Spor yazarları, Trabzonspor'la Beşiktaş arasında oynanan ve 4-1 Karadeniz ekibinin galibiyetiyle sona eren müsabakayı değerlendirdi.
"Hepiniz suçlusunuz!"
Hepiniz suçlusunuz - Bilal Meşe (Milliyet)
Yahu arkadaş, Beşiktaş’ın Süper Lig’deki durumu negatif, altı maçta beş puan! Böylesi tabloya bir de başkanlık sorunu eklendi, olacak iş mi? Peki, şimdi Başkan Fikret Orman’a sormak gerekir, tamam hakaret ediyorlar, durup dururken görevi bırakmak neyin nesi? Haaa istifa etmedi, olağanüstü kongrede yeniden adaylığı söz konusuymuş, hoppala! Bu tabloda mı? Aklım-havsalam almıyor, takımın böylesi kritik bir durumuna başkanlık krizini eklemek nereden çıktı arkadaş? Quaresma’yı gönderen arkadaşlar, sorarım size, şu aldığınız yabancılara bir bakın, onun kramponu bile olamaz! Sevsinler sizin transfer politikanızı! Takımın bu durumundan, futbolcular kadar sizler de suçlusunuz, bilesiniz!***Bu oyunda her takım kritik sezonlar geçirebilir, büyük, küçük farketmez, örnekleri var... Ne var ki Kartal’ın üzerine ölü toprağı serpilmiş, özgüven duygusu dibe vurmuş, dibe! Abdullah Avcı, Kartal’ı bu olumsuz ortamdan yukarı çıkarmak adına çırpınıyor, çırpınmasına da, eldeki malzeme bu, ne yapsın! Adam kalesine golü atıyor, o mu engel olacak? Örneğin Atiba, beğenen var, beğenmeyen de! Bana göre çürük diş gibi, ikinci gol onun kaptırdığı toptan geldi! Pas atması bile tuhaf, atmıyor, dürtüyor!***Kartal, Trabzon deplasmanında çıkış ararken, iki garip golü kalesine gördü! Sosa ortalıyor, top Dorukhan’ın kafasından kaleye gidiyor! Yine Sosa bir şut daha atıyor, o da gidip, Necip’in kafasını sıyrıyor, Karius’u terse yatırıyor! Yani Trabzon’un yapamadığını onlar gerçekleştirdi, aferin size!***Sörloth’un farkı üçe çıkaran golüyle birlikte (Caner arkasındaki adamla ilgilenmiyor bile!), Kartal, Trabzon’da duvara tosladı, duvara! Bordo-Mavili ekibin, farklı galibiyetini küçümsemiyoruz, aksine eksik kadroya karşın, disiplinden uzaklaşmadılar, takım savunmasını ön plana çıkardılar, haklı bir galibiyet elde ettiler. Vida’nın oyundan alınmasıyla, üçlü savunmaya dönen Kartal’ın yoğun baskısı gol getirdi, Güven farkı bire indirdi, indirmesine de son sözü Nwakaeme söyledi. Müthiş bir depar, harika bir gol, yabancı dediğin böyle olur, anlatabildim mi?***Evet, görünen köy kılavuz istemez! Kartal, artık görünen köydür, karanlığa kanat çırpıyor, yere çakıldı, çakılacak! Sokaktaki Beşiktaşlının sabrı kalmadı, bilesiniz, eserinizle övünebilirsiniz, nokta!
Trabzon’da fırtına! - Aksal Yavuz (Milliyet)
Ne Beşiktaş’ta ne de Trabzonspor’da işler yolunda gitmiyor… Kazanan derin bir nefes alacak; moral bulacak… Kaybedenin neler yaşayacağı, neler olacağı; ‘arkası yarın’…İki takımın birbiriyle oynadığı maçların keyfine de deyim olmuyor ayrıca…Dün akşam ilk yarı oynanan futbol eski maçları arattı ama Sosa’yı izlemek hakikaten müthiş keyif.Attığı ilk gol, ressamın çizdiği doğa manzarası, ikinci gol de dalgalı deniz tablosu kadar güzeldi... Kuryenin mola vermeden yürüyemeyeceği mesafeden attığı gollerde, Dorukhan ve Necip’in şanssızlığı vardı tamam da, meşin yuvarlağın da canı var, o da tarafını topa iyi vuran ve iyi oynayan Sosa’dan yana kullanmış oldu!Uğurcan’a ilk yarı pek iş düşmemesisin en sebebi; bordo-mavili takımın en büyük zaafı rakibe boş alan vermesi, alan daraltmaması idi. Dün akşam bu hataya düşmediler; iyi alan kapattılar, top yaptılar ve de iyi mücadele ettiler...İkinci yarı skorun da verdiği özgüvenle daha iyi oynadı, semsiye gibi açılıp, semsiye gibi kapandı bordo-mavili takım…Nwakaeme’nin, Sörloth’e adrese teslim topu ve Uğurcan’ın aynı Nwakaeme’ye hızlı oynaması, Trabzonsporluların ‘ayağının içi canımın içi’ dedikleri Nwakaeme’nin 4. Golü atması fırtınanın sert estiğinin en büyük göstergesiydi…Evet, dün akşam Uğurcan’a geçmiş maçlarda olduğu gibi pek ilk düşmedi fakat 86. Dakikadaki kurtarışı inanılmazdı… O pozisyon gol olsaydı; kalan dakikalar kalbinden sağlık sorunu yaşayan Trabzonsporlular için hiç de kolay geçmeyebilirdi…Obi Mikel ve Kamil Ahmet’e de bir parantez açmak gerekir. Obi Mikel, bordo-mavi forma altında en iyi futbolunu oynadı, daha da iyi olacak diye umut ediyoruz… Kamil Ahmet’e gelince; uzun zamandır oynamamasına, maç eksiği ve üstelik mevkisi olmamasına rağmen, elinden gelenin en iyisini yaptı, deyim yerindeyse arı gibi çalıştı…Uzun lafın kısası Trabzonspor, Beşiktaş maçında hayat buldu…
Yönetim ve destek farkı - Attila Gökçe (Milliyet)
Haydi, en azından aklımızdan çıkmaması için bir deprem deyimiyle duruma açıklık getirelim: Beşiktaş, peş peşe gelen “artçı şoklarla” dağılıyor, çözülüyor, savruluyor. Trabzon’daki maç İstanbul’da oynansa ne olurdu? Bence hiç fark etmezdi. Beşiktaş’ın hem kulüp, hem de takım olarak büyük sorunları var. Sürekli yenilenen, artan, bir türlü çözülemeyen o sorunların arasında nefes alıp çözüm fırsatı bulamıyorlar. Trabzonspor, onca sakata (Abdülkadir Ömür, Fernandes, Ekuban, Yusuf, Onazi) rağmen, takım oyunu, oyun disiplini, kontrol ve oyun kurma konusunda yerleşik ilkeleriyle mücadele etti. Sosa, Abdülkadir Parmak, Nwakaeme ve Sörloth’la Beşiktaş’a oranla daha etkili ve verimli bir hücum organizasyonu sergiledi. Beşiktaş ise (özellikle ilk yarıda) topa sahip olmasına (60/40) rağmen rakip yarı alana taşıdığı topları tehlikeli kontrataklara dönüşecek biçimde kaybetti. Burak dahil hücumcular yeterince şut fırsatı bulamadılar. Burak ikili mücadeleleri kaybetti. Arkadaşlarından destek alamadı. Sorumsuz cezalı Ljajic’in görevini üstlenen Oğuzhan da bekleneni veremedi. Beşiktaş’ın öteki cezalısı Elneny de en azından alternatif olarak takımını yalnız bırakmıştı. Dünkü oyunda da gördük ki Beşiktaş’ın rakibi tehdit eden tek oyuncusu N’Koudou. O da zorlanmasına rağmen buluştuğu toplarla rakip takıma sıkıntı yarattı. Diaby’nin de sağ kanatta beklenen hareketliliği sağlayamadığını gördük.Beşiktaş’ın çelişkileri de var. Takımın en deneyimli ve etkili oyuncuları Gökhan Gönül ile Caner Erkin, inisiyatif alarak hücumda da sorumluluk üstleniyorlar. Ancak asıl görevleri olan savunmada o kadar verimli değiller. Beşiktaş yediği tek gole dahi karşılık vermede zorlanırken çok kolay fark yemeye alışıyor. Peş peşe gelen artçı şoklarla başa çıkamıyor. Hele Nwakaeme’nin attığı dördüncü gol var ki, üç savunmacı sadece seyrediyor. Yazık ve yazık!Trabzonspor’un çok farklı galibiyetinin sırrı neydi? Şunu söyleyebiliriz: Başkan ve yönetim tüm gücü ve desteğiyle takımın arkasında duruyor. Teknik direktör Ünal Karaman ters sonuçlara rağmen hem saygı görüyor, hem de destekleniyor. Trabzonspor’un maçın başından sonuna kadar artan bir iştahla Beşiktaş’a çullanmasındaki itici güç işte bu. Aynı açıdan Beşiktaş’a bakarsak. Başkan Fikret Orman öfkeyle ayağa kalktı ve olağanüstü kongre kararıyla yerine oturdu. Abdullah Avcı, kaosun ortasında yalnız kaldı. Taraftar gruplarında onu destekleyenler kadar homurdananlar da var. 13 Ekime kadar yeni adaylar çıkıp imzaları denkleyerek liste yapacak fırsatı bulabilirler mi? İş sonunda “Yine bana geldiler” demekse, Beşiktaş’a karşı çok ayıp oldu. Zaman ve enerji kaybettiler. Elbette üç puandan daha büyük bir kayıp bu!
Fırtına sonuna kadar hak etti - Erman Özgür (Fanatik)
Maçın yarım saatlik bölümü iki takım için de üretkenlikten uzak, biraz daha Beşiktaş’ın kontrolünde geçti. Arayan Beşiktaş, sabreden ve fırsat kollayan Trabzonspor’du. Aradığı fırsatı da Sosa’nın frikiğinde buldu. Arjantinli, öyle bir top kesti ki Dorukhan’a hatayı yaptırdı ve gol geldi.Bu golle özgüveni anında çöken Beşiktaş’a karşı Trabzonspor oyunu da dengeledi. Sosa bu kez akan oyunda denedi, yine şansı yanındaydı, top Necip’e çarptı ve maç bir anda 2-0’a geldi.Beşiktaş özellikle Boyd, Nkoudou, Dorukhan gibi oyuncularının vasatın bile altında kaldığı ilk yarıda büyük hayal kırıklığı ile soyunma odasına gitti. İkinci yarı oyun Trabzonspor’un oyunu oldu.Tel tel dökülen Beşiktaş’a, Nwakaeme’nin ortasında Sörloth’la bir darbe daha vurdular. Güven her ne kadar farkı 2’ye indirse de Nwakaeme attığı harika golle fişi çekti.Fırtına galibiyeti sonuna kadar hak etti.Gecenin sorusu:Abdullah Avcı’nın geçtiğimiz haftasında bahsettiği iyi sinyaller nedir? Bu sorunun cevabını henüz Abdullah Avcı’dan başka bilen biri yok. Çünkü Beşiktaş ne top rakipte ne de kendindeyken iyi bir görüntü vermiyor.Maçın starı:Sosa maçın hikayesini takımı adına yoktan var ettiği gollerle çeviren oyuncuydu. Dinlenmiş bir Sosa futbolu seven herkesin en keyif alarak izleyeceği bir oyuncu olduğunu hatırlattığı bir maç oynadı.Maçın olayı:Abdullah Avcı’nın Necip, Boyd seçimleri, Beşiktaş’ın 3. deplasmanında mağlup olmasını bir kenara bırakıyorum doğru dürüst pozisyon bulamadığı dağınık görüntüsü gecenin olayıydı.Kısa mesaj:Ünal Karaman’ın Trabzonspor’u Avrupa Kupası oynamasaydı bu kısıtlı kadroya rağmen formsuz şampiyonluk adayları arasından sıyrılması sürpriz olmazdı.
Yönetmek ve yönetememek farkı - Ali Ece (Fanatik)
Berbat mali durumun nedenlerini ve sahaya yansıyan kötü etkilerini açıklamak yerine kendi kendisine “plastik destek” oluşturmaya çalışan “gelgit”li başkan bir tarafta... Diğer tarafta ise belki de ülkenin en zenginlerinden birisi olmasına rağmen kulübün mali bekası için sadece gerçekleri söyleyip kuruşun hesabını yapan Ahmet Ağaoğlu. Ahmet beyin erkenden akılcı bir planla oluşturduğu bir takım, çalışmak yerine getirdiği yeni teknik direktörle ilgili şarkı söylemeyi tercih eden Fikret beyin günü kurtarmak adına geleceği daha fazla ipotek ettirirken kuramadığı bir takım. Trabzon yönetimi kadar en zor zamanda güvendikleri Ünal Karaman’ın da başarısıdır bu sonuç: Abdülkadir ve Ekuban gibi sezona süper başlayan iki yetenek yokken Beşiktaş’ı farklı mağlup etmek. Beşiktaş’a da gerçekleri söyleyecek, taraftar desteğini mobilize edecek akılcı ve gerçekçi bir yönetim gerek önce. Avcı ile ilgili kararı da yeni yönetim akılcı şekilde vermelidir.Gecenin sorusu:Beşiktaş’ta hangi oyuncu daha kötüydü? Bu kadar kötü olmalarında Avcı’nın payı ne kadar? Ali Palabıyık’la ilgili bir şey söylesem, sayın Orman “Hayır, pırlantadır o” deyip bana ateş püskürür mü?Maçın starı:Sosa goller bir yana, oyun bilgeliğiyle birleştirdiği top yönlendirici liderliği ile sahaya damga vurdu. Nwakaeme de oyun zekası ile dripling yeteneğini birleştirdiği problem çözücülüğü ile sahanın en iyilerindendi.Maçın olayı:Uğurcan’ın her maç geliştirdiği kurtarış tekniklerinin yanına bir de Nwakaeme’nin golündeki asisti eklemesi alkışı hak ediyor.Kısa mesaj:Trabzonspor doğru yolda olduğunu bir kez daha gösterirken son iki yıldır Beşiktaş’ı çıkmaz sokağa sokan zihniyet bunun hesabını vermeli!
Karaman'ın sürprizi - Ömer Üründül (Sabah)
Ligde çeşitli nedenlerle istedikleri futbolu oynayamayan ve beklenmedik puanlar kaybeden iki takımın kritik mücadelesini izledik. Tahmin ettiğim gibi skorda denge bozulana kadar kopuk kopuk bir futbol sergilenirken, üretkenlik de yok denecek kadar azdı. 30. dakikaya kadar tek pozisyon vardı. Onda da Caner'in güzel kesmesinde Oğuzhan topa dokunamadı. Sonra futbolun sürprizleri üst üste geldi. O dakikaya kadar hiç pozisyon bulamayan Trabzonspor, Sosa'nın yandan kazanılan frikiği direkt kaleye kullanması ve Dorukhan'ın topu kendi kalesine göndermesi sonucu hem skor avantajı hem de moral kazandı. Yine Sosa'nın bu defa 18 dışından kaleye vuruşu Necip'e çarparak Karius'u kontrpiyede bırakınca fark ikiye çıktı.Bu skor maça çok tedirgin çıkan iki takım açısından ev sahibine büyük bir moraldi. Artık bütün saha içi dengeleri Trabzonspor lehineydi. Doğal olarak ikinci yarıda Trabzonspor kontratak futboluna döndü; takımın en iyilerinden Sörloth ile de 3. golü bularak maçı bitirdi. Beşiktaş'ı ve Abdullah Avcı'yı artık kritik günler bekliyor. Çünkü yeni transferlerden hiçbir katkı yok.Burak Yılmaz hazır değil; alternatifi de yok. Takımın oyun kurgusu ve ne oynadığı da ciddi bir soru işareti.Beşiktaş'ın kaleyi bulan ilk ciddi şutu 80'de gol oldu. Bu da takımın durumunu net olarak anlatıyor.Trabzonspor ise çok önemli bir üç puanı farklı skorla kazandı. Ama gelecek deplasman maçının da hiçbir garantisi yok. Bunun bilincinde olmalılar. Ünal Karaman'ın en büyük doğrusu Kamil Ahmet sürpriziydi. Karaman onu Pereira'nın önünde görevlendirerek Caner ve N'Koudu'nun kulvarını bir pozisyon dışında tamamen kapattı.Ofansta da akıllı destekler verdi.
Palabıyık'ın kolay maçı - Deniz Çoban (Fanatik)
Dün akşam oynanan maçta çok fazla kritik pozisyon yaşanmamış olsa bile hakem Ali Palabıyık açısından çok kolay bir maç olmadı. İkili mücadelelerin fazla olduğu ve fiziksel temasların çokça yaşandığı maçta, hakem çaldığı düdükler ve yerinde kullandığı kartlarla oyunu elinde tuttu. 90 dakika boyunca dikkatli tutumu sayesinde maçı başarılı bir şekilde tamamladı.25’de Burak’ın serbest vuruşunda top barajdaki Novak’ın kolundan döndü. Novak’ın kolları doğal konumdaydı, vücudunu genişletmiyordu. Dolayısıyla devam kararı doğruydu.42’de Trabzonspor’un Sosa ile bulduğu golden önce ofsayt itirazları oldu. Ofsayt itirazı olan atak tamamlanmış ve top kaleci Karius’un ellerinde tamamlanmıştı. O atak tamamlandıktan sonra Beşiktaşlılar'ın kaptırdığı top sonrası gelen gole ofsayt itirazı yapmak çok mantıklı değil. Bu pozisyon protokole göre VAR değerlendirmesi dışında bir pozisyon.
Beşiktaş eriyor, reçetesi yok - Ahmet Çakar (Sabah)
Beşiktaş'ta kan kaybı süratle devam ediyor.Sezona iyi başlayamadılar, iyi oynamıyorlar ve art arda mağlubiyetler yaşıyorlar. Üstelik yedikleri gollere baktığımızda tam bir komedi. Aslında Beşiktaş oyuna iyi başladı.Fazla bir pozisyon üretmese de pas trafiği açısından daha üstündü. Trabzonspor; Beşiktaş'ı bekledi, çabuk adamlarla çıkmayı denedi ama golleri özellikle ilk golü duran toptan attı.İlk iki gol, Beşiktaşlı oyuncuların kafalarından geldi.Evet yanlış okumadınız… İlk golde serbest vuruşta Sosa ortalıyor, Dorukhan'ın kafasından sekip gol oluyor. İkinci golde ise Sosa'nın müthiş bir şutu var.Necip, bir savunma oyuncusunun yapmaması gerekeni yapıp topa kafasını uzatıyor. Karius da kontrpiyede kalınca bu müthiş bir gol olarak pek tabii ki Sosa'ya yazılıyor.İkinci yarı Trabzonspor, Beşiktaş'ı sahadan sildi. Fizik olarak da geri düşen Beşiktaş, art arda pozisyonlar vermeye başladı. Sonuçta Beşiktaş'ın neredeyse pozisyon üretemediği, gol dışında da hiçbir şey yapamadığı, adeta golleri kendi kalesine attığı bir maç izledik.Bu skorlardan sonra Avcı ne yapacak bilmiyorum.Başkan istifa etti, Beşiktaş en kötü dönemlerinden birini yaşıyor ve nasıl toparlanacakları konusunda en ufak bir reçete yok. Trabzonspor, Sosa'nın liderliğinde yola devam ediyor. Hem çok iyi bir lider hem de çok kaliteli bir oyuncu.Ali Palabıyık genel anlamda iyiydi. İlk yarıda birkaç sarı kart tartışılır ve bence yanlış. Ama oyunculara yaklaşımı, oyun kontrolü çok başarılı.
Orman-Avcı el ele Bodrum'a gider - Erman Toroğlu (Sabah)
Orman gönlündeki aşkı Abdullah Avcı'yı 4 sene sonra takımın başına getirdi. Şimdi el ele kol kola Bodrum'a giderler. Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki muazzam (!) dünya derbisinden sonra, o rezil futbol maçından sonra dün gözlerimizin pası silindi. Bordo-mavililer çok iyi yardımlaştılar. Daha da önemlisi maçı çok istediler. Her topun arkasına geçtiler ve 11 kişi birden mücadele ettiler. Yani yük bütün Trabzonsporlu futbolculara eşit bindi. Böyle olunca da tecrübeli ayaklarıyla Beşiktaş'ın işini bitirdiler.Sosa için söylenecek tek şey var: Helal olsun. Adam hem profesyonel hem de çok kaliteli bir sporcu. Ve de kalender.Trabzonspor takım olma yolunda ilerliyor. Ama daha kat edecek yolları var. Çünkü şu sıralar Beşiktaş'ı her takım yenebilir. Bunu derken de Trabzonspor'u başarısını küçümsemeyelim.Beşiktaş Başkanı Orman, "Artık yokum" dedi. Artık olmasan bile bu jübile maçlarına gel. Beşiktaş'ta bir şeylerin ters gideceği 3 sene önceden belliydi. Ama o zamanlar Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde namağlup üst tura çıkmıştı. İyi giderken bir şeyleri göremezsen kötü giderken işleri halledemezsin.Beşiktaş büyük bir çöküntünün içinde. Atiba ile Caner ile Oğuzhan ile Gökhan ile yola devam edemezsiniz. Yeni transferler Beşiktaş kalitesinde değil. O zamanlar bunları çok söyledim ama çok küfür yedim. Karadenizlilerin dediği gibi: Şimdi noldi?Şenol Güneş yönetimle seyirci arasında bir tampon oluşturuyordu. Çünkü Şenol'u seyirci sevmişti. Fikret Orman'ı seyirci hiç sevemedi. Orman gönlündeki aşkını yani Abdullah Avcı'yı 4 sene sonra Beşiktaş'a getirdi. Artık ikisi de elele kolkola gidecekler.Ali Palabıyık'ı uzun zamandır ilk defa düzgüne yakın maç yönetirken gördüm. Ama yine topla çarpıştı. Eyyam yapmadı, gördüğünü çaldı. Beşiktaşlı futbolculardan fazla koştu... Pozisyonları yakından takip etti.