"Eğer göreve gelirse Özbek ve Tudor rahatlar"

26.07.2017 - 12:33 | Son Güncellenme: 26.07.2017 - 12:33

"Eğer göreve gelirse Özbek ve Tudor rahatlar"

AJANSSPOR - Türkiye’nin spor ekranı S Sport’ta yayınlanan Sabah Sporu Extra programında gündemden öne çıkan başlıklar masaya yatırıldı. Selçuk Aytekin’in moderatörlüğünü yaptığı programda Radyospor Genel Yayın Yönetmeni Barış Ertül, görüş, öneri ve tespitlerini paylaştı. Ertül’ün S Sport’ta yaptığı açıklamalar şu şekilde :

Mircea Lucescu iddiaları hakkında...

“Sportif Direktör” denmesi için kulübün sadece futbol şubesinden ibaret olması lazım. Galatasaray’ın, sadece futboldan ibaret olmadığını söyleyelim. Onun için “Futbol Direktörü” olarak adlandırmak daha doğru olacaktır. “Tudor’u gönderecekseniz Östersunds maçından önce gönderin. Bu kararı rövanştan önce verin” demiştik. Galatasaray oynadı ve elendi. Daha sonra “Tudor gitsin” dendi. Yönetim, Tudor’un arkasında ne kadar durabildi? “Madem arkasında duruyorsunuz, profesyonellerce korunarak iyi bir imaj olması lazım. Tudor’un basın toplantısındaki görüntüsü, oyuncularla ilişkisi, taraftar nezdindeki karizması, bütün bunlar her geçen gün bir tehdit olarak duracaktır” demiştik. Tudor’un yanında, üzerinde, sağında, solunda bir yapılanma olabilir şeklinde görüş belirtmiştik. Oyuncularla ilgilenecek, köprü görevi görecek, bir bağ kuracak profesyonel lazım. Mutlaka böyle bir konumlamayla Tudor’u güçlendirmek gerek.

"Lucescu, Özbek ve Tudor'u rahatlatır"

Karşımızda bugün Galatasaray için Mircea Lucescu ismi var. Lucescu’nun, “Futbol Direktörü” gibi bir pozisyonda görev almayı istemesi önemli. Bu formül gerçekleşirse Lucescu-Tudor birlikteliğini konuşuyor olabiliriz. Lucescu gelirse Tudor’u rahatlatır. Igor Tudor için de bir şans olur. Bu açıdan Lucescu, Futbol Direktörlüğüne cuk oturur. Tudor’a bir yol gösterici olabilir. Hem Galatasaray’a hem de Tudor’a fayda sağlar. Bozulan ilişkileri onarabilir. İlişkileri yönetebilir. Bugün Tudor’un hazır olmadığını görüyoruz. Tudor’un ondan güç alması, kısa vadede bir fayda sağlar. Orta ve uzun vadede ise “kadro mühendisliği” konusunda iyi işler yapabilir. Senin oyun planın nedir? Hangi taktik formasyonla oynuyorsun? Ona uygun teknik direktör ve ona uygun bir yapılanma gerekiyor. Tudor’u geliştirecek, gelişmiyorsa Tudor’u değiştirecek, bütün koordinasyonu sağlayacak bir isim olabilir.

Kocaman-Daum örneği

Mircea Lucescu, gelmesi durumunda Igor Tudor’dan daha fazla karar verici bir pozisyonda olacak. Ama bu işi Aykut Kocaman-Daum durumuna çevirmemek lazım. Hatırlanacağı gibi Kocaman-Daum döneminde sıkıntılar oluşmuş ve bunun Fenerbahçe’ye zararı olmuştu. Benzer bir durumun Galatasaray’da da yaşanmaması için görev tanımının net şekilde belirlenmesi gerekir. Tudor yetersizse, Lucescu yeni bir teknik direktör getirecek. Lucescu, takımın başına geçmeyecek. Kulüp için sponsorluk görüşmeleri yapan, bir sürü şeyle uğraşan Dursun Özbek de Lucescu’nun gelmesiyle rahatlayacaktır.

"Terim'in görevi şu an için bırakacağını düşünmüyorum"

Fatih Terim, milli takımı bırakırsa Galatasaray’ın başına geçer. Ama bırakacağını düşünmüyorum. Terim, olur da bizi şaşırtır ve istifa ederse anlayın ki Galatasaray’ın başına geçiyor. Lucescu projesi de Terim gelirse sona erer. Milli Takım çalıştırmak, kulüp takımı çalıştırmaktan daha rahat bir pozisyon gibi görünebilir. Ama Terim’in görevi şu an bırakacağını düşünmüyorum. Bence herkes işine, gücüne bakıyor.

Ndiaye, Galatasaray'a faydalı olur mu?

Badou Ndiaye, bugüne kadar konuştuklarımızdan farklı tipte bir oyuncu. Selçuk İnan’ın yanına, Tolga ve Donk’u aşağı alabilecek bir 6 numara gerek demiştik. Bu takımın 8 numarası Selçuk İnan ve Selçuk yalandan oynuyor. Selçuk’u yetersiz görüyorum. Gerekli inisiyatifi aldığını, potansiyelini yansıttığını, liderlik pozisyonunu iyi götürdüğünü düşünmüyorum. Galatasaray bir Melo arıyor. Tolga ilk geldiğinde iyiydi, Donk da 1-2 maç oynadı kayboldu. Şu anda bir 6 numara aranıyor. Fenerbahçe’de Mehmet Topal, Beşiktaş’ta Atiba var. Galatasaray’da böyle bir oyuncu yok. Ndiaye ise 6 numara değil, 8-10 arası bir oyuncu. Selçuk İnan’ın yerine oynayabilecek bir oyuncu.

"10 numarada oynaması şart değil"

Osmanlıspor’un 10 numarası ile Galatasaray’ın 10 numarası aynı işi yapmıyor. Dolayısıyla Ndiaye 10 numara oyuncusudur mutlaka orada oynamalı diye bir şey yok. Galatasaray, 5 milyon Euro verecekse, önceliği Ndiaye mi yoksa Fernando mu? Ben şu anda Ndiaye’yi alacağıma o parayı Fernando için ettiğim pazarlığın üstüne koyup Fernando’yu alırım. Fernando’yu aldığında Tolga-Fernando ya da Selçuk-Fernando birlikte oynayabilir.

Sturm Graz maçı öncesi forvet sıkıntısı

Fenerbahçe’ye mutlaka forvet lazım diye sürekli konuşuyorduk. Van Persie, Sturm Graz maçında oynayamayacak. Kadroda, asıl pozisyonu forvet olan tek futbolcu Ahmethan Köse var. Süper Lig  ve Avrupa seviyesinde maçı yok. Aykut Kocaman, bu futbolcuyu değerlendirebilir. Antalyaspor, Eto’o’yu vermiyor. Fenerbahçe forvetteki sıkıntısıyla Sturm Graz maçına gidiyor. Aatif de orada oynayabilir. Valbuena’yı orada oynatırsan, asıl pozisyonundan verim alamazsın. Valbuena, forvet arkası ya da solda oynayabilir. Kocaman, Stoch’a güveniyor mu? Maçlardan nasıl bir sonuç çıkardı, onu bilemiyoruz. Bu durum Fenerbahçe’yi olumsuz etkileyecektir. Van Persie olmadan da gireceği pozisyonlara girerler ama golü kim atacak? Pozisyonu bitirebilme kabiliyeti etkileneceği için sıkıntı yaşanabilir. Kocaman, Ahmethan’ı oynatacak mı? Bu önemli bir karar. Taraftar, “Ahmethan oynasın” diyor. Gençlere fırsat verilmesi gerekiyor düşüncesindeler. Ben olsam oynatırım ama Kocaman daha iyisini bilir.

"Kjaer giderse mutlaka stoper alınmalı"

Simon Kjaer eğer satılırsa mutlaka bir stoper transferi yapılacak. Görüntü o şekilde. Kjaer-Skrtel ikilisi Süper Lig’in en iyi ikilisi diyebiliriz. Kjaer, Fenerbahçe’deki performansıyla sınıf atladı. Hangisi ayrılırsa ayrılsın Fenerbahçe’nin stopere ihtiyacı olacaktır. Gündemdeki isimlerden biri olan Badstuber, son zamanlarda forma giyemiyor. Fenerbahçe’ye verilebilir. Almanya’da yedeklenmiş bir oyuncu Fenerbahçe’de doğrudan oynar. Badstuber, Bundesliga’yı takip eden herkesin bildiği bir stoper. Kjaer veya Skrtel’den birinin gitmesi halinde o ihtiyacı Badstuber karşılayabilir.

"Hazırlık maçları ölçü değil"

Bu dönemdeki hazırlık maçlarında oyunculardan tam performans göremeyebilirsiniz. Futbolcuların bir zamana ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Hazırlık maçları ölçü değildir. Beşiktaş’ın savunma tarafının henüz oturmadığını söylemek bile şu an için lüzumsuz. Şenol Güneş, tamamen arayış içinde ve oyuncuları görmek istiyor. Atılan goller, yenilen goller… Valladolid maçı tam anlamıyla bir hazırlık maçıydı. Necip bu takımda yer bulabilecek mi? Caner ile Adriano yarış içinde. Pektemek bu takımın üçüncü golcüsü olabilecek durumda. Valladolid maçında ikinci yarıda daha ciddi bir Beşiktaş vardı. Hazırlık maçlarının çok fazla üzerinde durmamak lazım. Her pozisyon için savaşan oyuncu isteniyor. Kaleci için de forvet için de savaşan bir oyuncu olmasını istiyoruz. Tüm teknik adamlar oyuncularına bunu söylüyor. Savaşması, mücadele etmek gerekiyor. Negredo için de diğer futbolcular için de bu durum geçerlidir.

"Başakşehir, sağlıklı bir yapılanma içinde"

Cengiz Ünder, Tottenham ile yapılan maçta oynadı ve “maçın adamı” seçildi. Yolu açık olsun. Bucaspor ve Altınordu altyapılarından geldi ve buraya kadar ulaştı. Roma’da çok iyi başladı. İnşallah öyle devam eder. Başakşehir’i de kutluyorum. Başakşehir çok iyi bir kadro kurdu. Takımda olmayan oyuncular da var. Her pozisyon için iyi alternatifleri olduğunu görüyoruz. Elia’yı daha Cengiz gitmeden getirdiler. Daha sonra Kerim Frei, Tunay Torun gibi isimler geldi. Başakşehir düşük maliyetle transferler yaptı ve kadrosunu korudu. Bilinçli transferler yapıldı. Tecrübeden ödün vermediler. Tabi ki gruplar seviyesi Başakşehir’e ağır gelebilir. Club Brugge’ü geçmek istiyorlar. Başakşehir, sağlıklı bir yapılanma içinde. Büyük ekiplerden daha iyi şekilde kadroyu çevirebiliyorlar. Sağlıklı ve zamanında yapılan işler olduğunu görüyoruz. Başakşehir’i böyle görmek lazım.

"Brugge, evindeki maçta biraz ağır basıyor ama..."

Club Brugge bu seviyede iyi bir takım. Başakşehir için zor bir eşleşme diyebiliriz. Avrupa’yı bilen bir takım. Belçika futbolunun son yıllardaki çıkışı, kalitesi ortada. Başakşehir için zor bir eşleşme olacak. Abdullah Avcı, kadroyu genişletti. Başakşehir de yarışmacı maçlarını yeni oynuyor. Bunu bir risk olarak görüyorum. Ama Başakşehir başa baş mücadele edecektir. Club Brugge kendi evindeki maçta biraz daha ağır basıyor fakat ; Başakşehir’in kompakt bir oyun oynayacağına inanıyorum. Başakşehir’in çekineceğini, 0-0 ya da 1-0’a oynayayım diyeceğini sanmıyorum. Başakşehir, Türkiye’de oynadığı gibi oynayacak. Türkiye’deki büyük maçlarda oynadığı gibi oynasınlar yeter.

"Serdar Taşçı, alınabilecek en iyi isimlerden biri"

Medel olmayınca Serdar Taşçı bu şartlarda Trabzonspor’a alınabilecek en iyi isimlerden biri. Serdar ile daha önce de ilgilendiklerini biliyoruz. Medel ile görüşürken, Serdar ile de her an temasta olduklarını görüyorduk. Transfer bitme noktasında. Öte yandan Yusuf Erdoğan ve Yusuf Yazıcı’yı kimseye vermediler. Castillo, Rodallega ve Ndoye duruyor. Burak Yılmaz transferi de forvet pozisyonu için gündemde. Orta sahada Kucka, Okay ve Onazi gibi oynayabilecek isimler var. Trabzonspor’un, geçen sezonun ikinci yarısındaki oyuna yakın bir oyunu devam ettirmesini bekliyorum. Trabzonspor’un hedefi yeni sezonda ilk 4’tür. Üstüne koymaya devam ederlerse de şampiyonluk yoluna gireceklerini düşünüyorum. Ancak , mali problemleri olduğunu da hatırlatalım.

"Real Madrid olamıyorsak, Monaco'ya özenmeliyiz"

Türk takımları olarak 180 milyon Euro verip bir oyuncu alabileceğimizi düşünmüyorum. Hatta Real Madrid bile ileride böyle şartlarda oyuncu alacak mı emin değilim. Dünyanın durumuyla da ilgili bir durum. Dünyada bir ekonomik sıkıntı olacağı şeklinde teoriler var. Real Madrid, hangi kaynaklarına güvenip transfere bu parayı veriyorsa onlar da ileride sıkıntı yaşayabilir. Bu dönemde Premier Lig üzerinden yayılan bir refah var. Konumuz ise bizim hangi tarzda bir kulüp olacağımız? Biz, Real Madrid gibi olamayacağız. Ne yapacağız? O zaman Monaco olacağız. Real Madrid’e “satan” olacağız. Bizim Monaco’dan neyimiz eksik? Monaco bunu yapabiliyorsa biz de yapabiliriz. Monaco, Lyon, Dortmund gibi kulüplere özenmemiz lazım. Monaco, Mbappe’yi satmasaydı liginde yine favori olabilirdi. Yine PSG favori. Ama ciddi kazanç elde eden Monaco da plase olarak duruyor. Hedef küçültmüyorlar. Biz Real Madrid gibi olamayız. Bizim görebileceğimiz günlerde Atletico, Monaco, Dortmund olmak oraya doğru gidersen hayal değil. Ama maalesef Türk kulüpleri oraya doğru gitmiyor.

YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

Senin için hazırladığımız haberler