Spor yazarları Beşiktaş için ne dedi? Beşiktaş'ın düzelmesi için tek şartı açıkladı

29.11.2024 - 09:22 | Son Güncellenme: 29.11.2024 - 09:37

Spor yazarları, Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi'nin 5. haftasındaki İsrail ekibi Maccabi Tel Aviv'e 3-1 yenildiği karşılaşmayı değerlendirdi. İşte detaylar...

Spor yazarları Beşiktaş için ne dedi? Beşiktaş'ın düzelmesi için tek şartı açıkladı

AJANSSPOR - HABER

Ligde peş peşe gelen kötü sonuçları Maccabi Tel Aviv karşılaşmasıyla telafi etmenin hesaplarını yapan Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nin 5. haftasında Macaristan'da ev sahibi olduğu karşılaşmada İsrail ekibine 3-1 mağlup oldu.

Spor yazarlarının karşılaşmayla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

Güntekin Onay: "Yok artık bu kadarı da gerçekten fazla"

Son 5 maç 4 mağlubiyet, 1 beraberlik. Galatasaray derbisine kadar yenilgi yüzü görmeyen takım, kazanmayı unuttu. Sadece skorlar kötü değil, oyun da her geçen maç daha kötüye gidiyor. Maccabi Tel Avvi bu maça ‘0’ puanla çıktı. Dün açık konuşalım; oyunun büyük bölümünde üstün olan taraf İsrail temsilcisiydi. Sezona çok güçlü girip de bu kadar gerileyen bir takım nasıl olabilir?

Açık ve net bir şekilde görülüyor ki bu takım iyi çalışmıyor. Antrenmanları takip etmiyorum ama çok belli ki antrenman yoğunluğu düşük, sıkı çalışan bir takım yok. Duran toplarda aylardır etkili olan bir Beşiktaş yok. Van Bronckhorst umursamaz tavırlarda ve bu takıma artık verebileceği bir şey kalmamış. Joao Mario’nun yürüyecek hali yok, hâlâ 11 başlıyor. Yönetimde kriz, saha içinde dev kriz.. Beşiktaş’ta bu durumu düzeltmek için kimse bir şey yapıyor mu? Veya yapma niyetinde mi acaba? Bir kulüp, bir takım bu kadar sahipsiz bırakılabilir mi acaba? Yenilgiyi bu kadar kolay kabullenmek, reaksiyon göstermemek normal mi?

Dün tuhaf şeyler oldu. Gedson ofsaytta olduğu halde İmmobile’nin atacağı golü topa giderek adeta sabote etti, İmmobile penaltı kaçırdı. Herşeye rağmen bu maç dönerdi. Bir cümle de Semih için. Bir futbolcu ayağına her aldığı topta çalım veya şut dener mi? Birileri Semih’e futbolda pas diye bir şey olduğunu anlatmalı. Kan değişikliği olmadan bu takımın düzelmesi imkansız. (Hürriyet)

Uğur Meleke: "Beşiktaş için acı verici yenilgi"

Bir diğer temsilcimiz Beşiktaş’ın Maccabi’ye kaybetmesiyse çok acı verici. Son dönemde sıkça tekrar etmiştim, Van Bronckhorst ne yaptığının farkında değil. Takımın beyni Rafa’nın yeriyle oynaması zaten tuhaftı. Mario’ya yer bulmak için takımının ayarlarını bozdu. Göztepe önünde elinde Bahtiyar olmasına rağmen solda Emirhan-Masuaku’yu başlattı. Beşiktaş’ın ligde duran toptan attığı gol sayısı 1, yediği 6... Felaket geliyorum diyordu maalesef. (Hürriyet)

Bilal Meşe: "Bu hoca ve oyunla zor"

Bronckhorst’un onbir tercihi tepeden tırnağa yanlış! Orta alan ilk yarıda teslim bayrağı çekince Maccabi’nin iştahı kabardı! Nitekim ilk yarıya iki gol birden sığdırdılar. Eee, Joao Mario gibi bir oyuncuyu tercih eden hocanın teknik adamlığını sabaha kadar tartışırım! İkinci yarı mı? Valla, Bronckhorst’un kafasına taş düştü herhalde!

Salih Uçan sahada... Gözlerime inanamadım, ‘yok’ dedim, bir yanlış var!

Yoo, yoo Salih Uçan girdi, o ilk yarıda kabuğundan çıkamayan, rakip kaleye gidemeyen Kartal, vites yükseltti, risk aldı, rakip kaleye yüklendikçe yüklendi. İzledin mi Salih’i Bronckhorst... Immobile’nin kaçırdığı penaltıya olan katkısını gördün mü?

O çanta gibi yanında taşıdığın Salih, Joao Mario ve Ndour’u ikiye katlar, sanırım hoca da jeton geç düşüyor, ya da adam ‘inatçı’, bildiğini okuyor!

Kartal bir gol attı, üç yedi! Valla, Maccabi asla kadro anlamında Kartal’ın ayarında bir takım değil! Ne var ki, moral motivasyon ve özgüven duygusu yerle bir olmuş Kartal’dan öyle üst seviyede futbol beklemek, hayaldir, hayal...

Hele bir hocası var! Biliyorum karamsar bir tablo çizdim, farkındayım... Keşke pozitif olabilsem! Ancak fotoğraf negatif, negatif! Tabii ki Kartal bu kulvarda umutsuz değil, altı puanı var, üç maçı kaldı...

Dileriz burada kalıcı olurlar, yollarına devam ederler... Ama bu hocayla, bu moralle zor! Dilerim ben yanılırım... (Milliyet)

Cem Dizdar: "Kaçınılmaz sonuç"

Ön alan ve orta saha geçirgenliği tüm yükü savunmaya yıkınca olması beklenenler de oldu! Savunmanın iki kanadı stoperlerle birlikte yükü kaldıramadı. İki kenardan iki gol yediler, ikinci yarıya biri sakatlıktan iki başlangıç stoperini değiştirerek başlamak zorunda kaldılar. İkinci devreye ‘’yoklar’’ arasından üç ‘’yok’’u, Joao Mario, Felix Udokhai ve Milot Rashica’yı kenara alarak başladı Giovanni van Bronckhorst. Ardından önce topu haliyle de oyunu eline geçirdi Beşiktaş ancak ön alan üretkenliği aynı oranda verimli değildi. Nihayetinde sadece topla oynayabilen topsuz oyunda çoğunlukla yürürken izlediğim Semih Kılıçsoy’un tribüne gidecek vuruşu penaltı oldu ancak Giro Immobile onu da atamadı. Futbolun tarihi atmak isterken yenilen gollerin de tarihidir. Faul vardı yoktu, o bizim yurdun tartışması. Aslolan yenilmek değil, öğrenmek. Ancak ‘’kazanma mahkumiyeti’’ öğrenmenin elini ayağını bağlıyor ve öğrenilemediği için de sürdürülebilir kazanımlar mümkün olmuyor. (Fanatik)

Ayi Ece: "AI’ı bile üzen Mert’in gözleri!"

Immobile penaltıyı kaçırdıktan sonra ekrana gelen kaleci Mert’in gözlerindeki o derin acıyı göreceğime keşke bu maç yerine sabah kuşağında yayınlanan leş dedikodu programlarını izleseymişim! Değil rahmetli duygusal Beşiktaşlı Ali Ece, duyguları kör edilmiş AI modundaki Ali Ece bile o gözlerdeki acıya dayanamayıp mavi ekran verdi! İki yıldır dengesiz takım savunmasının verdiği yüzlerce pozisyondaki kalecilik maharetlerin bir yana, ezeli rakibin altyapısında yetişip Beşiktaş formasının hakkını bu kadar çok vermen diğer yana. Keşke bu kaos yıllarında değil de en azından Fabri giderken gelseydin Mert kardeşim! (Fanatik)

Ali Gültiken: "Havası kaçmış bir balon gibi"

Beşiktaş'ta işler bir türlü rayına oturmuyor. Takımın havası tamamen başka bir yöne kaydı. Zihinler sahada değil. Takımın genel motivasyonunun ciddi şekilde bozulduğunu ve bunun sahaya yansımalarını çok net görüyoruz. Bazı oyuncularda büyük düşüşler var. Ama Joao Mario gibi bazı oyuncular da geldiği günden beri hiçbir şey oynamıyor. İlk yarıda yenilen goller büyük savunma hataları içeriyor. Rakip ceza sahasına üç kere giriyor, ikisinde gol yiyorsunuz. Kanat beklerinin büyük hataları var. Ama içerdeki stoperleri de anlamak mümkün değil. Dönen hiçbir topta yerlerinde değiller. Gerçi kim yerinde ve pozisyonunda iyi oynadı veya biraz takımına katkı sağladı noktasına baktığımızda oklar her maçta olduğu gibi Rafa Silva'yı gösteriyor. O biraz kıpırdadığında Beşiktaş pozisyon bulabiliyor. İkinci yarıda Salih ve Ndour'un oyuna girmesiyle Beşiktaş biraz kıpırdadı. Yakalanan pozisyonlarla birlikte Immobile ile kaçırılan bir de penaltı var. Bu gol olsa Beşiktaş belki biraz daha özgüvenini tazeleyebilirdi. Takım maç esnasında genel bütünlüğünü yakalayamıyor. Hatlar, oyunu bir türlü birlikte oynayamıyor. Maçı kazanmak veya kaybetmek ayrı bir şey, bunun yanında bu kadar kendi gerçekliğinden kopmuş olmak daha farklı bir durum. Beşiktaş, bu görüntüsüyle içindeki havasının çoğu alınmış, pörsümüş bir balona dönmüş vaziyette. Sezon başındaki gerçek havasının ve görüntüsünün çok uzağında. Krizler ve kayıplar büyük takımlarda uzun sürmemeli ve Beşiktaş bir önce toparlanmalı… (Sabah)

Fatih Doğan: "Bronckhorst misyonunu tamamladı"

Beşiktaş yönetiminin, Maccabi Tel Aviv maçı öncesi bir gece vakti, yangından mal kaçırır gibi halef-selef futbol direktörleri haline getirilen Samet Aybaba ve Brad Friedel'ın görevlerine son verilmesi ve sonrasında oluşturulan kaos çok yanlış bir karardı. Bu amatörlük ve ardından Başkan Hasan Arat'ın Beşiktaş A.Ş. başkanlığını Hüseyin Yücel başkanlığındaki komiteye devredilmesi Beşiktaş'ı tarifsiz bir türbülansın içine soktu. Camianın bu kadar savrulduğu bir ortamda futbol takımının da motivasyon kaybı yaşamaması düşünülemezdi. Başarısızlığı Friedel ve Kaan Şakul'a yıkmak tüm sorunların cevabı mı bu ayrı bir yazı konusu. İsrail şartları zorluyor, UEFA uyguluyor. Beşiktaş evinde seyirciyle oynayıp kazanacağı maçı Macaristan'da kaybediyor. Çifte standart, UEFA'nın paçalarından dökülüyor. Maccabi Tel Aviv, Avrupa Ligi'nin en çok gol yiyen, hiç puanı olmayan vasat ötesi takımı olarak Beşiktaş karşısına çıktı. Bu maçı kaybetmenin hiçbir mazereti yok. Bu oyun, 'Immobile penaltıyı kaçırmasa' diye de açıklanamaz. Beşiktaş bu değil. Performansı bu olamaz. İster motivasyonsuz ister ruhsuzlar diyelim bu oyunu ve skoru da karşılamaz. Bronckhorst, oyunu okuma ve çözüm üretme konusunda çok formsuz, çaresiz. Umudun olmadığı yerde nasıl gelecek inşa edilir. Hollandalı teknik adam, taraftar nezdinde bütün kredisini tüketti. Hasan Arat'ın, Hüseyin Yücel'e havale ettiği ateşten gömlek kimi yakar bilinmez ama ilk yanan Bronckhorst olur, gitmelidir. (Sabah)

Senin için hazırladığımız haberler