"Futbol sahası en özgür olduğumuz yer"

12.08.2017 - 11:16 | Son Güncellenme: 12.08.2017 - 11:16


‘DİRİ DİRİ GÖMECEKLERMİŞ’ 
Oyuncuların hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Kimi doğuştan görme engelli, kimi de sonradan. Arkadaşlarına göre en ilginç hikâye 10 numaralı Celal Çoban’ınki. Hepsi ilk onun anlatmasını istiyor. Haklılarmış, bu hikâye filmlere konu olacak cinsten. Celal’den dinleyelim: “Doğduktan 40 gün sonra evimize yıldırım düşmüş. Öldüğümü zannedip köyün ebesini çağırmışlar. ‘Çocuk artık öldü. Yıka, gömelim’ demişler. Ebe bakmış ‘Çocuk yaşıyor, diri diri gömecektiniz az daha. Gözlerinde bir problem var, tam anlayamadım’ demiş. Bizimkiler çok mutlu olmuş tabii ama hastanede gözlerimi kaybettiğim ortaya çıkmış.” Ölümden dönen Celal 8 yaşından beri futbol oynuyor. Profesyonel görme engelliler futboluna ise 2009’da başlamış. Takımın forvetlerinden Hasan Şatay da futbola başlama hikâyesini heyecanla anlatıyor: “Küçükken topu takip edebilmek için topa poşet takarak oynardık. 1 gofret ve 10 tane poşet alırdık topa takmak için...” Takımın bir diğer golcüsü ise 2015 Avrupa Şampiyonası Gol Kralı Emrah Öcal... Görme engelliler futbol kategorisinin Türkiye’de oynanmaya başladığı yıl bu spora gönül veren Emrah, 10 yıldır zilli topun peşinde. 

‘ÖNCE YAŞAM MÜCADELESİNİ KAZANMAK GEREK’
Görme engelliler futbol takımında saha içi ve saha dışında birer kaptan var. Kahraman Kurbetoğlu takımın saha dışındaki kaptanı. Kurbetoğlu, arkadaşlarını “Yaşam mücadelesini kazanmış kişiler olarak tanımlıyor: “Normal görme engelli bir kişiyi buraya getirip top oynamaya başlatamazsınız. Mümkün değil. Eğitim ve sosyal hayattaki sorunları çözecekler ki gelip burada rahat bir şekilde top oynayabilsinler. Bu arkadaşların hepsi o mücadeleyi kazanmış kişiler” diyor. Ona göre futbol meraklı olmadan oynanabilecek bir oyun değil, çünkü onlar sürekli kumanda edilmek durumundalar ve hedefi kendi çabalarıyla buluyorlar. Kurbetoğlu, kendi aralarında bir iletişim sistemi bulunduğunu ve bu sayede sahada hiçbir sorun yaşamadıklarını söylüyor ve ekliyor: “Yaşam içerisinde daha fazla sakatlanıyoruz. Alnımdaki yaralar futbolda olmadı. Plansız şehir yapılarında gerçekleşti. Sahada daha rahatız. En özgür olduğumuz yer diyebilirim.” Takımda iki de kaleci var, Aykut Akyön ve Doruk Ekmen... Onlar görüyor. Ekmen, ilk başta çekindiğini ama sonra alıştığını anlatıyor: “Görme engelliler takımında kalecilik yaptığımı söyleyince herkes ‘Oh işini bulmuşsun. Körler sana gol atamaz’ diyor. İzleyince öyle olmadığını anlıyorlar. Normal futbol kaleciliğinden kat kat daha zor. Genelde savunma bizim yönetimimizde. Orta sahayı başka bir yönlendirici yönlendiriyor, hücumu ise hocalar.”

"GÖRME ENGELLİLER FUTBOLU HIZLA GELİŞİYOR"
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün: “Görme Engelliler Spor Federasyonu’yla 2009’dan beri devam eden birlikteliğimiz bizim için spor alanındaki desteklerimizin en özeli. Spor, görme engelli vatandaşlarımızın hayatta var olduklarını ispatlamak için önemli bir yol. Türkiye’de görme engelliler futbolu hızla gelişiyor. Bu anlamda görme engelliler futbol ligi Turkcell Sesi Görenler’in yeri de çok önemli.”

Senin için hazırladığımız haberler