İyi futbol mu?

05.05.2015 - 18:26 | Son Güncellenme: 05.05.2015 - 18:26

Futbol kulüpleri batma noktasına ve transfer yasağına nasıl geldi? Niye hep alıcıyız da satıcı olamıyoruz? Sadece Arda ile yurt dışında temsil edilmemiz yeter mi?

Şimdi hepimize, bilen bilmeyen, işin içinde olan veya kenarından geçenlere bir sorumuz var.
Neden iyi futbol yok bizde!

Tek ve basit olarak “hangi işimiz iyi ki bu olsun!” demek yerine sadece nedenlerini sahaya bakıp cevaplamaya çalışırsak ne kadar mutlu olacağız orası da meçhul!

Yıllar önce Türk futbolu demek üç büyükler demekti! Sonraları araya Trabzonspor’un başarıları ve şampiyonlukları ile müthiş bir Anadolu futbol ayaklanmasını Eskişehirspor’da gördük. Ve en son Bursaspor şampiyonluğunu yaşadık. Bu takımlara  karşı teknik adam olarak verdiğim mücadelede altın harflerle yazılan, saygın kafaların hatırlayacağı başarılarım olsa da darbeyi yiyen ben oldum. Yüzüme karşı (ki hala öyle) takdirlerini (yarım ağızla olsa da) esirgemeyen bazılarının aslında arkamdan neler yaptıklarını bildiğim halde sabırlı davrandım. Adeta çatlamamı bekledikleri sabır taşı misali!

Niye yazıma bu girişi yaptım biliyor musunuz?
Futbolla ilgisi olmayan yöneticiler(!) dahi asla başarıyı nasıl getirdiğimi değil neden beklenen tek düze futbol ortamını sürdürmemi, yani birilerinin gölgesinde bağlantılı olmamı istediler. Ben ise en küçük yaşta alıp yetiştirdiğim veya araştırıp bulduğum gençlerle en zoru gerçekleştirerek yeni başarılı kadrolar  ile sahnede yer aldım. Bunu bir kez daha genç kuşağa hatırlatıyorum ki artık işin hazmedilir yanı kalmadı.

Herkes futbolu biliyor! Ve herkes futbolun içine girip yer kapıyor!
Yazımı okuyanlar yine şöyle derler; kendinden bahsediyor diye! Yok canım! Yoklardan yaratanlar olarak iftiraların karşısında hep  yalnız kaldık ve onlar kendi tercihlerini baştacı yapıp yıkılmalarını da gördüler! İstenen ve beklenen neydi? İYİ FUTBOL, ÇAĞDAŞ FUTBOL, TEMİZ FUTBOL... Haykırarak bu gerçekle yıllarımı Türk futbolu adına yedim.

Türkiye’de 18 bin antrenör var. Çalışan sayılı grup dışında yakın ilişkilerle işi kapan birçok becerikli dostumuz var. Kendilerine uyan dernekleri var. Şubeleri var. Âmâ ne hikmetse bu en zengin ve en ilgili konunun derneği asla hatırlanmaz. Ülkede sadece medyada konuşulur teknik adamlar. Onlar da bellidir.

Beni önce "Çok gençsin!" sonra da " yaşlı!" diye düşünmez oldular zaman zaman. Odama dahi giremeyen kimseler teknik adamlığıma "simge " koymaya çalıştılar zaman zaman.
Bu siyasi oldu, kişisel oldu tutmadıkça yenisini araştırdılar.
Âmâ futbol taraftarı ve halkın koyduğu isim nedense "Efsane !" diye anılmama neden oldu! Ben hep iyi futbolu hedef aldım. Mağdur ve hakkı yenen futbolculara kucak açtım. Bilinmeyen, keşfedip eğittiğim futbolcuları topluma kazandırdım.
Hiç bir zaman rakiplerime, meslektaşlarıma laf söyletmedim.
Onlar bu mücadelede bulunmasalar da Profesyonellik adına futbol kimliklerinden çok ödün vererek ortaya "profili farklı" futbol adamı koydular ve "Çağdaş futbol “ıskalandı. Sahadaki futbolcu önce koştu, kendini kabul ettirdi ve sonra da onu keyfine ve edindiği çevre ile futbol dünyasına canı nasıl isterse öyle sundu! Ülkeye gelen yabancı  futbolcu ve teknik adamların da akıbeti benimkine benzer oldu. Çünkü doğru futbol, ilkelerine bağlı  iyi futbol oynama ciddiyeti yok!

Bu kadar net açıklamalardan sonra şimdi birileri "bak kendini anlatıyor" diyebilir.
Evet, ben gerçekleri sırtlayarak bu yanlışları sunuyorum. Sen anlat o zaman!
Topluma sorumlu olduğun gazetecilik görevini  yap!

Bu yaşanmışlıkların ortamından iyi futbol çıkmıyor, çıkmaz! Son yıllarda altın harflerle anılan ara sıra başarıları dahi göremez olduk. Mahkeme ve disiplin kurullarına düşen arızalı futbol dünyası UEFA'nın hep gündem maddesi oldu. Sahayı unutup olması gereken tribünleri neden kaybettik sanıyorsunuz? Sen daha ülkende herkesin özgürce biletini alıp maça gitmesini gerçekleştiremediysen düşüneceksin! NEDEN?

İzlanda'nın altına neden düştük?
Niye her maç yorumu hakemlerle tavan yapıyor?
Neden hakem eskileri futbol üstü konuşuyorlar da, takım yenilince hemen akla teknik adam geliyor futbolcudan önce!
Bu ters korumacılık ve komik algıyı kim yarattı?

Milyonlarca Euro’nun döndüğü endüstriyel futbol piyasasını karaborsa misali yöneten yapı neden dizginlenemiyor?

Futbol kulüpleri batma noktasına ve transfer yasağına nasıl geldi?
Niye hep alıcıyız da satıcı olamıyoruz?
Sadece Arda ile yurt dışında temsil edilmemiz yeter mi?
Bütün bunların tek bir senaryoda dillendirilmesine geldiğimiz günde tek suçlu İsmail mi?

Neyi konuşacağınızı biliyor musunuz? Ortalıkta belgesiz çalışanların yerine belge çalıştıranları neden görmezlikten geliyorsunuz. Teknik adamlara "gelsinler onlara pro lisans veririm" diyerek aşağılanan sizler kuruluşunuzun sessizliğini nasıl buluyorsunuz?

İşte bu sorunlar ve onun getirileri ile değer yitiren futbol elinizden gidiyor.
Kimin şampiyon olmasından daha önemli değil mi hala bu kaos! 

O halde iyi ve doğru futbol  hiç bir zaman gelmeyecek demektir, tesadüfen uğramaya çalışsa da!

 

Senin için hazırladığımız haberler