Fenerbahçe için flaş sözler: 'Titanik'in batışı gibi...'

10.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme: 10.12.2018 - 11:15

Fenerbahçe için flaş sözler: 'Titanik'in batışı gibi...'

3 Temmuz şiddetinde travma! - Ercan Güven / Milliyet

Bu işin şakası kalmadı… Fenerbahçe şu anda 3 Temmuz Kumpası’ndan sonra  tarihinin en büyük travmasının tam göbeğinde bulunuyor… Bu gidiş durdurulmazsa akıbet belli ve 3 Temmuz’u mumla aratacak günler bekliyor Türk Futbolu’nun devini.
Diyeceksiniz ki, Ersun Yanal gelir bir galibiyet serisi her şeyi düzeltir!
Hayır… O sadece travmanın şiddetini düşürür… Yaşanmışlar orada öylece kalır. Düşme hattında son tangonun etkileri yarın değilse on sene sonra görünür.

Bakın bu sene ilköğretim ile lise arasında 17 milyon 858 bin çocuk okula başladı. Hangisi bu Fenerbahçe’yi benimseyecek? Kaç tanesi Fenerbahçe’den vaz geçecek acaba?

Fenerbahçe elbet çareler bulacak, kötü gidişi döndürecek…
Ama önemli olan bu noktaya getirmemekti.
Hele yenilenme için yirmi yıllık yönetimini değiştirmiş bir kulüpte asla…

Açık söyleyeyim, ben kendimi Stephan King gibi hissetmeye başladım sezon başından beri… Her hafta yeni bir felaket, acı, trajedi yazmaktan bıktım; Fenerbahçe takımı taraftarlarına yaşatmaktan, yönetimi kulağının üstüne yatmaktan bıkmadı.

Aslında maçın tarifi kolay…
Olay, düşme hattında mücadele eden eksik gedik iki takım arasında geçiyor.

Ev sahibinin taktiği ve tarzı belli… Topu rakibe bırakıp bekleyen, hızla çıkıp becerikli santraforlarıyla sonuca giden bir takım… Ama üçüncü santraforla oynamak zorunda. İkinci santraforu Manu sakat, ancak son yirmi dakika giriyor Fenerbahçe’ye gol atmış Bokila yerine…
Yani Fenerbahçe’nin eksikleri bahane değil… Zaten misafir Fenerbahçe’nin ne oynadığı bile belli değil…
Ne doğru dürüst savunma yapabiliyor, ne hücum… Eksikler sakatlar yüzünden ümitlendiren adamlar da yok. Her şey Mehmet Ekici’nin omuzlarında.
İlk dakikalarda Fenerbahçe biraz rüzgar yaratsa da golü yediği 26. dakikaya kadar Akhisarspor sahanın neresinde bassa hata yaptırıyor Fenerbahçeliler’e… Barış ve Eljif’i kilitlenmiş Fenerbahçe gol yiyeceği zamanı bekliyor açık açık.
Bokila, Harun’dan dönen top karşısında uyurgezer gibi duran iki Fenerbahçe stoperi arasından golü atınca, Fenerbahçe’nin aklına puan cetveli gelmiş olmalı ki, birkaç orta yapabiliyor rakip ceza alanına ama Isla ile Slimani ıskada yarışıyor.
İkinci yarı Koeman yapabileceği tek hamleyi devreye sokup Benzia’yı alıyor. Sonraki dakikalarda Mehmet Topal’ın yerine Hasan Ali’yi koymak saçmalığına kadar gidiyor iş. Bundan sonrası Akhisarspor’un bildiği oyun… Fenerbahçe bastırıyor, Akhisar yakaladığı toplarla hızla Fenerbahçe kalesine iniyor ve bunlardan bir tanesi Manu’nun ayağından ikinci gol oluyor.
Doksan artılarda ise Fenerbahçe’yi düşme hattında prangalayan skor; 3-0…  
Benim elim acıyor artık Fenerbahçe’nin başına gelen korkunç olayları yazarken. Taraftarın yüreği kan ağlıyor ama Fenerbahçe’yi yöneten futbol aklı travmanın farkına varmadıkça ne fayda.

Özgüven tamamen kayboldu - Erman Özgür / Fanatik

Maça ilk 10 dakikada iyi başlayan Fenerbahçe, Hasan Ali, Elif ve Mehmet Ekici üçlüsünün hareketliliği sayesinde eli ayağı düzgün bir iki pozisyon bulsa da bu iyi görüntü, saman alevi gibi çok çabuk söndü. Sonrasında topu öne taşımakta zorlanan, ne set hücumunu ne de rakip kaleye çabuk gitmeyi beceren Fenerbahçe, kaleci Harun, Skrtel Neustadter’in ortak hatası ile golü de yiyince zaten minimuma inmiş özgüveni, tamamen kayboldu. Mehmet Ekici’nin duran top becerisi haricinde rakip ceza sahasına girmekte zorlanan Fenerbahçe’nin kulübesine bakınca Benzia haricinde, ki onun da ne kadar iyi bir hamle olduğu tartışılır, maçı değiştirebilecek başka da bir hamlesi yoktu. Akhisar’ın işin savunma kısmını sertleştirdiği dakikalarda hücum etmekte acele etmemesi, oyunu uzun süre 1-0 götürmesine sebep olsa da Fenerbahçe maçın neredeyse hiçbir anında oyun üstünlüğünü alamadı. Sonrasında Cihat hocanın hamleleri, risk alan Fenerbahçe’ye dün akşamki ağır skoru getirdi.

Gecenin sorusu
Fenerbahçe’de yapılacak hamle ne olmalı? Bana göre alınan bu mağlubiyet, teknik direktör hamlesinin hızını arttıracaktır.

Maçın starı
Josue. Özellikle takımını organize ederken, oyunu dikine oynayan ve orta sahada boş arkadaşlarını doğru yerde buluşturarak Fenerbahçe orta sahasının yumuşak kaldığı maçta neredeyse tek başına rakibini defalarca geri koşturdu.

Maçın olayı
Akhisar yedek kulübesinin, Fenerbahçe’nin yedek kulübesinden çok daha iyi oyuncularla dolu olması bana göre maçın olayıydı.

Kısa mesaj
Benzia'nın top tekniği iyi olan bir oyuncu olmasına rağmen Fenerbahçe orta sahasına bu kadar bozuk organizasyonlar içerisinde lüks kaldığını düşünüyorum.

Fenerbahçe Light - Mehmet Demirkol / Fanatik

Fenerbahçe kendi seyircisi dışında kimseyi korkutmuyor. Bu hafta itibarıyla bütün maçları seyretmiş biri olarak ligin tartışmasız en kötü futbol oynayan takımı olduğunu söyleyebilirim. Boş pas yapıyorlar. Boşuna pas yapıyorlar. Santrfor performansı yok. Orta saha direnci yok. Takım boyu çok uzun. Yüksek yüzdeyle gol yiyorlar. Bu takımın adı Fenerbahçe olmasa küme düşmenin en büyük adayı olur. Ümit kesilen takım yani. Adının Fenerbahçe olması bu adaylığı geçersiz kılmıyor. Sadece biraz ümidi var Fenerbahçe’nin. Adının getirdiği bir ümit.

Koeman ‘Valbuena takımı’yla bir kıpırdanma sağlamıştı. Ancak o ve Jailson’un yokluğunda bu plan uygulanamaz oluyor. Başka da bir plan yok.

Dün Akhisar geri çekilip ceza sahasıüzerinde oyunu kabul ettiğinde de daha iyi olan taraftı, kalabalık çıktıklarında da... Ezici bir fark vardı arada. Çünkü Fenerbahçe hiçbir rakibini korkutmuyor. Bu Fenerbahçe değil Fenerbahçe Light...

Gecenin sorusu
Fenerbahçeli oyuncular uyuyabilecekler mi? 90 dakikalık uykudan sonra zor olur.

Maçın starı
Josue... Büyük bir rahatlıkla ve konsantrasyonla hem savunma hem hücumda takımını harika yönetmekle kalmadı, estetik de sergiledi. Uzun süredir onu bu kadar iyi görmemeiştim. Josue, tam bir yıldız performansıyla büyük bir güvenle rakibinin tüm zaaflarının üzerine gitti.

Maçın olayı
Slimani’nin hala ilk 11 oynaması. 13 Süper Lig maçında 1 gol 0 asistlik performansla dünyanın hiçbir takımında forma bulamazsınız. Kadroda kimse yok mu? U21’de kim varsa o oynar o zaman. Büyük hayalkırıklığı olmayı geçti artık utanç verici bir oyun oynuyor.

Kısa mesaj
Çözüm olacağını düşünmüyorum. Ancak Ali Koç’u getirenler Ersun Yanal’ı istiyor.

Titanic - Gürcan Bilgiç (Sabah)

Başından, sonuna kadar facia hikâyesi seyrettirdi bize Fenerbahçe. Titanik'in batışı gibi. "Olmaz" denilen her şeyin başına gelmesini seyrettiriyor.
Akhisar'daki oyunun sürpriz olduğunu veya "beklenmedik" diye nitelendiren olursa eğer, zaten bu oyunun veya futbolun gerçeklerinin farkında değil. Şöyle özetleyelim: Takımın en değerli ve beklentisi en yüksek oyuncusu Mehmet Ekici, hakemin elini kaldırıp; çift vuruşu işaret ettiği pozisyonda, topu direkt kaleye kullandı. Bu oyuncuya, takımın "oyun aklı" olarak bakıyoruz. Fenerbahçe'nin kenar yönetimiyle, sahadakilerin buna cevabı arasında fark yok anlayacağınız.
Kaybedilen; maçlar veya puanlar değil, karşı koyma duygusu. Her şeyi ile bitmiş, tükenmiş ve saklanmaya başlamış bir grup var karşımızda. Perşembe günü Giresunspor'a karşı da aynı duyarsızlık veya güvensizlik hakimdi takımda.
İkinci yarı başladığında takımın oyuncularına veya formatına da bir hamle yapılmadı.
Toptan kaçmaya, pastan saklanmaya başlayan oyuncular da çoğaldı. Barış Alıcı ve Eljif tamamen maçtan koptular.
Mehmet Topal'ın gücü kalmadı, Ekici de teslim bayrağını çekti.

Fenerbahçe taraftarı elbette öfkeli.
Ama önce kendisinde arasın sorumluluğu.
"Fenerbahçe böyle mi oynar" kibiriyle, düzeni bozan birinci unsur onlardı.
İkincisi ise Ali Koç'un her şeyini teslim ettiği Comolli. Cocu ve Koeman sadece sonuçtur. Bir daha tekrarlayalım:
Futbolu herkes biliyor ama "oyunu" bildiğinizde farklısınız. Ankaragücü yenilgisi sonrasında Cocu'yu basın toplantısına bile çıkarmadan, "Bu camia bu sonucu kaldıramaz" diyen Ali Koç'un, şimdi Comolli'ye, "Fenerbahçe düşme hattında olamaz" demesi gerekir. Artık Ersun Yanal dışında hiçbir hamlesi de kalmadı.
Umarım artık taraftarlık formasını, yöneticilik ile değiştirirler.

The End - Erman Toroğlu (Sabah)

Şunu diyebiliriz maç için; The End...
Yani filmin sonu... Filmin yönetmeni Ali Koç... Reji sorumlusu Comolli...
Başaktör Cocu... Yardımcı rolde Koeman...
Film büyük iddialarla vizyona girdi.
İlk başta herkes mutluydu, oynayanlar da seyredenler de... Ve pembe bulutların üzerinde uçuyorlardı. Çünkü bu film için yönetmen bir senedir çalışıyordu. Fakat film ilerledikçe seyredenler ve filmi çevirenler için olay Agatha Christie romanlarına benzemeye başladı. Film henüz bitmedi, ama Fenerbahçe bitti! Düşünün bu maçtan sonra lig bitecek olsa şu anda sarı-lacivertliler, Spor Toto 1. Lig'e düşecekler.
Peki size bir soru; düşse ne olur? a) Federasyon tarafından düşme kaldırılır mı? b) Düşme kaldırılmaz Fenerbahçe, Spor Toto 1. Lig'de oynarsa bu ligin ihalesi yeniden mi yapılır? Çünkü bu ligde Fenerbahçe'nin bütün maçları full dolar.
İçeride dışarıda... c) Fenerbahçe'nin çoğu maçı gündüz oynanır. Bu da avantaj mı olur, dezavantaj mı olur onu bilemem. Ali Koç çok iddialı geldi iyi tamam da kendi kulübündeki tecrübeli insanları bile dinlemedi.
Telefon açanların telefonlarına bile dönmedi.
Ama duyuyorum ki babası sevgili Rahmi Koç'un bile telefonlarına dönmezmiş.

İyi güzel de sen telefonlara dönmezsen işte dün akşam olduğu gibi adamı böyle maç bitmeden geriye dönüş için havalimanına döndürürler!
Fenerbahçe için yazılacak hiçbir şey yok. Akhisar için var... Bir ilçe takımı... Zor günler geçirdiler. İyi işler de yaptılar geçtiğimiz yıllarda. Ama şu var, Akhisar'ın kimyası teknik direktör Cihat Arslan ile uyuşuyor. Bu net gözüküyor.
Akhisarlı oyuncular 2-0'dan sonra biraz daha dikkatli top kullansalar 4'e 5'e giderlerdi.
Tarihi bir farkı kaçırdılar. 2-0'dan sonra Fenerbahçeli oyuncular ortada top yapan Akhisarlı oyunculara bile müdahale edemediler.
'Ortada sıçan' durumuna düşmemek için. Filmin galası yapıldı, gösterime girdi, gişede çakıldı... Dün gece son perdeydi ve bitti! Şimdi bu sabahtan itibaren yeni bir filmin çekimine başlanacak.
Yönetmen aynı olacak, oynayanlar değişecek.
Bakalım ikinci film bize neler gösterecek?
Acaba yönetmen hâlâ burnunun dikine mi gidecek? "Ben bu işi çok iyi biliyorum, kimse karışmasın" mı diyecek? Tecrübeli insanlara danışmayacak mı? Merakla bekliyoruz.
Çünkü ikinci film de bu şekilde biterse, yönetmenin işi biter! Çok net!

Hesap verin - Ahmet Çakar (Sabah)

Ali Koç büyük ümitlerle takımın başına geldi... Sonra Comolli adlı bir adamı teknik patron yaptı... O Comolli tuhaf, manasız, dedikodulara mahal verecek bazı oyuncular aldı.
Fenerbahçe'nin en iyi diyebileceğimiz bir grup oyuncusundan bazıları, Arabistan'a filan satılıyor.
Aynı Ali Koç "Vizyon" dedi, "Avrupa'nın devlerinden biri olabiliriz" dedi sonra "Avrupa'ya da gitmeyelim" dedi. Teknik direktör Cocu'yu kovdu ama parasızlıktan sözleşmesini feshedemedi ve ligin neredeyse yarısı bittiğinde Fenerbahçe artık düşme hattına indi. Bu işin şakası yok. Akhisar karşısında Fenerbahçe'yi izledik. Bir-iki oyuncusu dışında hiçbir oyuncusu Akhisarlıların üzerinde değil. Kim onlar; Mehmet Ekici ki bütün organizasyonlarda o var, solda da Hasan Ali... Gerisi Akhisar da bile kadroda kendilerine yer bulamazlar.
En güvenilen defansın göbeğiydi. Liverpool'da oynamış Slovakya Milli Takımı oyuncusuSkrtel ve Rus Milli Takımı'nın defans oyuncusu Neustadter...

Fenerbahçe'nin yediği ilk gole bakın; şut çekiliyor, Kaleci Harun'dan dönen topu bu iki stoper arasından Akhisar'lı Bokila tamamlayıveriyor. Bokila'nın kariyeri Fenerbahçe stoperlerinin 10'da biri etmez ama maçı kariyerler oynamıyor. Hele hele yenen ikinci gol. Manu, Skrtel'le birlikte yükseliyor arkasına geçiveriyor, çaresiz Skrtel çekeyim mi düşüreyim mi derken Manu ikinci golü atıp, maçı kurtarıyor. Bu iş böyle gitmez... Artık Ersun Yanal'ın kurtarıp kurtaramayacağını da bilmiyorum.
Hatta ona teklif yapılırsa da akıllıysa gelmez. 40 yıldır futbolun içindeyim yüz yıllık tarihiçınar Fenerbahçe'yi hiç bu kadar çaresiz ve acİz içinde görmedim.
Sorumlular hesap vermeli, yazıklar olsun.

Bunun adı rezalet! - İlker Yağcıoğlu (Takvim)

AKHİSAR maçında Fenerbahçe'nin görüntüsü tek kelimeyle rezaletti... Sezon başından bu yana söylemekten dilimizde tüy bitti; bu takımın sıkıntısı, öncesinde Cocu sonrasında Koeman gibi iki teknik direktöre mahkum kalması. Ama daha da önemlisi Comolli gibi bu teknik adamları getiren ve bu takımı kuran sportif direktörün bu kadar uzun süre görevde kalmasıdır. Bir yıl önceden çalışmalara başlayan, yüze yakın oyuncu izlediğini söyleyen Comolli bu durumun baş sorumlusudur.

Tabii Başkan Ali Koç'u da unutmamak gerekir.
Comolli'yi getiren, gelen ya da giden oyuncuları onaylayan da sonuçta kendisi.

ESKİ FENER'İ İSTERİM
Başkan Ali Koç'a en büyük desteği veren taraftarlar bile kendisine tepki göstermeye başladı.
En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Ali Koç'un Comolli ve Koeman'la birlikte tüm teknik heyeti kovup Ersun Yanal'ı takımın başına getirmesi lazım.
Dünkü sonuçla Fenerküme düşme potasına girdi.
Bu tablo Ali Koç'un bu zamana kadar aldığı kararların sonucudur.
'Yeniden Fenerbahçe' sloganı ve Koç vizyonu buysa ben bir Fenerli olarak eskisini istiyorum.

MAÇIN EN İYİSİ: JOSUE
Akhisarlı yıldız orta alanda çok etkiliydi

MAÇIN EN KÖTÜSÜ: KOEMAN
Sahaya rezil bir takım sürdü..

Senin için hazırladığımız haberler