesiz hiç kolay olmayacak zira İngilizlerin rakibi güçlü İtalya!  

Türkiye ile aynı grupta yer alan ve belki de ilk maçta ortaya koyduğu oyun ve aldığı skorla milli takımımız için şampiyonayı başlamadan bitiren İtalya hem gruplarda, hem de sonraki turlarda oldukça başarılı bir performans ortaya koydu.  

  • Türkiye 0-3 İtalya
  • İtalya 3-0 İsviçre
  • İtalya 1-0 Galler
  • İtalya 2-1 Avusturya
  • Belçika 1-2 İtalya
  • İtalya 1-1 İspanya (Penaltılarla İtalya kazandı)

Donnarumma, Bonucci, Chiellini, Verratti. Barella, Locatelli, Immobile, Insigne, Chiesa gibi yıldızlarıyla ve daha da ötesi takımdaşlığı ve oyun gücüyle İtalya an itibariyle kupanın favorisi olarak gösteriliyor. İngiltere ise Wembley’de 60.000 taraftarının önünde, 55 yıllık kupa özlemini gidermek ve tarihe geçmek için sahada olacak. Bu saha ve seyirci avantajını da düşününce kupanın İtalya ile İngiltere’nin tam ortasında durduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.  


Başarıyı belirleyen onlarca parametreden ayrı olarak; hem gündelik yaşamdaki mücadelelerde hem de spor karşılaşmalarında, bu tip hikayelerin finali çoğunlukla, “daha çok ihtiyacı olanın ve daha çok isteyenin” hedefine ulaştığı şekilde yazılır. Kimin daha çok ihtiyacı var ve kim daha çok istiyor?

 
Takdiri sizlere bırakıyorum… 

 

Keyifli seyirler.

Senin için hazırladığımız haberler