Rıdvan Dilmen Beşiktaş - Trabzonspor maçını yorumladı

Spor Toto Süper Lig'in 10. haftasında Beşiktaş Trabzonspor'u konuk ederken maçı TV8,5 ekranlarında Yüzde Yüz Futbol programında Rıdvan Dilmen değerlendirdi 

Rıdvan Dilmen "Bartın'da hayatını kaybeden herkese Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılar da umarım iyileşir. Trabzonspor'un diğer kulüplerden farklı olarak tarihten gelen bir özelliği var. Ligdeki durumu ne olursa olsun İstanbul'a geldikleri zaman büyük takım olduklarını her zaman hissettiriyorlar. İşte büyük kulüp olmak farklı bir şey. Trabzonspor'un büyük bir kulüp olması bu maçı buraya getirdi. Monaco maçıyla çok kötü bir durumda olan Trabzonspor tamamladı.

Ligimizin en iyi 2 sol stoperinden biri olan Saiss bugün yok. Beşiktaş'ın dengesini o sağlıyordu. Ne olursa olsun Montero, Saiss'in yerini tutamıyor. Ben Montero'nun ortalama bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş alan savunması yapıyor. Kornerde en alan savunması nedeniyle ön direğe en uzun oyuncunu yollarsan boşta kalan adam kafayı vurur. Maxi Gomez vuramasa Bartra vuracaktı. 
 

Beşiktaş 1-1'i bulmuşken yediği gol büyük bir darbe oldu. Tam 2-2 için savaşırken Trabzonspor'un imdadına devre yetişti. Beşiktaş için en üzücü olan şey ise Ghezzal'ın sakatlanması oldu. Josef bugün çok yorgun gözüküyor. Salih ile Dele Alli arasında bir uçurum yok. İkisini aynı pozisyonda yani sekiz numarada oynatmak değil. İkisi anca biri sol ayaklı olursa birlikte oynar. Josef ile Salih arkada Dele Alli önde olursa İngiliz oyuncu verimli olabilir.

Beşiktaş'ın değişikliklerini Valerien Ismael değil taraftar yaptı. Bu çok acı bir şey. Sosyal medyanın kadro kurmada ki etkisini ne yazık ki görüyoruz. Milli takımda da aynı şey var. Teknik direktör hem yönetir hem idare eder. 24 kişiyi idare ediyorsunuz. Taraftarın baskısıyla oyuncu değişikliği yapmamalı. Taraftarın oyuncu değişikliği istemeye hakkı vardır ama son karar teknik direktöründür. Valerien Ismael, her şeyden önce kendisini tedirgin hissediyor. Aynı şey Okan Buruk için de geçerli.

Beşiktaş'ta oyuncu değişikliğindeki taraftar baskısı önüne geçilemez bir şey oldu artık. Oyuncu değişikliğine rağmen Trabzonspor kendi sahasında pas yapmaya başladı. Beşiktaşlı oyuncuların gardı düştü. Bugün iki takım birer puanla ayrılırken bu sonuç diğer şampiyonluk adaylarına yaradı. Trabzonspor'un yoğun trafiğine bakarsak bu puan bir kayıp değildir. Ama Beşiktaş için bir kayıptır, Başakşehir, Fenerbahçe ve Trabzonspor, Beşiktaş deplasmanına geldi ve siyah beyazlılar hiçbir maçı kazanamadı

Montero Beşiktaş seviyesinde bir oyuncu değil, bunu herkesin anlaması lazım. Eren çok genç bir oyuncu olmasına rağmen pozisyon ve taktik bilgisi gayet iyi. Beşiktaş 2. yarıda piyango ortaları açtı. Valerien Ismael'in tribünlere boyun eğmesi ve tercihleri Beşiktaş'ta daha büyük sorunlara yol açacak. Beşiktaş ilk golü yedikten 2 dakika sonra yine aynı golü yiyecekti.

Büyük takım olmak önemlidir. Rakibine oyununu kabul ettirmek de önemlidir. Beşiktaş Alanyaspor'a da Trabzonspor'a da aynı oyunu oynuyor. Taktiksel hiçbir değişikliği yok. Böyle bir şey olmaz. Futbol basit bir oyundur, zorlaştıran bizleriz. Eleştirdiğimiz Valerien Ismael, puan olarak çok övdüğümüz Jorge Jesus'un önünde. Fakat arada büyük bir liderlik farkı var ve kadro derinliği farkı da daha fazla. Sisteme göre oyuncu, oyuncuya göre sistem felsefesi uygulanmalı. Beşiktaş sezonu üçlü bitirip dörtlü transferi yapmadı. Sonra dörtlüye dönünde dörtlü transferi yaptı. Burada bir planlama eksikliği var.

Soldan Masuaku gitmezse Beşiktaş'ın orta atacağı yok sol kanattan. Tek kanattan orta açabiliyor Beşiktaş. İki tane aynı özellikte oyuncuyu da 8 numara da oynatıyor. Beşiktaş'ın başka bir hücum silahı yok. Ben Valerien Ismael'in iyi bir antrenör olduğunu düşünüyorum. Kondisyon konusunda da çok iyi. Fenerbahçe ve Trabzonspor maçlarında oyunun son bölümünde ayakta kalan takım siyah beyazlılardı. Fizik anlamında Beşiktaş'ın hiçbir sorunu yok. Sorunlar taktikte ve oyuncu değişikliklerinde.

Abdullah Avcı'da hatalar yaptı. Trezeguet'i sağa atarak pasifize etti, Maxi Gomez'i de yerli kuralından dolayı çıkardı. 90 dakika boyunca maçın en iyisi hakemdi. Ama Ali Şansalan 90. dakikada veremediği faulden sonra dağıldı ve ilk 90 dakikada yaptığı tüm iyi şeyleri yerle bir etti. Yusuf Yazıcı, bir an boşluğa düştü. Maçtan kopuktu, normalde o faulu yapacak bir oyuncu değil Yusuf. Oyundan çıkarken tribünlerden özür dileyen Yusuf var ya gerçek Yusuf o. Avrupa macerası iyi geçmediği için mental bir düşüş görüyorum Yusufta. Evet hakemleri çok konuşuyoruz ama ben çok kötüye gittiklerini düşünmüyorum.