"En büyük rakibi kendi zemini"

21.09.2018 - 08:56 | Son Güncellenme: 21.09.2018 - 11:56

"En büyük rakibi kendi zemini"

Kandırılıyoruz - Gökhan Dinç (Vatan)

BEŞİKTAŞ defterini sanki kafasında bitirmiş ve konsantrasyon sorunu yaşayan ve bunu da takıma yansıtan Şenol Hoca, öylesine ki sözleşmesi bitince bir daha kulüp takımı çalıştırmayacağını söyleyecek boyuta kadar getirdi olayı. 
 
HAL böyle olunca UEFA Avrupa Ligi’ne Ziraat Türkiye kupası muamelesi yapacak bir kadro ile karşılaşmaya başladı. Hafta sonun oynanacak F.Bahçe derbisini düşünerek böyle bir kadro ile çıktı demek işin en kolayı. En iyi antrenman maç yapmak değil mi?
 
KOSKOCA bir 45 dakikayı çöpe atma huyu yine yeni yeniden geri döndü Beşiktaş’ta. Bir oyuncunun hazır olup olmadığını, motive olup olmadığını, maçı kazanmak için varını yoğunu ortaya koyup koymayacağını en iyi kim bilir? Takımın teknik direktörü. 
 
YA Gökhan, sezon başından beri Larin, geldiği ilk günden bu yana Lens, Şenol Hoca’yı kandırıyor ya da Şenol Hoca bizi kandırıyor. Neyse ki ikinci devre inisiyatif alan Babel oyuna girdi de maçın seyri değişti.
 
YANLIŞ ÜLKE TAKIMI!
 
BU arada Şenol Hoca’ya hatırlatma! G.Saray’ın elendiği Östersunds İsveç, dün geceki rakibiniz Sarpsborg Norveç takımı. Yani aynı ligde oynamıyorlar. Aman ha hocam Norveç deplasmanına gideceksiniz, Allah korusun yanlış ülkeye filan gidersiniz benden uyarması.

Bu bir gözdağı - Atilla Gökçe (Milliyet)

Tamam, Beşiktaş’ta kadro derinliği var. Bol santrfor... Mebzul miktarda orta saha oyuncusu... Kanatlar çifter çifter... Savunmada hem kaleci, hem de stoper sorunları aşıldı. Gökhan Töre dışında herkesin rotasyona girme şansı var.

Ama çoğunun alternatifi yok!
Gördük ki Şenol Güneş, Norveç takımı karşısında UEFA Avrupa Ligi’ndeki açılış maçından  önce Fenerbahçe ile oynayacakları sezonun ilk derbisini daha çok önemsiyor. Hani önündeki maçı oynamadan sonraki maçı düşünmeyecektin hocam! Anladık, düşünmüş ve önemsemişsin. İtirazımız yok. Şu transfer turnikesiyle herkesin isimleri ve resimleri şaşırdığı, gelenin gidenin birbirine karıştığı ortamda bu rotasyonu yapmak zorundasın.O nedenle Roco, Larin, Gökhan Töre, Ljajic ve Lens’i sahaya sürmene şaşmadık.

Sarpsborg beklediğimiz gibiydi.. Tam anlamıyla “kuzey disiplini” sergiliyorlardı. Fizik güçleri, koşuları, çabuk toplanıp alan daraltmaları, hücuma çıkarken çabukluk ve adam geçme becerileriyle oyuna ortak olmaları gayet doğaldı. Bakmayın siz Norveç ligindeki hallerine.. Ligdeki yedinciliklerinden  çok Avrupa’daki maçlarına güveniyorlar.

Evet, zor bir ilk yarı izledik. Quaresma, Babel ve (maalesef  giden) Negredo’nun yokluğunda Beşiktaş alışılmış bol paslı kanat oyununu oynayamıyordu. Adem Ljajic’ten bir Talisca bekleyenler de sabırsızdılar. Ljajic bir Luka Modric de değildi. Beklemek gerekiyordu. Larin’in onca baskılı oyunun içinde şutsuz bir kalması da da olacak şey değildi. Sarpsborg kendi oyun anlayışından hiç ödün vermeden Beşiktaş’la boğuşuyordu.

Şenol Hoca ikinci yarıya Gökhan Töre - Babel hamlesiyle başladı. Tecrübe konuştu tabii... Babel’in 51’deki muhteşem soluyla çaprazdan attığı golde asisti yapan Larin’e de alkıştan önemli bir pay ayırmak gerekiyordu. Sonrasında bir güzelliğe daha tanık olduk... Adem Ljajic serbest vuruşta topu şapka gibi bir takım arkadaşının başına indirdi. Kim o? Roco... Şimdi böyle bir golden sonra Beşiktaş’ın “en golcü savunma”ya sahip olduğunu söylersek abartır mıyız acaba?

Şenol Hoca’nın 78’de Ljajic’i alkışlatarak oyundan alıp Tolgay’ı sürmesi Beşiktaş’ın rüzgarını artırdı. Oğuzhan’ın asistiyle Lens’in attığı golde beklenen coşkuyu yarattı.

Özet: Şenol Hoca ve  oyuncuları aynaya bakıp saçlarını taradılar, kravatları sıktılar, düğmeleri ilikleyip çakı gibi çıktıkları ikinci yarıda yakışıklı ve güzel bir sonuç aldılar. Bu belki de Fenerbahçe’ye gözdağı göstermekti. Bravo! Bu arada Gary Medel ve yediği gole rağmen Karius’u da unutmadan takımın tümünü alkışlayalım.

En büyük rakibi kendi zemini - Ali Ece (Fanatik)

Beşiktaş ilk yarıda iyi oynayamadı lakin bu kadar kötü bir zeminde yerden kısa pas oyununu iyi oynamak, suyun üzerinde yürümeye çalışmaya benziyor. Bu zeminin bu kadar kötü olması sadece Shakira konseriyle mi ilgili? 1993’te Metallica konserinde bozulmayan zemin üstelik hibrit çimken 2018 yazındaki bir pop konserinde mi bu hale geldi? Yönetimin bir ay önce yaptığı açıklamadaki çim hastalığı nedir? Neden geçmedi, geçmesi için ne yapıldı?

Koca bir ilk yarı Beşiktaş’ın rakip kaleyi tutan tek bir isabetli şutu yok! Llajiç ve Oğuzhan çime takılmadıkları ender dakikalarda etkili olmaya çalıştılar ancak merkezden Larin onlara ayak uyduramadı. İkinci yarıda Babel girdi, klasıyla bozuk zemini de yenmeyi başardı. Hollandalı’nın şut repertuarı çok zengin: Rakip Norveçli çalışkanlığı ile Babel’in soldan girince sağa çekip sağıyla sert vurmasına çalışmış lakin bunu fark eden Babel sola çekip soluyla uzak köşeye aşırtarak klasını gösterdi. İkinci golde ise Llajiç’in mükemmele yakın duran top maharetini izledik.

Gecenin sorusu

Ara pasları gözlerin pasını silen Llajiç, Cenk Tosun veya Aboubakar tipi bir santrforla beraber oynasa sezonu kaç asistle bitirir.

Maçın starı

Llajiç özel yetenek: Duran ve durmayan toplar kadar topsuz oyunda da maharetli.

Maçın olayı

Zeminin kötülüğü

Kısa mesaj

Larin, Kadıköy deplasmanında 11’de devam edecek mi?

Beşiktaş kalitesiyle - Güntekin Onay (Vatan)

BEŞİKTAŞ ilk yarıda topu ne zaman yere indirdi, o zaman etkili işler yaptı. Ancak büyük bölümde yüksek toplarla oynamak Norveç ekibinin ekmeğine yağ sürdü. Adem Ljajic zaman zaman ince işler yapsa da arkadaşlarından karşılık gelmedi. Zemin bozuk ve pas oyununu olumsuz etkiliyor. Ancak böyle bir rakibe karşı havadan oynamanın hiçbir getirisi olamazdı ve olmadı da.
 
2. yarıda daha fazla yerden oynayan ve Ljajic’in ustalığı ile organize ettiği ataklarda, çok daha etkili bir Beşiktaş vardı. Babel’in girmesi ile de kalite arttı ve Kartal sonuca kolay gitti.
 
LJAJIC ÇOK KLAS
 
TRANSFER olduğu zaman da söyledim. Ljajic çevresindekileri oynatan bir maestro. Dün de çok kaliteli işler yaptı. Çok hızlı düşünen zeki ve teknik bir oyuncu. 2. goldeki ortası ise ‘Al da at’ seviyesindeydi. Fakat son oynadığı son 8 maçta da gol atamayan (6 tanesi ilk 11) Larin için olumlu birşey söylemek çok zor. Kanadalı santrfor, kolay pozisyonlarda kendisi için hazırlanan golleri kaçırdı. Larin çok gayretli fakat İyi niyet ve mücadele Beşiktaş’ta santrfor oynamak için yeterli vasıflar değil, önce kaliteniz olacak.
 
BEŞİKTAŞ 2. yarıda çok daha doğru bir oyunla kalite farkını sahaya yansıttı ve F.Bahçe derbisi öncesi moral buldu. Beşiktaş’ın mevcut kadrosunda istikrarlı bir şekilde gol atan sadece Babel var. Stoper Pepe’den sonra dün de bir başka stoper Roco tabela yaptı ancak bu durum gol yolları açısından bakınca bir tıkanıklık olduğunu gösteriyor.

Beceri çözdü - Metin Tekin (Sabah)

Babel ve Quaresma yokken Beşiktaş'ın hücumda yaşadığı sıkıntının sebebi nedir?

Kağıt üstünde baktığımızda ağır favori Beşiktaş'tı fakat futbolcular sahaya çıkıp oyun başladığında ilk 45 dakika böyle bir üstünlük ve favori oyunu göremedik. Tabii ki oyuncu kalitesi olarak Babel farkı önemlidir ama oyuncudan daha çok oyun farkından kaynaklanıyordu iki devre arasındaki fark. Sarpsborg'un bireysel beceri ile değil takım birlikteliği, fizik kalite ve koyu mücadele ile kendini ifade edeceğini biliyorduk. İlk yarıda tam da onların istediği gibi bir oyun oldu. İlk 45 dakikanın karakteri fizik kalite ve mücadele idi. Bunu ne ile yenebilirdiniz? İkinci yarıda olduğu gibi kalite farkı ve beceri ile... İkinci yarıda galibiyeti getiren faktör de bu oldu.

Babel vurur gibi yaptı, sola harika çekti ve topun altına girerek golü attı. Bu golden sonra oyunun bütün resmi değişti ve 3-0'a gelen oyunu gördük.

Beşiktaş'ın ilk yarı yapamadıklarından çok bardağın boş tarafına bakacak olursak bu seviyede bir takıma 3-4 pozisyon vermesi düşündürücüydü. Bu Avrupa Ligi maçından pazartesi derbisine neler taşıyabiliriz diye bakınca 'Cezalı Medel'in yerine kim oynayacak?' diye sorabiliriz. Ben Tolgay Arslan oynayacak diyorum. İkinci soru ise pazartesinin santrforu bu maçın sonunda Larin olacak mıdır? Bana göre bu çok büyük bir soru işareti.

Karius yine önemli kurtarışlar yaptı. Fabri'nin yeri doldu mu sizce?

Bir kalecinin en önemli görevi bu tip güç farkı olan maçlarda karşılaşmayı 0-0'da tutabilmesidir. Karius da gelen her pozisyonda yaptığı doğru işler ile Beşiktaş'a bu katkıyı yaptı. Şu ana kadar üç maçı var ki Karius'un, bana göre çok olumlu görüntüler sergiledi.

Saygının en büyüğü Medel'e - Ahmet Çakar (Sabah)

Beşiktaş, ikinci yarıda oynamaya başladı ve rakibini sürklase etti. Aslında dün gecenin özeti bu... Peki ikinci yarıda ne oldu? İlk kıvılcımı devre arası oyuna giren Babel çaktı. Topu yere indirdiler, Ljajic bütün organizasyonu üstlendi ve rakip sürklase oldu. Peki ilk yarıda ne oldu? Futbol adına hiçbir şey. Bu yarıda Beşiktaş, hücum organizasyonu olarak sahada yoktu. Gökhan Töre ile başladılar ama onun mazereti var; neredeyse 1.5-2 yıldır oynamıyor. Ayrıca göbekten oynayalım dediler, sıkıştılar kaldılar. Bütün bunlara Larin'in sırtı dönük oynayamama özelliği de eklenince Beşiktaş hiçbir şey üretemedi. Ama ikinci yarının hemen başında Babel dar açıdan topun dibine girerek klas bir gol attı. Zaten kendisinden kalite olarak çok ama çok düşük bir takıma karşı ilk golü bulunca da arkası çorap söküğü gibi geliyor. Bir duran topta golü Pepe'den beklerdik ama bu sefer gol diğer stoper Roco'dan geldi. Parantez açmamız gereken üç isim var; ilki Karius'un cepheden Türkiye'nin en iyi kalecisi olduğu... Diğeri Adem Ljajic'in çok akıllı ve yaratıcı bir oyuncu olduğu ve son olarak da alkışların ve saygının en büyüğü Medel'e... Futbola yeni başlamış bir delikanlı gibi oynuyor. Her yerde o var, her mücadelenin içinde.

Sonuçta; Beşiktaş ilk maçı kazasız geçirdi ama son 20 dakika rakibe verdiği pozisyonlar hele hele son saniyede yediği gol düşündürücü. Şenol Hoca'nın önlem alması lazım. Her rakip, Sarpsborg gibi deneyimsiz ya da düşük kalitede değil.

Maç hakem için çok kolaydı. Macar hakem yetenekli bir isim. Kusursuza yakın yönetti.

Senin için hazırladığımız haberler