Galatasaray efsanesi, Fenerbahçeli çıktı!

Dört büyüklerde oynayan nadir futbolculardan. Dört büyüklerde ilk olarak Beşiktaş forması giydi ama kariyerinin en başarılı dönemlerine Trabzonspor ve Galatasaray’da imza attı. Babadan miras Beşiktaşlıdır.

Parayı dikkatli harcamasıyla bilinen efsane Beşiktaş Başkanı Süleyman Seba, kendi çizgisinin dışına ilk kez çıkmış ve rekor bir fiyatla (Yaklaşık 9 milyon dolar) Ayhan Akman’ı Gaziantepspor’dan transfer etmişti. Beşiktaşlı babanın yadigarıydı aynı zamanda. Ama Ayhan, en başarılı dönemini Galatasaray’da geçirdi ve futbol tarihine de “Galatasaraylı Ayhan Akman” olarak geçti.

O bir Fenerbahçe efsanesi olarak tarihe geçmişti; Beşiktaş’a gelmeden önce. Ancak yıllarca aslında Beşiktaşlı olduğu yazılıp çizildi ki bunun en büyük emaresi de bacağındaki Kartal dövmesi oldu. Evet, Gönül de çocukken siyah beyaza gönül verenlerdendi. Ve muhtemelen de futbol hayatını geçen sezon şampiyonluk da yaşadığı Beşiktaş’ta sonlandıracak.

Lakabı ‘Sarı Fırtına’ydı. Sağ açıktan su gibi akar giderdi. Beşiktaş efsanesi olan Metin Tekin, çocukluğunda Galatasaraylıydı. Bunun en büyük kanıtı da adında saklı! Zira Metin Tekin’in adını Galatasaray efsanesi Metin Oktay’dan gelmektedir.

Onun kimliğinde ‘Denizlisporlu’luk da baskındır ama Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşadı ve ‘Fenerbahçeli Yusuf’ olarak anılmaya başlandı. Ancak 2009’da ara transferde geldiği Beşiktaş’ta çocukluğundan fotoğrafları da delil olarak göstererek, “Ben doğuştan Beşiktaşlıyım” dedi. Ve Beşiktaş’ın o yıl şampiyonluğunda başrolü oynayanlardan biri oldu.

Yusuf Şimşek, Beşiktaşlı olduğunu kantılarla ortaya koyup şampiyonluk yaşarken başlarında Mustafa Denizli vardı. Üç büyük kulübü şampiyon yapan tek hoca unvanına sahip olan Denizli, Beşiktaşlı olduğunu kendisi resmen beyan etmiştir.

Antalyaspor’da parlarken Beşiktaş’a transfer olması gündemdeyi ancak yaşadığı trafik kazası buna mani oldu. Fakat sonrasında Fenerbahçe’ye geldi ve orada efsaneleşti. Milli formayı 120 kez ile en çok giyen isim halihazırda. Çocukluğunda gönül verdiği takımsa ne Beşiktaş ne Fenerbahçe’ydi; o takım Galatasaray’dı…

Lakapı ‘Kemik’ olsa da sahalarımızın gördüğü en centilmen futbolculardandı. Bir ‘Ergün Penpe efendiliği’ diye bir şey vardı. Sahada çirkeflik yapan her oyuncunun karşısına Ergün Penbe profili örnek olarak konurdu. Galatasaray ile tarihi başarılar yaşayıp sarı kırmızılı efsane oldu ama o da çocukken Fenerbahçeli olanlardandı.

Galatasaray altyapısında yetişti ve UEFA Kupası şampiyonluğu dahil çok büyük başarılar yaşadı. Yurtdışına gitti. Türkiye’ye dönüşünde tercihi çocukluğunda gönül verdiği ve hâlâ daha da kalbinde olan takıma yani Fenerbahçe’ye imza attı. Sarı lacivertlilerle de şampiyonluk gördü. Hayali de bir gün Fenerbahçe’ye yönetici olarak dönmek.

Üç büyüklerle adı anılmış ancak hayat onu Gaziantepspor’a sürüklemişti. Hiç de sevinerek gitmemişti Güney takımına. Ancak profesyonelce çalıştı ve orada yitip gitmedi. Bir ara transferde ‘sezon sonu gelmek koşuluyla’ Beşiktaş’a imza attı. Türkiye’de nadir görülen bir işti. Demba Ba, Gomez, Aboubakar ve son olarak da Negredo ile forma savaşları verdi. Son iki yılın kazananı oydu ki Premier Lig’in yolunu tuttu. Memleketten bu lige giden nadir isimlerden oldu. Artık bir Beşiktaş efsanesi olan Tosun Paşa’nın çocukluğundaki takımıysa Fenerbahçe’ydi.

Yakın zamanda Fikret Orman’ın “Babası Beşiktaş kongre üyesidir” dediği Kocaman, bunu yalanladı. Evet, kongre üyesi olmayabilir ancak babasının Beşiktaşlı olduğu bir sır değil. Hatta Fenerbahçe efsanesi Kocaman’ın da gençlik zamanlarına kadar Beşiktaşlı olduğu bilinir.

 O da dört büyüklerde forma giymiş futbolun Evliya Çelebileri’ndendir. Gamsızdır. Beşiktaş yönetimiyle restleşip İstanbulspor’a giderken arkasına bakmadı. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonpor’a giderken de… Ama onun illa ki Beşiktaş’a bir kez dönüp yarım kalan işlerini tamamlaması lazımdı. Nitekim 100. Yılda sırtında siyah beyazlı forma kulaklarda da “Sergen attı şampiyonluk geldi” sesi baki kaldı. Beşiktaş’ın en büyük efsanelerinden olan Sergen Yalçın, henüz Şile plajlarında top sektirirken Fenerbahçeliydi.

 Adanaspor’da yıldızı parladı. Futbol tarihine “Galatasaraylı Necati” olarak geçti. Efsane mertebesine geçtiği söylenemez ama güzel hatıralarla yad edilecek isimlerden biridir sarı kırmızılı taraftarlar için. Çocukluğunda Fenerbahçeliydi gurbetçi…

“Son dakika” gelişmesiyle Fenerbahçe forması giymeseydi bugün futbol tarihine “Galatasaraylı Rıdvan” olarak geçecekti. Ancak transfer sezonunda Galatasaray formasıyla poz verse de bir iki gün sonra Fenerbahçe’ye imza atmıştır. ‘Şeytan’ lakaplı futbolcu işe adeta transferle başlamıştır. ‘Sarıyerli Rıdvan’ olarak da nam salmaya başlamıştı. Hatta Rıdvan-Sercan ikilisi olarak ki Sercan da daha sonra Fenerbahçe’ye gelse de başarılı olamamıştı. Evet, Fenerbahçe efsanesi çocukluğunda da Fenerbahçeliydi.

Gurbetçi futbolcular familyasından olan Ümit Karan, uzun üre Gençlerbirliği forması giydi ve öncelikle rüşdünü orada ispatladı. Galatasaray’a transfer oldu ve şampiyonluklar yaşadı. O da sorulduğunda “Çocukken Beşiktaşlıydım” diyenlerden...

Ciğeri en güçlü futbolcuların başında geliyordu. Ancak o “Türkiye’de en çok koşanlardan biri olsam da Premier Lig’de ne kadar yetersiz olduğumu gördüm” demişti. Beşiktaş’ın peşinden koştuğu bir isimdi ama Fenerbahçe’ye nasip oldu. Maça isyan eden, tribünlerin sevdiği tipte oyunculardandı. Yani önce ‘kalpten oynayan’lardandı. Sarı lacivertli efsanenin evvelinde Galatasaraylılık vardı.

O da Gaziantepspor’da parlayan isimlerden biri olup Beşiktaş ile kariyerinin zirvesine çıkanlardandı. Siyah beyazlıların kaptanlık bandını da takan Toraman’ın gönlündeyse çocukluğunda Trabzonspor vardı.

Galatasaray altyapısından Barcelona’ya uzanan bir başarı öyküsü. Özel hayatından futbol hayatına kadar büyük çalkantılar da barındıran bir fenomen. Memlekete dönüşünde “Galatasaray olmasa, Beşiktaş’a gider” denilen bir isimdi. Çünkü kendi beyanları vardı Beşiktaş’a sempati duyduğuna dair. Bu sempatinin kökleriyse çocukluğuna dayanıyor. Evet, Galatasaray efsanesi Beşiktaş’ı tutarak mahllesinde top koşturmaya başlamıştı.

‘Kibar Feyzo’ derlerdi ona. Adı efsaneleştiği Metin ve Ali’den bağımsız okunamaz. Evet onlar ‘Metin-Ali-Feyyaz’ üçlüsü olarak Beşiktaş efsanesi olmuşlardı. Orta sahadan golcülüğe evrilen ve siyah beyazlıların tarihindeki az sayıdaki gol krallarından biri olan Feyyaz Uçar, Beşiktaş’dan bir yanlış anlama nedeniyle kopmuş ve Fenerbahçe’ye gitmişti. Sonra Lucescu’nun yardımcısı olarak Beşiktaş’a döndü ve 100. Yıl şampiyonluğunu yaşadı. Uçar’ın çocukluğunda gönlünü çelen takımsa Galatasaray’dı.

Galatasaray’ın gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden biridir. Milli takımın da o bölgesini yıllarca korudu. Premier Lig topraklarında da top oynamış az sayıdaki yerlilerimizden. Galatasaray ile tarihi başarılara uzanan ve sayısız kupa kazanan Ünsal da küçükken Beşiktaş’a gönül verenlerdendir.

Memleket futbolunun gördüğü en iyi 10 numaralardandı. Lakapı ‘Şifo Mehmet’ti. Futboluyla Belçikalı yıldız Enzo Scifo’ya benzetildiği için. Kahramanmaraş’ta dikkat çekmiş ve Beşiktaş’a gelmişti. İlk sezon Gordon Milne, saçlarının uzun olmasına takmıştı. Kesince ‘disipline’ olmuş ve sonrasında takımın değişmezi haline gelmişti. Beşiktaş ile Milan’ın yaptığı görkemli bir jübileyle futbola nokta koydu. Siyah beyazlıların en büyük efsanelerinden olan Özdilek, küçükken Galatasaray taraftarıydı.

Beşiktaş’ta yıldızlaştı ve artık “Beşiktaşlı Alpay” olarak zihinlere kazındı. Ama o Jet Fadıl’ın Siirt Jetpa’sına gitti. Hiç forma giymeden Fenerbahçe’ye geçti. Orada da 1 yıl forma giydikten sonra Premier Lig’de Aston Villa’ya gitti. Milli takım formasını 99 kez giydi. 100’ü bulamadı. Çocukken ne Beşiktaş ne de Fenerbahçeliydi. O bir Galatasaraylıydı.

Memlekette nadir olarak yazılmış en güzel futbolcu kitaplarından birine imza attı: ‘Metin Olmak’… Hem Beşiktaş hem de Fenerbahçe’nin 100. Yılında şampiyonluk yaşayan tek futbolcu olarak tarihe geçti. Taraftarla yaşadığı tartışmalara karşın o Beşiktaşlı Tümer Metin olarak kayıtlara geçti. Ama mahallede top peşinde koştururken Galatasaraylı olduğu söylenir.

Galatasaray’a gelmiş ancak önce tutunmakta zorlanmıştı. Konyaspor’a kiralık verildi. Orada harikatalar yarattı ve yeniden Galatasaray’a döndü. Üflesen uçacak cüssesine rağmen memleket futbolunun gördüğü en dirençli orta sahalardan biri oldu. O da tarihi başarılarda yer alan isimlerdendi. Galasaray efsanesinin çocukluğunda tuttuğu takımsa Fenerbahçe’ydi.

 Evet, nasıl ki Metin Tekin ve Feyyaz Uçar’ın adı tek başına anılamıyorsa onun da öyle. Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünün ortancası. Beşiktaş kariyerine sağ bek olarak başladı ve sonrasında golcülüğe terfi etti. Bir sezon 29 gole ulaşsa da kral olamadı çünkü döneminde Tanju Çolak gibi bir golcü de vardı.MAF’ın efsanesi küçükken Fenerbahçe gönüldaşıydı.

Trabzonspor’da şöhret oldu. O da gelmiş geçmiş en iyi solaklardandı. Takım arkadaşı Ogün Temizkan ile birlikte Fenerbahçe’ye geldi. Sarı lacivertlilerin de gönlünü kazandı. Çocukken Beşiktaş için kalbi çarpanlardan.