İşte maç maç hakem kararları

16.06.2020 - 14:35 | Son Güncellenme: 16.06.2020 - 14:59

İşte maç maç hakem kararları

BÜLENT YILDIRIM

Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Covid-19 pandemi sürecinin henüz içerisinde olduğumuz ve salgının nispeten kontrol altında devam ettiği bu dönemde, öncelikle Almanya Bundesliga’da ‘yeni normal’ futbol uygulamalarını gözlemleme fırsatı bulduk. Virüsle mücadeleye özel protokol ve önlemlerin etkisi ve tedirginliği altında, ülkemizde de Süper Lig’in Cemil Usta Sezonu bazı Avrupa ülkeleri gibi 12 Haziran Cuma günü yeniden başladı.

Bu salgın nedeniyle, insanlık ve ülke olarak gerçekten çok olağanüstü ve zor bir süreçten geçiyoruz!  Futbolda da her şeyin sorgulanacağı ve yeniden tanımlanacağı hızlı bir değişim sürecine hep birlikte tanıklık edeceğimizi düşünüyorum.

27. hafta maçları da ‘noktalı virgül koyarak’ bıraktığı yerden; büyük mücadele, çekişme ve tartışmalı pozisyonlarla birlikte, sanki evde izolasyon günleri hiç yaşanmamış gibi yeniden ‘alev aldı’ diyebiliriz. Hem de futbolun ana aktörlerinden birisi olan seyircinin yokluğunda! Daha önceden nadiren yaşadığımız ‘seyircisiz’ futbolun, bugünlerde bir mecburiyet olarak karşımıza çıkması nedeniyle, zaman zaman ‘tuzsuz çorba’ kıvamında seyrine de şahitlik ediyoruz.

Haftanın maçlarında ise yine bu ‘tuhaf’ pandemi dönemine atıfta bulunan ‘ilginç’ pozisyonlar ve gerçekten çok şanssız, büyük sakatlıklar yaşandı!

Süper Lig maçlarının hemen ardından, maçlarda yaşanan önemli pozisyonlara dair gözlemlerimizi sıcağı sıcağına araştırmacı gazetecilerden Hüseyin Özkök ile birlikte, Ajansspor sosyal medya kanallarında '360 Derece' yayınlarında teknik anlamda yorumluyoruz.

Pazartesi günleri saat 12:00’de ise deneyimli radyocu Özgür Sancar ile birlikte 'VAR Odası' programında maçlara ilişkin yorum ve değerlendirmelerde bulunuyoruz. Bu köşemizde de haftanın ‘öne çıkan hakem kararları ve olayları’ hakkında değerlendirmelerde bulunacağım.

RİZESPOR-GALATASARAY MAÇI

Çarpma mı çarpışma mı? İşte bütün mesele bu!

Pazar akşamı oynanan Çaykur Rizespor-Galatasaray maçı, henüz 14. dakikada yaşanan bir ‘çarpışma’ sonrasında, kaleci Muslera’nın ayağının kırılması üzerine hem sahadaki tüm oyuncuları hem de maçı izleyenleri çok üzen gerçek bir ‘travma’ ile başladı! O dakikayı, tüm maça damga vuran ve saha unsurlarının psikolojilerini ve konsantrasyonlarını alt üst eden ciddi bir talihsizlik olarak görüyorum. 41. dakikadaki pozisyonu izlediğimde; Marcelo Saracci’nin geriye koşarken, önünden hamle yapan Braian Samudio’nun ayağına gelen dikkatsiz temasının sebep-sonuç ilişkisi (penaltı) yaratan nitelikte bir temas olmadığını, zira Samudio’nun bu temastan birkaç adım sonra hızının da etkisiyle belki de rakip kaleciyle çarpışmamak için dönerek süratle zemine düştüğünü görüyorum. Maçın hakemi Yaşar Kemal Uğurlu, Saracci’nin önceden yapmış şarjın rakibini bozduğunu düşünerek bir penaltıya hükmetti.

KALECİ TARIK DİKKATSİZ ÇIKTI

Maçın 69. dakikasında ise çok tartışmalı ve yoruma açık (subjektif) bir başka pozisyon daha yaşandı. Bu pozisyon özelinde, futbol içinde olan doğal bir ‘çarpışma’ olarak değerlendiren yorumlara da saygı duyuyorum. Gerçekten de nadiren yaşanabilecek ve bir diğer sakatlığa sebep olan ‘talihsiz’ bir temas gerçekleşti. Ancak, Rizespor kalecisi Tarık Çetin’in yandan gelen topa çıkmak için hamle yaptığı ancak topla takım arkadaşının oynaması sonucunda, boşta kaldığı ve rakip Andone’ye istemeden fakat dikkatsiz bir biçimde gerçekleştirdiği bu temasın, oyun kuralları çerçevesinde bir penaltı gerektirdiğini düşünüyorum.

Zira, Andone topa doğru yönelen doğal aksiyonunu tam bitirmiş olduğu ve iki ayağı üzerinde hamlesi bittiği anda, kaleci Tarık’ın dikkatsiz hamlesinin devam etmiş olduğunu ve çarpmanın bu dikkatsiz hareketin devamından kaynaklandığını düşünüyor; özetle çarpışma değil, ‘çarpma’ görüyorum! VAR’ın maçın hakeminin topu takip ettiği için tam olarak görmediği ve ceza alanı içerisinde gerçekleşen bu ihlal hakkında hakemi monitöre davet etmesi VAR Protokolü’nün bir gereği idi. Sonuçta hakemin yorumu, bir ihlal olmadığı şeklinde oldu ki ben bu karara katılmıyorum. Bu müsabakada, faul yorumları ve disiplin uygulamalarında bazı sıkıntılar da yaşandı. Örneğin, Morozyuk’un üst üste önce rakibi Ömer Bayram’a kontrolsüz kayarak, daha sonra ise rakibi Feghouli’nin umut vadeden atağını kesen ihlallerinin, net sarı kartlık ihlaller olduğunu gördük. Her şeyden daha önemlisi, bu maçta ben de taraflı tarafsız tüm futbol paydaşlarının sevgi ve saygı duyduğu bir isim olan kaptan Fernando Muslera ayrıca, Florin Andone’ye yaşamış oldukları ciddi sakatlıklardan dolayı geçmiş olsun diyor ve acil şifalar diliyorum

GÖZTEPE-TRABZONSPOR MAÇI

VAR’ın müdahale çizgisi nereye gitti?

Cuma akşamı oynanan, Göztepe-Trabzonspor maçında, umut vadeden genç hakemlerden Zorbay Küçük ‘sorunlu’ bazı kararları tecrübe etti! Guilherme’nin ikinci sarı kartı; tam olarak sarıyı gerektiren kontrolsüz (reckless) bir faul ölçeğinde olmayıp, kartsız bir faul kararı gerektiren dikkatsiz (careless) bir hamle ve zamanlama hatası idi. Hakemlere, ikinci sarının hiç tartışılmaması gerektiği eğitimlerde ifade edilir. Bu ikinci sarı yanlış bir değerlendirme oldu. Göztepeli Andre Poko’nun Alexander Sörloth’a ceza alanında yapmış olduğu dikkatsiz faulün karşılığı penaltıydı  ve hakem doğru karar verdi. 54. dakikadaki Manuel Da Costa-Cameron Jerome mücadelesinde; iki tarafın da iyi niyetli olmayan karşılıklı itip tutmaları nedeniyle bir penaltı gerekmediğini düşünüyorum. Bu pozisyon sonrasında yapılan VAR-Video Yardımcı Hakem müdahalesinin Protokol hükümlerine göre gereksiz bir müdahale olduğunu düşünüyorum. Yapılan VAR ikazı sonrasında verilen penaltı kararını ve sarı kartı  doğru bulmuyorum. Çünkü ihlal tek taraflı ve açık ve bariz bir ihlal değildi ve VAR müdahalesine gerek yoktu.

Daha sonra gerçekleşen bir diğer ceza alanı içi mücadelesinde ise Da Costa bu defa rakibinin formasının kolundan ısrarla tutarak çekti ve rakibinin dengeyle topa kafa vurmasını engelledi. İşte bu müdahalenin penaltı ve sarı kart gerektiren bir ihlal olduğunu; VAR’ın elinde ‘kanıt’ (ısrarla formadan tutma görüntüsü) varken protokole göre bu pozisyonda müdahil olunması gerektiğini değerlendiriyorum. 90. dakikada rakibinin sırtına koluyla vuran Joao Pereira’nın ise gereksiz ciddi bir risk aldığını, bu hamlesinin kurallar gereği en az bir sarı gerektirdiğini düşünüyor ve maçın hakemini, açık ve net biçimde gördüğü bu pozisyon sonrasında vermiş olduğu faul kararından sonra kart göstermemesini eleştiriyorum.

FENERBAHÇE-KAYSERİSPOR MAÇI

VAR’ın doğru kullanımı ve ‘sandalyeye müdahale’!

Yetenekli genç hakemlerden Atilla Karaoğlan’ın yönettiği Fenerbahçe-Kayserispor maçının henüz ilk çeyreğinde yaşanan Ozan Tufan’ın rakibi Dja Djedje’nin kalf-tendon bölgesine ayak tabanıyla yapmış olduğu darbe sonucunda, VAR Hakemi Bahattin Şimşek’in müdahalesi sonucu çıkan kırmızı kart doğru idi. Kriter; istemli ya da istemsiz bir şekilde rakibinin sağlığını tehlikeye sokan bu tarz müdahalelerin oyun kurallarında yasaklanmış olmasıdır. Oyuncu sağlığını korumak, futbolun kurallarını düzenleyen IFAB, FIFA ve UEFA’nın birinci  önceliğidir.

Karar sonrası yaşanan oyuncu itirazları ve yedek kulübesi civarında gerçekleşen ‘sandalyeye müdahale’ örneğinin de MHK tarafından eğitimlerde ele alınarak, hakemlerden bu tarz durumlarda ne beklenildiğinin açıkça ortaya konulmasının, özellikle ligin bu zorlu döneminde faydalı olacağını düşünüyorum. Hakemin 83 ve 86. dakikalarda Diego’nun doğal koluna çarpan topta devam ve Mario Situm’un kolunu kaçıramadan gerçekleştirmiş olduğu elle oynamasına verilen penaltı kararları doğru idi. Hakemin eleştirilecek tek hatası ise Mensah’ın Mehmet Ekici’nin yüzüne gelen sarı kartlık kol müdahalesini kaçırması oldu. Müsabaka genelinde göstermiş olduğu performans ile hakemin yeterli bir çizgi ortaya koyduğunu düşünüyorum.

BEŞİKTAŞ-ANTALYASPOR MAÇI

Mohamed Elneny bariz gol şansını engelledi mi?

Ümit Öztürk’ün yönettiği Beşiktaş-Antalyaspor maçında ise Elneny’nin Podolski’ye yaptığı ihlalde ‘gol şansı’ var ancak ‘bariz gol şansı’ yoktu. Domagoj Vida’nın doğru yere yaptığı sprintli kademe, Elneny’yi kırmızı karttan kurtardı. Ceza alanında içerisinde, Adem Ljajic’in şutunda Fredy’nin doğal konumdaki koluna sekip çarpan topta; Veysel Sarı ve Umut Nayır ikili mücadelesinde ve yine Ljajic’in şutunda Hamilton’un dizinden seken topta penaltı yoktu ve hakem yanılmadı. Hakemin en büyük hatası maçın 87. dakikasında, pozisyona çok uzak kalarak Antalyasporlu Blanco’nun umut vadeden atağını arkadan, topla oynama niyeti olmadan kontrolsüz bir diz darbesiyle engellemesinin karşılığında Victor Ruiz’e görtermesi gereken ikinci sırayı göstermemesi oldu.

 

BAŞAKŞEHİR-ALANYASPOR MAÇI

Georgios Tzavellas rüzgârı

Başakşehir-Alanyaspor müsabakası, zorlayıcı kararların çok az yaşandığı ve hakeme nadiren ihtiyaç duyulan bir maç oldu. Sezonun başarılı isimlerinden Ali Şansalan, müsabaka genelinde başarılı bir performans gösterdi. Maçta yaşanan iki kritik pozisyonda da Georgios Tzavellas vardı! Demba Ba ve Bakasetas arasında Alanya ceza alanı içerisinde gerçekleşen bir ikili mücadele sonrası hakem, doğru bir uygulama ile düdük çalmadan bekleyip pozisyonun sonuçlanmasından sonra bir ‘hücum faul'e ve gol iptaline hükmetti. Hakemin bulunduğu açıdan, Demba Ba’nın mücadele esnasında rakibinin omzuna elle şarj yaptığını gördüğünü ve rakibi çekme-bozma olarak algıladığı için yanıldığını düşünüyorum.

Ekranda defalarca izledikten sonra faul için yeterli bir müdahalenin olmadığını ve Tzavellas’ın kendini kolayca yere bıraktığını görmüş olsam da hakemin vermiş olduğu bu karara saygı duyuyorum, zira tespiti zor ve yoruma açık bir karardı. 76. dakikada VAR uyarısıyla yapılan inceleme sonrası yine Tzavellas’ın elle oynaması gerekçesiyle verilen penaltı kararı; saha unsurları tarafından özellikle Tzavellas’ın risk alarak ve vücudunu genişleterek kontrolsüz şekilde rakibinin önüne atlamasının ardından gelmesi ile kabul gördü.

Ekranda yayın esnasında görebildiğimiz ilk açılardan, topun tam olarak nereye temas ettiği ve sonrasında yaşanan elle temasın boyutları tam olarak seçilememekteydi. Ancak yayın sonrasında verilen bir açıdan pozisyonun net elle oynama olduğunu ve topun taşındığını, VAR hakemi Cüneyt Çakır’ın doğru müdahalesi ile verilen penaltı kararının doğru olduğunu görebildik. Hakem ekibi de yeterli düzeyde görüldü.

SİVASSPOR-DENİZLİSPOR MAÇI

Oğuz Yılmaz elle oynadı mı?

Ve haftanın son maçında DG Sivasspor- Y.Denizlispor ile karşı karşıya geldi. Maçın 12. dakikasında Yatabare’nin kafa şutunda Oğuz Yılmaz’ın doğal konumdaki koluna, yakın mesafeden gelen beklenmedik topta devam kararı doğruydu. Yatabare ve Oğuz Yılmaz’ın hava topu mücadelesinde bir ihlal yoktu. 44. dakikada, Zeki Yavru’nun ayak tabanıyla rakibi Uğur Çiftçi’nin bileğine karşıdan yapmış olduğu rakibin sağlığına tehlikeye sokan ciddi faulden dolayı verilen tereddütsüz kırmızı kart güzel bir uygulamaydı. Yine, Sivasspor’lu Erdoğan’ın elle teması sonrasında atmış olduğu golün, top çizgiyi geçtikten sonra iptal edilmesi de doğru bir uygulama idi. Denizlisporlu Berdich’in bir şutunda top Kone’nin sol göğsüne temas etti ve pozisyonda bir penaltı ihlali yoktu. Maçın hakemi Abdülkadir Bitigen ve VAR hakemi Hakan Ceylan başarılı bir müsabaka çıkardılar.

MALATYA-KASIMPAŞA MAÇI

Fabien Farnolle penaltı yaptı mı? Mickael Tirpan elle oynadı mı?   

Malatyaspor-Kasımpaşa maçında, Kaleci Fabien Farnolle'un kayarak topla karışık kontrolsüz şekilde hem topa hem de rakibi Mame Thiam'ın sağ ayağına da temas ettiği ve bozduğu pozisyonda hakem Halil Umut Meler'in ‘ilk verdiği' penaltı kararının ve SK'ın doğru olduğunu düşünüyorum. Ayrıca hakemin kendisinin gördüğü ve desteklenebilecek unsurların olduğu bu kararda VAR müdahalesine ihtiyaç olmadığını fikrindeyim. Ceza alanı içerisinde kaleci ve diğer defans takımı oyuncularının ‘sadece topa yapılan temiz' hamleler dışında, rakibine karşı böyle riskli müdahalelerde bulunmasının ciddi bir risk teşkil ettiğinin artık tüm futbolcular tarafından anlaşılması gerektiğine inanıyorum. Oyun kuralları ve VAR uygulama kılavuzu olan ve kural kitabına da eklenen VAR Protokolü hükümlerine göre, buradaki VAR müdahalesinin ve penaltı kararının iptal edilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Ofsayt gerekçesiyle iptal edilen iki gol doğru kararlardı.

Bir diğer ‘ilginç' pozisyonda ise, Issam Chebuke'nin kaleye vurduğu şutta top, yakın mesafede bulunan Kasımpaşalı Mickael Tirpan'ın kollarını kapatmaya çalışırken ve dönerken sağ kolunun kapalı dirsek içine gelmesiyle oluştu. Bu temasın, bir elle oynama ve penaltı olup olmadığına ancak doğru açıda bulunan bir hakemin değerlendirebileceği ‘sınırda' bir temas olduğunu düşünüyorum. Benim fikrim bu temasın kaleye giden topun geçişini engelleyen bir genişleme olduğu. Ancak, bu ‘ilginç' pozisyonun da eğitimlerde ele alınması gerektiği fikrindeyim. Halil Umut Meler'in VAR uygulaması başladıktan sonra performansının dalgalı seyrettiğini görüyorum. Bu konu üzerinde özel olarak çalışmasında fayda olacağı fikrindeyim.

GAZİANTEP-ANKARAGÜCÜ MAÇI

Teknik direktör Marius Şumudica'nın beyaz gömleğiyle sınavı

Gaziantep Futbol Kulübü-Ankaragücü maçında Mete Kalkavan da başarılı bir yönetim gösterdi. Tek hatası Andre de Souza'nın Tiego Pinto'nun ayağına bastığı pozisyon sonrasında göstermediği sarı kart oldu. Teknik direktör Şumudica'nın rakip oyuncu formalarıyla aynı renkte giyinmiş olduğu beyaz gömleğinin değiştirilmesi aşamalarında hakemle arasında geçen diyaloglar da ‘ilginç' resimler verdi. Teknik alanda bulunan özellikle teknik adamların giysi ve sportif malzemelerinin rengini seçerken, bir karmaşaya ve ofsayt tespit hatasına sebep olmamak adına oyuncu formalarından farklı renkte giyinmek için özen göstermeleri beklenir. Bu durum bilhassa yardımcı hakemlerin sağlıklı kararlar verebilmeleri için gereklidir.

GENÇLERBİRLİĞİ-KONYASPOR MAÇI

Örnek bir sarı kart uygulaması!

Gençlerbirliği-Konyaspor müsabakasında yaşanan ve penaltı beklenen iki pozisyon için de hakem Alper Ulusoy'un devam kararlarının doğru olduğunu ve hakemin sorunsuz bir yönetim gösterdiğini düşünüyorum. Hakemin, 40. dakikada Konyasporlu Jens Jonsson'a koluyla rakibin yüzüne yaptığı kontrolsüz müdahaleden dolayı göstermediği sarı kartı eleştirsem de 90. dakikada Gençlerbirliği'nden Flavio Ramos'a gösterdiği sarı kartın ‘örnek' bir kart uygulaması olduğunu düşünüyorum. Zira, kontrolsüz kaymalarda, topla oynansa bile rakibe kontrolsüz şekilde kayarak çarpmak sarı gerektirir. Hatta eğer kaymanın şiddeti-hızı ve rakibe yapılan hamlenin temas noktası, rakip oyuncunun sağlığını tehlikeye atacak bir aşırı güç kullanımı (excessive force) içerirse kırmızı kartı verilmelidir!

Covid-19 sakatlıkları etkiledi mi?

Haftayı genel olarak değerlendirdiğimde; futbola yaklaşık 3 ay ara verilmesine neden olan Covid-19 salgınının ve evde karantinanın, futbolcular üzerinde, takım halinde antrenman ve maç eksiğinden dolayı koordinasyon ve çabukluk sorunları yaşattığını ve bu durumun ciddi sakatlıklara sebep olabildiğini gördük. Hakemler cephesinde de özellikle oto-refleks halinde çabuk verilmesi gereken bazı kararlar da gecikme ve tereddütler gözlemledik. Bir iki hafta içerisinde bu tür sorunların azalacağını umut ediyorum.

VAR uygulamasında çelişkiler devam ediyor

Bu hafta da sezon genelinde olduğu gibi, VAR uygulamasının bir türlü standart hale getirilemediğini, VAR müdahale çizgisinin bir türlü oturtulamadığını, anlaşılıp anlatılamadığını; eğitim ve uygulamalar konusunda ciddi aksaklıkların aynen devam etmekte olduğunu görmekteyiz. Bu hafta çok yerinde VAR müdahaleleri olduğu gibi, gereksiz ve oyunu bozan VAR uygulamalarına da şahit olduk. Burada ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum! Daha önceki dönemlerde benzeri şekilde eleştirilen Merkez Hakem Kurullarından farklı hiçbir ilerlemenin ortaya konulamadığını ve sezon başından itibaren bu konuda olumlu bir fark yaratılamadığını; hatta ve hatta genel performans çizgilerinde ciddi bir gerileme olduğunu ifade etmeliyim.

Hakemlerin Riva'da olması riskli

Süper Ligin 87 günlük bir aradan sonra deplasmanlı olarak oynanmaya devam ettiği bu dönemde; evde izolasyon dönemi sonrası ve maçlar öncesi hakemlerin ‘makul bir süre' kampa alınıp fiziksel performanslarının görülmesi ve kondisyon ve eğitim çalışmaları yapılması için Riva'da toplanmalarını doğru buluyorum. Bununla birlikte, tüm futbol paydaşlarının evlerinden maça gidip geldiği bu olağanüstü dönemde; sadece hakemlerin, müsabaka seyahatleri hariç, sürekli olarak Riva'da tutulacak olmalarının riskli yönleri olduğunu belirtmeliyim. Ligin en kritik döneminde hakemler, sadece antrenman, maç ve açık hava yürüyüşleri dışında; ailelerinden, çocuklarından ve hatta yardımcı hakemlerinden daha da önemlisi profesyonel olmayanları, ne süreyle ayrı kaldıklarını bilmedikleri özel ve kamu sektöründeki işlerinden uzak bir biçimde, çok uzun süre Riva'da bulunacaklar!

Ben bu durumun hem virüsten korunma hem de psikolojik anlamda hakemlere ilave bir yük yüklemesinin dışında pratik bir faydasının bulunmadığını düşünüyorum. Hiçbir psikolojik ve moral destek ortamının yaratılamadığı bu tarz gereğinden uzun süreli kampların; fayda, yerindelik ve verimlilik analizinin daha doğru yapılmasında ciddi fayda görmekteyim.

Sonuç olarak, her şeyden daha değerli olduğuna inandığım 'insan hayatı ve sağlık' faktörünün bir kez daha altını çizerek, futbol ailesine; tüm önlemlere hassasiyetle uyarak sakatlık, kaza ve virüs belalarından uzak bir biçimde sağlıkla tamamlayabilecekleri bir sezon sonu diliyorum... 

Senin için hazırladığımız haberler