Köy okulundan WNBA'e uzanan yol! Cenk Akarpınar anlattı...

Gelecek sezondan itibaren WNBA'de İleri Derece Scout olarak Dallas Wings'te görev alacak olan temsilcimiz Cenk Akarpınar, Radyospor'daki "6.Adam" programında kariyer hikayesini anlattı.

İdari taraftaki kariyerinde sıçramayı Gaziantep'te başladığını belirten Cenk Akarpınar, "Adana'da normal bir okul takımında oynarken o zamanların en iyi kolej takımı tarafından fark edildim ve liseyi burslu okudum. Daha sonra çok fazla üst üste sakatlıklar yaşadım sağ dizimden ve basketbolun içerisinde yer almak istedim, aynı zamanda akademik kariyer de yapmak istedim. Bu nedenle Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde eğitim görmeye başladım. Tabii ki Gaziantep Basketbol'un o dönemde Basketbol Süper Lig'de olması orada basketbolu takip etmemde çok büyük bir araç oldu. Basketbolun diğer kısmında görev alma hikayem ise Gaziantep'te bir köy okulunda başladı. Bir lise takımı çalıştırmaya başladım. Oradaki çocukların potası, panyası, antrenman kıyafetleri gibi hiçbir şeyleri olmamasına rağmen bir başarı elde ettik. Ondan sonra hikaye başka bir yere evrildi tabi." dedi.

Amerika'da kariyerinin gelişim sürecini paylaşan 1997'li basketbol insanı, "Çapraz Bağ sakatlığı bence fiziksel bir sakatlık değil mental bir sakatlık. Ben de mental anlamda çok zor zamanlar geçirdim çünkü o zamanlar hem çok genç yaşta profesyonel olmuştum hem de çok büyük hayallerim vardı oyunculuk açısından. Fakat bazen dezavantajları avantajlara çevirmeniz gerekiyor. Ben ciddi anlamda oyunculuk dönemimde de oyunu anladığımı düşünüyordum yani oyunu farklı bir şekilde kavradığımı düşünüyordum. Ben bu dezavantajı o zamanlar çok daha fazla maç izleyerek, oyunu daha iyi anlayarak sakat olduğum süreç içerisinde avantaja çevirmek istedim. Tabii ki bir çok eğitime de katıldım ancak benim için en büyük eğitimlerden biri oturup maç izlemekti. Bu benim için en büyük eğitimdi. Köy okulundan NBA'e geçişim şöyle oldu, bizim üniversitenin son senesinde staj hakkımız vardı ve ben bu stajı Amerika'da kazandım. Tabii ki CV gönderiyordum her yere ve bir şirket tarafından kabul aldım. Amerika'ya geldikten sonra da 'basketbol açısından dünyanın en büyük ülkesindeyim neden kendimi geliştirmeyeyim ki?' düşüncesine kapıldım ve burada çok farklı konferanslara katılmaya başladım. Konferanslar olsun koç klinikleri olsun antrenör klinikleri olsun kişisel gelişim klinikleri olsun... Bulunduğum eyalet Connecticut eyaletiydi ve burada herhangi bir profesyonel erkek basketbol takımı yoktu fakat çok önemli kolej takımları vardı ve tam New York ve Boston'ın ortasında, her iki tarafa da çok yakındı. Yani aslında bir basketbol eyaleti. Katıldığım konferanslardan birinde o zamanlar maçlarını çok yakından takip ettiğim Curt Miller ile tanıştım. Koç'a hemen sorular ilettim ve yönlendirdiğim sorular kendisinin de hoşuna gitti ve beni antrenmana davet etti. İzlemek ister misin dedi. Ben de tabii izlemek isterim dedim. Antrenmanlara git gel izledim kendimi geliştirdim notlar aldım. Hala çok fazla konferansa gidiyorum, hala çok fazla maç izliyorum. Sadece WNBA izlemiyorum, dünyadaki bütün ligleri izliyorum. Takımla alakalı sorular sordu koç, koça yanıt veriyorum öneriler veriyorum vesaire derken orada bir dostluk geliştirdik koçla beraber. Sonra bana hiçbir şekilde hiç kimsenin zirveden başlamayacağını, bunun da zamanla olacağını söyledi ve burada da en dipten, bir lise takımından başladım. Buradaki lise takımları düşündüğümüz gibi Türkiye'deki lise takımlarına benzemiyor. Mesela buradaki bazı lise takımları maçlarına 12-13 bin seyirci ile başlıyor. Lokal bir lise takımı sezona 2 galibiyet 8 mağlubiyet ile başlamışken onların Stuff'ına katıldım ve sezonu şampiyon olarak tamamladık. Ondan sonra lokal bir kolej takımında başladım. Orada da başarı elde ettikten sonra Curt Miller'ın da Los Angeles Sparks'a gitmesinden sonra bana bir advance scout'luk teklifi geldi. Sonra Los Angeles Sparks'ta bu işe başladım. Daha sonra takım Curt Miller ile yollarını ayırdı ve Curt Miller Dallas'ta GM oldu. Biz de sonra Dallas'a geçiş yaptık." dedi.

Kariyer hedefinin NBA'de baş antrenörlük yapan ilk Türk olmak olduğunu belirten Akarpınar, "Evet benim yaşım daha çok genç ve ideal hedefim ise NBA'de ilk Türk baş antrenör olmak. Böyle bir kapasiteyi kendimde görüyorum. Daha kat etmem gereken çok fazla yol var, bunu biliyorum." dedi.

Amerika'daki kolej ligi sisteminin oyuncu gelişimi için çok kilit olduğunu vurgulayan koç, "NBA ile Türkiye arasındaki en büyük fark kolej liginin olması. NBA'de basketbolcular tam olgunlaştıktan sonra profesyonelliğe adım atıyorlar fakat Türkiye'de ve Avrupa'da durumlar biraz daha farklı. Burada Kolej liginde aslında her şeyin provasını yapıyor oyuncular. Daha sonra bu oyuncu fiziksel ve mental gelişimini tamamladıktan sonra profesyonel seviyeye adım atıyorlar. Bence en büyük farklardan bir tanesi bu. Burada kolej liginde çalışan bir sürü Türk arkadaşımız var, birçoğunun önceki dönemlerden kolej ve lise liglerine bağlantıları var. Benim yoktu. Benim de olsaydı bu bağlantılarım şu anda bulunduğum yer çok daha farklı olurdu." dedi.

Gelecek sezon Wings'te milli yıldızlarımız Sevgi Uzun ve Tearia McCowan ile çalışacak olan Akarpınar, diğer Türk oyuncuların WNBA'e katılma şansı hakkında, "WNBA'de çok fazla takip edilen Türk oyuncular var. Bence Sevgi çok iyi bir sezon geçirdi. Kendisi açısından daha iyi bir sezon geçireceğini düşünüyorum önümüzdeki sene. Hem yeni hoca ile hem yeni GM ile çok daha iyi bir uyum yakalayacağını düşünüyorum. Sevgi'nin burada oynamasının Türk oyunculara büyük avantajlar yaratacağını düşünüyorum ilerde. Türkiye'de çok fazla WNBA'de oynayacak potansiyel var. Kesinlikle hiç kimse hayallerinden vazgeçmemeli." dedi.

Türk basketbolunun gelişimi ve Avrupa basketbolundaki dengelerden bahseden eski Los Angeles Sparks yetkilisi, "Türkiye, kadın basketboluna en çok yatırım yapan ülkelerden bir tanesi ve şu anda bu yatırımların karşılığını alıyor. Şu anda Fransız ve Rus takımları gözde olmaya başladı biraz daha. Çukurova son zamanlarda bir sıçrama gerçekleştirdi, Fenerbahçe zaten kadın basketbolunda hep bir markaydı. Galatasaray şu anda arkadan geliyor ve o açığı kapatacaklar diye düşünüyorum. Bence iyi bir seviyedeyiz fakat daha iyi bir seviyeye gelebiliriz. Altyapılarımızı daha iyi şekillendirebiliriz. Kolej Ligi seviyesinde bir yapılanmanın olmasını çok isterim Türkiye'de." dedi.

Avrupa basketbolunun altyapı düzeyinde bir reforma gitmesi gerektiğini belirten Cenk Akarpınar, "Türkiye ve Avrupa basketbolunda altyapı kısmında reforma gidilmeli. Amerika'da çok fazla oyuncu yetişiyor. Her mahallede, her semtte yüzlerce oyuncu yetişiyor. Bunun bir sebebi ortaokul ve lise takımlarının çok önemli olması. Örneğin WNBA'de bir yere transfer olacağınız zaman Amerika'da sizin ilkokul istatistiklerinize kadar bakıyorlar. Filmlerinizi buluyorlar. Bundan dolayı Lise ve Ortaokul düzeyini daha fazla ciddiye almalıyız Türkiye'de. Bence en büyük reform bu olur." dedi.

Avrupa'nın koçluk anlamında basketbolun zirvesi olduğuna vurgu yapan başarılı isim "Erdem Hoca çok sevdiğim bir insan. Nasıl yürüdüğünü bile izlediğim birisi. Kendisi benim için çok büyük bir örnek genç antrenörler içerisinde. Amerika'dan sonra Avrupa'da da bulunmak isterim. En dipten de başlamaya alışığım. Bir yerden başlamak isterim. Avrupa'da tecrübe kazandım şimdi Amerika'da koçluk yapabilirim gibi bir algı var. Bence bu durum tam tersi. Bence Master olan yer Avrupa. Amerika'da tecrübe kazanıp Avrupa'da güzel işler başarabiliyor insanlar." dedi.