"Bence Fenerbahçe'nin en büyük transferi..."

07.07.2017 - 12:33 | Son Güncellenme: 07.07.2017 - 12:33

"Bence Fenerbahçe'nin en büyük transferi..."

AJANSSPOR ÖZEL -  Türkiye’nin yeni spor ekranı S Sport’ta yayınlanan Sabah Sporu Extra programında gündemden öne çıkan başlıklar değerlendirildi. Ali Erim’in moderatörlüğünü yaptığı programda Radyospor Genel Yayın Yönetmeni Barış Ertül, tespit, görüş ve analizlerini paylaştı. Ertül’ün S Sport’ta yaptığı açıklamalar şu şekilde :

"Volkan Şen, Aykut Kocaman'ın düşündüğü bir isim değil"

Volkan Şen’in Beşiktaş’a transferi haberi mantıklı bir haber. Volkan Şen, taktik formasyona sadakat ve psikolojik dağınıklığıyla Aykut Kocaman’ın kadroda düşündüğü isimlerden biri değil. Volkan Şen; Fenerbahçe taraftarlarının gözünde yüreğini ortaya koyan, çabuk, adam eksilten, kıvrak, kanattan etkili şekilde içeriye girebilen, şut atan ve penaltı da alabilecek bir oyuncu. Bu özellikleriyle çok değerli bir oyuncu. Şenol Güneş onu bu özellikleriyle parlattı. Fenerbahçe’ye büyük beklentilerle transfer olmuştu. 2016-2017’de bir düşüşü vardı. Kötü taraflarının öne çıktığı bir dönem var. Çabuk dağılıyor ve kırılgan. İki top kaybı, son vuruş beceriksizliğiyle hemen özgüveni dağılıyor. Fenerbahçe taraftarı Volkan Şen’i nasıl hatırlıyor? Başarılı özellikleri artık kredi olarak sayılmıyor. Yere uzanmış, kalp krizi geçirecekmiş gibi duruşu, gökyüzüne yalvarır gibi bakışı akıllarda. Pozisyonu kaçırsan bile bunu hissettirmemen lazım. Volkan’ın, nakavt olmuş, loser ve çaresiz bir görüntüsü var. Bu Fenerbahçeli taraftarları bezdirmişti. Bitmiş, dağılmış bir görüntüsü vardı.

"Şenol Güneş diye bir fark var"

30 yaşında bir oyuncu bunları aşmış olmalı. Bursaspor, Fenerbahçe değildir. Fenerbahçe başka bir vitrindir. Beşiktaş için de aynı riskler var. Ama Beşiktaş’ın bir farkı var. Fenerbahçe’de yapamayan bir adamın Beşiktaş’ta yapması da kolay değil. Ancak orada Şenol Güneş diye bir fark var. “Ben onu Bursaspor’da toparladım, Beşiktaş’ta da düzeltirim” diyor olabilir. Volkan Şen’in daha dayanıklı bir hale gelmesi gerek. Olay psikolojik. Trabzonspor’da da oyundan alındığında ağlayan ve tribünle sorunlu olan bir oyuncuydu. Bu durum, modern futbolun kaldırabildiği bir şey değil. Futbolculardan psikoloji ve atletik performans isteniyor. Büyük başarılar devamlılıkta saklıdır. Atletik performans olarak nispeten daha iyi. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin Volkan Şen’i gözden çıkarması gayet normal.

"Lens gelmezse o bölgede sıkıntı var"

Jeremain Lens eğer gelmiyorsa Dirar var. Fakat; Dirar sağ beki tercih ediyor. Lens gelmezse o bölgede sıkıntı var demektir. Fenerbahçe’nin başka opsiyonları da olabilir. Beşiktaş’ta da Babel ve Quaresma’nın alternatiflerinin olmadığı görülüyor. Bu açıdan Beşiktaş için Volkan Şen hamle oyuncusu olarak görülecek bir isim. Beşiktaş’ta ilk 11’de oynama ihtimali sıfır. Bir Demba Ba vakası da olabilir. Beşiktaş doğrudan Quaresma ve Babel kalitesinde bir isim alamayacağına göre kulübeye takviye yapacak. Volkan Şen Beşiktaş’ı heyecanlandırmaz, Fenerbahçe’yi de üzmez. Dolayısıyla çok üzerinde durulacak bir transfer değil. Fatih Terim de elimin altında bulunsun diye milli takım kadrosuna almıştı. Vazgeçilmez bir oyuncu olduğu için kadroya almadı. Ama bu devamsızlıkla yola devam ederse oralara da alınmayacaktır.

Yusuf Erdoğan ve Volkan Şen iddiaları hakkında...

Yusuf Erdoğan ve Volkan Şen transferlerinde ortak nokta Şenol Güneş’tir. Trabzon şehrini ve altyapısını Şenol Güneş, kendi veri tabanının bir uzantısı olarak görüyor. Yusuf Erdoğan da rotasyona yapılan bir transfer olur. Beşiktaş’ın kulübeye derinlik ihtiyacı var. Bunu da Şenol Güneş ile anlaşabilecek, bir bağı olan oyuncularla yapabilirler. Ersun Yanal mesela; Yusuf Erdoğan gitsin ya da mutlaka kalsın demiyor. Bu transferleri, transfer piyasasının önemli hamleleri olarak görmüyorum.

"Talisca, Beşiktaş'ın yeni transferi diyebiliriz"

Anderson Talisca, “Çekilin yoldan geliyorum” mesajı yollamış. Fikret Orman aba altından sopa gösterdi. Basın yoluyla Talisca’ya haber gönderdi. “Sen Sneijder gibi davranırsan yapacağımızı biliriz” dedi. Sosa haberleri de Talisca’nın menajerinin önüne gidiyordur. Talisca da dolayısıyla mesajı alıyor. Talisca’nın Beşiktaş’a dönüşü yeni bir transfer gibi değerlendirilebilir. Beşiktaş’ın yıldız transferi Anderson Talisca diyebiliriz. Talisca’nın Beşiktaş’ta olması siyah-beyazlılar adına çok önemli.

"Ben olsam Gignac'ı tercih ederim"

Transfer döneminde bir çok ismin adı geçti. İki oyuncu üzerinde çok durdum. Gignac ve Doumbia için bunu söylüyorum. Doumbia, Sporting’e gitti. Gignac eğer Beşiktaş’a geliyorsa iyi bir transfer olur. Gignac müthiş bir futbolcu. Meksika’ya gitmeden önce beğenerek izliyordum. Diego Costa ise bence0 zannedildiği kadar iyi bir adam değil. İyi bir golcü ama sorunlu bir futbolcu. Türkiye’de sorunlar yaratır. “Diego Costa mı, Gignac mı?” diye bana sorsalar ben Gignac derim. Gignac, Tigres’te başarılı bir görüntü çizdi. İki sezonda attığı gol sayı 59 olmuş. Marsilya’da hayran olduğum bir isimdi. Gignac, nasıl Tigres’te gitti anlayamadım. Marsilya taraftarları da arkasından ağlamıştı. Aboubakar için 8 milyon Euro verilecek paranız varsa, gidip Gignac’ı alın. Gignac, Aboubakar’ı 5 ile çarpar. Hatta Diego Costa’dan bile daha iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü Costa yıldız ama sorunlu bir futbolcu.

"Valbuena ve Dirar alındı ama..."

Fenerbahçe transfer konusunda daha ketum görünüyor. İsim ve bilgi almak daha zor. Bu konuda başarılılar. Sürekli büyüyen ekonomik sorunları var. Bizler de sürekli eleştiriyoruz. Dolayısıyla opsiyonları da azaldı. Valbuena ve Dirar’ı aldılar ama oyuncu satmadan yenisini alamıyorlar. Aykut Kocaman’ın açıklamaları bilgi vericiydi. Aydınlatıcı oldu. Çok fazla değişiklik beklenmemesi gerektiğini, kendi içinde adaptasyonu yapacağını belirtiyor. İşi de çok zor. Josef, Ozan gibi isimler olmadan kurulan bir kadro beklemeyin diyor. Bu beklentileri biraz kırdı. Fakat ; ortadaki tablo Fenerbahçe’nin gerçeğidir. Kadro derinliği, saha içi rotasyon çok önemli. Yarış başlayacak, koca bir sezondan bahsediyor olacağız. Nerelerde sıkıntı var? Mahmut Uslu, ”Transferin %90’ı bitti” dedi. 8 oyuncu alacak halleri yok. Tablo ortada. Kjaer’in durumu da netleşmedi.

Fenerbahçe hangi bölgeye transfer yapmalı?

Fenerbahçe’de Dirar, sağ bekte oynamayı tercih edeceğini söyledi. Normalde sağ öne geleceğini düşünmüştüm. Şener’in yerinde oynarsa Dirar, Şener’i keser. Tabi performans önemli. Oyuncuları gerçek yerlerinde oynatmak önemlidir. Verim anlamında bunu söyleyebiliriz. Öndeyse onun yedeği kim? Asıl pozisyona adam lazım. O yüzden de Lens gündeme geliyor. Lens’e çok cazip teklifler gelmiyor. Fenerbahçe, Lens’in ayağı yere sağlam bassın diye bekliyor. Fenerbahçe, panik halinde olmuyor ve soğukkanlı davranıyor. Eğer Mahmut Uslu’nun dediği gibi transferin %90’ı bittiyse o zaman konu Lens, ya da forvettir. Sürekli forvet diyoruz. Fernandao 2 ay yok ne demek? Üzerine bir 10 kilo daha koyabilir demek. Van Persie de daha dün takımla birlikte çalışmalara başladı. Çakı gibi bir Van Persie yok. O yüzden forvet almalılar deyip diyoruz.

"Kjaer kalacak gibi, en büyük transfer Kocaman"

Simon Kjaer kalıyor gibi görünüyor. Ama kalmıyorsa bile yerine stoper almayacaklar gibi duruyor. Çünkü ; sağ kanat kadar öncelikli görmüyorlar. Aykut Kocaman saha içinde değişiklikler yapabilir. Volkan Demirel’den Van Persie’ye kadar giden yerde opsiyonlar var. Forvette ve sağ kulvarda derinlik bakımından ise sıkıntı var. Transferin %90’ı bittiyse, o zaman Beşiktaş bir değil, iki adım önde başlıyor demektir. Kjaer’in satılması nasıl bir sıkıntı oluşturur? Onun parasıyla forvete ve sağ öne oyuncu aldın. Ne oldu? Ofansif yönden takımı geliştirirken, savunmada açıklar oluşabilir. Fenerbahçe’de problem daha önce ofanstaydı. Şampiyonluk yarışından düşmeleri neden oldu? İleriye gittiklerinde sorun yaşadılar. Hep ofansif problemler ortadaydı. Fenerbahçe’nin en büyük transferi Aykut Kocaman’dır. Kocaman, Konya’daki oyunun aynısını Fenerbahçe kalitesinde bir takıma yaptırmak istiyor. Rakibi boğan bir oyun anlayışı düşünüyor. Dolayısıyla sadece savunma yapan bir takım istemiyor. Kompakt ve boğucu baskıda olan bir takımdan bahsediyoruz. Bunu söz konusu kadroyla nasıl yapacağını konuşmamız gerekiyor.

Ben Arfa gelirse nerede oynayabilir?

Şu şartlarda Fenerbahçe’de sahaya çıkacak kadro hemen hemen aynı 11 olacak. Bu da Fenerbahçe taraftarlarını tatmin etmeyecektir. Savunmada Kjaer’i kaybedersen bir bedeli olacaktır. Bu bir risktir. Kjaer, gitmedi diyelim. Ben kalacağını düşünüyorum. Giderse sürpriz olur. Bu benim hissiyatımdır. Ayrıca yakın zamanda Hatem Ben Arfa ismi de gündeme geldi. Ben Arfa’yı nereye koyarsın? Van Persie’nin arkasına koyarsın. Çünkü; forvet arkası oynuyor. Valbuena’yı da sola koyarsın. Ben Arfa’yı getirdiğinde koyacak yer yok mu? Mahmut Uslu’nun açıklamalarını anlamıyorum. Bunlar nasıl açıklamalar? Elbette oynayacak yeri var. Ben Arfa gelse forvet arkası oynar. Ona göre de kadronu şekillendirirsin.

Trabzonspor'un Kucka transferi hakkında...

Kucka transferi Trabzonspor’a iki açıdan faydalı olacak. Okay-Onazi bölgesi için çok sağlam bir yeni plan. Kuckalı orta saha, Okay-Onazi’den daha iyi. Kucka çok savaşçı ve iki yönlü bir oyuncu. Savunmayı ihmal etmiyor, diğer yandan da ofansif katkısı dar var. Kucka, tam bir 8 numara ve iki yönüyle Trabzonspor’a hem merkezde fayda sağlar, hem de önde Yusuf Yazıcı’yı geliştirecektir. Yazıcı’nın potansiyeli büyük. Ersun Yanal da kalmasını istiyor. İleride yüksek paralara satılabilir. Yusuf, Kucka’dan çok şey öğrenebilir. Kucka’nın iki yönlü futbolundan, pozisyon alışından, kavgacı karakterinden Yusuf’a ne geçerse genç oyuncu o kadar kıymetli bir futbolcu olabilir. Yusuf’un bildikleri daha çok az. Öğreneceği çok şey var. Potansiyel büyük, öğrenebilir. Yusuf Yazıcı için ciddi bir eğitim dönemi başlıyor. Yusuf daha olmadı. Katkı sağlar, geleceği parlak. Ancak bugünü, geleceğinin belki de 3’te 1’idir. Yusuf, gözünü dört açmalı. Bir şeyler kapmaya baksın.

"City, Cengiz Ünder için geliyorsa erken değildir"

Altınordu çok kısa sürede ortaya koyduğu vizyon ve altyapıya yaptığı yatırımın karşılığını almaya başlıyor. Avrupa’da birçok Altınordu var. Bizde ise 1 tane var. Büyük ekipler Altınordu’nun yaptığını yapabilir mi? Yapabilir ama yapmıyorlar. Bu da yöneticilerin vizyonsuzluğudur. Cengiz Ünder iyi bir futbolcu mu? İyi bir oyuncu. O zaman Avrupa’ya gitmesi neden erken olsun? Yeterince iyiyse, yeterince de yaşlıdır. Bunu diyen Johan Cruyff’tur. İyiyse iyidir. Kimisi 20 yaşında, kimisi 27 yaşında yeterince iyi olur. Eğer City, Cengiz için geliyorsa erken değildir.

"Tudor, Sneijder gitsin diye bakıyor"

Sneijder, 4,5 milyon Euro civarında bir para alıyor. Galatasaray’dan gidecek. Galatasaray da gitmesini istiyor. Ama Sneijder, ”Ben öyle gitmem” diyor. “Kampa çıkarım, otururum, bir de surat asar, dengeleri bozarım. Parayı da tıkır tıkır ödersiniz. Ama ben bunu istemiyorum. Bunu yapmaya gelmedim” diyor. “Beni kampa almayacak bir adam var mı? Gelin güzel şekilde bu olayı halledelim” düşüncesinde. “Bu 4,5 milyon Euro’yu planlamama yazdım, kontratım var, imzaladığınız zaman düşünecektiniz” diyor. Başakşehir de Sneijder’e talip oldu. Başakşehir, Clichy’ye eğer 3,5 veriyorsa, Sneijder’e daha az para verir mi? Galatasaray açısına konu 1 milyon Euro. Sneijder kampa katılmak da istemiyor. Tablo ortada. Tudor da bir an önce gitsin diye bakıyor. Belhanda’nın forması da çekmecede bekliyor. “Sneijder varken 10 numarayı giyme, ayıp olur” diyorlar. Tablo ve durum budur.

Dortmund taraftarları ve spor kültürü farkı...

Borussia Dortmund taraftarları ile ilgili ne söyleyebiliriz? 55 bin kişiden 66’sı kombine yenilememiş. Onlar kimlerdir? Ya vefat etmişlerdir, ya da ekonomileri bozulmuştur. Dortmund’a göre hoca geliyor. Artık bir sistem ve ekol var. Bunu sağladığın zaman arkana sermayeyi de alabiliyorsun. Dortmund bir dönem batmak üzere olan bir kulüptü. Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran, bir dönem Dortmund’un hisselerini aldı. Bireysel anlamda en büyük yatırımcı olmuştu. Bayağı da bir olay oldu. “Bir Türk geldi, hisseleri niye alıyor?” dediler. Almanya’da muhalifler de çoktu. O dönemde Sadettin Bey’in gelişiyle Dortmund’a bir para girişi oldu. Dortmund batmak üzere olan bir kulüptü. Amorouso’nun ayağı kırılmıştı. Para ödemeleri yapılamıyordu. Daha sonra Çek golcü Jan Koller’i arkasına da Rosicky alındı. Ardından Sadettin Saran, çoğunluk hisseyi istedi, çoğunluğu alamadı. Dortmund’un çıkış noktası böyle olmuştu. Orada bambaşka bir futbol kültürü var. Bizde ise taraftarlar stada gidiyor ama daha sonra “En büyük taraftar, futbolcular sahtekar” diyor. Bir spor kültürü farkı var. O yüzden sen Alman futboluyla hiçbir zaman yarışamayacaksın.

YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

Senin için hazırladığımız haberler