Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında spor gündemine ve Süper Lig'deki şampiyonluk yarışına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında spor gündemine ve Süper Lig'deki şampiyonluk yarışına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Aerobik Jimnastik dalında Dünya ve Avrupa Şampiyonu olan Red Bull sporcusu Ayşe Begüm Onbaşı'nı tebrik eden Altaylı, ''Jimnastik önemli bir dal. Bizim de yavaş yavaş kendimizi gösterebildiğimiz bir dal haline geldi. Daha hızlı başarılar gelebilir. Çünkü etrafımızda başarılı olmuş ülkeler var. Mesela bir örnek vereyim. Dünya şampiyonu bir Rus jimnastikçi kadıncağız, Türkiye'ye geldi. Bu kıza Türkiye'de bir kulüp bile iş vermedi biliyor musun? Bu Dünya şampiyonu kız, otelde jimnastik dersi vermeye başladı. Bu fırsatları Türkiye çok rahat kaçırdı. Artık şu anda bir bilinç var. Allah'ı var Spor Bakanlığı ve genel müdürlükleri, özellikle Mehmet Atalay Bey'in kurduğu düzeni bozmadılar. Türkiye'de spora iyi yatırım devlet tarafından yapılıyor. Fakat o iyi şeylerin karşılığını eskiden gelen bir gelenekten gelen spor kurtları var, onlar üretilmeye çalışılan spor elmasını içten içe kemiriyorlar. Organizasyondan o tüm eskileri temizlemek lazım. Günah almak istemiyorum ama tüm federasyonlarda bu durum var gibi gözüküyor.'' dedi.
Burdur'da yapılan Göller Yöresi Turnuvası hakkında yorumda bulunan Altaylı, ''Basketbol turnuvası düzenlemektense, DSİ'nin son 30 yıllık politikaları masaya yatırılsa çok iyi olur. Göller Bölgesi'ndeki birçok gölümüzün kurumasından oradaki hatalar sebebiyet verdi. Yıllarca o göllere gittim. Oraları çok iyi bilirim. DSİ orada inanılmaz yanlışlar yaptı. Bu göllerin büyük bölümü kurudu. Oradaki yaban hayatına da zarar verdiler. O zaman bunları söyledik, yazdık, aradık ama hiç umursamadılar. Sportif şeylerle bunlara ilgi çekmek boşuna. O dönemden bu döneme DSİ'nin tüm yöneticilerini yakalayıp, odunla falakaya yatırmak lazım.'' ifadelerini kullandı.
Yunanistan'da AEK ile PAOK'un arasında oynanan maçtaki olayları değerlendiren Altaylı, ''Ne oldu? AEK-PAOK'un sahasında şampiyon mu oldu? Genellikle bu görüntüler ondan sonra oluyor ya... Bizde en azından öyle oluyor. Benzinlik patlıyordu az daha.'' dedi.
Fenerbahçe'nin Karabükspor'a karşı aldığı 7 gollü galibiyeti değerlendiren ve son hafta olacak şampiyonluk yarışması hakkında yorum yapan Fatih Altaylı, ''Peki bir şey söyleyeceğim. Yıllar önce Galatasaray böyle bir averaj yapmıştı. Herkes 'şike' demişti. Fenerbahçe şimdi kalkıp 7 tane attı, şike mi olacak bu şimdi? Galatasaray da 7 attı ama böyle şeyler olabiliyor. O yılda Ankaragücü de Beşiktaş'tan 6 başkasından 7 yemişti. Futbolda böyle şeyler oluyor. Bazen böyle zayıf rakiplere karşı gereken skorlar bulunabiliyor. Futbolun böyle güzelliği buradadır. Böyle bir şey olabilir. Galatasaray kazanmak zorunda olsaydı; baya korkardım. Galatasaray kaybetmemek zorunda olsaydı daha az korkuyorum. Göztepe kötü bir takım değil. Dişli bir takım. Sezona başladığı noktada değiller. Yani her şey olabilir. Futbol bu! İkisinin birden kaybetmesi, Galatasaray ve Başakşehir yenilecek, Fenerbahçe kazanacak, bu zor bir ihtimal ama bu ihtimaller futbolda var. Kimsenin yeri garanti değil. Her şey olabilir. Bunlar olmaz değil. İnşallah böyle sonuçlar hakem hataları nedeniyle oluşmaz. Galatasaray yenilebilir, Başakşehir puan kaybedebilir. Kasımpaşa süper oynar, Başakşehir'i yenebilir. Eğer hakem müdahaleleriyle bunlar olursa; o zaman lige gölge düşer. Son hafta böyle bir şey olacağını pek zannetmiyorum.'' şeklinde konuştu.
Galatasaray'ın Yeni Malatyaspor karşısındaki performansını değerlendiren Altaylı, ''Ne desem boş. Maç 10 dakikada bitti zaten. 30. saniyede ligin en erken golü geldi. 10. dakika 2 oldu, ilk yarıda 5-6 da olabilirdi. Yeni Malatyaspor, Galatasaray'ın üzerine hiç gelemedi. Kaleyi bulan şutu var mı bilmiyorum. Muazzam bir Rodrigues resitali seyrettik. Gomis'in güzel bir golü var. Haftaya da atarsa Alex'in gol rekorunu kıracak. O penaltıları kaçırmasaydı; olmuştu bile. İyi bir sezon geçirdi. Şampiyonluğu da hak etti dersek kimse 'hayır hak etmedi' diyemez. Başakşehir de şampiyonluğu hak etti. Fenerbahçe de ikinci yarı performansıyla şampiyonluğu hak etti. Kim olursa olsun bu şampiyonluğu hak etmedi diyemeyiz. Bunlar içinde en kötü futbol oynayan kim dersen? Fenerbahçe tabii ki...'' ifadelerini kullandı.
Fatih Terim'in Yeni Malatyaspor maçı ardından yaptığı basın toplantısını değerlendiren Altaylı, ''Fatih Terim'in sözleri dikkat çekici. 'Aktörler sahada' dedi. Bu laf, dönemin başkanı Faruk Süren'le kavga etmesine sebep olmuştu. Süper Kupa finali sonrasında 'aktörler sahadaydı' lafına, Fatih Terim kendine hakaret olarak algılamış ve kıyameti koparmıştı. Oraya kadar Fatih Terim getirmişti. Kendisinin dışlandığını düşünüp gerilmişti. O lafı tekrarlaması ilk ilginç nokta. Fatih Terim öyle bir konuşuyor ki; Zannedersen 4 şampiyonluk sonrasında Galatasaray'dan yollandı. Böyle bir şey yok. O dört şampiyonluktan sonra önüne 3 yıllık mukavele konuldu. Fatih Terim o sözleşmeyi imzalamadı. O günkü yönetimin en önemli 4-5 ismi, Terim'e gittiler ve sözleşme imzalaması için yalvardılar. Çünkü o sırada Fiorentina ile anlaşmıştı ve oraya gitmek üzere yola çıkmak üzereydi, imzalamadı. Terim'e yapılmış bir ayıp yok. 4 yıllık şampiyonluğun üstüne 3 yıllık daha sözleşme önüne konulmuştu. Bilemiyoruz belki de Arsene Wenger gibi 20 yıl takımın başında olacaktı. Sonra Fiorentina'dan AC Milan'a gitti. Sonra Canaydın döneminde yine geldi. Gitmek istemesinde içeride aktörler de vardı. Kulüpte onu istemeyenler de vardı. Fatih Terim o dönemde Galatasaray'dan yollanmadı, kendisi ayrıldı. İstikrar bozma meselesi varsa; o istikrarı Galatasaray yönetimi değildi, Terim'in bizzat kendisiydi. Mehmet Cansun, Divan'ın altında oturup 'Hocam şu imzayı at lütfen' dediğini biliyorum. Milli takımdayken, 'Terim, Galatasaray'a döner mi?' demiştin bana. Ben de, 'Terim'in hoca değil yönetici olarak dönmesi gerekiyor' demiştim. Onu da kastediyor. Başkanın bunu kabul edeceğini zannetmiyorum. 'Eğer başkan olursam 20 yıl bir hocayla çalışırım' demek istiyor herhalde. 20 yıl başkanlık yaparsa 80-85 yaşında olacak. İnşallah olur. Allah ömür versin.'' ifadelerini kullandı.
Mustafa Cengiz'in UEFA'dan gelmesi beklenen cezayla ilgili yaptığı açıklamalar hakkında yorum yapan Fatih Altaylı, ''Benim UEFA'dan edindiğim izlenim şuydu. İki şey bekliyorlardı. Ligin sonuçlanmasını bekliyorlardı çünkü verilmiş olan planda UEFA gelirlerinin de yeri vardı. İkincisi yönetim ne olacak? UEFA'nın Dursun Özbek yönetimine tahammül yok. Özbek'in söylemiş olduklarından dolayı böyle bir anlaşma imzalamak istemedikleri biliniyordu. UEFA'dan edindiğim intiba buydu. Eğer Cengiz'e böyle bir şey söyeldilerse ne ala, iyi. Dursun Özbek eğer seçilseydi; UEFA'dan ceza gelebilir diyordum.'' dedi.
Galatasaray'ın yaptığı söylenilen anlaşmayı değerlendiren Altaylı, ''Sen bunu Habertürk'te okuduğunu söyledin. 11 milyon kar, afaki bir laf. 'Niye' dersen? Üç aylık dönemle ilgili bir şey. Bilanço kapandığı zaman ne olacak bilmiyoruz. Mayıs'ın sonunda Galatasaray'ın bilançosunun artması lazım. Orada karlı olma ihtimali yok. Mustafa Cengiz yönetiminin karlılığının bir fonksiyonu olmuş olabilir. Ben UEFA'dan aldığım intiba, Dursun Özbek ile Avrupa kupalarına katılma ihtimali kalmayacağı yönündeydi. Eğer sürekli yalan söyleyen ve kredisi olmayan bir kişi karşısında varsa UEFA ona göre karar verir. Şimdi UEFA onu o şekilde açıklamaz. Bir şekilde ima edecek bir açıklamayla duyururlar.'' dedi.
Şenol Güneş'in bu sezon lig özelinde başarısız bir sezon geçirdiğini söyleyen Altaylı, ''Bu nevi sporlarda birinci olmamak başarısızlıktır. İngiltere'de de birinci olmamak başarısızlıktır. Beşiktaş'ın rakibi Karabük, Osmanlı veya Konya değil. Rakipleri, Galatasaray, Fenerbahçe ve 2 senedir Başakşehir. Bunların içinde 4. oluyorsanız, hepsine geçildiniz demektir. Şampiyonlar Ligi'nde başarısız demiyorum ama lig performansı açısından başarısız. İngiltere'de de Chelsea, Mourinho ile 2. olunca 'bravo hoca' demiyorlar. Orada 2. de olsan 3. de olsan 4. de olsan Şampiyonlar Ligi'ne katılıyorsun.'' ifadelerini kullandı.
Süper Lig'in bu sene çok heyecanlı geçtiğini belirten Altaylı, ''Bu sene Avrupa'nın en tatlı ligi Türkiye Süper Ligi oldu. Diğer liglerde 15-20 puan farklarla şampiyonlar belli oldu. Türkiye'de ise gerilim ve heyecan son haftaya kadar sürüyor.'' şeklinde konuştu.
Beşiktaşlı kongre üyelerinin Yıldırım Demirören'i kulüpten ihraç etmek istemelerini yanlış bulan Altaylı, ''Fikret Orman, doğru söylüyor. Demirören'in o kulüpte 100 milyon Euro alacağı var. Demirören'e niye kızıyorlar? TFF Başkanı olarak Beşiktaş'ın hakkını koruması gerektiklerini söylüyorlar fakat Demirören'in içinden geldiği camiayı TFF başkanı olarak korumak görevi değil ki... Doğru neyse onu yapmalı. Demiyorum ki, ''Fenerbahçe-Beşiktaş maçıyla ilgili aldıkları karar doğru'' fakat bu adamın başka bir yerde yaptığı yanlış yüzünden kulüpten atmak, ayıptır. Parasını vermiş, evet kötü yöneticiymiş, TFF'yi yönettiği gibi Beşiktaş'ı da kötü yönetmiş ama baktığın zaman 3 kez seçilmiş. Ne demek yani? Başkanların atar mı kulüp? Çıkar Beşiktaş'a hakaret eder, aleyhine bir şey yapar, eyvallah. Fakat TFF başkanı olarak aldığı karar yüzünden adamı suçlayamazsın. Bu kararı tek başına almadı ki. Üstünde siyaset var, kurulları var. Tek başına bu kararı almadı.'' ifadelerini kullandı.
Fikret Orman'ın çıkılmayan Fenerbahçe maçıyla ilgili yaptığı açıklamaları eleştiren Fatih Altaylı, ''Böyle bir şey olur mu ya? Kulübün bir ton işi olacak, Hoca diyecek ki bana, 'Ben bu maça çıkmıyorum'. Bu durum Şenol Güneş'in sözleşmesinin fesih sebebi olur. Hocam, 'O takım bu maça çıkacak' diyeceksin. Eğer hocanı çok seviyorsan, ikinci alternatifle çıkarsın. Protesto ediyorsan, ikinci takımla çıkarsın, yedek takımla çıkarsın, kız takımıyla çıkarsın. Fakat hocanı seviyorsan, 'Valla hoca maça çıkmadı, hoca yaptı, bizde bir şey yok' diyemezsin. Bu yaptığı haksızlıktır. Çıkıp, 'Hocamızı rencide ettiler, hocamızın bu kararına uyduk ve çıkmadık' dersin, biter gider. Bunları eskiden Sibel Can, Sibel Barış yapardı.'' dedi.
Mustafa Cengiz'in yeni tesislerle ilgili yaptığı açıklamayı değerlendiren Altaylı, ''Kemerburgaz'da sadece hafriyat 10-15 milyon TL tutacağını söylüyorlar. Futbol sahaları yapılacak. Hafriyat yapmak zorundasın. 10 binlerce hafriyat var. Bunun parası Florya'dan gelen paradan ödenecek. Florya'dan gelen para yeni tesisi karşılarsa; anca o kadar karşılar. Florya'dan gelecek para 35-40 milyon Dolar para bekleniyor. Orada onu ya karşılar ya karşılamaz. Dursun Özbek'in yaptığı her şey facia. Bir tane mandıramsı bir şey var. Sığır besliyorlar. Bi de bir taş ocağı var. Florya'yı da bir an önce boşaltması gerekiyor. Dursun Özbek'in Galatasaray'a kötü mirasları. O gün ibra edilsin diye peşinde koşanlar 'aday olmayacak' deniyordu ama hangi vicdanla ve hangi yüzle bilmiyorum ama aday oldu.'' dedi.
Galatasaray'daki seçim sürecini değerlendiren Altaylı, ''Normal şartlarda Dursun Özbek'in kazanma ihtimali yok. Ozan Korkut ve Ali Fatinoğlu'nun çıkmasıyla birlikte ibre değişti. İbre Mustafa Cengiz'den yanaydı. Aklı selim üyeler, '3 ay sürede 350-400 milyon TL'lik bir kaynak yarattı ve kulübü düzgün yönetti, futbolda kötü gidiş durdu ve şampiyonluğa gidiş oldu. Hata da yapmadı. Kısa süre içerisinde ne koşulabilirse koşturdu. 3 yıl daha yönetimi hak ediyor.'' diye söyledi.
Yanında da futbol tarafının Abdurrahim Albayrak gibi bir adam var da dediler. Ali Fatinoğlu iyi bir iş adamı ama her iş adamının iyi bir başkan olacağı diye bir şey yok. Keşke Galatasaray'ı daha da öğrenip aday olsaydı. Yönetimine baktığımız zaman Galatasaray'daki en yakın arkadaşlarımdan bazıları orada. Tecrübe eksikliği zor iştir. Tecrübenin bedeli vardır. O bedeli de Galatasaray'a yönetirler ondan bilmiyorum. Ozan Korkut kendi aday değil. Adnan Öztürk adına aday. Adnan Öztürk kendisi çıkmıyor, Ozan Korkut'u yerine çıkarıyor. Yanında küskünler grubu var. Pırıl pırıl çocuklar var ama niyetleri Galatasaray'ın iyiliklerinden çok kendi egolarını tatmin etme durumları var. Kimisi Özbek'e kimisi Cengiz'e kızmış. Bunu kabul ederim ama buradaki tehlike şu; bundan ötürü Özbek kabusu Galatasaray'ın başına yine gelebilir. Diyelim ki, kongreye 4000 kişi gelecek. Dursun Özbek'in burada 1200-1300 tane oyu var. Bir kısmı yapılan tüm hata ve usülsüzkleri hatta yolsuzlukları görmezden gelen, 'Mektepli olsun da Galatasaray'ı batırsın' diyen bir tayfa var. Bunlar 900 ila 1000 kişi arasında. Bu oyu alacaktır. Diğer tarafta 2500 civarında oy var. 300'ü Fatinoğlu, 500'ü Ozan Korkut alsa, o zaman seçimi kim alıyor? Dursun Özbek...
Galatasaray'da herkesin aklını başına alması lazım. Gerek Fatinoğlu gerek Ozan Korkut... Bu taraflardan birinin diğeri lehine çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. Olacağını zannetmiyorum. Böyle olmadığı müddetçe Dursun Özbek kabusu yine çöker. Bu kabus yine çökerse; Galatasaray diye bir kulüp kalmayabilir. İnanılmaz kötü günler Galatasaray'ı bekler. Galatasaray perişan olur. Aslına baktığın zaman, yönetimlerin tamamında da çok iyi adamlar var. Özbek'in ekibinde Osman Kocaman var. 10 numara adamdır. Keşke Osman Kocaman, diğer tarafta Ersin Pirinç bir araya gelseler. Bi çatı altında birleşselerdi. Her tarafta bir iki adamın iyi olduğu ama hiçbirinin bir araya gelmediğini görüyoruz. Dursun Özbek seçilirse; yine bir seçime gidilmek zorunda kalınabilir. Dursun Özbek'te Galatasaray'ın bitme ihtimali var. Genç Galatasaraylıların, bu konuda daha doğru davranma ihtimalleri olabilir. Özbek'e seçimi kaybettirenler de genç Galatasaraylılar... 'Dursun Özbek gibi çıkar grubuna bu takımı temsil etmeyelim' demeleri lazım.
Bu başkan adaylarının hiçbir tanesi Dursun Özbek gibi bir tehlike değil. Galatasaraylı herkesten bahsedirken normal konuşuyorum ama Özbek konusunda konuşamıyorum çünkü yaptıkları, yapacaklarının teminatı. Herkesi kandırması, kimseyi dinlememesi, en yakınlarına bile doğru vaatlerde bulunmaması var. Gerçekten Galatasaray'da bir Dursun Özbek tehlikesi var. Diğer üç adayın da aklı başında olması lazım. Galatasaray genel kurulundaki 3 biri. Bana 'kime oy vereceksin?' dersen, Abdurrahim Albayrak'a oy veririm. Mevcut problemlerde onun gibi birine çok ihtiyaç var.'' şeklinde konuştu.
ultrAslan'ın kendisi hakkında yaptığı açıklama ve toplanılan imza hakkında konuşan Fatih Altaylı, ''Valla bunları kim imzaladı bilmiyorum. Kurucu üyelerini tanıyorum ama şimdiki çocukları bilmiyorum. Doğruların yeri zamanı yoktur. Ben milli takımdan ayrılma süreciyle ilgili bir şey söyledim. O dönemde Fatih Terim'e herkes küfrederken ben etmedim. Ben hep aynı şeyleri söylerim. Veriler değişmedikçe o konu hakkında fikrim değişmez. ultrAslan'a bakılınca yapmış olunan bir açıklama ifade etmez. ultrAslan kim? ultrAslan ile benim aramda yıllardan beri süre gelen bir sıkıntı var. Aleyhimde bağırdılar. Çünkü ben hiçbir zaman bedava bilet verilmesini sağlamadım. 'Paramız yok' dediler. 'Size kart verelim' dedik. 'Yok dediler'. Sonra 'Taksit yaparız dedik' bize gelip 'olmaz' dediler. 'Biletleri verelim, üstüne fotoğraf basalım, sadece siz girin' dedik, onu da kabul etmediler. Bu bana Ali Öğütücü'nün verdiği rakamlardır. ultrAslan'ın olduğu tribüne açtıkları mağaza, Galatasaray'ın en az satış yaptığı bir mağaza. Önce sen takımına destek vereceksin. Maddi ve manevi destek olacaksın. Bunlarla uğraşmayacaksın. Kendi fikirleridir, saygı duyarım. Kendilerine saygı duyduğumu söyleyemem. Benim hakkımda negatif düşünmek, matah bir şey değil çünkü böyle düşünen çok insan var.'' dedi.
Fenerbahçe'deki seçim sürecini ve Ali Koç'un Köln'de yaptığı açıklamaları değerlendiren Altaylı, ''Sportif sonuçlar, imaj, başkanın taraftarla ilgili verilen tepkiler ve tabi üstelik de başkanın Ali Koç'un sürekli suçlayan açıklamaları... Kim troll kim değil ben bunları bilemem. Galatasaray'da bilirim mesela... Özbek'in trolleri var, bot hesapları var biliyorum. Fenerbahçe'de bunla ilgili bir fikrim yok. Aziz Yıldırım bir şey söylüyorsa; bir bildiği vardır. Doğrudan doğruya Ali Koç olmasa bile onun adına hareket ettiklerini düşünenler böyle bir şey yapıyor olabilir. Aziz Yıldırım'ın Ali Koç'a karşı söylediği şeylerin gerçek olduğunu düşünmüyorum. Şike döneminde Ali Koç, hem Yıldırım'a destek verdi, hem kulübü ayakta tutan bir destek verdi, önemli bir hizmet yaptı. Ailesinin büyük muhalefetine rağmen yönetime girmişti ve gereğinden fazla kendini ön plana atmıştı. O gün yaptıklarına Aziz Yıldırım minnettar olması gerekirken bu söyledikleri vefasızlıktır. Ali Koç, 4 Temmuz sabahı Fenerbahçe'yi terk etmedi. 3 Temmuz öğleden sonra da Aziz Yıldırım'ı bırakıp gitmedi. Aylarca bu dava sürecinin önemli bölümünde kulübün içerisindeydi. Evet, Aziz Yıldırım'ın tahliye olmasını beklemedi ama bekleseydi bile şimdi Aziz Yıldırım çıkıp, ''Tahliye olmamı beklemedin, havada başkanlığı kapacaksın'' da diyebilirdi. Özetle, Fenerbahçe camiası gibi büyük bir camianın, bu denli kırıcı olması son derece anlamsız. Daha da tırmanabilir. Ali Koç'a bu gerilimi tırmandırma dendiğini biliyorum ama Aziz Yıldırım konuşunca da Ali Koç cevap vermek zorunda kalıyor. Rakip takım taraftarı olarak tavsiyem; 'Kendilerine hakim olsunlar' çünkü Türkiye'nin en büyük sportif camialarından biri olan Fenerbahçe'nin böyle bir kavgaya tahammülü yok.'' dedi.
Son hafta oynanacak maçlar hakkında da konuşan Altaylı, ''Bir Galatasaraylı ve eski bir yönetici olarak son hafta Galatasaray'ı şampiyon olarak görmek istiyorum ama sonuç ne olursa olsun başımız üstüne. Son maç geriliminin tribünleri fazla etkilemediği ve hakemlerin damga vurmadığı bir son hafta olsun.'' diyerek sözlerini noktaladı.
Habertürk