"Babamın aldığı borçlarla buradayım"

05.10.2016 - 09:27 | Son Güncellenme: 05.10.2016 - 09:27

Fanatik

Daha 21 yaşında. 140 maçta 23 golü, çok iyi kullandığı bir sol ayağı var. Dünyaca ünlü Hleb’i yedek bırakan, Gençlerbirliği altyapısından A Milli Takım’a kadar uzanan bir öykü... Soyadı Kahveci ama o, kendine has özellikleriyle çok farklı bir ‘Topçu’... İrfan Can Kahveci’den bahsediyoruz. Şimdiden büyük bir potansiyel olduğunu ispatlayan Gençlerbirliği’nin 21 yaşındaki yıldızı; Ümit Milli Takımımız’ın 8 numarası İrfan Can’la hikayesini konuştuk. Geçmişinde yaşadığı önemli zorluklar, geleceğiyle ilgili ise çok önem verdiği hedefleri var.

‘Babamın aldığı borçlarla buradayım’

Her futbolcunun bir hayat hikayesi vardır enteresan... Senin hikayen, hayatının dönüm noktası nedir?

“İlkokul birinci sınıfa başlamıştım. Bir arkadaşım Gençlerbirliği Spor Okulu’na gidiyordu. Ben de tabii her gün, her saat futbol oynuyorum. Futbolla yatıp futbolla kalkıyorum, çocukluk işte heves ettik arkadaşım gidiyor diye. Aileme söyledim, onlar da sağolsun kötü alışkanlıklarım olmasın diye yazdırdılar futbol okuluna, 3 ay sonra alt yapıya seçildim. Buralara gelirken yaşadığım en büyük zorluk maddi sıkıntımızdı. Babam beni 10 yıl boyunca getirip götürdü kulübe. Yeri geldi arkadaşlarından, komşulardan borç alıp yaptı bunu, hakkını hiç ödeyemem.”

‘Altyapılarda ne yıldızlar kaybettik!’

Süper Lig’de hocalar gençlere genelde şans vermeye çekiniyor. Bu konuda düşüncelerin neler? Hocalara bir mesajın var mı?

“Mustafa Kaplan çıkarmıştı bizi. Hacettepe’de güzel işler yapıp 5 arkadaşımla Gençlerbirliği’nde hocamızla başladık. 2 hafta sonra gönderilince alt yapı hocamız Osman hocayla bir maç oynamıştık. Osman hoca sağolsun, ilk defa ilk 11’de oynatmıştı ve kazanmıştık. Sonrasında İrfan Buz hocamızla birlikte güzel bir çıkışa geçmiştik. Türkiye’deki oyuncular gerçekten çok yetenekliler. Süper Lig’deki hocalarımız biraz daha sabırlı olup şans vermeliler. Ne oyuncular vardı alt yapılarımızda hepsini kaybettik, kazanmak yerine! Alt yapıda her oyuncunun eksiğine göre özel antrenmanlar yapılmalı. Bu futbolcular geliştirildi mi Türk futbolu kazanır.”

‘Yurtdışına hemen giderim’

Enes Ünal’la menaceriniz aynı. O Bursa’dan, City’ye gitti. Bir gün Batur Altıparmak, sana da yurtdışından bir teklifle gelirse cevabın ne olacak?

“Hemen gidelim abi derim. Direkt olarak yurtdışı istiyorum nasipse ve bunun çabuk gerçekleşmesini arzu ediyorum. Bir an önce oradaki herşeyden faydalanmak istiyorum. Orada daha da geliştirmek istiyorum kendimi. Kendime koyduğum bireysel hedefim yurt dışında özellikle İspanya’da üst seviyede oynamak ve başarılı olmak. Türkiyemiz’i temsil etmek ve Türk gençlerine örnek olmak. En son tabii ki, milli takımda devamlı oynamak ve inşallah kaptanlığa kadar yükselmek...”

‘Kendimin hocasıyım’

Ligin en büyük küme düşme adayıyken İbrahim Üzülmez’le çok güçlü bir takıma dönüştünüz. Bu durumu nasıl özetliyorsun?

“İbrahim hoca gelmeden önce takım içinde kopukluklar vardı. Hocamız geldikten sonra arkadaşlığımız ve özgüvenimiz arttı. Tabii sadece hocamızla değil, Selçuk abimizle birlikte takım arkadaşlığımız üst seviyeye çıktı. Bir takım için hocanın içtenliği ve iyiliği önemli. Eğer bir hoca bunları yansıtırsa takım onun için elinden geleni yapar ki, öyle de oldu. İbrahim hoca ile daha da geliştiğimi düşünüyorum. Benim mevkiimde oynayan bütün futbolcuları izliyorum, eksiklerimi görüyorum, daha iyisi olmak için çabalıyorum, eksiklerime göre çalışıyorum, onun için ‘kendimin hocasıyım’ diyebilirim.”  

‘Hleb geldi ve bana dedi ki...’

Aleksandr Hleb gibi büyük kariyerli bir oyuncuyla çalıştın bir süre, hatta yeri geldi onu yedek bile bıraktın. Neler öğrendin ondan?

“Hleb gördüğüm en yetenekli oyunculardan. Çok yaşlı tanıştım, eğer biraz daha genç tanışsaydım çok güzel olacaktı. Çok profesyoneldi. Aramızda güzel bir diyalog var. Yanılmıyorsam geçen sene Galatasaray maçıydı. Ben ilk 11’deydim, o yedekti. Maçtan önce geldi ve bana, ‘Sakin ol, sen çok iyi bir oyuncusun. Sadece basit oyna’ demişti. Çok etkilemişti o sözleri beni.”

‘Kendime Alex’i örnek alıyorum’

Örnek aldığın ya da stil olarak kendini benzettiğin bir 10 numara var mı? Hep iyi olman gereken bir mevkiidesin, pozisyonun zor çünkü...  

“İdol olarak Ronaldinho’yu çok seviyorum. Ama stil olarak Alex De Souza’ya daha çok benzetiyorum kendimi. Tabii onlar, çok üst seviye. Onlar gibi olmam için daha çok yol var. Futbol garip bir meslek. Eğer çalışmazsan illa ki sana bir yerlerde çelme takıyor. O yüzden her zaman çalışmalısın. Ekstra çalışmalara çok önem veriyorum, beni ayakta tutuyor. Onun haricinde her geçen gün duran toplarımı geliştirmeye çalışıyorum.”

‘Milli takım ortamı bambaşka’

Futbol direktörümüz Fatih Terim, A Milli Takım’a çağırdı. Sonrasında U21’e gittin. Ne zaman seni A Milli Takım’da izlemeye başlarız?

“Fatih hocamıza beni çağırdığı için, o ortamı gördüğüm için teşekkür ederim. Her genç futbolcunun hayali. Amaç orada kalıcı olmak ve Ay Yıldızımız’ı hak ettiği şekilde dalgalandırmak. Eksiğim var, onları kapatmak için çalışacağım. O zaman inşallah milli takımda uzun süre görev alacağım.”  

‘35 yaşında yapıyorsa bizim oturmamız hata’

Selçuk Şahin gibi örnek bir profesyonelle çalışmak nasıl? Takıma gelişi çok faydalı oldu. Ondan neler öğreniyorsun? Oyunculara etkisi nasıl?

“Selçuk abimiz gerçekten çok profesyonel. Yaşantısıyla, çalışkanlığıyla, yemek konusundaki seçimleriyle, her şeyiyle öyle. Bu da ister istemez bize yansıyor. İnsan kendince düşünüyor. Bu adam 35 yaşında bunları yapıyorsa, senin yapmaman gerçekten ayıp. Onun yaptığı şeyleri örnek alarak kendimizi geliştiriyoruz. Gerçekten bize çok güzel bir örnek.”

‘Ailem beni hemen borca sokuyor’

Gençler genelde çabuk para kazanınca özel hayatlarına pek dikkat etmiyorlar. Sen ne yapıyorsun bu konuda? Kazandığın parayı nasıl kullanıyorsun?

“Ben kazandığım parayla yatırım yapmaya çalışıyorum. Bu konuda ailem bana yardımcı oluyor. Kazandığım parayla direkt olarak beni borçlandırıyolar.” (Gülüyor)

‘Sanki PES oynuyorum’

“Süper Lig’de seni en fazla etkileyen isim kim oldu?

“Çok fazla kaliteli oyuncu var. Bundan 5 sene önce hepsini playstation oyununda alıyordum. Tek bir kişi söyleyemem. Sneijder, Q7, Van Persie... Hepsini alıyorduk oyunda. Şimdi ise karşılıklı oynuyoruz, sanki oyun gibi. Hayal edilemez bir duygu. gerçekten heyecan verici, çok güzel.”

‘Arabam hızlı değil ama’

Arabalara meraklı olur genelde futbolcular. Sende de var mı bu merak. Ne araba kullanıyorsun? 

“Ben de tabii ki meraklıyım arabalara. Biraz da hız merakım var ama tehlikeli tabii. İnşallah çok çalışıp, çok kazanıp istediğim arabalara bineceğim zaman gelecek. Şu an Audi A5 kullanıyorum, hız bakımından çok hızlı olmasa da rahatlık bakımından güzel araba, seviyorum arabamı.”

Senin için hazırladığımız haberler