Hakan Ünsal: "Şampiyonlar Ligi'ni kazanırdık"

21.10.2019 - 18:08 | Son Güncellenme: 21.10.2019 - 15:09

Bulgaristan basınına konuşan Hakan Ünsal "Dört yıl üst üste şampiyon olmuş ve UEFA Kupası'nı kazanmış bir takım olarak başarı bizim için sıradan bir hâle gelmeye başlamıştı. Eğer o kadro dağılmasaydı muhtemelen Şampiyonlar Ligi'ni kazanırdık." dedi.

Galatasaray ve A Milli Takım'ın eski futbolcularından Hakan Ünsal, Bulgar basınına geniş bir röportaj verdi.

TV Plus'ta yayınlanan Code Sport programına konuk olan 46 yaşındaki eski sol bekten Sarı Kırmızılı takımdaki günleri, 2002 Dünya Kupası ve Premier Lig'de oynadığı dönemle ilgili çok çarpıcı itiraflar geldi.

İşte röportajdan öne çıkan bölümler:

"Brezilya en iyi takımdı"

2002 Dünya Kupası'ndaki en zorlu maçımız Brezilya'ya karşıydı. Onlara karşı ilk maçta çok iyi oynadık. İkinci maçta da çok iyiydik ama kaybettik. Güney Amerika takımları, o turnuvada bizi en çok zorlayan ekipler olmuştu. Zaten bana sorarsanız Brezilya'nın Dünya Kupası kadroları arasında en iyisi 2002'deydi. Zira harika futbolcuları vardı. Kadrolarındaki her oyuncu, rakip kalede tehlike yaratıyordu. Dünyanın en iyi milli takımı olmaları ve bizim için en zorlu rakip olmaları da bu yüzden.

"Rivaldo sahtekarlık yaptı!"

"Brezilya'yla oynadığımız ilk maçta Rivaldo sahtekarlık yaparak benim kırmızı "kart görmeme neden oldu. Ben topu bacağına atmıştım ama yüzünü tutarak kendisini yere attı. Açıkçası ilk anda ne olduğunu anlamadım. Hakem beni oyundan attığındaysa yıkılmıştım. Çünkü o ana kadar çok iyi oynuyordu. Daha sonra pozisyonu televizyondan izlediğimde çok öfkelendim. Rivaldo'yla daha sonra görüşmedik ama kendisi, 10 yıl sonra verdiği bir röportajda hatalı olduğunu kabul etti ve yaptığı hareketten ötürü özür diledi."

"Fatih Terim tüm zamanların en iyisi"

"Galatasaray'da elde ettiğimiz başarılarda yerli futbolcuların kalitesi büyük rol oynadı. Gheorghe Hagi, Gheorghe Popescu ve Claudi Taffarel gibi çok kaliteli yabancılarımız da vardı. Uzun yıllar birlikte oynamamızın da başarı da çok büyük bir payı vardı. Birbirimizi tanımamız ve kazanma arzumuz bizi zirveye taşıdı. Fatih Terim, Türkiye'nin en başarılı teknik direktörü. İşini ve futbolcularını nasıl motive etmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Bir maçın nasıl kazanılacağını ve bir oyuncudan nasıl maksimum verim alınacağını en iyi bilen hocalardan bir tanesi. Çok tecrübeli bir hoca ve Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en iyi antrenörü. UEFA Kupası finalinde yendiğimiz Arsenal, o dönemin en iyi takımlarından biriydi. Kadrolarında çok iyi oyuncular vardı. Taffarel, Thierry Henry'nin kafa vuruşunu kurtardığında maçı kazanacağımızı anlamıştık. Çok iyi savaştık, şansımız da yaver gitti ve harika bir başarı elde ettik. Bizim o maçtaki en büyük avantajımız, asla pes etmeyen ve sonuna kadar savaşan bir takım olmamızdı. Finale geldiğimizde pes etme gibi bir lüksümüz yoktu. Sonuna kadar mücadele ettik ve kazanmak için sahaya yüreğimizi koyduk."

"Şampiyonlar Ligi'ni kazanırdık"

"Süper Kupa finalinde yendiğimiz Real Madrid, o dönemde dünyanın en iyi takımını kurmuştu. O yaz çok iyi transferler yapmışlardı. Ancak biz, uzun bir süredir makine gibi oynuyorduk. Son derece sakindik ve hiç kimseden korkmuyorduk. Herkesi yenebileceğimize inanıyorduk ve bunu da başardık. Real'e karşı da son derece sakin ve iyi bir futbol oynayıp Süper Kupa'yı kazanmayı başardık. Kendimize inanıyorduk ve yalnızca kendi işimize bakıyorduk. Dört yıl üst üste şampiyon olmuş ve UEFA Kupası'nı kazanmış bir takım olarak başarı bizim için sıradan bir hâle gelmeye başlamıştı. Tüm takım birbirini iyi tanıyordu. Eğer o kadro dağılmasaydı muhtemelen Şampiyonlar Ligi'ni kazanırdık. Ancak ne yazık ki bu gerçekleşmedi."

Senin için hazırladığımız haberler