Çin futbolu ve Pazar mücadelesi

03.02.2016 - 15:25 | Son Güncellenme: 06.02.2016 - 09:57

Özgür Sancar Ajansspor'daki ilk yazısında Çin futbolunu kaleme aldı...

Çin’de Komünist Partisi’nin ülkeyi yönetiyor olmasına karşın, parti içerisinde ve toplumun değişik katmanlarında sosyalizm yolunda ısrar edenlerle, bir çeşit devlet kapitalizmini savunanlar arasındaki mücadele devam ediyor.

Bu mücadele kapitalist dünyanın en önemli endüstrilerinden futbol üzerinden de kendisini gösteriyor.

Pazar hakimiyeti
Çin, futbola neden bu kadar yatırım yapmaya başladı (?). Giriş cümlesi buna açık yanıt veriyor aslında; ama kısaca açmak gerekirse şunu söyleyebiliriz. Çin’de kapitalist yolcular, “devlet kapitalizmi konusunda ısrar edenler” etkin. Bu grup Çin’in kaynakları, sermaye gücü ve insan potansiyeli ile dünya pazarı üzerinde, rakibi ABD ve AB karşısında mutlak hakim olma gayesi taşıyor. Bu hakimiyet mücadelesinin en önemli alanlarından bir tanesi futbol. Popüler tanımlamayla endüstiriyel futbol. Milyon euroların, büyük yatırımların ve milyonlarca kişinin istihdamının sağlandığı futbol dünyası aynı zamanda büyük ve görece orta ölçekli sermaye gruplarının networklerini geliştirdiği, siyasette etkin olabildikleri bir enstrüman olarak kullanılıyor. Doğal olarak dünya pazarına hakim olma kaygısı taşıyan Çin Halk Cumhuriyeti bu “endüstri alanına” kayıtsız kalamazdı. Çin Süper Ligi’ndeki takımların bu kadar büyük transfer harcamalarıyla vetaran yıldızları transfer etmelerindeki tek amaç bu.

Devlet doğal olarak işin içinde
Burada ayırt edici olan Çin’de iki tip futbol kulübünün olması: Devlete bağlı olanlar ve olmayanlar.
Büyük harcamaları yapan devlete bağlı olanlar Shanghai Senhua, Guangzhou, Shandong Lunen, Jiangsu gibi. İktidardaki Çin Komünist Partisi, büyük sermaye gruplarına bu kulüpleri finanse etme görevi veriyor. Örneğin Shanghai Greenland Shenhua isimli büyük yatırım ortaklığı, Shanghai Senhua kulübüne finanse ediyor.

Bunlar, özellikle forvet ve ileri dönük orta saha olarak oynayan yıldız oyunculara büyük paralar ödüyorlar. Geride bıraktığımız Ocak ayında Chelsea’nın Brezilyalı orta saha oyuncusu Ramires, Jiangsu tarafından 28 milyon Euro karşılığında transfer edildi. Bu ülke tarihinin en yüksek bedelle yapılmış futbol transferi olarak kayıtlara geçti. Gervinho, Roma’dan Habei Fortune takımına 15 milyon Euro karşılığında transfer oldu. Inter’in Kolombiyalı defansif orta saha oyuncusu Guarin, Shanguai Shenua takımına 12 milyon Euro karşılığında transfer edildi. Brezilyalı oyuncu Renato Augusto Beijing Guoan’a 8 milyon Euro’ya gitti. Geçen yaz döneminde Paulinho, Demba Ba, Robinho, Asamoah Gyan Çin’e giden oyuncular olmuştu. Ocak ayında Ersan Gülüm, Podolski ve Nani’nin Shanghia Shenhua’ya transfer söz konusuydu. Son olarak Atletico Madrid'in Kolombiyalı forveti Jackson Martinez'in 45 milyon Euro transfer bedeliyle Guangzhou Evergrande takımına transfer olması Asya kıtasında şu ana kadar yapılan en pahalı transfer olarak kayıtlara geçti.  

Onlar da para kazanıyor
Çin’de belli kaynakların aktardığı verilere göre ülkenin nüfusunun çok büyük bir bölümü; 150 milyondan fazla kişi orta sınıf gelir grubunda bulunuyor ve futbol gibi bir popüler bir oyuna para harcayabilecek maddi imkâna sahip gözüküyor. Bu, yapılan yatırımların sergilenebileceği maddi zemini oluşturuyor. Elbetteki endüstriyel futbolun arazlarından olan yan yollardan para kazanma işi, Çin futbolu için de geçerli. Çin kulübü yetkilileri, Türk ya da diğer uluslara mensup menajerlerle transfer yaparken, menajerlik komisyonunun paylaşılmasını ön şart olarak koşuyorlar. Bu da o kulüplerde görev alanların parsadan paylarını almasını ve transfer trafiğiyle kulüplerini dünya futbol borsasına daha güçlü bağlarla bağlamalarına neden oluyor.

Ancak tüm bu olgularla tezat gibi gözükmesine rağmen aslında tamamlayıcı bir unsur da; çok sayıda Çinli spor gazetecisinin ya da futbolla ilgilenen Çinlilerin, Avrupa’nın büyük futbol ülkelerinde ikâmet ederek, büyük futbol kulüplerini takip ediyor olması. Bu ilk planda akla acaba, 'Para döngüsünü ve pazar açma ihtiyacını öteleyen, kurumsal ve daha köklü bir yaklaşımla mı futbola bakıyorlar?' sorusunu getiriyor. Ancak bu, -her ne kadar büyük para döngüsünü sağlasa bile- futbolu iyi dizayn etmek için esaslı örnekleri takip etme ihtiyacından kaynaklanan bir tutum olarak ortaya çıkıyor. 

Türk yatırımcılar Çin futbol pazarına girmek istiyor
Çin, yaptığı bu futbol harcamalarını esaslı bir getiriye dönüştürmüş; çünkü Türkiye dahil, Avrupa’nın pek çok ülkesinden yatırımcılar, bereketli Çin pazarına girmek için girişimde bulunuyor.  

Senin için hazırladığımız haberler