Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, yayıncı kuruluş beIN Sports'ta gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu. Orman'ın açıklamalarını Ajansspor olarak canlı aktardık.
İşte Fikret Orman'ın çarpıcı açıklamaları;
Fikret Orman: Beşiktaş'ı parçalamak için hesaplar yapılıyor!
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, beIN Sports'a konuk olarak merak edilenleri açıkladı. Peki, Fikret Orman transfer için ne dedi? Listesinde hangi isimler var? İşte Fikret Orman'ın açıklamalarından satır başları...
"Antalyaspor’a nasipmiş!"
Vodafone Park’ta çok iyi anılarımız var. Zaman çabuk geçiyor. Yapılanlar da çabuk unutuluyor. Dünkü maç, güzel bir maçtı. Zevkli bir maçtı. Her ne kadar skor bizim açımızdan iyi olmasa da zevkli bir maçtı. Beşiktaş’ın futbol iştahını beğendim. Atmak istiyorduk, şanssızdık. Şans çok büyük bir etkendi. İçsel eleştirecek konularımız da var. Ama netice itibarıyla bu bizim aile sorunumuz. Bunu kamuoyunun önünde tartışmam. Daha ligin başındayız. Burada ilk defa ligde yenilgi aldık. Antalyaspor’a nasipmiş. Bizim de öz eleştiri yapmamız gereken şeyler var. Onu da yapacağız.
"Benim motivasyonum çöktüğü zaman Beşiktaş çöker"
Uzun zamandır yönetim olarak bir aradayız. Uyumlu bir çalışma yaptık. Tarihimiz açısından da önemli işler yaptık. Kendimizi övmek için söylemiyorum. Dünü çok rahat unutuyoruz. Bu yönetim ve arkadaşlarımızla birlikte Beşiktaş’ın toplam tarihinden daha fazla yatırım yaptık. Bu yönetim ile biz, toplam tarihte satılandan daha fazla oyuncu sattık ve kasaya soktuk. Toplam mağazadan 3-4 misli daha fazla mağaza yaptık. Mağazacılık işini büyüttük. Totalde sponsorda da daha fazla işler yaptık. Zamanla motivasyon düşüyor. Sosyal medya denilen bir şey var. Yöneticilerimiz sosyal medyaya çok takılıyorlar. Beşiktaş’ı parçalamak için de hesaplar yapılıyor. Ben bu işlere çok yakın birisi değilim. En önemli şey motivasyondur. Benim motivasyonum çöktüğü zaman Beşiktaş çöker.
"Yöneticilerle görüşmeye daha yeni başlayacağım"
Yöneticilerimiz yoruldu, ben yorumladım değil. Ülke olarak ekonomik anlamda zor bir dönemden geçiyoruz. O haksız, bu haklı demiyorum. Ama konular kişiselleşmeye başlıyor. Herkes kendine göre haklı olabilir. Benim işim bunu yönetmek. Bizim işimizle mücadele etmemiz lazım. Birbirimizle mücadele edersek hem kendimize, hem de burada bulunma sebebine ihanet etmiş oluruz. Ben motive etmekte zorlanıyorum. Enerji düşüyor, dışarıdaki laflar moralleri bozuyor. İnsanlar hakkında dedikodular yapılıyor. Kırmak, dökmek için yapılıyor. Bu rahatsız etmeye başladı. Arkadaşlarla da konuştuk. Herkesle baştan konuşacağız. Gazetelerde şu gidiyor, bu geliyor deniyor. Hepsi külliyen yalan. Tüm Beşiktaşlılara duyurmuş olayım. O konuşmalara daha yeni başlayacağım. Hemen Ahmet Nur Çebi ile başlayacağım.
"Kim ne biliyorsa çıksın açıklasın"
Hep algı üzerine ve sosyal medya üstünden bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Ahmet Nur Çebi ile şu ana kadar hiç kavga etmemişizdir. Kendisine bir ihtilafım olmamıştır. Birbirimizi çok severiz. Onun kalbinin kırılması beni üzer. Ama genel baktığımızda bir motivasyon düşüklüğü olduğu hepimizin kabul ettiği şey. En önemlisi benim motive olmam lazım. Mücadele gücü olması gerekiyor. O mücadele gücü olmasa buralar yapılabilir mi? Mümkün değil. O mücadele gücünü yakalamamız lazım. Şu anda Beşiktaş’ın en ihtiyacı olduğu dönemdeyiz. Kişisel olarak sinirlendiklerim var mı, var. Bu işin fıtratında var. Yönetime girene kadar el pençe divan dururlar, daha sonra medyada görünmeye başlayınca yalan konuşmaya başlarlar. Genel konuşuyorum tabi. Beşiktaş’ı yıkabilmek için bizi yıpratmaya çalışırlar. Kim ne biliyorsa çıksın açıklasın, konuşsun. Beşiktaş şeffaf bir kulüp.
Herkes futbolla ilgilenmek istiyor.
İddialar beni ve yönetimimi yıkmak üzerine kurgulu şeyler. Borçlanma isteyecekler genel kuruldan deniyor. Temlik hakkı isteyecekler falan… Mali Genel Kurul yok ki. Biri tüzük tadilatı, diğeri seçim. Mali Genel Kurul yapsak şunu isteyeceğim, bunu isteyeceğim durumu yok. Tüzükte 4-5 madde değiştireceğiz. İkincisi Divan’dan atılanlar konusunu çözeceğiz. Bundan sonraki dönemle ilgili olarak yönetici sayısını aşağı indireceğiz. Herkese bir görev veriyorsunuz herkes futbolla ilgilenmek istiyor. Ama burası bir spor kulübü. Futbol kulübü değil ki. Futbolun içinde olmadığında dedikodu oluşuyor. Futbolun dışında olanlar kıskanıyor, dedikodular oluşuyor. 13 kişiyi son derece yeterli görüyorum. Borçlanmayla ilgili istenecek bir genel kurul yok. Bazılarının yalanları ortaya çıkıyor ama yalancılıktan da vazgeçmiyorlar.
"Aday olmak şov işi değildir"
Ayın 16’sında seçim var. Birleşsinler, seçimde aday olsunlar. Aday olmak şov işi değildir. 100 tane imza adayı toplayamayanlar girmesin. Ciddi bir başkan adayı olsun, girsin, kazansın. Kazanırsa Allah yolunu açık etsin. Bu genel kurulun vereceği bir şey. Dedikoduyla işleri çözemeyiz. Bu ne insanlığa ne de Beşiktaşlılığa sığar.
"Yönetimdeki arkadaşların işine karışmam"
Benim bir yönetim anlayışım var. Ben kimsenin işine karışmam. Bir de profesyonel yöneticilerimiz var. Mesela; Umut Güner burada duruyor. Daha bir işine karıştığım olmaz. İletişim, finansman… İşlerine karışmam, talimat vermem. Yönetimdeki arkadaşların da işlerine karışmam. Fakat; birkaç yönetici ile yönetiyor lafı nereden çıkıyor? Herkes futbolun içinde olmak istiyor. Yeni dönemde düzenlemeler yapacağız. Belki görev dağılımı bile yapmayabilirim. Bunları konuşmaktan işimize konsantre olamıyoruz. Pazarlama işini verdiniz, yönetici pazarlama departmanının yerini bilmiyor. Mesela; Cihat Bey ile çok iyi çalışıyoruz. Erdal Karacan ile çok iyi çalışıyorum. İşini yapanla sorunum yok. Mevzu; boşta olup futbolun içinde olmak istiyorlar. Doğru bilip de konuşmayan namerttir. Yalan üzerine konuşuyorlar. Ben 50 yaşında bir adamım ben. Çocuk değilim, kimsenin yanında besleme değilim. Kimle konuşacağıma ben karar veririm.
"Sinir bozmak ve beni soğutmak istiyorlar"
Şükrü benim arkadaşım. Bir adam geldi, fotoğraf çektirelim dedi. Metin Korkmaz ile transfer yapmayın dedi. Ben de “Sana mı soracağız” dedim. Sordum, kimi transfer etmişiz. Orkan Çınar’ın menajeri. O kadar. Başka yok. Bu menajerlik işleri büyüdü. Kulübün dışındakiler dedikodu yapmaya başlıyor. Biz buraya Beşiktaş’ın menajerlerini yönetmeye gelmedik ki. Menajerlikten büyük paralar alıyorlar. Basında da dağıtıyorlar, haber yaptırtıyorlar. Bir Mitrovic diye oyuncu aldık. Aldık ve sattık. Alırken 1 milyon tane laf var. Peki ya satarken? Bu kadroyu biz aldık, değerlendirdik, biz sattık. Dedikodusunu biz yiyoruz. Takdiri bıraktım. Bunların hepsi sinir bozmak, beni soğutmak üzerine kurulu. Canlı yayında söylüyorum. Bilip de konuşmayan adam da değildir, namerttir.
"Rakiplerimizin harcadığı bu kadar konuşuluyor mu?"
Rakiplerimiz para harcıyor. Bir kelimesi konuşuluyor mu? Bizde konuşuluyor. Konuşulsun. Ama yalanlar üzerine bir şeyler kurulmasın. 8 sene Demirören’e muhalefet ettim. Açık açık, yapıcı tenkitlerimi yaptım. Eğer yürekleri varsa, buyursunlar karşıma çıksınlar. Şükrü benim arkadaşım. Ben bekarım, Şükrü bekar. Bir yere gidiyoruz. Kime ne hesap vereceğiz? Eğer bunla alakalı bir şey bilip konuşmayan varsa, namerttir!
"Ben paraya el sürmüyorum, transfere de el sürmüyorum"
Beşiktaş bu sene transfer yaptı. Kimi transfer etti? Roco’yu aldık. Kaç paraya aldık, parasız. Karius’u aldık. Kira bedeli 1 milyon Euro. Karius’un orada aldığı ücret var, bizde aldığı ücret var. Ben başkan olurken 500 tane haciz vardı. Biz oyuncu aldık, sattık, kulübe kaynak getirdik. Ne kadar ayıp şey yahu! Bunları konuşanlar şerefsizdir. Eğer bilip de ortada konuşmayanlar, çıksınlar ortaya. Genel Kurul’da çıksınlar, konuşsunlar. Olmayan bir şeyi olacakmış gibi söylüyorlar. Beşiktaş’ın bütün evrakları halka açık. Herkes inceliyor. Beşiktaş’ı yönetenlere, yönetim kurulu üyelerine bunu yapmasınlar. Ben paraya el sürmüyorum, transfere de elimi sürmüyorum. Para konusunda Ahmet ağabey götürür. Kurullarında karar alırlar, ben bilmem bile. Her şeyi ben yapmıyorum.
"Bizi parçalamak için konuşuyorlar"
Transferde Deniz Atalay ile başladık dış transferde Erdal Torunoğulları ile devam ettik. Sonra Umut Güner ile çalıştık. Arka planda olduğum için pazarlık konusu daha rahat oluyor. Bir de şeffaflık, olsun herkes bilsin diye olur. Gelmek isteyen, sormak isteyen sorsun. Geçen sene ne kadar para harcadık transfere? 7,5 milyon Euro. Vida’yı bonservisi olmadan almışız. Bu işi yapanlar ne yapacaklar? Aynısını soruyorum. Bunun zıttı olan, rakiplerimizde bunlar konuşuluyor mu? Niye bizde konuşuluyor? Çünkü; bizi parçalamak için konuşuyorlar. İşin acı olanı o. Transfer yap diye tutturuyorlar, diğer taraftan borcu çıkartın diyorlar. Anlamak isteyen anlıyor.
Mario Gomez konusu…
Savcılığa gidip suç duyurusunda bulunsunlar. Fiorentina, Wolfsburg’a oyuncu satıyor. Biz bu işin neresindeyiz? Paranın yarısını alacağız. Aralarında bir anlaşma yaptılar. Bizim pozisyonumuz ne? Çeşitli imalar oluyor. Bunların niyeti Beşiktaş’a bir şey sağlama değil. Telefonda iki tane like görüyorlar, Allah Allah… Sosyal medya ile Beşiktaş mı yönetilir? Çıksınlar anlatsınlar. Negredo’yu Galatasaray’a bedelsiz götürmüşler, bize 2,5 milyon Euro’ya gelmiş. Galatasaray’dan bir kişi bulsunlar. Evrakı geçtim, sözlü olarak ifade etsinler.
Ahmet Bulut konusu...
Bu sene transferleri yaptık. Ahmet Bulut’un bir tane transferi var mı? Ahmet Bulut’un Avrupa’da çok tanıdığı var. Erdal Torunoğulları gitti, görüştü. Fiorentina ayağını kim çözdü? Ahmet Bulut’u çağırdılar o çözdü. Kimin ne dediğine bakmam ki. İşimizin yürüyüp yürümediğine bakıyorum. 2012 senesinde yönetime geldik. 2012 yılı 26 Mart tarihinden bu yana Ahmet Bulut’a 1 dolar ödenmiş mi? Ödenmemiş paranın neyini konuşuyoruz? Beşiktaş’a faydalı işler yapmıştır. Alacağı var ama ödemedim. Ödeyecek durumumuz yok. Kazandı, parasını alacak. Daha almadı. Beşiktaş taraftarı bilsin; gece gündüz çalışan bir başkan ve yöneticileri var. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını bile savunacağız diye geldik.
"Kadrodaki sayının 23 ya da 24'e inmesi lazım"
29 kişilik bir kadromuz var şu anda. 23 ya da 24’e inmesi lazım. Oyuncuya git diyorsun, gitmiyor. Git, taliplin varsa getir diyoruz. Gitmiyor. Takımda kaldığının ertesi konuşmaya başlıyor. Futbolcunun ağzı değil, ayağı konuşacak. Yeni bir adam aldığınız zaman ve oyuncu adedine baktığınızda huzursuzluk yaratıyor. Kadronun fazla olması huzursuzluk yaratıyor. Biz, oyuncuları konuşsun diye değil, oynasın diye alıyoruz. Herkes işini yapacak. Ağızla olmaz bu iş. Surat yapılıyor, bilmem ne yapılıyor. Beşiktaş surat yapma yeri değildir. Parası için nasıl konuşuyorsa, sahada da konuşacak. Dün akşam Oğuzhan’a yapılanlardan ötürü çok üzgünüm. Pırlanta gibi futbolcular. Beşiktaş’ın kültüründe bunlar yoktur. Nereden çıktı bunlar? Zannedersin ligin sonuna geldik. Başlar ayak, ayaklar baş olmayacak. Herkes işini yapacak.
"Ben sizin sınıf arkadaşınız mıyım?"
Sosyal medyada tweet atıyorlar. 13-15 yaşında çocuklar yorum yapıyor. Yorum yapması da sıkıntı değil, benim cep telefonuma mesaj atıyor. Whatsapp grubu kuruyorlar. Ben sizin sınıf arkadaşınız mıyım? Askerlik arkadaşınız mıyım? O grubun bir parçası olacak adam mıyım? Süleyman ağabey başkan olsaydı, bu sosyal medyayı, bazı hadsizlikleri görseydi adamcağız nasıl yönetirdi? Biz yaşımız gereği uyum sağlamaya çalışıyoruz ama zorlanıyoruz. Bu kadro şampiyonluğa kitlenecek, başarıya kitlenecek bir kadrodur. Biz işimizi yapacağız, kadro da işini yapacak.
Futbolculara edilen küfürler üzerine...
Antalyaspor ile maç yaptık. Başkanı Cihan arkadaşımdır. Oynayan bir futbolcusunu gösterdi. Bütün takımın aldığı para bizim 2 tane oyuncumuza bedel. Para ile güç ile ölçmek mümkün değil. LASK Linz ile oynadık. Bütçesine bakın, bize bakın. Partizan ile oynadık. Demek ki içeride oyuncularımızın da kendisine bir çekidüzen vermesi lazım. Oynayan oyuncular gözümüzün nuru. Bizim kültürümüzde böyle bir şey yoktur. Beşiktaş taraftarlarına sesleniyorum; lütfen bir daha böyle bir şey olmasın.
"Ayrılmak isteyen bize teklif getirsin"
Kurda bir artış var. Bir oyuncuyla sözleşme yapmışız, 2 milyon Euro vermişiz. O tarihte ödediğimiz maaşı 6 milyon TL. Şimdi ise 15 milyon TL. 6 milyona göre yüzde 15 vergisi vardı, şimdi yükseldi. Menajerlik ücretleri de var, iyice artıyor. Oyunculara da söylüyorum. Zor bir zaman olacak. Ayrılmak isteyen varsa bize teklif getirsin. Bu ayıp bir şey değil. Bir oyuncuya teklif gelince hemen gitmek istiyorum diyor. Ne zaman oluyor? Teklif geldiği zaman. Teklif yoksa, git takım bulun diyorsunuz. Ben mutluyum diyor. Beşiktaş’ın oyuncuları genelde Avrupa menşeli satışlar yapıyor. Bu sene zor bir sene olacak. Herkesin atladığı bir şey var; Beşiktaş ligi dördüncü sırada bitirdi. Geçen sene Şampiyonlar Ligi’nde namağlup takım, Faroe Adaları’na gitti. Ödemelerimizde zorlanıyor muyuz? 3 ayda bir lisans alan bir kulübüz. Bunu alabilmek için oyunculardan borçsuzluk kağıdı alıyorsunuz. Gitmek isteyene açığız.
"Ahmet Nur Çebi'yi yıpratmaya çalışıyorlar"
Ahmet Nur Çebi’yi öne çıkarmak için değil, ona zarar vermek için konuşuyorlar. Kendisinin para ile itibar gören bir adam olarak görünmesinden rahatsızlık duyar. Kimseden kefalet ya da para almadım. Bir kişi kefil olur o da ben. Kimseden yönetime girmesi için 1 lira para almıyorum. Beşiktaş’ın kredi konusunda kimseye ihtiyacı olmaz. Bir defa oldu, ben ve Ahmet Nur Çebi imza attık. Niye haberler çıkarıyorlar? Ahmet Nur Çebi’yi zedelemek için yapıyorlar. Onu övecekmiş gibi yapıp, yıpratmaya çalışıyorlar. Bunlar doğru şeyler değil.
"Oğuzhan ve Tolgay'a güveniyorum"
Kadroya geri gelenler oldu. Lens’ten memnunum. Santrforda Negredo, Love, Larin, Pektemek, Umut Nayir bir de Leverkusen’den aldık, 6 tane oyuncu var. Orta sahada, Atiba, Oğuzhan, Tolgay, Medel, Necip… Birçok oyuncumuz var. Bizden giden oyunculara bakın. Fabri gitti, kaleci geldi. Stoper gitti, stoper geldi. Bir stoper daha gitti, nerede? Zaten kiradaydı. Şu andaki kadromuz içinde geçen seneye nazaran eksiğimiz forvet arkası olarak görünüyor. Bizde mevcutların oynamasını istiyoruz. Oğuzhan ve Tolgay’a güveniyorum. Biz Oğuzhan ile şampiyonluklar yaşadık. Onlar da arada bir kendileriyle savaşıyorlar. Kendileriyle değil rakiple mücadele ederlerse bu iş çözülür.
Negredo ve Vida'ya gelen teklifler doğru mu?
Negredo konusu da dedikodu. Suudi Arabistan’dan bize bir teklif gelmedi. Gelseydi söylerdim. Vida ile alakalı bir teklif geldi. O da 10 milyon poundluk teklifti. Yüzde 10 da menajerlik payı istediler. Vida’yı satmak için almadık. Burada başarılı olmak, sembol olmak istiyor. Vida inanılmaz derecede karakterli bir oyuncu.
Şenol Güneş ile araları bozuk mu?
Şenol Hoca, sayısal fazlalığımız var bazılarının gitmesi gerekiyor dedi. Oyuncular, dönem dönem bana da geliyor, “Niye oynamıyorum” diyor. Ben de hocaya yönlendiriyorum. Kadroda fazlalık var. Şenol Güneş’in en uzun süreli çalıştığı başkan benim. Bizim bir gönül dostluğumuz var. Çok sevdiğim, saydığım bir futbol adamı. Bu, evlilik gibi bir şey. Eşinizle arada bir kavga oluyor mu, oluyor. Ama bu mutsuzluk değildir. Arada bir çizgiyi aşmalar oluyor. Bu futbolun içinde olan şeyler. Yöneticilik çözüm bulma işidir. Biz işi yönetmeye çalışıyoruz. Bazen kırıldığım oluyor mu, oluyor. Ama ben hislerimi değil, Beşiktaş’ı yönetiyorum. Beşiktaş menfaatine göre hareket ediyorum.
"Kimse Beşiktaş'tan büyük değildir"
Atiba’yı arıyorum, o da beni arıyor (gülerek). O bizim ailemizin bir parçası. Geç başladı. Sözleşme süreçleri uzun sürdü. 2 hafta sonra takımda oynar hale gelecekmiş. Orada yer bulabilir mi, bilmiyorum. Elinden geleni yapacaktır. Talisca tarzı oyuncular dünyada da kalmadı. Tipik 10 numara, sistemlerde de artık çok fazla yok. Orta sahada oynayanların gole yönelik oynaması lazım. Tutmak için uğraştım mı? Evet uğraştım. Biz senin bonservisini alacağız dedim. Türk halkının insanları yukarıya çıkarıp, aşağı indirme olayı var. Bazı kişileri çok çabuk havalara çıkarıyoruz. Kimse Beşiktaş’tan büyük değildir. Buna ben de yöneticiler de hoca da futbolcular da dahildir. Büyük olan Beşiktaş’tır. Beşiktaş’a yukarıdan birisi olduğu zaman hiç geri dönmem. Beşiktaş’tan iyi ayrılanlara da kollarımızı hep açtık.
Talisca'yı takımda tutmaya çalıştı mı?
Bir futbolcu, Beşiktaş ile ayrılma sürecini iyi yönetmeli. Gomez’i taraftarlar da ben de çok sevdim. Beşiktaş’tan evvelki Gomez ne haldeydi? Bizim de ona katkımız oldu. Bir futbolcumuz geldi çok iyi oynuyorum diye. Ben de Beşiktaş’tan önce neredeydin dedim. Talisca konusu da çok abartıldı. O da kendisini tanrı gibi görmeye başladı. Devre arasında Çin’e gitmeye karar vermiş. İş bitiyor, herkes parasını cebine koyuyor. Sonra diyorlar ki menajerin parası nereye gitti. Biz işin Benfica üzerinden yapılmasını istedik. Hem 24 saat çalışıyorsunuz, hem para harcıyorsunuz, hem kendinizi veriyorsunuz. Sonra birileri çıkıyor, bizim tatilimizle uğraşıyor.
Başkanlıktaki geleceği üzerine...
Benim Beşiktaş’taki dönemim 2022’de bitiyor. 2022’den sonra zaten aday olmayacağımı açıkladım. İşte tüzüğü değiştirelim diyorlar. Tüzük değişse de ondan sonrası için niyetim yok. Herkes 2022 sonrası Beşiktaş stratejilerine başladı. Ben buradayım. Ben daha ölmeden para kime kalacak? Ona benziyor bu. Beşiktaş’a hizmet etme stratejisinin ortaya koyulması lazım. Tüzük ne diyor? 1 dönem 3 sene diyor. Kaç sene yapacağımızı Genel Kurul belirleyecek. Ben Beşiktaş’tan gitmeden evvel, benden sonrasını hazırlamak istiyorum. Kendime istiyormuşum gibi algı yapıyorlar. Ben ise gitmeden yaparsam, benden sonrakini düşünmüş olurum. Bu uzaktan yönetilecek bir kurum değil. Ömrünüzün çoğunu buraya harcamanız lazım.
2019'de seçilirsem bırakmadan evvel değişiklikler yapacağım"
Beşiktaş, uzaktan kumandayla yönetilecek bir iş değil. Ciddi mesai harcamanız lazım. İstikbalde yönetecek, bilgi birikimleri olan insanların da yönetebileceğine inanıyorum. Rummenigge, Bayern’den maaş alıyor. Öyle değil mi? Para alıyorlar. Vermeyenlerin de sahipleri var. Bu olmadığı takdirde biz ne yapacağız? Bu masrafları harcayabilecek adamlar gelecek. Yıldırım Demirören söylemişti, ”Birinci gün başkanı seçelim. İkinci gün yönetim kurulunu seçelim” diye. Yönetime girdikten sonra insanların yürüyüşleri farklılaşmaya, sizinle konuşma şekli farklılaşmaya başlıyor. Birçok şey yapılabilir. Çağa ayak uydurmak lazım. 2019’da seçilirsem, 2022’de bırakmadan evvel bazı değişiklikleri genel kurulun önüne getireceğim. Kabul edilir, edilmez bilemem.
Yayıncı kuruluş yorumu
Yayıncı kuruluşun menfaati bizi ilgilendiriyor. Büyük kulüpler de pay alıyor. Hal böyle olunca, bizim bu partnerimizle birlikte çalışmamız lazım. Menfaatimiz ortaktır. Yayıncı kuruluş ne kadar büyür ve para kazanırsa kulüpler de para kazanır. Biz elimizden gelen bütün desteği vermeye hazırız. Ben demeçlerle bunu pozitif manada destekliyorum.
TL ve yabancı kuralı konusu
Geçen toplantıda konuştuk; yerli oyunculara yavaş yavaş TL verilmesi konusunu… 14 yabancı da fazla gelmeye başladı diye görüştük. Önümüzdeki dönemde böyle bir karar alabiliriz.
"Vicdanım rahat"
Maç bittikten sonra yorum yapmak kolay bir şey. O anda yorum yapmak daha zor. Şunu oynatsaydı, bunu oynatsaydı diyebilirsiniz. Maç esnasında sorsan cevap veremez. Benim keşkelerim çok fazla olmamıştır. İyi niyetli miyim, kulübün menfaatlerini düşündüm mü? Evet. Bunların sonucu hatalı olsa bile benim vicdanım rahattır. Negredo, İspanya’da İngiltere’de oynamış bir oyuncu. Üst düzey bir futbolcu. Beşiktaş’ın 3 senede Demba Ba, Gomez, bir nebze Aboubakar’ı da sayabiliriz… Aboubakar geldiğinde küfür ediyorlardı, sonra gitmesin diye kampanya yaptılar. Çok golcü oyuncular olunca Negredo’dan beklenti arttı. Kaç gol atarsın sorusu sonrası da baskı altına girdi. Negredo’yu çok seviyoruz. İnsan kalitesi çoğundan daha yüksek. Bir gün gelip de bana bir derdini falan anlatmadı.
"Beşiktaş bahanelerin arkasına sığınmaz"
Cenk’li kadroyla 21 puan kaybettik. Daha sonra Cenk yokken 10 puan kaybettik. Geçen senenin ikinci yarısındaki performansı iyi değildi. Artık Anadolu takımları da vitrin maçlarına çıkıyorlar. Antalyaspor canla başla oynadı. Umarım aynı performansı bu hafta da gösterirler. Beşiktaş oyuncu kalitesi bu bahanelerin arkasına sığınmayacaktır.
Protesto konusu
Bizim kültürümüzde oyuncularımıza protesto yoktur. O başka kulüplerde olur. Oyuncumuz bizim gözümüzün nurudur. Oğuzhan çok değerli bir futbolcudur. Geçen seneki şampiyonluğun kaçmasında sorumlu mudur? İstediğim gibi oynamamıştır diyelim. Tolga da şampiyonluk döneminde kaledeydi. Şimdi sakat mesela. Kaleci almasan ne olacak? Tolga’ya güveniyoruz ama ibre bize dönebiliyor oyuncu almasak. Tolga kendiyle kavga ediyor zaman zaman. Ama Tolga’yı çok severim, düzgün bir çocuktur.
"Ali Koç'un gelmesiyle pozitif bir hava oluştu"
Süper Lig’i dünya çapında pazarlamamız lazım. Ne kadar bu ligi izletirsek o kadar iyidir. Futbol ailesi dar bir aile. Çocukluğumda babamla girdim bu yola. Bir gün benim başkanlığım bitecek, yine yüz yüze bakacağız. İşin güzel taraflarını göstermek lazım. Ali Koç’un gelmesiyle birlikte de pozitif şeyler başladı. Çünkü bir şeyler konuşabiliyoruz. Diyalog başladık. Ali Bey de maçını kazanmak istiyor, Mustafa Cengiz de, Ağaoğlu da istiyor. Mustafa Cengiz’i de severim. İlk derbimiz Fenerbahçe Stadı’nda. Onları yenmeyi çok istiyoruz. Ali Başkan da bizi yenmeyi çok istiyor. Ama bu hakaret edeceğiz anlamına gelmiyor. Bunu popüler olmak için yapıyorsak olmaz. Kimse ne Everton’ın ne United’ın başkanını tanır. Dortmund’un başkanını kim bilir? Burada maalesef ki yöneticileri çok öne çıkarıyoruz.
"Benim kimseyle kişisel problemim yok"
Beşiktaş’ta şöyle şöyle oluyormuş demek olmaz. Çık, net konuş. Ağzından çıkanı bil. Ona göre konuş. Adam yanımıza geliyor, yönetici olmak istiyor. Olamıyor başlıyor sallıyor. Medyadan ayrılıyor, iş için geliyor olmayınca başlıyor sallamaya. Hayat bu kadar kolay değil. Benim kimseyle bireysel problemim yok. Mesele; bizim işimize konsantre olmamızdır.