Çok sert sözler: "Allah onları bildiği gibi yapsın"

19.05.2019 - 10:56 | Son Güncellenme: 19.05.2019 - 13:56

Çok sert sözler: "Allah onları bildiği gibi yapsın"
Coşkulu, arzulu, iş bitirici! - Cemal Ersen (Milliyet) Trabzonspor’un geçen hafta Konyaspor maçında yitirdiği puanların önemi dünkü Beşiktaş galibiyetinden sonra daha iyi anlaşılmıştır sanırım. Sezonu lig üçüncüsü olarak bitirmesi hayal değildi. Bordo-mavili ekip ilk yarıdaki baskılı oyununun karşılığı bulduğu pozisyonlardan birini gole çevirebilse, maçın sonucu ve Beşiktaş’ın performansıyla ilgili çok başka şeyler konuşuyor olabilirdik.  Ev sahibinin bu kadar etkili görünmesinin nedeni, orta alandaki üstünlüğü ve topu dikine oynamayı seven oyuncularının çokluğu idi kuşkusuz. Abdülkadir Parmak, sık sık savunmanın arkasına sızan Yusuf, sol kanatta Novak ile Nwakaeme, sağda Abdülkadir ve Preira’nın bindirmeleri, Beşiktaş’ın dengesini bozmaya yetti. Kendi oyunundan uzaklaştırdı. Durum böyle olunca konuk takım rakip kaleye gitmekte zorlandı, gol umudu Burak maç boyunca topla sadece bir kez topla buluşabildi, ki kaleci Uğurcan’ın zamanlaması mükemmeldi. Ljajic ve Quaresma pres altında hücuma beklenen katkıyı sağlamaktan uzak kaldı. Medel de hakeza. Trabzonspor’un daha enerjik göründüğü ve kendi yarı alanını çabuk geçtiği anlarda, kanatları daha verimli kullanması gerekiyordu. Caner ile Adriano’nun savunduğu bölgelerde, Beşiktaş’ın zaafiyetleri dikkat çekici idi. Bu tablonun değişmesi için Şenol Güneş’in hamle yapması gerekiyordu. Nitekim ikinci yarıya sağa Necip, Medel’in yerine de Kagawa’yı alarak başladı. Öne geçme şansı da buldu, Mirin’in kafa vuruşunda kalesinde devleşen Uğurcan vardı yine. Lakin üstünlük sayısı Trabzonspor’dan geldi. Abdülkadir Ömür’ün söke söke taşıdığı ve ortaladığı topla buluşan bu sezonun gizli golcüsü, sol bek Novak oldu. Futbol hata affetmiyor. Adınız Sosa’da olsa, gevşekliğe yer yok! Kaptan takımı çıkarken öyle kritik bir yerde topu kaptırdı ki, savunma bu hatayı örtmek için çırpınırken, karambolda eşitliği bulmak Kagawa’ya kaldı. Bu kadar kolay gol yiyince moraliniz bozulur, oyun disipliinden koparsınız. Ama Trabzonspor adına öyle olmadı. Maçın yıldızı Yusuf Yazıcı tam da istediği yerde topla buluşunca, Karius’u çaresiz bırakan o öldürücü vuruşu yapmakta zorlanmadı.  Sonrası tam bir takım savunması örneği idi. Beşiktaş’ın baskı olduğu, ancak pozisyon üretemediği dakikalarda, tüm takım cansiperhane bir direnç gösterdi ve istediği üç puanı adeta kopararak aldı. Belki sezonun en etkileyici oyunlarından biri değildi ama takım ruhunu tüm tribünlere yansıtması, Trabzonspor’un uzun süredir hasret kaldığı bir hissiyattı. Bu maçın genelinde Uğurcan’a da ayrı bir parantez açmak gerek. Doksan dakikanın görünmez kahramanıydı. Trabzonspor’un kalesi gerçekten emin ellerde. Sanırım artık gelecek sezonun planlamasını ve hesaplarını yapma vakti geldi. Bu coşku, arzu ve hırsı perçinleyecek bir takım şart. Değil mi Ahmet Başkan?..
Skora sakın aldanmayın - Erman Toroğlu (Sabah) Bu sene seyrettiğim en kötü Beşiktaş... Bu sene seyrettiğim en iyi Trabzonspor... Bu sene seyrettiğim sahadaki bütün futbolcuların oyun alanlarını kapatarak, oyunun içine etmeye çalışan Fırat Aydınus... Maçın skoruna aldanmayın, daha farklı olması gerekirdi. Trabzonsporlu futbolcular, hem göze hoş gelen bir futbol oynadılar hem de neticeye ulaştılar. Çok kaliteli futbol ayakları var. Mesela Yusuf ve Abdülkadir Ömür.. Bunlar yurt dışında olsalar 50-60 milyon Euro'dan aşağıya etmezler. Sonunda Trabzonspor doğru yolu buldu. Bu Türk futbolu için de büyük avantajdır. Çünkü bu Trabzon şehri adeta bir madenin üzerinden oturuyor. Buradan daha ne Yusuf'lar, ne Abdülkadir'ler daha çıkacaktır.. Ama sakın geçmiş başkanları gibi başkanlar çıkmasın. Trabzonspor'un parasını har vurup harman savurarak, Trabzonspor kulübünü süründürenler. Allah onları bildiği gibi yapsın! 2-3 transferle bu Trabzonspor'un önü çok açılır. Ve mutlak surette her zaman ilk 4'e oynarlar. Sahadaki futbolcuların alanını kapatıp, futbolcularla ve topla çarpışıp hem hakemliği, hem futbolcuları hem de oyunu katleden hakem de; artık aynaya baksın ve bence "yeter" desin! Rodallega o kadar sinirlendi ki; belki de 1 gole mani oldun, bu yüzden seni bayağı bir itti. Hiçbir şey yapmadın, yapamadın.. Niye? Yaptığın haltları biliyordun da, ondan! Beşiktaş'ın seneye işi çok zor. 4 yıllık teknik adamları gidiyor, para yok gibi bir şey, ligi üçüncü mü dördüncü mü bitirecekler belli değil; Allah onların da yolunu açık etsin..
Karaman’a helal olsun - Bilal Meşe (Milliyet) İstatiksel bilgilere şöyle bir göz atacak olursak, herşey Trabzonspor’un lehine... Topla oynama, isabetli şut ve pas yüzdesi ev sahibinden yana. Bu verileri kantara çıkaracak olursak, Beşiktaş’ın ilk yarıda ne kadar etkisiz bir oyun ortaya koyduğunu söylemeye gerek yok! Arkadaş, koca bir 45 dakikalık mücadele Kartal, rakip kaleye bir şut atabilmiş, o da Burak’la , varın gerisini siz düşünün! Kartal’ın oyun anlayışı savunmanın arkasına atılan uzun toplar ve Burak Yılmaz’ı buluşturma. Ne var ki, bu taktik sadece kafada kaldı, uygulamada sıfır! Elbette bu verimsizliğin ve de etkisiz futbolun temelinde Trabzonspor’un baskılı oyunu büyük faktör idi. Ev sahibi takımın, baskısı pozisyon üretimine de yansıdı.Gelin görün ki, Kartal’ın savunma bloğu ve kaleci Karius, bu tehlikelerin gole dönüşmesine vize vermedi. Hele bir Nwakaeme’nin 32’de attığı bir şut var ki. Bir müthiş, ama son aylarda iyi bir çıkış yakalayan Karius, kurtarışıyla yine dikkatleri üzerine çekti. *** Güneş, Trabzonspor’un baskısını ortadan kaldırmak için ikinci yarıya Necip ve Kagawa’ya sahaya sürdü, işe de yaradı. Kartal, oyunda dengeye sağladığı anlarda golü kalesinde gördü. Novak, arka direkte kafayla Karius’un kapadığı köşeden topu ağlara göndermesi, Kartal’ı demorilize ettiği anlarda Kagawa, devreye girdi, skoru eşitledi. Ancak, kazanmaya endeksli, iştahlı ve de arzulu bir oyun ortaya koyan Trabzonspor’da Yusuf Yazıcı, nefis bir golle, takımını yeniden öne geçirdi. Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz, Trabzonspor, galibiyeti hak etti. Attıgı goller, kaçırdıkları ve de direkten dönen top, artı Karius’un kurtardıklarına bakarsak, skor tabelası doğruyu yansıtıyor. Eeee koca ilk yarıyı etkisiz tamamlarsanız, son dakikalarda puan arayışınız kuş misali uçup, gider! Zirve, ikincilik hesapları tamamen rafa kalkan Kartal, Kasımpaşa maçıyla lige noktayı koyacak, dileriz üçüncülük de tehlikeye girmez! *** Şimdi, rotayı Trabzon’a ve de Ünal Karaman’a çevirelim... Valla helal olsun Karaman’a, onca ekonomik sıkıntı ve de kadro yetersizliği ile klasmana giriyorsa, alkışı da, övgüyü de hak ediyor. Karaman’ın Trabzonspor’un arka bahçesine dönüş yapması, buradaki gençleri takıma monte etmesi de ayrı bir övgü kaynağıdır... Öyle bir yandan ekonomiyi düşüneceksiniz, diğer yandan yarışın içinde olacaksınız, işte Trabzonspor ve Ünal Karaman bunu başarmıştır. Elbette lig üçüncülüğü Beşiktaş için başarı değildir, tabi ki buna hangi pencereden bakmanız önemlidir, kıssadan hisse!
Şapka çıkarın - Aksal Yavuz (Milliyet) Trabzonspor, Konya’da iki puan bırakmamış olsaydı, dünkü maçın seyri, rengi ve stresi çok daha farklı olabilirdi; yurdun çeşitli yerlerinde ikamet eden Trabzonsporlular, 41 bin kişilik statta yerlerini alabilmek için havadan ve karadan Trabzon’a çıkarma yapabilirlerdi mesela… Ligin bitimine iki hafta kala, Beşiktaş ile Trabzonspor arasında beş puan fark olunca, insan “nerede o eski ramazanlar” dercesine “nerede o eski derbiler!” diye de sormuyor değil kendi kendine… Ramazan olmasına rağmen tribünlerin coşkulu ve dolu olması, Trabzonsporluların futbolu ve Trabzonspor’u ne kadar çok sevdiklerinin en büyük göstergesiydi; 41 bin kişilik statta karşılaşmanın 41 dakikası Trabzon’da iftar vaktiydi. (Allah kabul etsin!) Hal böyle olunca, oyuncular da, hocalar da rahat, stres-sıkıntı yok, hatta hakemler de… Merak edilen; iki ezeli ve ebedi rakibin, bir başka ifadeyle iki devin alacağı skorun, tarih sayfalarında yerini nasıl alacağıydı? Bazı filmler vardır, bitmesini hiç istemediğiniz, keyifle izlediğiniz… Dün de Trabzon’da öyle bir karşılaşma izledik… Çağdaş futbolan kesitler sundu bordo-mavili ekip, oyunu kanatlara yaydılar, iyi alan daraltılar, merkezden hücum ettiler, ayağa hızlı ve isabetli oyunları, sezonun en iyi oyunuydu belki de, adeta Trabzonsporluların yıllardır arzuladığı, sabırla beklediği bir ekip. Dalga dalga gelen Trabzonspor ataklarına, siyah-beyazlı takımda dalgakıran oyuncu Karius oldu. Beşiktaş’ın Burak ve Mirin’le girdiği gol pozisyonlarında gole müsaade etmeyen Uğurcan’ın da hakkını teslim edelim, müthiş oynadı. Trabzonspor’un dünkü futboluna şapka çıkartılması gerekir, Abdülkadir’in Novak’a attırdığı gol öncesi hareketlerine ve Yusuf Yazıcı’nın muhteşem gollerine çıkartılacağı gibi.
Model alınacak galibiyet - Ali Ece (Fanatik) Trabzonspor ilk 30 dakikada iyi bir baskı kurdu. Beşiktaş ise o periyotta çok top kaybetti, Dorukhan’ın rakip baskısından çıkmakta belirleyici olan çift yönlü dinamizmini çok aradı. İlk yarının son 15 dakikasında Atiba bir süre Dorukhan’ın işini üstlenince oyun görece olarak dengelendi. 42’de Atiba’nın geliştirip Güven’in olgunlaştırdığı pozisyonda Beşiktaş ilk net fırsatını Burak’la yakaladı. O pozisyondaki süper reaksiyonuyla Uğurcan neden Avrupa devlerinin onu izlediğini bir kez daha gösterdi. İlk yarıda Karius da çok iyiydi. Yusuf’un golünde Karius’un yapabileceği pek bir şey yoktu, yetenekli solak orada yapılabilecek en iyi vuruşu yaptı. Karius 59-62 arası yaptığı iki kritik kurtarışla Beşiktaş’ı oyunda tutan isimdi zaten. İkinci yarı başındaki değişiklikler Trabzonspor’un baskısını kırdı, topun Beşiktaş’a geçmesini sağladı ama yenilgiyi önleyemedi. Uğurcan’dan Yusuf’una Trabzon’un gençleri çok etkileyicilerdi. Gecenin sorusu Beşiktaş yönetimi Dorukhan’ı 7 milyona satarsa, o parayla Dorukhan’ın yerini dolduracağına emin mi? Maçın starı Yusuf, Abdülkadir, Uğurcan... Trabzon’un gençleri her hafta daha da yıldızlaşıyorlar. Maçın olayı Fırat Aydınus’un iki kez oyunculara çarpması. Hakemliğe yetenekli ender faal Türklerden birisi Fırat, fiziksel durumunu düzeltmesi gerekiyor. Kısa mesaj Bu yaz değilse ne zaman Beşiktaş sürdürülebilir başarı adına yeni bir özkaynak devrimi başlatacak?
Derslerle dolu galibiyet - Cem Dizdar (Fanatik) Ülkemizdeki maç sonlarında en sık duyduğumuz lakırdı, ‘’Rakibe pozisyon vermedik’’tir. Dün akşamki maçta bu klişe tespit, en azından ilk devre boyunca Beşiktaş için geçerli olamaz. Söylese söylese bunu Ünal Karaman söyler ki, o da yanlış olur. Çünkü Burak devre sonundaki pozisyonu gol yapabilse onca gol girişimi nafile bilançosuna yazılırdı. Trabzon’un ülkedeki çoğu takımdan farklı olarak sorunu gol atma problemini çözemiyor oluşu. İlk devre Beşiktaş’ı hallaç pamuğu gibi attılarsa da golü atamayınca iş nihayete erdiremediler. Beşiktaş oyuna tırnağını geçirmekte zorlandıkça zaten kendinde olan Trabzon sahanın her yerinde topu yarattığı en uygun alana taşıdı, durdu. Daha fazla gol atabilecekken iki ile yetinmek zorunda kalan Trabzon ülke için derslerle dolu bir galibiyet aldı. Gecenin sorusu Genç oyuncuların pırıltısı insanın ülkeye de oyuna da güvenini tazeliyor. Örneğin Dorukhan Toköz’ün yokluğunun Beşiktaş için önemi bu maç sayesinde kavranmış oldu mu? Maçın starı Topu kullanmayı henüz tam manasıyla kavrayamamış olsa da Abdülkadir Ömür. Takımına şeklini veren Sosa. Koridorunu tıkayan ve çıkıp golü yapan Novak. Ardından iki kaleci. Maçın olayı Kagawa ile dengeye gelmiş maçın yine aynı oyuncunun kaptırdığı top ve Yusuf şahane vuruşuyla Trabzon lehine sonuçlanmış olması!.. Kısa mesaj Trabzonspor çok harcamadan, gençlere güvenerek futbolun zevk ve gösterişle oynanabileceğini gösteriyor. Zorunluluktan kaynaklı olsa da bu durum, ülke futbolunun çıkış tünelidir.
Kusursuz yönetim - Deniz Çoban (Fanatik) Maçın hakemi Fırat Aydınus, karşılaşmanın sonucunu etkileyecek kararların altına imza atmadı, verdiği 5 sarı kart da doğruydu. 16. dakikada Trabzonsporlular’ın yoğun itirazlarda bulunduğu pozisyonda Güven Yalçın’ın eline çarpan topta devam kararı doğruydu. Fırat Aydınus maçın son düdüğünü çaldığı ana kadar; tartışılacak, maçın gidişatını etkileyecek, uzun süre tartışılacak bir kararı olmadı. Oyunun gidişatını bozmadı. Olumlu kararlarının yanında, ufak tefek, oyunun gidişatını etkilemeyen hataları da oldu. Maç süresince elini 5 kez cebine attı, beş sarı kartında da haklıydı ancak kararına aşırı tepki gösteren Medel’e ve Quaresma’nın bileğine basan Pereira’ya da birer sarı kart göstermesi gerekirdi. 16. dakikada Beşiktaş ceza sahasında Güven’in eline gelen topta penaltı yoktu. Bariz gol değildi Top Güven’in kendi ayağından sekerek, doğal konumda olan koluna istemeden çarptı. Hakemin devam kararı doğruydu. 72. dakikada Mirin, Rodallega’yı düşürünce; Trabzonsporlular ‘bariz gol şansı’ dolayısıyla hakemden kırmızı kart beklediler. Hakem doğru olarak sarı kartını çıkarttı. Çünkü henüz Rodellaga’nın topa hakimiyeti yoktu ve yüzde yüz topa hakim olabilir diyeceğimiz bir pozisyon da değildi.
Trabzon iyi yolda, Beşiktaş tatilde - Ahmet Çakar (Sabah) Önce şunu söyleyeyim, Trabzonspor çok iyi oynadı. Hem canla başla mücadele ettiler hem büyük bir coşku içindeydiler hem de dikine çok şey yapmak istediler. İlk yarıya bakıyoruz, maçın mutlak hakimi Trabzonspor. Çok pozisyon buldular mı, hayır. Sadece Karius'un kendi sol üst köşesinden çıkardığı muhteşem bir kurtarışı var. Ama sürekli zorlayan, ceza alanı içinde çok fazla topla buluşan Trabzonspor, aslında pekala ilk yarıda rahatlıkla öne geçebilirdi. Yine bu yarıda Beşiktaş'ın çok az atağı var ama Burak ile buldukları var ki çok önemliydi. Klasına yakışır şekilde aldı, soluna döndü ama Trabzonspor'un başarılı kalecisi Uğurcan, açığı kapatıp topu kurtardı. İkinci yarıya Trabzonspor adeta golle başladı. Abdülkadir Ömür en az 40-50 metre topu sürdü, zorladı, sıfıra indi, harika bir orta ile Novak'a golü attırdı. Bu dakikadan sonra belki topla daha çok oynayan Beşiktaş'tı ama Trabzonspor yakaladığı toplarla çok çabuk ve dikine çıkarak etkili oldu. Beşiktaş dün gece kötüydü ama her şeye rağmen puan alabilirlerdi. Ljajic girdi, ceza alanında topu kaybeder gibi oldu, Kagawa'ya çıkardı, o da golü yaptı. Ama Trabzonspor dedik ya, bazı ayakları müthiş yetenekli ve çok iyi oynadılar. Bunlardan biri de Yusuf. Top ayağına yapışıyor ve yakışıyor. Çok da iyi vuruyor. Nitekim dün gece önce vurdu, direkten döndü. Birkaç dakika sonra ise Karius'u gördü, 'biraz ileride' diye düşündü ve harika vurdu. Sonuçta Trabzon, Beşiktaş'ın son haftada puan kaybetmesini bekleyecek. Galiba Beşiktaş ruhen tatile çıkmış bile. Hakem Fırat Aydınus, ufak tefek hatalarına rağmen çok başarılı bir maç yönetti. Sakin, oyunculara yaklaşımı iyi ve kararlarındaki isabet yüzdesi fazlaydı.
Beşiktaş baştan aşağı yenilenmeli - Murat Özbostan (Sabah) Konya beraberliği Trabzonspor'un direkt Avrupa Ligi'ne gitme ihtimalini zayıflatmıştı ama tribünler Fenerbahçe ve Galatasaray'dan sonra Beşiktaş karşısında da galibiyet bekliyordu. O coşkuya maça çok iştahlı başlayarak cevap verdiler. Beşiktaş, Gökhan ve Dorukhan'ın olmadığı 11 ile ilk 25 dakika büyük baskı yedi. Trabzonspor'da dün herkes formanın hakkını verdi ama birkaç isme parantez açmak lazım. Arkadaşları hücumda pozisyonları harcarken genç Uğurcan iki net pozisyonu harika önledi. Sosa- Abdulkadir Parmak ikilisi basmadık yer bırakmadı. Nwakaeme ters çalımlarıyla oyuna büyük renk kattı, ilk golün asistini yapan Abdülkadir Ömür hızıyla rakibin başını döndürdü ve elbette Yusuf Yazıcı... Muhteşem bir gole imza attı, bir topu da direkten döndü. Güneş, ikinci yarıda biri mecburi değişiklikle başladığı oyunda Kagawa'dan skoru aldı ama Trabzon'un, Ljajic'e pas yollarını kitlediği oyunda kanatlardaki Adriano (Necip), Caner, Quaresma ve Güven, Burak'ı besleyemeyince orta alanda kaybettiği oyunu, tabelada da kaybetti. 3 İstanbullu'yu da deviren Ünal Karaman ve takımının gelecek sezonu için bu performansı çok önemli bir artı. Trabzon, artık geçit vermeyen bir deplasman hüviyetine geri döndü. Yine harika bir Karius ile oyuna tutunan Beşiktaş'ta transfer döneminde büyük hareketlilik olacak. Stoperden orta sahaya ve kanatlara kadar en az 4 yeni isim lazım ve elbette Güneş'in yerine yeni bir teknik adam. Eğer yeni Beşiktaş iyi bir şekilde planlanıp kurulmazsa, siyah-beyazlı takım çok geriye gider..
Bu takımı gerçekten çok sevdik - İskender Günen (Sabah) Bu yıl Trabzonspor büyük maçlarda kendi tarihine yakışan oyunlar ortaya koydu. Aynen dün olduğu gibi... Futbol her ne kadar kolektif bir oyun olsa da özel yetenekli futbolcular bu oyunu daha da güzelleştiren en önemli unsurlar. Yoksa yana ve geriye yapılan anlamsız paslar ya da topun bir takımda fazla kalması adına yapılan paslar risk almama yüzünden tekdüze bir oyun tribünlere hareket getirmiyor. Trabzonspor bana göre Süper Lig'de seyretmekten keyif aldığımız takımların başında geliyor. Dünkü maçta Yusuf ve Nwakaeme'nin ikili oyunları seyredenlere büyük bir keyif verdi. Nwakaeme aldığı her topta Beşiktaş'ın sağ tarafını kelimenin tam anlamıyla felç etti. Ceza sahası içinde son derece rahat ve akılcılığı ile gol pozisyonları üreten isim oldu. Yusuf ise bu takımın her şeyi. Oyun zekası gerçekten üst düzeyde bir isim. Attığı gol nedenli yetenekli bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu arada orta alanda Abdulkadir Parmak'ın en fazla top kapan oyuncu olmanın yanı sıra hücum girişimlerinde de takıma katkı yaptığını gördük. Abdülkadir Ömür, kanatta oynadığında daha etkili bir oyun ortaya koymakta. İlk gol bunun en güzel örneği. Orta sahadan driblinglerle merkeze doğru topla geldiğinde etkili olma şansı yok. Kaleci Uğurcan Çakır da iki net gol pozisyonunda başarılı kurtarışlar yaptı. Sonuçta büyük bir maçta daha alınan üç puan önemli ama ortaya konulan futbol gerçekten saygıyı hak ediyor. Ligdeki sıralaması nerede olursa olsun bu sezon seyrettiğimiz bu takımı gerçekten çok sevdik.

Spor yazarları, Trabzonspor ile Beşiktaş arasında oynanan müsabakayı köşelerine taşıdı.

İşte o değerlendirmelerden bazıları...

Senin için hazırladığımız haberler