Hami Mandıralı: "Ferdi, Türkiye’de oynayan en karakterli oyuncu"

Trendyol Süper Lig ekiplerinden Trabzonspor'un unutulmaz futbolcularından Hami Mandıralı, Milliyet'e açıklamalarda bulundu. Mandıralı; şampiyonluk yarışı, Ferdi Kadıoğlu, Abdülkadir Ömür, Arda Güler ve Beşiktaş gibi birçok konu hakkında da konuştu. İşte detaylar.

Hami Mandıralı, Türkiye Futbol Federasyonu’ndaki görevinden ayrıldıktan sonra kendisine herhangi bir teklif olmadığını söyledi.

Mandıralı, "Herhangi bir teklif gelmedi şu an emekli bir insan ne yapıyorsa onu yapıyorum. Bol bol spor yapıyorum. Vakit geçiriyorum. Aslında buna üzülüyorum bir teklif olmadığı için. Aktif olmam gerektiğini düşünüyorum ama benim istemem de yetmiyor yani size talep olması lazım. Bu bana olmadı ama başkalarına sıkça oluyor. Türkiye'de şuna bakılmıyor bence, hoca bir yerde görev yapıyor ayrılıyor sonra başka kulübe geçiyor ama şunu sormuyorlar kulüpler ya da başkanlar birbirlerine, hocayı niye gönderdiniz? Bu asla konuşulmuyor. Üzgünüm. Bol bol maç izleyerek bilgilerimi tazeliyorum. Yarın öbür gün ne olur belli olmaz ama benim gibi profesyonellerin sahada olması gerektiğini düşünüyorum" dedi. 

Hami Mandıralı şampiyon kim olur sorusuna şöyle yanıt verdi:

"İkisinden biri olacak tabii ama bilemem. İkisi de potansiyel şampiyonluk adayı. Şu an bunun cevabını vermek çok doğru olmaz. İzleyerek göreceğiz. Neyin ne olacağı belli olmuyor. Bazen o büyük takımlar istedikleri sonuçları alamıyorlar. İkisi de şampiyon olmak için savaşıyorlar."

Hami Mandıralı, Ferdi Kadıoğlu ile ilgili yorumlarda bulundu:

"Ferdi bana göre şu an Türkiye’de oynayan en karakterli oyuncu. Adam, bir de bizim köylü. Duruşundan ne kadar mükemmel bir çocuk olduğu anlaşılıyor. Sahada ortaya koyduğu o profesyonellik var ya herkesin onun resmini alıp odasına koyması lazım. Çok örnek bir sporcu. Bana göre oynadığı en kötü maç Galler milli maçıydı. En vasat oynadığı maçtı. Onun dışında o çocuk hep iyi oynadı. Onu izlerken hep keyif alıyorum. Kendisi bu işe adamış bir oyuncu. Herkes onu taraflı tarafsız çok seviyor. Onu tanımıyorum ama onunla gurur duyuyorum. Asla yer ayrımı da yapmıyor. Nereye koyarsanız orada oynuyor. İşte böyle adamlar bulun getirin, bunları konuşalım. Değil Premier Lig o çocuk her yerde oynar. Yüreği güzel. Zaten bu sene de gider herhalde. Gitsin zaten. Çünkü artık Ferdi Fenerbahçe’ye verebileceği her şeyi verdi. Çok güzel takımlara gider. Yurtdışına giderse Fenerbahçe’den daha büyük bir takıma gitsin ama. Bazıları da gitti öyle sıradan takımlara."

Hami Mandıralı, Arda Güler'in kendisine forma gönderdiğini söyledi.

Genç futbolcunun özel bir futbolcu olduğunu söyleyen Mandıralı, "Arda özel bir şey tabii. Geçen gol de attı rahatlamıştır. Arda bana forma göndermiş geçen gün. Babası geldi kendisi teslim etti. Çünkü Arda, Real Madrid’e transfer olduğunda ona çok güzel bir mesaj atmıştım. O da bana cevap yazdı. Çok teşekkür ederim hocam, Allah razı olsun falan gibi. Forma gelince bir de çok güzel, sevindim. Arda'yı 17 yaşında Malta’da izledim, Kenan Yıldız’ı da hatta. Arda direkt oynuyordu. Kenan sonradan giriyordu. Allah Allah Kenan niye sonradan giriyor diye düşünüyordum. Öyle şeyler yapıyordu ki çünkü. Arda'yı zaten konuşmuyorum bile. 

Belki de çok futbolcuda olmayan bir zeka var Arda’da. 4 pozisyon sonrasını düşünebiliyor. Fenerbahçe’de oynarken çoğu oyuncu orta yaparken, bu orta değil pas atıyordu. Valencia'nın kafasına atıyordu pası küt gol oluyordu. Hep fiziği güçsüz dediler. Kardeşim oynat. Oynat da güçlensin. Böyle zeki bir çocuğu oynatırsan güçlendirirsin. Bellingham'da o yaşta ancak oynuyor. Arda'nın da oyun zekası onlardan fazla. Mesut, Ronaldo ile oynadı. Ronaldo 10 kat daha büyüdü. Bu fiziği zayıf hikayeleriyle gelmesin hocalar. Oynatacaksın o zaman ya da konuşma çocuğun hakkında. Son yılların en büyük yeteneği. Çok da güzel bir çocuk, ailesi de öyle. Kenan da öyle. Müthiş bir oyuncu. Oynattığın zaman verim alıyorsun demek ki." dedi.

Lille'de forma giyen Yusuf Yazıcı'yı da ilk kendisinin oynattığını söyleyen Mandıralı, "Yusuf Yazıcı’yı ilk ben oynattım. 2 gol attı ilk maçında sonra yürüdü gitti. Abdülkadir Ömür’ü oynatmadım ama hep idmanlara aldım. Güçlendi, oynadı. Sonra onun da kafası karıştı gitti İngiltere’ye" şeklinde konuştu.

Hami Mandıralı, eski öğrencisi Abdülkadir Ömür için ise şu sözleri dile getirdi: 

"Tam olarak kızgın demeyelim ama şöyle açıklayayım. Ben geldiğim yeri hiçbir zaman unutmadım. Ben köyden geldi şehre yerleştim. Trabzonspor'a girdim ve orası bana bir kimlik verdi. O kimliği unutmayacaksın. Hadsizlik yapmayacaksın. Haddini bileceksin. Sana kimlik veren bir camiaya, ben bu formayı bir daha giymem diyemezsin. Ben de dedim ki sen kimsin? Bunu diyecek cesareti ve cüreti nereden buluyorsun. Ben yeri geldi yürüyerek, yeri geldi minibüsle gittim tesislere. Sen de öyleydin. Şimdi lüks arabaya biniyorsun. O camianın ve takımın sayesinde. Bunları hatırlatmak için onları söyledim. Yoksa niye kızgın olayım ona. Tercihini yapabilir gidebilir. Ancak bir kulüp başkanına, ben böyle bir söz söylemedim. Ben 10 ameliyat oldum, narkoz yedim ne için o forma için. Yoksa Allah yolunu açık etsin, kazandığını bana vermiyor, ailesine verecek. Adam olmak başka bir şey. Karakteri olmak başka bir şey.

Vazgeçilmeyecek oyuncu yoktur. Doğru zamanda doğru hareket etmek gerekiyor. Yöneticilere sormak lazım. Hak edilen değer verilmişse eğer vermek gerekirdi o çocukları. Gitmek gibi bir duygusu varsa oyuncuyu onu mental anlamda tutamazsınız zaten."

Trezeguet'e 10 numaranın yakışmadığını ifade eden Mandıralı, "10 numara herkese yakışmıyor. Ben Maradona hayranıydım mesela. Ona yakışıyordu o 10 numara. Alex, Hagi mesela. Şota 10 numara değildi ama ona da yakışırdı. Trezeguet'e 10 numara yakışmıyor yani numara yakışmıyor. Önemli bir oyuncu. Ancak numara sırta yakışacak. Trezeguet 10 numara giydikten sonra gol atmaya başladı ama. Kıpırdanma oldu. O da çok iyi niyetli bir oyuncu, çok çalışkan" dedi.

Hami Mandıralı rekorlara geçen 269 km hızla attığı golün hikayesini anlattı:

"Dünyada geçemiyorlar. Süper Lig’de nasıl geçsinler? Almanya'da oynarken attığım bir goldü. Ben topu koydum. Kaptanımız da bana bakıyor. Vuracak mısın diyor bana. Ben de kafamı sallıyorum Almanca olmadığı için. Olaf diyorum ben pas, sen kontrol falan. Beden dili. O da bakıyor gülüyor. Ben bir vurdum top mermi gibi 90’a gitti. Sonra kaleci ile röportaj yaptılar. Niye baraj kurmadın diye sormuşlar. O da oradan baraj mı olur demiş. Trabzon'dan vurdum Akçaabat’ta gol oldu diye espri yapayım bir de. 269 diyorlar işte. Ülkemiz adına gurur verici bir şey bu. Ülkemizde diyorlar bizim uşak Hami atmış falan. Diyorum ki adım Hami değil de Hamiç olsaydı farklı olacaktı herhalde."